Brokeback Dağı’ndan Eşcinselliğe Bir Bakış

Editör:
Aleyna Kavak
spot_img

Jack Twist ve Ennis Del Mar’ın koyunları sürmeye gitmesinden bu yana elli dokuz yıl geçti. Annie Proulx’un iki erkek arasındaki arzu ve sevginin korkusuz tasvirini içeren kısa öyküsü Brokeback Mountain 1997’de The New Yorker‘da yayınlandığında teması nedeniyle kısa sürede tartışma yarattı. 1997, LGBT karakterlerinin görünürlüğü için büyük bir yıldı ve hikaye ekran uyarlaması için gözlendi. Kısa öykü 2005’te Tayvanlı yönetmen Ang Lee tarafından senaristler Diana Ossana ve Larry McMurtry ile birlikte başarılı bir şekilde sinema filmine uyarlandı. Ennis Del Mar’ı canlandıran Heath Ledger ve Jack Twist’i canlandıran Jack Gyllenhaal başta olmak üzere Hollywood film yıldızlarının rol aldığı film, sekiz kategoride Akademi Ödülü’ne aday gösterildi ve üç kategoride kazandı.

Brokeback Mountain (2005) | MUBI
kaynak: mubi.com

B. Ruby Rich tarafından literatüre kazandırılan Yeni Queer Sineması için bir dönüm noktası olarak kabul edilen Brokeback Mountain, hem homofobik tepkiyle hem de “eşcinsel kovboy filmi” damgalanmasıyla çevrelendi. Filme verilen popüler ve eleştirel tepkilerin çoğu bu tartışmalı isimlendirmeyi Amerikan film endüstrisinin aynı temayla ilgili hikayeleri ele alma biçiminde önemli bir değişikliğin habercisi olarak gördü. Filmde ana karakterler çobanlık ve küçük işler yapar, traktör satarlar. Bunlar Amerikan Batı’nın ikonik kovboyunun işi olmadığından bu tip bir damgalama oldukça ironiktir. Filmde kullanılan eşcinsel kavramı da günümüzdeki ile aynı değil. Filmde bu kavram günümüzde Amerika Birleşik Devletleri’nde ve dünyadaki eşcinsellerin, biseksüellerin ve transseksüellerin yasal koruma kapsamında olmadığı ve sosyal katılım için son kırk yıllık mücadelelerini ifade etmek için kullandığı şekliyle kullanılmıyor. Bu bilgiyi vermek, filmi anakronik olarak incelemenin önüne geçmek için önemli bir adım.

Ana Hatlarıyla Filmin Kısa Bir Özeti

Brokeback Mountain’ı yazarken asıl amacının iki eş cinselin mücadelesini ve sosyal durumlarını vurgulamak olduğunu ifade eden Annie Proulx, 2005’te Jackson Hole Film Enstitüsü’nde yapılan bir röportajda öyküyü yazmasının kendisine nasıl ilham verdiğini anlattı:

“Brokeback Mountain, kırsal Batı sosyal durumlarını inceleyen bir dizi hikayeden biriydi. (…) Yer ve tarih, hem geniş genel anlamda hem de ayrıntılarda yazdığım kurgunun merkezinde yer alıyor. Kırsal Kuzey Amerika, bölgesel kültürler, yer ve zamanlarının katı ve zor koşullarına rağmen karakterlerin uzun görüşlerinde besledikleri ideal ve görünüşte ulaşılabilir bir dünyanın görüntüleri ilgimi çekiyor ve yazdıklarım bunlar. İnsanların umdukları ile kim olduklarını düşündükleri ve başlarına gelenler arasındaki tarihsel çarpıklığı izliyorum.” 

Brokeback Dağı - Box Office Türkiye

1960’lardan 1980’lere kadar geçen on yılları kapsayan film, Amerika’nın batı eyaletlerinden Wyoming ve Teksas’ta geçer. Ennis ve Jack, Brokeback Dağı’nın etkileyici izolasyonunda bir yaz mevsimi koyun sürmek için işe alındıklarında tanışır ve aşık olurlar. Eşsiz tasviriyle Brokeback Dağı birlikte vakit geçirdikleri, aşık oldukları ve hayatlarının bir daha eskisi gibi olmayacağını anladıkları yerdir. 1963 yazının sonunda ayrılırlar ve dört yıl boyunca birbirlerini görmezler. Tekrar buluştuklarında ikisi de evlidir (Ennis, Michelle Williams‘ın hayat verdiği Alma Beers ile, Jack ise Anne Hathaway‘in canlandırdığı Lureen Newsome ile) ancak aralarındaki ilişki yeniden canlanır ve uzun yıllar boyunca balık tutma gezilerinde yeniden bir araya gelirler.

