New York Polis Teşkilatı’nın en eğlenceli ekibi olarak seyirci karşısına çıkar B99. Her bölüm ayrı bir maceraya atılırlar. Komedi ve polisiyeyi bir arada sunarlar. Peki birbirinden renkli kişiliğe sahip bu ekibin kütüphanesinde hangi kitaplar var?
Jake Peralta – Da Vinci Şifresi
Peralta ekibin yaramaz çocuğudur. Dağınık ve pasaklıdır. Düzen ve nizam en uzak olduğu kelimelerdir. Buna rağmen dedektiflik gibi bir meslekte inanılmaz bir başarıya sahiptir. İşini severek yapan nadir insanlardandır. Mesleğine öyle tutkundur ki onun için bir iş değil adeta eğlence aracıdır. Aynı zamanda çok iyi bir analitik zekaya sahiptir. Olayları çözme biçimi ile öne çıkar. Peki Jake Peralta size hangi kitabı önerirdi? Bu analitik zekayı sonuna kadar kullanacağı adeta bir bulmaca olan polisiye roman: Da Vinci Şifresi.
Okuyucuyu büyüleyen, içine çeken, oldukça akıcı bir dile sahip olan Da Vinci Şifresi, adından da anlaşılacağı üzerine okuyucuyu düşünmeye ve şifreleri çözmeye itmektedir. Kitap gizemli havasıyla ün kazanmış ve Dan Brown’ın en çok okunan kitabı olmuştur. Bir seriye ait olan bu kitapta sadece bir gizem çözülmeye çalışılmamakta aynı zamanda okuyucu, kitapta geçen birçok eser hakkında bilgi sahibi olmaktadır. Kitabın kahramanı simge-bilimci Langdon bir iş gezisindeyken Louvre’un yaşlı müdürünün ölü bulunduğu haberini alır. Kriptoloji uzmanı Sophie Neveu ile bu cinayeti çözmekle uğraşırlar. İzleri takip ettiklerinde ipuçları onları Da Vinci tablosuna götürür. Büyük sır aslında herkesin gözü önünde Mona Lisa tablosunda gizlidir. Cinayetin ardında ise Sion Manastırı Derneği’nin koruduğu bu büyük sır yatmaktadır. Langdon ve Neveu gizemli ve atacaklar her adımı önceden bilen bir adamla yarışmaktadırlar. İşte bu olay tam da Jake Peralta’ya göre.
Amy Santiago – Harry Potter Serisi
Tam bir görev insanı olan Amy, düzen kelimesinin vücut bulmuş hali. Her şeyi dosyalama sistemi, Kaptan Holt’un dediği her şeyi dikkatle dinlemesi, adeta sınıfın en ön sırasında oturup not alan kızı. Kurallara bağlılığı, işini çok ciddiye alması, hatta Hallowen challengelarındaki aşırı titiz davranışı ve hırsı bazen sinir bozucu olabilse de dizinin vazgeçilmez karakterlerinden biri. Diziyi izleyenler bilir ki Amy Santiago bir Harry Potter hayranı. Bu bilginin ışığında Amy Santiago’nun önereceği kitap kuşkusuz Harry Potter serisi olurdu.
Harry Potter fantastik roman kategorisinin en sevilen serilerinden. Hayal gücünün sınırlarını zorlayan olağanüstü bir sürü olayın ve kişinin bir araya geldiği kitapta baş kahraman Harry Potter büyücülük okuluna davet alır ve okuyucu kendini bir rüya gibi bir kurgunun içinde bulur. Harry, Hermonie ve Ron okuyucuya hem olağanüstü bir dünyanın kapısını açar hem de bir dostluk hikayesi sunar. Kitabın yazarı Rowling bu seri için titiz bir çalışma yürütmüştür. Aynı zamanda yazarın kişisel hayatından da izler taşımaktadır. Örneğin ruh emiciler, yazarın depresyonda olduğu bir dönemde kurguya dahil olmuştur. Bu büyücülük okulu tam da Amy Santiago’nun öğrenci olmak isteyeceği türden bir yer.
