Büyük Selçuklu Devleti’nin Kökeni ve Tarih Sahnesine Çıkışı

Editör:
Ayşe Olgun
spot_img

Tarihi ile göz kamaştıran devletlerden birisi olan Büyük Selçuklu Devleti’nin kuruluşu 1040’da Dandanakan Savaşı ile başlamış olsa da, devletin kökeni Oğuzlara dayanmaktadır.

Oğuzlar – Oğuz boyları şeması, sosyalciniz

Büyük Selçuklu Devletinin Kökeni

Selçuklular, 9 ve 10.yüzyıllarda Türkistan, Horasan, İran, Afganistan, Irak, Suriye ve Anadolu’da bölgeler halinde hüküm sürmüş olan devletin ve onu yöneten hanedanın adıdır. Selçuklular, 24 boydan oluşan Oğuzların Üçok Kolu’nun “Kınık” boyuna mensupturlar. Aral Gölü ve Hazar Denizi kıyılarından Sir suyu kavşağına kadar geniş bir ülkede yurt tutmuşlardı ve Oğuzlar arasında yaşıyorlardı. Genellikle göçebe ya da yarı göçebe hayat sürmekteydiler. Oğuzların Yengikent, Cend, Sabran, Sütkent, Atlıh, Şalcı, Ordu, Balaç gibi birçok şehirleri vardı. Şamani inançlarına bağlıydılar. İslamiyet’in ilahlık anlayışına uygun olarak “bir Tanrı’ya”, onun kadir – i mutlak olduğuna, ahiret hayatına ve cennete inanıyorlar; öteki dünyada önemine inandıkları için de kahramanlarını at ve silahlarıyla gömüyorlardı. Hazar ve Bulgar ülkelerine giden kervan yolları üzerinde bulunmaları sayesinde Müslümanlarla iktisadi ve kültürel münasebetlere geçmişlerdi. Müslümanlara hayvan mahsulleri satıyorlar, onlardan mamul eşya alıyorlardı. Bu sayede İslam kültür ve medeniyetiyle tanışmışlardı.

Selçukluların bilinen ilk atası Dukak’tır. Yenikent yabgusunun (Türk Kağanlığı döneminde kağandan sonra gelen en üst düzey yönetici) hizmetinde sübaşı (eski Türklerde güvenlik görevlisi) olarak görev yapmıştır. Usta savaşçılığı sebebiyle –demir yaylı– unvanı ile biliniyordu. Ölümü üzerine oğlu Selçuk sübaşı olmuştur. Torunları tarafından kurulan devlet onun adına istinaden Selçukiyyan, Selaçıka, Al-i Selçuk gibi isimlerle anılmıştır.

Selçuk Bey’in dört oğlu vardı. Bunlardan büyük olanı Mikail, Tuğrul ve Çağrı Beylerin babasıydı ve genç yaşta şehit olmuştu. Arslan Yabgu, Musa İnanç ve Yusuf Yinal diğer oğullarıydı. Arslan Yabgu, Türkiye Selçuklularının atası olması bakımından önemli bir kişidir. Kutalmış ve Resul Tigin’in de babasıdır.

Alparslan, Haberturk

Büyük Selçuklu Devleti’nin İlk Başbuğu Selçuk Bey ve Veliahtları

Büyük Selçuklu Devleti’nin temelleri devletin kurucusu ve ilk başbuğu olan Selçuk Bey tarafından 1020’li yıllarda atılmıştır. Babasının ölümünden sonra onun yerine geçen Selçuk yetenekleri sayesinde kısa sürede devlet içerisinde yetkin konuma gelmiştir. Devlet içerisindeki bazı kimseler onun bu etkinliğinden rahatsız olmuştur. Hayatının tehlikede olduğunu fark eden Selçuk Bey, adamlarıyla birlikte İslam ülkelerine sınır olan Cend şehrine göç etmiş ve sonrasında Müslüman olmuştur. Bölgede Sasaniler ve Karahanlılar büyük mücadele içindeydiler. Selçuk Bey bu mücadelelere dahil olup her iki tarafa da asker gönderiyor karşılığında da geniş bozkırlar ve yaşam alanları elde ediyordu.

