Fantastik gençlik dizisi Buffy the Vampire Slayer, 1997 yılında televizyon ekranlarında boy göstermeye başladı ve bir nesli kendi dönüştürücü etkisi altına aldı. Dünyayı iblislerden kurtarmak üzere seçilen Vampir Avcısı Buffy‘le arkadaşlarının maceralarını anlatan dizi 2003 yılında ekranlara veda etmiş olsa da kendine has mizahı, işlediği temalar ve kız gücü odaklı yenilikçi yaklaşımıyla televizyon tarihindeki ikonik yerini koruyor. Buffy the Vampire Slayer’ın akıllarda en çok yer eden yanıysa derinlikli ve karmaşık karakterleri ve onların gelişim öyküleri. Ama bu karakterleri biz anlatmayalım, bırakalım da şarkılar anlatsın. Buffy the Vampire Slayer karakterleri bir şarkı olsaydı hangisi olurdu?
Bazı spoilerlar tadınızı kaçırmasın diye yazıyı okumadan önce diziyi izlemenizi tavsiye ederiz.
Buffy Summers – Dağları Deldim
Buffy gibi karmaşık ve gelişim gösteren bir karakteri tek bir şarkıya indirgemek pek mümkün değil. Bununla birlikte Buffy’nin hikayesinde mücadele, yalnızlık ve kendine duyduğu inanç ön plana çıkıyor; dolayısıyla onun için seçeceğimiz şarkı da bunları ele almalı. Genç yaşında “seçilmiş kişi” olmanın ağırlığını sırtlanan Buffy, arkadaşlarından destek alsa da pek çok zorlukla kendi başına mücadele etmek zorunda kalıyor. Olması gereken kişiye dönüşmek, sevdiklerini korumak ve sorumluluklarını yerine getirmek için dağları da deliyor, çölleri de aşıyor. Henüz ergenliğini yaşayan bir kızken iblisleri ve kötüleri bir bir alt ediyor. Kalbinde aşka yer olsa da Buffy, yeri geldiğinde bağrına taş basıp hayatının aşkına karşı durmayı da biliyor ve kendini var etmeyi önceliyor.
Dağları deldim, tek başıma
Çölleri aştım, bir tek ben Erleri yendim, kız başıma Sende yıkılmamRupert Giles – Englishman in New York
Okulun kütüphanecisi ve Avcı’nın gözetmeni Giles, Buffy ve arkadaşları için şefkatli bir baba figürü gibidir. Büyü, tarih ve yabancı diller gibi pek çok konuda bilgili bu karakter; teknolojiye burun kıvıran ve kitapları bağrına basan bir gelenekçidir. Titiz ve resmi giyimi, kibar tavırları, düzgün konuşması, duygusal mesafesi, soğuk alaycılığı ve ciddi mizahı gibi pek çok özelliğiyle tipik bir İngilizdir ve etrafını çevreleyen Amerikanların içinde farklılığıyla göze çarpar. Oldukça “beyefendi” bir portre çizse de karanlık güçlere karıştığı asi bir gençliği olmuştur ve ileri yaşlarında da gerek gördüğünde sert ve yırtıcı yönünü açığa çıkarır. İlerleyen yıllarda bir büyü dükkanı açan Giles, aynı zamanda bir klasik rock hayranıdır ve kendisi de müzik yapar.
If ‘manners maketh man’ as someone said
[Eğer insanı insan yapan gerçekten adabıysa] He’s the hero of the day
[Odur günün kahramanı] It takes a man to suffer ignorance and smile
[Cehalete katlanmak ve gülümsemek için bir adam olmak gerek] Be yourself no matter what they say
[Kim ne derse de kendin ol]
Willow Rosenberg – Dark Horse
Buffy’nin en yakın yakın arkadaşı ve grubun beyni olan Willow; oldukça çalışkan, iyi niyetli, nazik ve kurallara karşı gelmekte zorlanan bir karakterdir. Bu sebeple zaman zaman zorbalığa ve alaylara da maruz kalır. Cadılıkla ilgilenmeye başladığında ise kendi içindeki gücü keşfeder, özgüven kazanır, kadınlardan hoşlandığını fark eder ve hayatının aşkıyla tanışır. Zamanla büyünün karanlık taraflarına yönelmesi ve yaşadığı kayıplar onu oldukça tehlikeli ve korkutucu bir hale getirir. Sevgi dolu ve düşünceli bir arkadaş olan, dünyayı defalarca felaketten kurtaran Willow’u en zayıf anları ve bağımlılığı üzerinden tanımlamak adil olmaz. Bununla birlikte eriştiği muazzam güç ve karanlık potansiyeli dikkate alınınca Willow’a bulaşmamak için herkesin ayağını denk alması gerekir.
‘Cause her love is so strong
[Çünkü onun sevgisi çok güçlü]
You might fall in love when you meet her (meet her)
[Tanıyınca ona aşık olabilirsin]
If you get the chance, you better keep her (keep her)
[Eğer bir şansın olursa onu tutsan iyi edersin]
She’s sweet as pie, but if you break her heart
[Tatlı mı tatlıdır o ama eğer kalbini kırarsan]
She turn cold as a freezer (freezer)
[Buz gibi soğuk birine döner]
Xander Harris – I’m Just Ken
Şakacı ve rahat tavırlarıyla ön plana çıkan Xander; Buffy ve Willow’la birlikte Scoobie Çetesi‘nin en önemli üyelerindendir. Başta Buffy’nin beğenisini kazanmak için kırk takla atsa da zamanla aralarındaki arkadaşlığı takdir etmeyi öğrenir. Etrafı doğaüstü güçlere sahip kadınlarla çevrili genç bir erkek olarak kimliği, değeri ve dünyadaki yeri konusunda uzunca bir süre bocalar Xander. Onun mücadelesi, olduğu kişiyi kabul etmek ve efsanelere konu olacak bir hayatı olmasa da “sadece Xander” olarak ne kadar önemli olduğunu fark etmektir. Xander sadık ve güvenilir bir dosttur, gerektiğinde açık sözlüdür, iyi bir gözlemcidir ve popüler kültürden iyi anlar. Kapıyı bacayı tamir etmekte mahir olduğu gibi ilişkilerinde de onarıcı bir rol üstlenir.