Zaman içerisinde Ennis, eşi Alma’dan boşanır; Jack ise ailesine tutunamaz ve bu gerçek ikisini de rahatsız eder. Jack, Ennis’le birlikte yaşayabilmek ve aralarındaki bağı genişletebilmek için planlar yapar. Ancak çiftin ortak yaşam hayali gerçekleşemez ve çoğu eşcinsel dramada olduğu gibi film trajik bir şekilde sonlanır. Ennis, Jack’in tam olarak açıklanmayan koşullar altında öldüğünü öğrenir.

Ana Karakterlerin Gözünden Eşcinselliğe Bakış

Bireylerin, eşcinselliklerini nasıl algıladıklarını ifade eden iki tür eşcinsellik vardır. Birinci grup, cinsel kimlikleriyle kendilerini iyi hissedenlerden (ego-syntonic), ikinci grup ise mutsuz hissedenlerden ve cinsel kimliklerini kötüye kullanmaya çalışanlardan (ego-dsytonic) oluşur (Rarasati, M. W. 2014). Brokeback Montain’de bu iki tür duygu ana karakterler Ennis ve Jack tarafından hissedilir. Özellikle olumsuz etkilerin egemenliği, bir eşcinselin bulunduğu toplumun eşcinselliğin varlığını kabul etmediği göz önüne alındığında hayatında huzur ve esenlik bulmasının neredeyse imkansız olduğunu göstermektedir.

Olumlu Duygular (Ego-syntonic)

Ana karakterlerin hissettiği olumlu duygular, eşcinsellikleriyle rahat ve iyimser hissetmektir. Gerçekte kim oldukları konusunda rahat hissetmeleri değerlendirildiğinde bu duygu Ennis ya da Jack tarafından zorlukla hissedilir. Ennis ve Jack kendilerini ifade etmekte zorlanırlar çünkü toplum onların varoluşlarını kabul etmemektedir ve onlar da ailelerine karşı suçlu hissederler. Bununla birlikte Ennis, Jack ile Brokeback Dağı’nda geçirdiği zamanı hatırladıklarında adeta bir dünyaya sahip olduklarını ifade ederek zamanlarını birlikte geçirdiklerinde başka hiçbir şeyle ilgilenmediklerini açıkça gösterir.

Hayatlarını tehlikeye atma ihtimalinin olduğu bir toplumda bulundukları da göz önüne alındığında başlangıçta onları huzursuz eden duygular zamanla yerini iyimser hislere bırakır. Aralarındaki güçlü bağın farkına varırlar. Ennis endişe ve korku duyarken Jack birlikte bir hayat kurma konusunda oldukça iyimserdir.

Olumsuz Duygular (Ego-dsytonic)

1960’larda Wyoming ve Teksas gibi kırsal batı bölgelerinde yaşayan Ennis ve Jack’in “erkekçe” davranmaları beklenir. Dahası, ilişkileri aileden ve toplumdan aldığı eşcinsellik hakkındaki önceki bilgilerine aykırıdır. Bu nedenle zaman zaman eşcinsel olduklarını kabul etmek istemezler ancak birbirlerine olan sevgileri onları daha ileri gitmeye iter. Bastırılmış eşcinsellikleri yüzünden kendilerinden o kadar utanırlar ki direnmek ve durmak isterler ancak kendi arzularına karşı koyamazlar. Bu duygu karışımı aşk sahnelerinde de öfkeyle ortaya çıkar.

