Bu Sabahların Bir Anlamı Olmalı: Freudcu Analiz ve Pozitif Psikoloji Perspektifi

Editör:
Sibel Sancaklı, Gizem Yürük
" hide_table_content="td_encvalW2dpemxlXQ=="]

Her insan zaman zaman yeni bir güne uyanmakta zorlanır. Özellikle varoluş sancısı çektiğimiz sabahlarda ve içimizde bir boşluk ya da hüzün taşıyorsak. 2000’lerin başında Türk rock müzik sahnesinde ses getiren Vega grubunun “Bu Sabahların Bir Anlamı Olmalı” şarkısı, böyle anlarda hissettiklerimizi dillendiriyor. Tekrar tekrar dinlenen bu parça, yalnızlık, özlem ve umut duygularını aynı potada eriterek geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. Peki, neden bu şarkı bizi bu kadar etkiler? Bu şarkıyı Sigmund Freud’un psikanalitik kuramının kavramları ve pozitif psikoloji bakış açısı ile ele almak mümkün mü? Bilinçdışından savunma mekanizmalarına, bastırılmış duygulardan umuda uzanan bir yolculukla hem şarkının derin anlamlarına inebilir hem de gündelik hayatımızla bağlantılarını keşfedebiliriz.

“Bu sabah bir umut var içimdeNasıl olsa geri gelirsin diye”

Freud Etkisi: Bilinçdışı, Rüyalar ve Savunma Mekanizmaları

Vega Solistin siyah beyaz fotoğrafı
Kaynak Vega

Sigmund Freud, insan zihninin büyük bir bölümünün bilinçdışı süreçlerle yönetildiğini öne sürmüştür. Bilinçdışı; farkında olmadığımız, fakat davranışlarımızı etkileyebilen duygu, düşünce, dürtü ve anıları barındırır. Freud; özellikle rüyaların, bastırdığımız dilek ve arzuların sahneye çıktığı özel bir alan olduğunu söyler. Vega’nın Bu Sabahların Bir Anlamı Olmalı şarkısında geçen “‘Uyan’ dedi bir ses, ‘uyan’, o burada” ifadesi tam da bu kuramı akla getirir.

Freud’un kuramında bir diğer önemli kavram savunma mekanizmalarıdır. Bu mekanizmalardan biri olan inkâr, kişiyi sarsacak gerçeği reddederek zihinsel dengemizi korumaya çalışır. Şarkıda “her şey yerli yerinde yine” sözleri bu inkâr temasını hissettirir. Sabah uyanıldığında hala bir umut besleniyor olması (“nasıl olsa geri gelirsin diye”) aslında gerçeğin – yalnızlığın – bilinçdışında bir süreliğine inkâr edildiğini düşündürüyor. Freud’un en temel savunma mekanizması olarak tanımladığı bastırma da burada devreye giriyor.

Psikanalitik Bir Okuma: Bilinçaltı İfadeler ve İçsel Çatışmalar

Vega- Bu sabahların bi anlamı olmalı plak görseli
starson45sblogspotcom

Psikanalitik eleştiriyle incelediğimizde, sözlerin derinlerinde yatan bilinçaltı mesajları ve karakterin yaşadığı içsel çatışmaları görebiliriz. Gece boyunca sevdiğinin kokusunun sinmiş olduğu yastığa sarılarak uyumak, bilinçaltında bir teselli mekanizması işlevi görür.

Şarkıda dikkat çeken sorular, “Suçum neydi? Neden böyle oldu?” psikanalitik açıdan bir içsel çatışma göstergesidir. Freud kuramında, yas ve melankoli kavramlarını vurgular. Ona göre; melankolik kişi yaşadığı kaybın sorumluluğunu üstlenir ve sürekli kendini sorgular. Karakter burada, gerçeklerle yüzleşmek ve hayal arasında sıkışmış, tekrar zorlanması (tekerrür kompulsiyonu) yaşamaktadır.

Pozitif Psikoloji Perspektifi: Umut, Dayanıklılık ve İyi Oluş

Vega grubunun fotoğrafı
Kaynak Vega

Şarkının içinde parlayan en güçlü duygu umuttur. “Bu sabah bir umut var içimde” sözü, pozitif psikolojinin vurguladığı umut kavramını gösterir. Umut, insanın psikolojik dayanıklılığını artırır ve iyi oluş halini destekler. Bu umut kıvılcımı, karakteri yeni güne başlama konusunda motive ediyor.

Şarkının dinleyiciler üzerindeki etkisine baktığımızda, bu tür şarkılar paradoksal biçimde bizi iyileştirebilir. Çünkü acı veren bir deneyimi paylaşmak insana yalnız olmadığını hissettirir ve bir tür katarsis (arınma) sağlar. Dinleyici şarkıda hem acısını paylaşır hem de umut ve güç bulur.

Bu Sabahların Bir Anlamı Olacak mı?

Vega grubunun iki üyesinin yakın planda poz verdiği bu görselde bir erkek ve bir kadın yan yana poz veriyor. Fotoğraf sıcak tonlarda ve duygusal bir atmosferde çekilmiş, yakın ve samimi bir duruş söz konusu. Arka plan sade ve koyu renkte, yüz ifadeleri ise dingin ve huzurlu görünüyor. Kadın hafif gülümsüyor, erkek sakin bir ifadeyle doğrudan kameraya bakıyor. İkilinin pozisyonu yakınlığı ve duygusal bir bağı hissettiriyor.
KaynakVega

Vega’nın kendimizi bulduğumuz bu şarkısı, gündelik hayatta birçoğumuzun yaşayabileceği duygusal bir deneyimi anlatıyor. İnkâr mekanizması, günlük yaşamda kısa vadede acıyı hafifletir. Ayrıca her sabahın bir anlamı olması gerektiği düşüncesi de evrensel bir insan ihtiyacına işaret eder: Yaşamda anlam arayışı. Her sabah yaptığımız küçük rutinler bile bize anlam duygusu verebilir.

Şarkı; Freudcu açıdan bilinçdışı, bastırılmış özlemler ve savunma mekanizmalarını yansıtırken, pozitif psikoloji açısından da umut kavramına odaklanıyor. Dinleyiciler bu şarkıda kendi yaşadıkları acıları, çatışmaları bulurken, aynı zamanda teselli ve güç buluyorlar.

Bütün bu psikanalitik ve pozitif psikoloji odaklı çözümlemelerin sonunda fark ediyorum ki en karanlık sabahlarda bile insan, içindeki o cılız sesle “Bu sabahların bir anlamı olmalı” diyerek hayata tutunuyor. Ben de her sabahın bana anlamsız geldiği bir dönemde bu şarkının dizelerinde teselli buldum ve her notasında içimde yeniden filizlenen umudu hissettim. Ve şimdi biliyorum ki ne kadar kaybolmuş hissetsek de, her yeni sabah beraberinde filizlenen bir anlam ve umut getiriyor; yeter ki o sesi duyabilecek umudu bir yerlerde tutabilmek…

Her sabahın bir anlamı olduğuna inanarak uyanmak, yaşadığımız zor anlardan daha güçlü çıkmamıza yardımcı olur… Çünkü bazen umudumuzu hatırlamaya ihtiyaç duyarız.


Kaynakça

Öne çıkarılan görsel: Time Out

Ertuğrul, Deniz. “Bilinçdışı Nedir? Freudyen Psikolojide Bilinçdışı Kavramı Ne İşe Yarar?” Evrim Ağacı, 29 Haziran 2022, Web. Erişim tarihi: 17 Mart 2025.

“Savunma Mekanizmaları Nelerdir?” Şişli Terapi Enstitüsü, Web. Erişim tarihi: 17 Mart 2025.

Varan, Özgür. “Umutsuz Yaşanmıyor.” Pozitif Psikoloji Blog, Üsküdar Üniversitesi, 2020, Web. Erişim tarihi: 17 Mart 2025.

“Psychologists Explain Why We Love Breakup Songs.” University of Arizona, Department of Psychology News, 16 Mayıs 2024, Web. Erişim tarihi: 17 Mart 2025.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Feminizmin Gücü: Patriyarka’nın Sosyal Yapılara Etkisi

Patriyarkal sisteme meydan okuyan feminizm, kadını güçlendirip eşitlikçi bir toplum inşasına öncülük eder.

Söylenti Konser Takvimi: Üç Büyükşehirde Kimler Var?

Söylenti müzik ekibi tarafından hazırlanan; İstanbul, Ankara ve İzmir'e müzik coşkusunu tattıracak birbirinden farklı Mayıs ayı konserleri sizlerle!