Tarihi romanlar, tarihsel dönemi ve içerisindeki ortamı anlatan kitaplar olarak ifade edilebilir. Bu tarz romanlar geçmiş bir zamanın ruhunu, sosyal şartlarını ve mizacını olabildiğince gerçekçi ayrıntılara sadık kalarak anlatır. Yani tarihsel gerçekler, olaylar veya karakterler sanatın yaratıcılığı içerisinde okuyucuları etkileyen bir edebi esere dönüşürler.
Tarihin büyüsünü sayfalarda hissetmeniz için; tarihi roman örneklerini bu yazımızda sizler için derledik. Keyifli okumalar!
Yerli Tarihi Romanlar
1.Ateşten Gömlek – Halide Edib Adıvar

“Niçin ruhumun bu ateş gömleği sırtımdan canıma geçiyor?”
Halide Edip Adıvar tarafından yazılan Ateşten Gömlek, Türk Edebiyatı’nda Kurtuluş Savaşı üzerine yazılmış ilk roman olarak kabul edilmektedir.
Kurtuluş Savaşı’nın yanı sıra roman kahramanlarının aralarında geçen aşk ve kıskançlık gibi olayları da konu edinmektedir. Romanın baş karakteri Ayşe, İzmir işgalinde kocasını ve çocuğunu kaybetmesinin ardından İstanbul’a abisinin arkadaşı olan Peyami‘nin yanına gelir. Ayşe, Peyami ve Peyami‘nin arkadaşı olan İhsan ile Anadolu’ya geçerek Kuvay-i Milliye’ye hizmet etmeye karar verir.
Ayşe‘nin güzelliği o sırada hem Peyami‘yi hem de İhsan‘ı etkiler bu sırada İhsan, Ayşe‘ye evlenme teklif eder, Peyami ise sevgisini Ayşe’ye açıklayamamaktadır. Ayşe, İhsan‘a cevabını mücadelenin ardından vereceğini söyler fakat İhsan ve Ayşe cephede savaşıp ölürken Peyami ise savaş gazisi olmuştur. Peyami, kafasındaki kurşunla Ankara’da hastanede yatarken Ateşten Gömlek ismini verdiği anılarını yazar. Peyami‘nin ölümünden sonra doktorlar notlarını araştırır. Ayşe ve İhsan isimlerinde de kolorduda görev yapan kimseyi bulamamışlardır. Doktorlara göre Peyami, kurşunun yarattığı etkiyle bu hikayeyi yazmıştır.
2.Puslu Kıtalar Atlası – İhsan Oktay Anar
“Sana karşı hissettiklerimi anlatmama imkan yok. Bir duygu, anlaşılmıyorsa, duygu değildir…”
Puslu Kıtalar Atlası romanı, İhsan Oktay Anar tarafından yazılmış bir edebi eserdir. Eser İhsan Oktay Anar’ın diğer romanları gibi okuyucuya sıra dışı bir deneyim sunar. Bunun yanı sıra da postmodern bir anlatı tarzı vardır.
Puslu Kıtalar Atlası’nın hikayesi 18. yüzyılda geçer. Uzun İhsan Efendi, tüm dünyayı dolaşarak bir atlas hazırlamak istemektedir. Ancak buna karşın hiçbir çaba sarf etmez günün bütün saatlerini evinde geçirir, nadiren dışarı çıkar. Böylelikle de düşlerine sığınır.
Roman, gizemli olayların yanı sıra mitoloji, bilim, aşk ve entrika gibi farklı unsurları da içerisinde barındırır. İhsan Oktay Anar‘ın dikkat çekici üslubu, zengin anlatımı ve kusursuz kurgusuyla Puslu Kıtalar Atlası, okuyucuları kendine çeken bir eserdir. Roman, dönemin Osmanlı İstanbul’u atmosferini ustalıkla yansıtırken, aynı zamanda felsefi ve tarihsel sorunları da ele almaktadır.
3.İnce Memed – Yaşar Kemal
“İnsan bu dünyaya ağlayarak gelir, yeterince ağladıktan sonra da ölüp gider.”