Celebrities Who Turned Down 'Brokeback Mountain' Roles

Ennis’in “Ben ibne değilim” (I ain’t queer) demesi ve Jack’in “Ben de değilim” diyaloğundan ne Ennis’in ne de Jack’in eşcinselliklerini kabul etmek istemediği anlaşılmaktadır. Bağlarını tanımlamak için kullandıkları queer terimi eşcinsel, biseksüel, trans ve benzerlerinin olumlu ve onaylayıcı isimlerinden herhangi biri olmadan önce, kesin bir şekilde “nefret edilmesi” gereken eşcinselliğin adıydı. Ana karakterlerin bu ifadeleriyle, tarihsel olarak queer adlandırmasıyla aktarılan şiddet ve reddedilme tehdidini hissettikleri gözlemlenebilir. Jack ve Ennis yalnızca aralarındaki cinsel ilişki nedeniyle değil, ilişkide fikirleri, tepkileri, davranışları, duyguları beslediği fikirlerle queerdirler ve bu her ikisinin de nasıl yaşayacağını bilmediği bir dil olduğundan yaşadıklarına yaklaşırken bile bundan kaçmaya çalışmaları şaşırtıcı değildir.

Jake Gyllenhaal Through the Years

Mücadele ettikleri şeylerden biri de kendilerini ifade etme istekleridir. Eşcinsellerin kendilerini oldukları gibi ifade edebilme arzusu ile toplumun cinsel kimliklerini kabul edememesi arasındaki çatışma genellikle karışık bir duygu yaratır. Ennis, duygusal olarak yorgun ve incinmiş bir insan gibi görünürken eşcinselliğini ifade etmede daha açık olanın Jack olduğu görülebilir. Ancak bir rodeo adamı olarak hayatı ondan rodeo adamı temsiline sadık kalabilmesi için “normal” ve erkeksi kalmasını ister. Eşcinsellikleriyle ilgili bu tür farklı kabuller, Ennis ve Jack için farklı etkiler yaratır.

Filmde Toplumun Penceresinden Eşcinselliğe Bakış

Muhafazakar 1960’larda Wyoming, pek çok yerden farklı değildir ve iki erkeğin aşık olma fikri, sevginin doğal bir güç olsa da her şeye rağmen devam ettiği önerisinin iyi bir örneğidir. 20. yüzyılın ortalarında eşcinsellik toplum tarafından kabul görmedi, dönemin algıları katı ve keskindi. Eşcinseller sık sık hapsedildi, toplum dışına itildi. Homofobi şiddetliydi, bu baskı bireyleri mutsuz hayatlara hatta intihara itti. Bu nedenle, eşcinselliği destekleyen birini bulmak ve ilerici bir bakış açısına sahip olmak 1960’larda oldukça imkansızdı.

Brokeback Mountain‘de eşcinsellere sevgi ve destek gösteren tek bir karakter Jack’in annesi Bayan Twist’tir. Jack’ten homoseksüel olduğu için nefret eden babasının aksine Bayan Twist oğlunun homoseksüel olduğu gerçeğini kabul edebildi. Eşleri de halkın erkek karakterizasyonundan bağışık değildiler ve “mağdur” oldular. Geçmişlerinde hiçbir şey onları içinde bulundukları duruma hazırlayamazdı.

Brokeback Mountain - Jack and Ennis Photo (38765969) - Fanpop

Ennis, eğer toplum onun eşcinsel olduğunu bilirse öldürüleceğinden korkar ancak filmin sonunda eşcinsel olduğu için korkunç bir sonla karşılaşan kişi iyimser olan Jack’tir. Bu ironi, o dönemde bir eşcinselin eşiyle bir hayat kurmak için ne kadar iyimser olsa da toplumun onların varlığını kabul etmediği için eşcinsellerin bir hayata sahip olmasına karşı olduğunu gösterir.

Kaynaklar

Rarasati, M. W. (2014) The Issue of Homosexuality in Annie Proulx’s Brokeback Mountain and Its Film Adaptation Directed by Ang Lee. Universitas Negeri Yogyakarta.

Collins, D. (2020) That “Gay Cowboy Movie” Queer People Reflect on 15 Years of “Brokeback Mountain”.
Erişim tarihi 20/08/2022

Tinkcom, M. (2017). Introduction. In Queer Theory and Brokeback Mountain (Film Theory in Practice, pp. 1–23). New York: Bloomsbury Academic.
Erişim tarihi 20/08/2022

Tyler Coates, T. (2014) Was It Good For The Gays: ‘Brokeback Mountain’
Erişim tarihi 20/08/2022

Görseller: pinterest.com
Kapak görseli: wall.alphacoders.com

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.