Burak Aksak’ın kaleme aldığı öykülerden oluşan eserden en güzel alıntıları sizler için derledik. Keyifli okumalar!
- Ben bu dünyanın düzenini değiştirecek olanım. (s.13)
- Gerçek. Çok gerçek. Fazlasıyla gerçek. Sahte bir gerçeklik algısıyla çevrelenmiş her bir yanımız. Bu kadar gerçeğin karşısında daha fazla güçlü kalamıyordu hayallerimiz. (s.13)
- Mutsuzluğun saati olmaz çünkü. Geceyle gündüzün mutsuzluğu arasında hiçbir fark yoktur. İnsanlar gündüzleri sokaklara saçarken geceleri duvarların arasına sıkıştırırlar mutsuzluklarını. (s.23)
- Ben neredeysem orası aslında olmamam gereken yerdir. Genelde böyle hissederim. (s.41)
- Evet, insanlar kendilerini saran sıkıntıdan kurtulmak için aşık olurlar. Bir boşluğu doldurma çabası. Dünyayı var eden tüm duygu katmanlarını bir kenara bırakıp tek bir kişinin yanında olma isteği. İşte bu andan sonra, Dünya’nın Güneş etrafında dönmesi başlar. Ortada aşk olmasa bu hareketlilik de olmayacak. Gece-gündüz karmaşasına da girilmeyecek hatta ama yapacak bir şey yok. Aşk diye bir şey var. Aşkın olmadığı yerde sıkıntı var. Sıkıntı ile yaşayabilse insan, tüm sorunların hallolma potansiyeli var. Gerçek aşka kavuşabilse insan, güneşle dünyanın kucaklaşması var. Romantik gibi görünse de tehlikeli bir durum bu. Her şey bir denge meselesi. Aşık oldun diye galaksinin dengesini bozmaya ne hakkın var? (s.47)
- Birazdan hava aydınlanacak. Bu işe en çok, yanmayan o patlak sokak lambası sevinecek. Kendini gereksiz hissetmenin nasıl bir his olduğunu bilirsin.
Ayakların üşümeyi bıraktığı zaman bahar gelmiş olacak Önce çiçek açıp ardından kiraz verecek kapının önündeki ağaç. Ve kimse toplamadığı için tek tek çürüyüp dökülecekler. Zamanla çürümenin ne demek olduğunu da gayet iyi bilirsin. (s.49) - Ne kadar unutmaya çalışırsan çalış, yine de kaşıyacaksın en acıyan yerlerini. Bu yüzden yaran hiç kapanmayacak. (s.49)
- Hiçbir şey yapmadan 10 dakika kendimi dinlemeye çalıştım. 3. dakikada kendime tahammül edemeyip yataktan kalktım. (s.75)
- Bu tür şeyler büyüdükçe önem kazanmaya başlıyor galiba. Adı, yaşı, etnik kökeni, dini inancı, politik görüşü falan… Bu yüzden büyüdükçe yalnızlaşıyor insan. Bu yüzden tüm çocukların gülümsemesi sahicidir. (s.125)
- Bu dünya çocukların büyük umutları için fazla küçük bir yer. Bu dünya küçük mutluluklara bile tahammül edemeyecek kadar çirkin bir yer. Bu dünyada masal kahramanlarına yer yok. Bu dünyada çocuklar, çok fazla büyükler. (s.134)
- Ama en azından hayatımı mahvetmek için kimseye ihtiyacım yok. Kendi kendime gayet iyi bir şekilde becerebiliyorum bu işi. (s.136)
- Ruhunun eksik olan parçasını gördü ona bakarken. (s.143)
- Geçmişten gelen bir ses, bir koku, tüm o kayıp zamanı yakalamaya yeter mi? Hayat, bıraktığın yerden devam etmiyor ne yazık ki. (s.147)
- 3 sezon gider denen ama 3. bölümde yayından kaldırılan diziyim ben. Tek rakamla kaçan büyük ikramiye, tek atla yatan altılı kuponu, son saniye yediği golle şampiyonluğu kaçıran takımım. (s.154)
- Bu delirmiş dünyada tek başınasın, herkese ve her şeye rağmen hala hayattasın. (s.160)
- Yalnızlık iyidir. Biri gelip de karşındaki boş sandalyeyi istemediği sürece… Durduk yere yalnızlığını hatırlatır insana. (s.164)
- Böyle kapalı havalar tehlikelidir. Bulutlar sadece yağmuru değil, geçmişini de getirip serer insanın önüne. (s.173)
- Çünkü hiçbir zaman sıfırdan başlayamazsın hayata. Her dönüş biraz daha eksiltir seni. (s.176)
- Ama ne kadar berbat olursa olsun yine de yaşamak vazgeçilmez bir uğraş. (s.177)
- Hayatım boyunca koştum. Hiçbir yere varamadığımı fark ettiğim zaman, aslında kendimden kaçmak için koştuğumu da fark ettim. (s.186)
- Kafamın içi kimsesizler mezarlığı. Unutmak istediğim ne varsa hepsi kafamın içinde. Ne kadar unutmak istesem de mezar taşları sürekli gözümün önünde. (s.197)
- İnsanın kaçacak denizi olmalı. O su temizler her şeyi. (s.198)
- Yaşlanmak, geleceğini düşlemeyi bırakıp geçmişini düşünmekle başlıyor. Yaşlanıyorum. (s.200)
- Her sabah umutla yeni bir güne başlayıp her gece ne kadar boktan bir dünyada yaşadığımı fark ediyorum. (s.213)
- “Önce çocuklar ve kadınlar!” diye bağırmış olmalı biri. Bu kadar ölümün başka bir açıklaması olamaz. (s.223)
Aksak, Burak. Ben Orada Değildim Üstelik Siz De Yoktunuz. Küsurat Yayınları: İstanbul. 2019