İnce Memed, Yaşar Kemal’in en ünlü eserlerinden biridir ve dört ciltten oluşmaktadır. Roman, Cumhuriyet’in ilk yıllarında bir dağ köyünde geçen hikayeyi anlatır. Türk Edebiyatı’nın klasiklerinden biri olarak kabul edilen bu roman, Anadolu halkının yaşadığı geri kalmışlığı ve uğradıkları zulüm nedeniyle cahil bırakılmasını ele almaktadır.
Köy hayatında yaşanan sefaletle birlikte köy ağalarının tüm yöreye hakim olması ve bunların sonucu ortaya çıkan olaylar kitabın ana metnini oluşturur. Ayrıca yaşanan olaylara karşı kayıtsızlığın var olduğu bir döneme faklı bir bakış açısı da getirmektedir. Romanın baş karakteri olan İnce Memed, güçlünün zayıfa zulmettiği bir dünyada adaletin peşinde koşan ve halkın umudunu yeşerten bir kahraman olarak karşımıza çıkmaktadır.
Roman, toplumsal adalet, özgürlük ve insanlık değerleri üzerine derin bir düşünce sunar. Haksızlığa karşı durmanın insanlık onuru olduğunu vurgular.
4.Azap Ortakları – Erol Toy

“Bulutların çarpışmasından şimşek ve dahi yıldırım doğar sultanım… Bilgilerin tartışmasında ise, gerçek…”
Azap Ortakları, Erol Toy tarafından yazılan ve Türk kimliğini tanıma serüveninden oluşan üç ciltlik bir kitaptır. 1973 yılında ilk yayımlandığı dönemde katı yasaklara takılan kitap, 1980’lere kadar yoğun ilgi nedeniyle bazen yılda birkaç kez basılmıştır.
Osmanlı Devleti’nin ilk evresinde başlayan Azap Ortakları, yüzyılın ilk çeyreğini kapsayan ikinci kuruluş döneminde de sona ermektedir. Dönemin Edirne’sinden Bağdat’ına kadar da bir yolculuk sunar. Simavna Kadısı olan Şeyh Bedreddin’in etrafında dönen hikaye, gelişme ve yükselmenin ardından çöküşün de izini içerisinde barındırır. Her ne kadar baş karakter Şeyh Bedreddin olsa da dönemin önemli kimselerinin (Yıldırım Bayezıd, Timur, Mehmet Çelebi, Musa Çelebi, Molla Haydar gibi) de tanınması açısından bu kitap çok kıymetlidir. Şeyh Bedreddin’in sınıfsız toplum yaratmak hedefi çerçevesinde dönem içerisinde gerçekleşen olayların anlatımı adeta bir serüven niteliği taşımaktadır.
Diğer Yerli Tarihi Romanlar
- Romantik Bir Viyana Yazı – Adalet Ağaoğlu
- Veda – Ayşe Kulin
- Resimli Dünya – Nedim Gürsel
- Ciğerdelen – Safiye Erol
- Dokuzuncu Hariciye Koğuşu – Peyami Safa
Yabancı Tarihi Romanlar
1.Drina Köprüsü (Na Drini Cuprija) – Ivo Andric
“Gülmek bulaşıcı ve dayanılmaz bir şeydir.”
Drina Köprüsü, Ivo Andric tarafından kaleme alınmış bir eserdir. Yazar bu romanla 1961 yılında Nobel Ödülü almıştır. Roman, 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu döneminde Bosna’da yer alan Vişegrad kasabasında bulunan Drina Nehri üzerindeki bir köprü etrafında geçen hikayeyi anlatır. Drina Köprüsü’nün yapımıyla başlayan hikaye 400 yıldan fazla bir süre boyunca köprünün etrafındaki olayları ve kişileri konu edinmektedir. Köprünün yapımıyla birlikte kasabanın hayatı ve sosyal dokusu da değişir. Roman, köprünün bulunduğu bölgede yaşayan çeşitli karakterlerin hayatlarına odaklanarak onların deneyimledikleri aşk, acı ve trajedileri anlatır.
Drina Köprüsü, hem tarihi hem de toplumsal olayları anlatarak Bosna’nın ve Balkanların karmaşık geçmişini yansıtmaktadır. Roman, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bölgeye hakim olması, Birinci Dünya Savaşı, Balkan Savaşları gibi olaylarla da bağlantılıdır. Bosna’nın tarihi ve kültürel zenginliğini anlamak isteyenler için önemli bir eser niteliğindedir.
