Geçtiğimiz günlerde yayımlanan 3. sezonunun ilk kısmı ile adından söz ettirmeyi başaran, Julia Quinn‘in yazdığı Bridgerton serisinden uyarlanan iddialı yapım Bridgerton, her karakteri ile içimize işlemeyi başardı. Her sezon bir Bridgerton’ın evliliğe hazırlanışını gördüğümüz bu dizi, bizlere aşka dair çok fazla mesaj veriyor.
İlk sezonunda Daphne-Simon, ikinci sezonda Anthony-Kate ve üçüncü sezonda bir yandan Colin-Penelope bir yandan da Francesca-John aşkını izlediğimiz dizi, Londra sosyetesinin tam ortasında geçiyor. Bu sosyetenin arasında bizlere tıpkı Gossip Girl‘ü andıran ve sosyetenin bütün sırlarını döken bir de Lady Whistledown adlı bir yazarımız var. Dizi de bu yazarın yazdıkları ve karakterlerimize olan etkilerini bizlere gösteriyor.
Peki bu sansasyonel ortamda karakterlerimiz hangi Taylor Swift şarkısıyla aynı hissi veriyor?
Yazımız dizinin kaynağı olan kitaplardan da beslendiği için diziye dair bazı spoilerlar içermektedir.
Colin Bridgerton
Colin ailenin üçüncü çocuğudur. Hem kitaplarda hem de dizide yakışıklı ve anneler tarafından oldukça sevilen “hovarda” bir tip olarak anlatılır. Colin karakterinin diğer kardeşlerine göre sorumluluk bilinci yoktur ve bir amaçsızlık içindedir aslında.
Colin’in içinde bulunduğu amaçsızlık onu bulunduğu yerden sıkılmaya ve başka yerler keşfetmeye iter. Bu nedenle de onun karakterine en uygun Taylor Swift şarkısı “I Hate It Here” olmalı. Çünkü şarkıda, bulunduğu yerden nefret eden ve aklının köşelerinde, huzurlu olduğu yerlere giden birinin hikâyesi anlatılır.
I hate it here so I will go to secret gardens in my mind
(Buradan nefret ediyorum, bu yüzden zihnimdeki gizli bahçelere gideceğim)People need a key to get tot he only one is mine
(İnsanların ulaşması için bir anahtara ihtiyacı olduğu, ama sadece bir tane var o da bende)
Daphne Bridgerton
Daphne Bridgerton, en büyük kız kardeş ve sekiz kardeşin dördüncüsüdür. İlk sezonda onun hikâyesini oldukça detaylı bir şekilde izlemiştik. Hastings Dükü Simon Basset ile yaptıkları hilelerle birbirlerine aşık olmuşlar ve birçok soruna rağmen evlenmişlerdir.
Simon ile olan aşkıyla tıpkı bir peri masalında gibi hisseden Daphne için doğru şarkı bu olacaktır. Hayallerindeki aşka ulaşmış ve mutlu bir son çizmiştir kendine.
But can you feel this magic in the air?
(Havadaki sihri hissedebiliyor musun?)It must’ve been the way you kissed me
Beni öpme şeklinden olmalı)Fell in love when I saw you standing there
(Seni orda dikilirken gördüğümde aşık oldum)
Anthony Bridgerton
Anthony ailenin ilk çocuğudur. 18 yaşındayken babasını kaybeden Anthony, kardeşlerine de babalık yapmış ve küçük yaşta büyük sorumluluklar almıştır. Babasının ölümüyle yaşadığı travmayı atlatamayan ve ilişkilerine bunu yansıtan Anthony, sevgiye karşı ne yapacağını bilemeyen ve kaçıngan bağlanan bir karakter aslında. Ancak hepsinin altından kalkabilmiş ve aşık olduğu kadın olan Kate ile evlenmiştir.
Taylor Swift’in çabalarla hayata tutunmak isteyen birinin ağzından yazdığı bu şarkı, Anthony ile oldukça benzeşiyor aslında. Özellikle babasını kaybetmesinin ardından Vikont olan ve sorumlulukları artan Anthony’nin aynı zamanda babalarıyla hiç anıları olmayan küçük kardeşleri için elinden geleni yapması ancak zaman zaman kendi hayatını unutmasıyla bizlere bu şarkıyı anımsatıyor desek yeridir.
I just wanted you to know
(Sadece bilmeni istiyorum)That this is me trying
(Bu benim deneyen hâlim)At least I’m trying
(En azından deniyorum)
Francesca Bridgerton
Francesca, Bridgerton ailesinin üçüncü kızıdır. Üçüncü sezonda izleyeceğimiz aşk hikâyesi Francesca ve John arasında geçiyor. Kardeşlerine oranla daha içe dönük ve müziğe aşık olan Francesca, biraz da üzücü bir hikâyeye sahip aslında. John Stirling ile Francesca, birbirlerine aşık olduktan kısa bir süre sonra evlendiler. Ancak evliliklerinin üzerinden iki yıl geçtikten sonra John Stirling öldü ve Francesca o sırada hamileydi. Ancak kocasına tuttuğu yas nedeniyle düşük yaptı.
Bizler Francesca’nın John ile ilk tanışmasındaki duygularını ele alarak Snow On The Beach şarkısı ile tam olarak özdeşleştiğini düşündük. Çünkü şarkı, iki aşığın aynı anda birbirlerine aşık olmasını anlatıyor. Bu nadir durumun notalara dökülmüş hâli. John ve Francesca da aynı durumu yaşadığından bu şarkıyı bize adeta hissettiriyorlar.
(Bu gerçek bir şey olabilir mi? Olabilir mi?)
(Kumsala yağan kar gibi düşüyor muyuz?)Weird but fuckin’ beautiful
(Tuhaf ama çok güzel)
Eloise Bridgerton
Hem kitaplarda hem de dizide de gördüğümüz gibi azimli, tutlulu ve inatçı olan Eloise; ailenin en sivrisi aslında. Ailenin ikinci kızı olan Eloise, Penelope ile çok yakın arkadaştır ve şu an üçüncü sezonda bu arkadaşlıktan nasıl mahrum kaldıklarını izliyoruz.
Dönemin cinsiyet rollerinin eleştirilmesini Eloise üzerinden çok rahat bir şekilde görebiliyoruz. Sosyetenin baskısını ve başarılı evlilik yapmanın önemini işleyen dizi, bu yönüyle Eloise tarafından oldukça eleştiriliyor aslında. Bu da Taylor Swift’in The Man şarkısıyla oldukça uyumlu.
I’m so sick of running as fast as I can
(Koşabildiğim kadar hızlı koşmaktan sıkıldım)Wondering if I’d get there quicker if I was a man
(Acaba bir adam olsaydım buraya daha kolay mı gelirdim)And I’m so sick of them coming at me again
(Ve ben tekrar üstüme gelmelerinden bıktım)
Kate Sharma
Kate, keskin zekâsı ve sözleri olan bir karakter. Anthony ile tanıştığından onun kardeşi için uygun olmadığını düşünüyordu çünkü Anthony’i yalnızca etraftan duydukları kadar tanıyordu. Etrafta oldukça çapkın olarak anılan Anthony’yi kardeşinden uzak tutmaya çalıştı ancak bu onu daha çok tanımasına sebep oldu. Böylece Anthony’nin gerçek kişiliğini gördü ve ona aşık oldu.
Anthony, Kate’in kız kardeşi Edwina ile ilk tanıştığında Kate Edwina’yı ondan uzak tutmaya çalıştı. Çünkü Anthony’nin aşk aramadığını düşünüyordu. Ancak bu sırada Anthony’i daha iyi tanıdı ve ona aşık oldu. Anthony de ona aşık olmuştu ancak arada Edwina olduğu için Kate ona kötü davranıyordu. Anthony Edwina’ya evlilik teklif etmişti ve Edwina da kabul etmişti. Tam da bu sıralar bu şarkı, Kate ve Anthony’nin vücut bulmuş haliydi.
I am not the kind of girl
(O tür kızlardan değilim)Who should be rudely barging in on a white veil occasion
(Önemli bir günde beyaz peçetesiyle içeri dalanlardan) But you are not the kind of boy
(Ama sen de o tür erkeklerden değilsin)Who should be marrying the wrong girl
(Senin için doğru olmayan kızla evlenen)
Violet Bridgerton
Violet, Bridgerton ailesinin annesidir. Tüm sıcaklığı ve bilgeliğiyle her çocuğuna ayrı ayrı yol gösteren karakterimiz, onlar için en doğru yolu izlemekten çekinmeyecek kadar da güçlü. Evlenecek yaşa gelen çocukları için de dilediği tek bir şey var aslında: Aşk.
Taylor Swift’in anneannesine yazdığı ve onun ölümünün ardından uzun yıllar geçse de onu unutmadığını dile getirdiği bu şarkı, bizce Viloet’i başka türlü etkilerdi. Bridgerton ailesinin babası olan Edmund ile büyük bir aşkla evlenen Violet, eşinin ölümünden sonra çok büyük bir boşluğa düştü. Edmund’un ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen her sabah uyandığında Edmund’un başını yastığa koyduğu noktaya dokunuyordu.
If I didn’t know better
(Eğer gerçeği bilmeseydim)I’d think you were still around
(Hâlâ buralarda olduğunu sanardım)I know better
(Gerçeği biliyorum)But I still feel you all around
(Ama seni hâlâ her yerde hissediyorum)I know better
(Gerçeği biliyorum)But you’re still around
(Ama hâlâ buradasın)
Benedict Bridgerton
Bridgerton ailesinin ikinci çocuğu olan Benedict, sanat alanına oldukça ilgili bir karakter. Öyle ki resim konusunda oldukça yetenekli. Kitaplarda da karşımıza onun bir Bridgerton’dan ziyade Benedict olarak tanınmayı dileyen bir Benedict çıkıyor. Onu kendisi olduğu için seven ve öyle kabul eden birini arıyor. Netflix dizisinde onun sezonunun gelmesini merakla bekliyoruz.
Benedict, dizide yansıtıldığı kadarıyla ufak tefek ilişkiler yaşayan birisi ancak onun asıl hikâyesi Sophie ile başlayacak. Bu şarkıda aslında o dönemini yansıtıyor diyebiliriz. Yansıtılan üç sezonla daha çok “London Boy” şarkısını andırsa da Benedict karakterinin de derinliklerine ineceğiz.
I’ve been the archer
(Okçu oldum)I’ve been the prey
(Av oldum)Who could ever leave me, darling?
(Beni kim terkedebilirdi sevgilim?)But who could stay?
(Ama kim kalabilirdi?)
Penelope Featherington
Ailesindeki kadınlardan oldukça farklı olan Penelope, kitaplardan hoşlanan ve dikkat çekme çabasına girmeyen bir karakter. Bu nedenle de Eloise ile oldukça iyi anlaşıyor aslında. Bridgerton ailesinin üçüncü çocuğu olan Colin’e karşı çok derin hisler beslemekte.
Taylor Swift’in kaderinin değişmesi için yalvardığı ve artık sevilmek istediği bu şarkı, Penelope’nin içinde bulunduğu durumla oldukça uyuşuyor. Kitaplarda okuduğu aşkı yaşamak isteyen Penelope yavaş yavaş bu isteğine kavuşuyor gibi görünüyor.
Please
(Lütfen)I’ve been on my knees
(Dizlerimin üzerindeyim)Change the prophecy
(Kehaneti değiştir)Don’t want money
(Para istemiyorum)Just someone who wants my company
(Sadece bana eşlik etmek isteyen biri)Let it once be me
(Bir kez olsun ben olayım)
Öne çıkan görsel buradan alınmıştır.