Raymond Holt (Kaptan Holt) – Feminizm Herkes İçindir
Kaptan Holt, ekibin başı. Siyahi ve eşcinsel bir polis şefi. Neredeyse her zaman duygusuz bir yüz ifadesiyle izleyici karşısına çıkıyor. Dizi boyunca zaman zaman hem eşcinsel hem de siyahi bir şef olmanın, mesleğinde yükselmenin zor olduğu karakter tarafından izleyiciye aktarılıyor. Holt, başka kişilik özellikleriyle de dizide var olsa da onun feminizme dayanarak yazılmış bir kitap önereceği söylenebilir. Holt, feminizm hakkında hiç bilgisi olmayanların bile rahatlıkla okuyabileceği bir kitap olan Bell Hooks’tan “Feminizm Herkes İçindir” kitabını önerirdi bizce.
Feminizm Herkes İçindir kitabı temelde eşcinselleri ele almamaktadır ancak feminist düşüncenin mantığını başlangıç noktasından ele alıp kalıp yargıları yıkan bir şekilde anlatmaktadır. Toplumda feminizmle ilgili dolanan efsanelerin gerçeğini okuyucuya sunan bir kitaptır. Adında da geçtiği üzere feminizmin neden herkes için olduğu, kadın, erkek, siyah, beyaz, heteroseksüel, LGBTİ+ ayırt etmeden bütün bireylere ne kazandıracağı anlatılır. Yazar kendi yaşamından örnekler ve o dönemde yaşanan olaylarla feminizmi bir araya getirir.
Charles Boyle – Karsu’nun Mutfağı
Boyle, Jake’in en yakın arkadaşıdır ve Jake’e hayrandır. Onun yanından ayrılmaz, her anında yanında olmak ister, bu bazen kendi romantik ilişkilerinde tuhaf anlar yaşanmasına neden olur. Boyle, aynı zamanda kendisini gurme olarak tanımlar. Aile mirası olan ekşi mayaları bir bölüme damgasını vurur. Aynı zamanda yemek konusunda yazdığı bir blogu vardır. Bu nedenle okuyucuya büyük ihtimalle harika yemeklerle karşılaştığı bir yemek kitabı önerecektir.
Boyle’un Türk yemeklerine bayılacağına şüphe yoktur. Önereceği kitap da harika sanatçı Karsu’nun “Karsu’nun Mutfağı (Karsu’s Kitchen)” kitabı olabilir. Et yemekleri, balık tarifleri, mezeler, Türk mutfağında bir zenginliğe sahip olan kahvaltı tabakları, sebze yemekleri gibi pek çok yöreye ait yemeklerin olduğu bu kitapta, Hatay’ın eşsiz yemekleri özel bir yer tutar. Hataylı olan Karsu aile mirası tariflerine de kitabında yer vermiştir. Boyle tam ağzına layık yemeklere bu kitap sayesinde kavuşacaktır.
Rosa Diaz – Doğu Ekspresinde Cinayet
Rosa deri ceketi, motosikleti, siyah giyimi, siyah uzun saçları ve ifadesiz yüzüyle oldukça havalı bir karakter. Adeta bir kapalı kutu, ekip onun hakkında çok az şey biliyor. Psikopat bir izlenim veren Diaz, öfke problemleriyle de izleyiciyi güldürüyor. Duygusal bir yanı olsa da dizide daha çok karanlık yönüyle izleyiciyle buluşuyor. Diaz’ın elinde bir kitap görecek olsaydık yazarı Agatha Christie olurdu.