Karahanlıların Sasanileri tamamen yıkmasıyla Selçuk Bey’in elde ettiği bozkırlar ve yaşam alanları Selçuklular ve Kınık Boyu’nun resmi hakimiyet alanı olmuştur. Sasanilerden boşalan bölgeyi ele geçiren Selçuk Bey, tebaası ile birlikte Horasan’a yerleşip burayı yurt edinmişlerdir. Artık Selçuk Bey ve Kınık Boyu hakimiyet alanlarını kesinleştirmiş bir beylik olmuştu. Selçuk Bey uzun ve başarılı bir ömürden sonra 100 yaşında vefat etmiştir.

10.yüzyılın sonunda Maveraünnehir’de siyasi durum, tarihikadim

Selçuk Bey’den sonra yerine oğlu Arslan Bey geçmiştir. Devraldığı bu büyük ve güçlü beyliği daha da büyütüp güçlendirerek Büyük Selçuklu Devleti’nin temellerini atmıştır. Samani – Karahanlı mücadelesinde Samanilere destek verip Karahanlıları yenilgiye uğratan Arslan Bey, bunların karşılığında Buhara – Semerkand arasında bulunan Nuh köyünü Selçuklu beyliğine dahil etmiştir. Sasanilerin tamamen yıkılmasından sonra onlara ait olan bölgeler Selçuklu Beyliği hakimiyetine girmiştir.

Karahanlılar iç karışıklık ve saltanat mücadelesi verirken hükümdarlarının vefatından sonra varislerden biri olan Ali Tigin Arslan Bey’den destek istemiştir ve ikisi birlikte Buhara’ya girmişlerdir. Bu stratejik hareketle birlikte Selçuklu Birliği Buhara Kenti’nde de yerleşme olanağı bulmuştur. Arslan Bey’in giderek güçlenmesinden endişe duyan Karahan ve Gazneli Devletleri hükümdarları işbirliği yaparak Arslan Bey’i tuzağa düşürmüş ve Kalincar Kalesi’ne hapsetmiştir. Arslan Bey’in ölümünden sonra Kınık Boyu güç kaybedip diğer beyliklerin tebaası haline gelmiştir. Arslan Bey’den sonra yerine gelen yeğenleri Tuğrul ve Çağrı Beyler Selçuklu Beyliğini Büyük Selçuklu Devleti haline getirecekti.

Tuğrul ve Çağrı Bey’ler, bilgitara

 Büyük Selçuklu Devleti’nin Tarih Sahnesine Çıkışı

Tuğrul Bey, dedesi Selçuk Bey’in 960 yılında Büyük Selçuklu Devleti’nin ilk ateşini yaktığı tarihten 77 yıl sonra 1037 yılında tüm dünyaya ilan ederek Türk tarihinin en önemli kilometre taşlarından birisi olacak tarihsel süreci başlatmış oldu. Samani Devletinin tamamen yıkılmasıyla beraber Tuğrul ve Çağrı Beylerin yönettiği Selçuklu Beyliği yerleşik olarak yaşadığı coğrafyada güçlenmiş, dönemin en büyük Türk Devletlerinden birisi olan Gazneli Devletinin hakimiyeti altında olan Horasan bölgesinden yayılarak Gazneli Devletini mağlup etmiş Nişabur kentinde Büyük Selçuklu Devleti’nin bağımsızlığını ilan etmişlerdir (1037).

Gazneli Sultan’ı Mesut Han Selçuklar tarafından iki savaşta yenilgiye uğratılmış ve otoritesi sarsılmıştır. Selçuklulara karşı kesin bir zafer kazanmak için Dandanakan Savaşına girmiş ancak bu savaşta da yenilgiye uğrayarak saltanatını kaybetmiştir. Gazneli Devleti, Mesut Han’ın yokluğunda sahipsiz kalarak zayıflamış ve yıkılarak tarih sahnesinden çekilmiştir. Aynı tarihlerde bir diğer Türk Devleti Karahanlılar da giderek zayıflamış ve zamanla bölünerek yıkılmıştır. Böylece Selçuklu Devleti Türk Dünyası’nın yegane gücü haline gelmiştir (1040).

Gazneli Devleti’nin yıkılmasından sonra Selçuklular, devletin hem hazinesini hem de geniş bir bölgeyi hakimiyetleri altına almışlardır (1040).