I’m just Ken (and I’m enough)
[Ben sadece Ken’im (ve ben yeterliyim)]
And I’m great at doing stuff
[Ve ben bir şeyler yapmakta harikayım]
Spike – I Wanna Be Your Slave
“I Wanna Be Your Slave” şarkısı, Spike’ın dilinden Buffy’e yönelik bir çağrı adeta. Tıpkı şarkıdaki gibi Spike da Buffy’e karşı çelişki dolu arzular besler. Yeni tanıştıklarında bu arzu, onu yok etmeye yöneliktir. Zaman içindeyse onunla birlikte olabilmek için her şeyi göze alacak hale gelir. Başta tehlikeli bir vampir, cani bir katil ve azılı bir düşmanken zamanla denize düşenin sarıldığı bir yılan, işe yarar bir müttefik, gülünç bir zavallı ve kahraman rollerini de üstlenir ve tezatlarla dolu bir karakter sergiler. Değişmeyen yanıysa saplantılı tutkusu ve romantik eğilimleridir. Buffy’i elinde tutabilmek için kimi zaman onun efendisi kimi zamansa kölesi olan Spike, ona karşı duyduğu hislerin etkisiyle ruhuna sahip çıkmaya ve “iyi çocuk” olmaya çalışır. Tıpkı şarkıdaki gibi, o da kurtuluşu arayan bir şeytandır.
I wanna be your slave, I wanna be your master
[Senin kölen olmak istiyorum, senin efendin olmak istiyorum]
I wanna make your heartbeat run like rollercoasters
[Kalbini hız trenleri gibi attırmak istiyorum]
I wanna be a good boy, I wanna be a gangster
[İyi bir çocuk olmak istiyorum, gangster olmak istiyorum]
‘Cause you could be the beauty and I could be the monster
[Çünkü sen Güzel olabilirdin ve ben de Canavar]
Angel – Bring Me To Life
Angel; getirdiği yıkımı bilmekle lanetlenmiş, ruh sahibi olmakla cezalandırılmış istisnai bir vampirdir. Kendisinden, yaptıklarından ve yapabileceklerinden iğrenen Angel, bu yüzden gölgelerin içinde yapayalnız ve kasvetli bir hayat sürer -ta ki Buffy’le tanışana kadar. Bu cesur, açık yürekli ve iyi kalpli kızla tanışmak ona bir umut ve amaç verir. Aralarında gelişen ve güçlenen ilişki Angel’ı adeta hayata döndürür fakat aralarında birinin vampir, diğerinin vampir avcısı olmasından da büyük bir engel vardır: Angel’ın laneti, Buffy’le “gerçek bir mutluluk anı” yaşadığında ruhunu ondan söküp alır ve Angel’ı yeniden kana susamış, cani bir vampire dönüştürür. Yani Angel, olduğu kişiyi ve hayatta olma hissini Buffy’e borçludur ama bu kişi olmayı sürdürmek için ondan uzak durmak zorundadır. “Bring Me To Life” şarkısı, tıpkı Buffy ve Angel’ın ilişkisindeki gibi ruhsuz bir hayattan aşkla kurtulmayı ve sevgilinin yakarışını anlatır.
Wake me up inside (save me)
[Beni içeriden uyandır (beni kurtar)] Call my name and save me from the dark (wake me up)
[Adımı söyle ve beni karanlıktan kurtar (beni uyandır)] Bid my blood to run (I can’t wake up)
[Kanımı akmaya davet et (uyanamıyorum)] Before I come undone (save me)
[Ben çözülmeden öne (beni kurtar)] Save me from the nothing I’ve become
[Beni dönüştüğüm hiçlikten kurtar]
Faith Lehane – Bad Girls
Bağımsızlığına düşkün, kurallara ve yoluna çıkan herkese meydan okuyan Faith; güçlü ve cazibesinin farkında bir “kötü kız” rolü oynar. Tıpkı şarkıdaki gibi hızlı yaşayıp genç ölmeye meyilli bu karakter, sıklıkla düşünmeden hareket eder ve risk almaktan çekinmez. Buffy için Avcı olmak bir sorumlulukken Faith bunu bir ayrıcalık olarak görür ve dünyaya boyun eğdirmek için bundan sonuna kadar faydalanır. Buffy kendisini seven ve destekleyen insanlara sahipken Faith’in yapayalnız olması da bu iki genç kız arasında dikkat çekici bir farktır. İkili arasındaki ilişki, Faith’in karakter gelişimine paralel olarak arkadaşlık ve rekabet arasında karmaşık bir rol izler.
Who’s gonna stop me when I’m coming through?
Ben sonuca ulaşırken beni kim durduracak?
What we got left is just me and you
Elimizde kalan sadece sen ve beniz
But if I go to bed, baby, can I take you?
Ama yatağa gidersem, bebeğim, seni de alabilir miyim?
Kaynakça
Chambers, Lisa. “Catch Up With the Cast of ‘Buffy the Vampire Slayer’ — See the Stars Then and Now!” First for Women. 6 Aralık 2023, Web. [Öne Çıkan Görsel]