2.Schindler’in Gemisi (Schindler’s Ark) – Thomas Keneally
![]()
“Dünya bir ömür içerisinde nasıl bu kadar değişebilir?”
Schindler’in Gemisi, Thomas Keneally tarafından yazılan bir romandır. 1982 yılında yayımlanan bu roman, Oskar Schindler adlı Alman işadamının gerçek hayat hikayesini anlatmaktadır. Schindler, Polonya’daki Yahudilerin Nazi Toplama Kamplarına gönderilmesini önlemek için onları çalıştırdığı fabrikaya işçi olarak alır. İnsanları da hayatta tutmak için varını yoğunu ortaya koyar.
Gerçek bir hikayeden uyarlanan Schindler’in Gemisi, Oskar Schindler‘in savaş sırasında yaptıklarını vurgulayarak insanlığın gücünün ve umudunun yitirilmediğini vurgular. Büyük övgüler toplayan roman, 1993 yılında Steven Spielberg tarafından Schindler’s List (Schindler’in Listesi) adıyla sinemaya uyarlanmıştır. Büyük bir başarı elde ederek de çeşitli ödüller kazanmıştır.
3.Dünyanın Uğultusu / Bir Katedralin Öyküsü (The Pillars Of The Earth) – Ken Follett
“Gökyüzünün rengi siyahtan griye dönüştü.”
Dünyanın Uğultusu / Bir Katedralin Öyküsü, Ken Follett tarafından yazılan bir tarihi kurgu romanıdır. Roman, 12. yüzyılda İngiltere’de geçmektedir. Gotik dönemdeki bir katedralin inşasını konu alır. Sıradan insanların kilise, aristokrasi ve siyasi olaylar arasında geçen karmaşık hayatlarını ve ilişkilerini anlatmaktadır. Hikâye, toplumsal sınıf farklılıkları, dini çatışmalar, entrika ve aşk gibi temaları işlemektedir.
Bir Katedralin Öyküsü, başlangıçta 12. yüzyılda Kral Stephen ve Kraliçe Maud arasındaki taht kavgalarının gölgesinde geçen bir dönemde, Kingsbridge adında bir İngiliz kasabasında başlamaktadır. Hikaye hayırsever karakter Prior Philip ve taş ustası olan Tom Builder‘ın gözünden devam eder. Roman, Orta Çağ’ın atmosferini canlandırırken Gotik mimarinin ve katedral inşasının detaylarına da yer vermektedir. Aynı zamanda kilisenin gücünü ve etkisini, dönemin toplumsal yapısını sınıf farklılıklarıyla birlikte ele almaktadır.
4.Rüzgar Gibi Geçti (Gone With The Wind) – Margaret Mitchell

“Erkeklerin söyledikleri başka, düşündükleri başkadır.”
Rüzgar Gibi Geçti, Margaret Mitchell tarafından yazılan ve 1936 yılında yayımlanan tarihi bir romandır. Amerikan İç Savaşı döneminde Güney’in çöküşünü ve Atlantik kıyısında bir ailenin hikayesini anlatan roman, savaşın ve yenilginin yıkıcı etkilerini göstermektedir. Ayrıca hikaye aşkın gücünü ve insanların değişen dünyaya nasıl uyum sağladığını da anlatmaktadır.
Ana karakter güçlü, inatçı ve karmaşık bir kadın olan Scarlett O’Hara‘dır. Zengin ve etkili bir aile olan Tara ailesinin kızıdır. Evinin ve topraklarının korunması için mücadele etmek zorunda kalan Scarlett, aşık olduğu Ashley Wilkes ile evlenemeyince kaba fakat etkileyici olan Rhett Butler ile karmaşık bir ilişkiye sürüklenir. Rüzgar Gibi Geçti, Amerikan Edebiyatı’nın en ünlü eserlerinden biri olarak kabul edilir ve büyük başarı elde etmiştir. Ayrıca 1939 yılında aynı adla sinemaya uyarlanmış, büyük ilgi görmüş ve birçok ödül kazanmıştır.
Diğer Yabancı Tarihi Romanlar
- Kurtlar Hanedanı – Hilary Mantel
- Aslan Asker Şvayk – Jaroslav Hasek
- Doğu’nun Limanları – Amin Maalouf
- Middlesex – Jefftey Eugenides
- Minyatürcü – Jessie Burton