Tuğrul Bey, Nişabur’a geldiğinde Gazneli Sultan Mesud’un tahtına oturdu (Haziran 1038). tarihikadim

Selçukluların hakimiyet alanları Horasan, Merv, Fergana, Tohoristan ve Zemindaver şehirlerini içine alan geniş bir coğrafyaya ulaşmıştır (1041). Artık bağımsız bir devlet olan Selçuklu Devleti, sahip olduğu hakimiyet alanlarını batı ve kuzeye doğru genişletmek için komşusu Karahanlılar ile karşı karşıya gelmişti. Karahanlılar için çok büyük bir öneme sahip olan Horasan’ın Selçuklular tarafından sahiplenilmesi Karahanlılar içerisinde iç karışıklık çıkmasına neden olmuştur. Uzun süredir Gaznelilerden almaya çalıştıkları Horasan’ı Selçuklulara karşı kaybeden Karahanlılar bunun için saltanat ailesini suçlamış ve ülke ikiye bölünmüştür (1042).

Türk Dünyası artık Büyük Selçuklu Devleti’nin başında olduğu bir döneme giriyordu. Tuğrul ve Çağrı Bey’ler, Büyük Selçuklu Devleti’nin hakimiyet alanlarını genişletmek için yoğun seferler düzenliyorlardı. Doğu’da Gazneli Devletine olan seferler 1050 yılına kadar devam etmiş, Karahanlılar ise Büyük Selçuklu Devleti’nin üstünlüğünü kabul ederek iyi ilişkiler içine girmişti. Doğu ve Kuzey cenahlarda otorite kurulmuş, sıra batı sınırlarının genişletilmesine gelmişti. Hedef İran coğrafyasıydı. Tarihte az görülen bir süratle gerçekleşen bu seferler, art arda ve mutlak galibiyetlerle İç Asya ve Orta Doğu’yu Türk yurdu haline getirmeye başlamıştır.

Selçukluların Orta Doğu’da hüküm sürdüğü bölgeler, listelist

Yalnızca bir yıl içerisinde 1200 km uzunluğunda, 1.100.000 km2 lik bir coğrafyayı Büyük Selçuklu Devleti’nin topraklarına dahil etmeyi başaran Tuğrul ve Çağrı Bey’ler, Büyük Selçuklu Devleti’ni cihan devleti haline getirdiler. Tuğrul ve Çağrı Bey’ler liderliğindeki Büyük Selçuklu Devleti’nin önlenemez ilerleyişi bölgedeki tüm dengeleri değiştiriyordu. Selçuklular 1050’li yıllarda akınlarına yeniden başladılar. İran coğrafyasının tam anlamıyla hakimi durumuna gelmişler ülkenin sınırları batıda Bizans, Kuzeyde Gürcistan, Güneyde Abbasiler, Doğu’da Kaşmir hattına ulaşmıştı. Yalnızca 20 yıl gibi kısa bir süre içinde Asya’nın dörtte birine hakim olan Selçuklular gözünü artık batıya, Bizans topraklarına dikmişti.

Büyük Selçuklu Devleti İslam Dünyası’nın da en önemli aktörü haline gelmiştir. Mezhep çatışmalarıyla boğuşan İslam Dünyası Arap Yarımadası’ndan dışarı çıkamıyordu. Selçukluların Orta Doğu’daki mutlak hakimiyeti Arap Yarımadası’nda varlığını devam ettiren Büveyhoğullarının baskısı altında olan Abbasiler için umut olmuştu. Mezhep farklılıklarının tetiklediği politik etkenler nedeniyle Büveyhoğulları ve Abbasiler mücadele içine girmişlerdi. İslam Dünyası’nın liderliği Abbasilerin himayesinde bulunan Hilafet Makamında idi. İslam Dünyası’nın halifesi Kaim, Abbasilerin içinde bulunduğu zor durum için Tuğrul Bey’den yardım talep etmiş ve Tuğrul Bey, bizzat ordusunun başına geçerek Büveyhoğullarının Abbasiler üzerindeki baskısını ortadan kaldırmak için Bağdat’a girmiştir. Selçuklularla baş etmesi mümkün olmayan Büveyhoğulları Bağdat’ı terk etmiştir (1055).

Büyük Selçuklu Devletini Cihan devleti haline getiren Tuğrul ve Çağrı Bey’ler hakimiyetleri altına aldıkları coğrafyalardaki idari ve toplumsal yapılanmayı oluşturarak bu bölgeleri tam anlamıyla Türk Yurdu haline getirmişlerdir. Otuz Yıllık hakimiyetlerinin ardından Ortak Kağan Çağrı Bey 1060, Büyük Kağan ve Sultan Tuğrul Bey 1060 yılında Türk Dünyasına bir Cihan Devleti bırakarak vefat etmişlerdir.


Kaynakça

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.