Gerilim ve polisiye kitabı olan Doğu Ekspresinde Cinayet, gece yarısından sonra artan şiddetli tipi yüzünden yoluna devam edemeyen bir trende geçen olaylar dizisini anlatır. Tamamen dolu olan trende sabah yapılan kontrol sonucu tüm yolcuların trende olduğu tespit edilir, bir kişi hariç. Amerikalı bir yolcunun kompartımanının kapısı içeriden kilitlidir. Defalarca bıçaklanarak öldüğü anlaşılan yolcunun cinayetini Hercule Poirot araştırmaya başlar. Bu yaşlı dedektifin işlerini zorlaştırmaya çalışan yolcular olur ve cinayetin izlerini silmeye çalışırlar. Poirot tüm engellemelere rağmen cinayeti iki farklı şekilde çözer.
Terry Jeffords – Koşulsuz Ebeveynlik
Terry spora olan düşkünlüğü, kaslı vücudu ve yoğurt sevgisi ile ön plana çıkmaktadır. Yoğurt sevgisi öyle fazladır ki bilgisayarının şifresini yoğurt yapmıştır. Dizi boyunca da bu yönleri sık sık vurgulanır. Ancak Terry aynı zamanda harika bir babadır. Bu nedenle onun sağlıklı beslenme değil ebeveynlikle ilgili bir kitap önereceği söylenebilir.
Alfie Kohn’dan Koşulsuz Ebeveynlik, Terry’nin bir öğrenci gibi her yerine not alarak okuyacağı bir kitap. Kitapta ödül ve cezalardan uzak çocuk yetiştirmenin temelleri anlatılmaktadır. Koşulsuz sevgi, kabul, anlayış gösterebilmenin bir beceri olduğu vurgulanmaktadır.
Gina Linetti – Aşk-ı Memnu
Gina dizide narsistik karakteriyle dikkat çekmektedir. Kaptan Holt’un yardımcılığını yapmaktadır. Alaycı bir yönü vardır. İyi bir gözlemcidir ve bunu harika bir dedikodu aracı olarak kullanır. Ofis içinde başkalarıyla dedikodu yapmaz, kendi kendine yaptığı bir sohbettir bu. Herkesin her şeyini bilen biridir adeta. Entrikaya bayılır ve Halloween bölümlerinde gösterdiği performans olağanüstüdür. Onun bu entrika tutkusunu tatmin edecek eser Türk Edebiyatı’ndan çıkmıştır: Aşk-ı Memnu.
Entrika denince akla ilk gelen kitaplardan biri “Aşk-ı Memnu” olur. Aşk-ı Memnu bilindiği üzere yasak aşk anlamına gelir. Bugüne dek çok fazla okuyucuya ulaşmış ve güncel kalmayı başarmış eserlerdendir. Dizi uyarlaması ise büyük ses getirmiş, birçok kişi tarafından defalarca izlenmiştir. Kitapta zengin Adnan Bey, Adnan Beyden yaşça küçük Bihter, amcasının eşine aşık olan Behlül, Behlül’e aşık Nihal şeklinde sürüp giden aşklar vardır. Ancak Behlül ve Bihter’in yasak aşkının ev halkından gizlenmesi odak noktadır.
Hitchcock ve Scully – Oblomov
Ekibin tembel ikilisi demek oldukça kısa ve öz bir tanımlama olacaktır. Öyle ki yerlerinden hiç kalkmadan yaşamayı felsefe edinmişlerdir. Bu iki cümle dünya edebiyatından harika bir eseri çağrıştırmaya yeterli. Hitchcock ve Scully biriyle arkadaş olacak olsaydı bu kesinlikle Oblomov olurdu.
Gonçarov’un miskin, dikkatsiz, meraksız, düş kurma ve oyalanmaya düşkün karakteri Oblomov, aylaklığı ile bilinir. Sabah yataktan kalkması bile saatler almaktadır. Bu hareketsizliği, uyuşuk ve ertelemeci tavırları zaman zaman okuyucuda rahatsızlık oluşturur. Tıpkı Hitchock ve Scully’nin izleyicide oluşturduğu rahatsızlık gibi.
