Bordeaux, Fransa‘nın Nouvelle-Aquitaine bölgesinin Gironde departmanında bulunan ve tarihi milattan önceye dayanan bir şehirdir. Garonne Nehri‘nin kıyılarında kurulmuş olan Bordeaux, şehir merkezinden banliyölerine kadar pek çok farklı dönemden farklı mimari eserleriyle karşımızda adeta rengârenk bir mimari festival olarak duruyor.
Sainte-Catherine Caddesi
Bordeaux’nun kalbinde bulunan 1.2 kilometre uzunluğundaki Sainte-Catherine Caddesi, Avrupa’nın en uzun yaya yollarından biridir. Place de la Comédie‘den Place de la Victoire‘a uzanan cadde boyunca her sosyoekonomik durumdan insanı görmek mümkündür. Bordeaux’da alışverişin kalbi olan cadde üzerinde pek çok farklı mağazayı görmek mümkündür. Place de la Comédie’den başlayarak yürüdüğümüzde; daha pahalı ve gösterişli mağazalar, Place de la Victoire’a gittikçe azalarak daha gündelik ve pek de “şaşalı” olmayan mağazalara yerlerini bırakır. Ayrıca cadde, tamamen yayalaştırılmıştır.
Hem Neoklasik dönemden hem de Haussmann etkisi taşıyan yapıların ortasında şehri kuzey-güney ekseni boyunca adımlayarak alışveriş yapmak ve manzaranın tadını çıkarmak, kesinlikle tüm “Bordelais.e“ler* için büyük bir keyiftir.
Utopia Sineması
Place Camille Jullian‘da bulunan Saint-Siméon Kilisesi‘nin sinemaya dönüştürülmesiyle hayat bulan Utopia Sineması, gerçekten de sinemaseverlere inanılmaz bir deneyim sunuyor. Genellikle sanatsal filmlerin gösteriminin yapıldığı Utopia, aslında bir sinemadan daha fazlası. İçerisinde dönem dönem çeşitli atölyeler yapılan mekân, aynı zamanda bir kafeye de sahip.
Şehrin göbeğinde, hem Sainte-Catherine Caddesi’ne bu kadar yakın olup hem de ister arkadaşlarınızla ister tek başınıza huzur içinde bir şeyler içebileceğiniz, sonrasında ise bir film izleyip evinize dönebileceğiniz bir yaşam alanının varlığı, tüm şehir halkı için gerçekten de bir şans.
Grosse Cloche
Tarihi 15. yüzyıla dayanan ve hemen bitişiğindeki kiliseden dolayı Porte Saint-Eloi veya açıldığı sokağın isminden dolayı Porte Saint-James olarak da adlandırılan Grosse Cloche‘a bu isim, tepesinde yer alan büyük çandan (cloche) dolayı verilmiş. Yalnızca özel günlerde çalınan bu çan, günümüzde aktif olarak kullanılmamaktadır. Geçmişte zindan olarak da kullanılan yapı, günümüzde çeşitli turlar aracılığıyla gezilebiliyor. Aynı zamanda yapıldığı dönem şehrin giriş kapılarından biri olarak kullanılan yapı, günümüzde şehrin hayli merkezinde bulunuyor.
Nehir kıyısı boyunca yaptığınız güzel bir yürüyüşün ardından tramvaya binmek için Victor Hugo Caddesi boyunca yürüdüğünüzü hayal edin. Bu yürüyüşün bir noktasında kafanızı hafifçe sağınıza çevirdiğinizde karşılaşabileceğiniz ve Orta Çağ’ın tüm ihtişamını gözlerinizin önüne seren bu yapı, sizi evinize gitmekten alıkoyarak şehir merkezinde biraz daha vakit geçirmenizi sağlarsa hiç şaşırmayın.
Porte de Bourgogne
18. yüzyılda inşa edilen Porte de Bourgogne, şehre deniz yoluyla gelen yolcuları etkilemek için yapılmış bir giriş kapısıydı. Neoklasik tarzda yapılmış bir zafer takı görünümünde olan yapı, Paris’te Concorde Meydanı’nda bulunan Zafer Takı’nı da andıran bir görünüme sahiptir.
Şehrin en işlek caddelerinden Victor Hugo’nun nehir kıyısıyla buluştuğu noktada bulunan Porte de Bourgogne, şehirde yapılan toplumsal yürüyüşlerde de önem teşkil ediyor. Yürüyüş rotalarında her zaman yer verilen yapı, bu eylemlerde çekilen fotoğraf karelerini süslemesiyle de biliniyor.
Place de la Bourse ve Miroir d’Eau
Yine bir 18. yüzyıl yapısı olan Place de la Bourse (Borsa Meydanı), kralın gücünü ve ülkenin refahını yansıtmak amacıyla yapılmıştı. Şehir merkezinin biraz daha kuzeyinde kalan meydan, nehir kıyısında bulunuyor. Eski adı Place Royale‘di (Kraliyet Meydanı) ve hemen ortasında Kral XIV. Louis‘nin heykeli bulunuyordu. Ancak, Fransız İhtilali’nden sonra bu heykel kaldırıldı. Bugün, meydanda bu heykelin yerine Fontaine des Trois Grâces (Üç Güzeller Çeşmesi) bulunmakta.
Aynı zamanda meydanın hemen ön tarafında bulunan Miroir d’Eau (Su Aynası) da üstüne konuşmaya değer güzellikteki yapılardan biri. Yazının buraya kadarki kısmında bahsettiğimiz yapılardan çok daha yeni olan Miroir d’Eau, 2006 yılında açıldı. Place de la Bourse’un hemen önünde olması sebebiyle nehir kıyısından bakıldığında zeminde adeta Bordeaux Borsası‘nın ve bu meydanın bir yansımasını görmek mümkün. Adını da buradan alan yapı, bir yansıma havuzudur. Özellikle yaz aylarında suları açılan bu yapıda hem çocuklar hem de yetişkinler ferahlayıp keyifli vakit geçirmektedir.
Bordeaux, milattan önceye uzanan tarihi ve içerisinde barındırdığı mimari yapılarıyla adeta göz kamaştıran bir şehir. Bu şehrin tüm mimari yapılarının ve barındırdığı mirasların hepsine vâkıf olabilmek elbette çok güç. Peki siz Bordeaux’yu keşfetmek için planlarınızı yapmak ve yola koyulmak için neyi bekliyorsunuz?
*Bordelais kelimesi Fransızca’da Bordeaux’da yaşayan insanları niteler. Feminine hali de Bordelaise‘dir.
Kaynakça:
