Black Sabbath – Paranoid ve Psikoloji Çerçevesinde İncelemesi

Editör:
Ayşenur Gedizli
spot_img

Metal müziğin en büyük öncülerinden biri olan Black Sabbath 1968’de Birmingham’da kuruldu. Kuruluşundan bu yana 19 stüdyo albümü ve sayısız hit parçaya sahip olan grup büyük bir müzikal etkiye sahiptir. Grubun vokalisti Ozzy Osbourne, son konserini verdikten yaklaşık iki hafta sonra, 22 Temmuz 2025’te hayata gözlerini yumdu. Osbourne‘un ölüm haberi müzik dünyasını büyük ölçüde sarstı.

”War Pigs”, ”Iron Man”, ”Paranoid ” gibi hit parçaları içeren Paranoid albümü Black Sabbath‘ın ikinci albümüydü. Albüm heavy metal müzik tarihinin en iyi metal albümü olarak değerlendiriliyor. Albümle aynı ismi taşıyan ”Paranoid”, Black Sabbath’ın en büyük hiti olmakla beraber, tüm zamanların en iyi heavy metal şarkıları arasında da yer alıyor. Bu yazımızda sizlerle bu parçayı psikolojik bir çerçevede inceleyeceğiz. Keyifli okumalar dileriz!

Paranoid Nasıl Yazıldı?

Geezer Butler, rollingstone.com

Black Sabbath, Paranoid albümünün kaydını almaya başladığı sırada, grubun yapımcısı Rodger Bain, albümün bir üç dakikaya daha ihtiyacı olduğunu söyledi. Çünkü o dönem özelinde piyasaya sunulan bir albüm aşağı yukarı 40 dakikadan oluşmadığı sürece bir albüm niteliği taşımıyordu. Bu da Black Sabbath için kısa bir süre içinde yeni bir şarkı daha ortaya çıkarıp albüme eklemeleri gerektiği anlamına geliyordu.

”Sanırım ben, Ozzy ve Bill birer sandviç almaya gitmiştik. Geri döndüğümüzde Tony ‘Paranoid’in riffini yazmıştı.”

-Geezer Butler 

Geezer Butler’a göre, Ozzy Osbourne şarkı sözü yazmaktan nefret ediyordu. Bu yüzden, bu görevi kendisi üstlendi. Diğer grup üyelerine göre, Butler sözleri yaklaşık 20 dakika içinde yazmıştı. Butler yazdığı sözleri Ozzy’nin eline tutuşturduğunda, Ozzy sözleri sanki stüdyoda şarkıyı söylüyor gibi okumuştu. İki ya da üç saatin sonunda grup ”Paranoid”in kayıt sürecini tamamlamıştı. Şarkı ilk başta albüm için sadece tamamlayıcı bir şarkıydı ve albümün War Pigs adı altında yayınlanması planlanmıştı. Şarkının bir tekli olarak yayınlanmasından kısa bir süre sonra elde ettiği başarı yüzünden plak şirketi, albümün adının Paranoid olmasını istedi.

Paranoid’in Sözlerinin Ardında Yatan Hikayesi

Black Sabbath, bbc.com

Paranoid’in sözlerine şöyle bir bakıldığında şarkının depresyon hakkında olduğunu anlamak pek de zor değil. Fakat şarkının adının ”paranoyak” olduğu gerçeği dinleyiciyi bu noktada ufak bir kafa karışıklığına sürüklüyor. Geezer Butler, 2013 yılında şarkının anlamıyla ilgili bir açıklama yapıyor:

”Şarkı aslında depresyon ile ilgili, çünkü depresyon ve paranoya arasındaki farkı pek bilmiyordum. Bu bir uyuşturucu meselesi; esrar içtiğiniz zaman paranoyaklaşıyor ve insanlarla bağ kuramıyorsunuz. Esrar içtiğinizde yaşadığınız paranoya ile sonrasında yaşadığınız depresyon arasında bir geçiş var.”

Şarkının giriş kısmı, keskin, sert ve tekrar eden tınılardan oluşuyor. Bu döngüsellik şarkının sözleriyle paralel olarak içine düşülmüş bir çıkmazı anlatırken, bir yandan paranoya hissini de ortaya çıkarmaya başlıyor. Yani şarkıda direkt olarak paranoyak kelimesi geçmese de şarkının devam eden ritmi bu hissi kaçınılmaz hale getiriyor.

“Finished with my woman
(Kadınımla işim bitti)
‘Cause she couldn’t help me with my mind
(Çünkü bana zihnim konusunda yardım edemedi)
People think I’m insane
(İnsanlar delirdiğimi düşünüyor)
Because I am frowning all the time”
(Çünkü hep somurtuyorum)

Burada, anlatıcının partnerinin dahi ona yardım edemediğini görüyoruz. İç dünyasında yaşanan kargaşa dış dünyaya da yansıyor ve git gide kendi içine çekilerek zihniyle baş başa kaldığı bir noktaya sürükleniyor. Bir yandan da dışa yansıttığı bu içsel durum toplumsal dışlanmaya yol açıyor ve anlatıcı daha da izole bir duruma geliyor.

“All day long I think of things
(Bütün gün bir şeyler düşünüyorum)
But nothing seems to satisfy
(Ama hiçbir şey tatmin ediyor gibi görünmüyor)
Think I’ll lose my mind
(Sanırım aklımı kaçıracağım)
If I don’t find something to pacify”
(Eğer sakinleştirecek bir şeyler bulamazsam)

Zihniniz bu kadar depresif bir noktaya ulaştığında çeşitli kaçış yolları ve çözümler ararsınız. Anlatıcı bütün gün bir arayış içinde olduğunu fakat sonucun pek de tatmin edici olmadığını söylüyor. İşin sonunda kendini sakinleştirecek bir şeyler arıyor, aksi takdirde delireceğini söylüyor. Black Sabbath’ın bazı fanlarına göre, Butler bahsi geçen sakinleştirici olarak sigara içmekten bahsediyor. Sigara içmek, basitçe birçok insanın zaman geçirmek ve anlık olarak sakinleşmek için yaptığı bir eylem olarak düşünülerek bu sözlerle eşleştiriliyor. “Pacify”, “sakinleştirmek” anlamına geliyor; “pacifier” ise hem “sakinleştirici” hem de “emzik” anlamına geliyor. Bu durumda sigara bir emzik gibi düşünülüyor ve ufak bir metafor yapılıyor.

Öte yandan, yine Butler’ın şarkıyla ilgili açıklaması göz önünde bulundurulduğunda burada yaşanan durum uyuşturucu etkisi altındayken yaşadığı paranoyaklık ve bundan kurtulma çabası olarak da yorumlanabilir. Bu kısmı takip eden bridge kısmında, anlatıcının yardım çığlıkları ile karşılaşıyoruz. ”Can you help me” / ”Occupy my brain?” Yani, ”Beynimi meşgul ederek bana yardım edebilir misin?” Kendi zihniyle baş edemediği için bir ‘meşguliyete’, dikkat dağınıklığına ihtiyaç duyuyor. Ozzy’nin vokali bu yakarışları çok daha etkili bir boyuta taşıyor.

Black Sabbath, pinterest.com

“I need someone to show me
(Bana göstermesi için birine ihtiyacım var)
The things in life that I can’t find
(Hayatta bulamadığım şeyleri)
I can’t see the things that make true happiness
(Gerçekten mutluluk veren şeyleri göremiyorum)
I must be blind”
(Kör olmalıyım)

Şarkının bridge kısmından sonraki sözleri depresyon üzerine yoğunlaşıyor. Devam eden agresif tınılar da sözlerle paralel olarak paranoya hissini devam ettiriyor. Bu noktada, şarkı depresyon ve paranoya arasındaki sert geçişi net bir şekilde dinleyiciye sunmuş oluyor. 3. ve 4. verse arasında yer alan gitar solosunun yoğunluğu, yaşanan zihinsel karmaşanın yoğunluğuna bir ayna tutuyor.

“Make a joke and I will sigh
(Bir şaka yap ve ben bir iç geçireyim)
And you will laugh and I will cry
(Ve sen güleceksin, ben ağlayacağım)
Happiness, I cannot feel
(Mutluluğu hissedemiyorum)
And love to me is so unreal”
(Ve aşk bana hiç gerçek gelmiyor)

Anlatıcı olumlu bütün duygulara karşı adeta duyarsızlaşmış bir noktaya geliyor. Geçici olarak bile mutluluğa erişemiyor ve zihninde yaşadığı sıkıntılar kalıcı bir hale geliyor. Süregelen bir donukluk ve boşluk hissinin içine düşüyor. Geezer Butler’ın kişisel hayatında da oldukça depresif bir insan olduğu biliniyor, şarkının bu kısmı da Butler’ın kendi mental durumu ile örtüşüyor.

“And so, as you hear these words
(Ve sen bu sözleri duyarken)
Telling you now of my state
(Size kendi durumumdan bahsederken)
I tell you to enjoy life
(Hayatın tadını çıkarmanızı söylüyorum)
I wish I could, but its too late”
(Keşke ben çıkarabilseydim, ama artık çok geç)

Şarkının son kısmında anlatıcının geri dönüşü olmayan bir noktada olduğunu görüyoruz. Kendisi için bir şeylerin çoktan geçtiğini fark eden anlatıcı, dinleyiciye hayatın tadını çıkarmamızı söylüyor. Şarkı depresyonun ne kadar acımasız olabileceğinin altını çiziyor.  Ek olarak, ”I tell you to enjoy life” sözü genellikle yanlış anlaşılıyordu. ”I tell you to end life” olarak duyulan bu söz nedeniyle Ozzy Osbourne, intihara teşvik ettiği gerekçesiyle, intihar eden gençlerin aileleri tarafından dava edilmişti.

Kısaca, şarkı depresyon üzerine ilerlerken, Butler’ın uyuşturucu etkisi altındayken yaşadığı süreçlerin bir yansıması olarak da ortaya çıkıyor. Bütünüyle Paranoid, bir bakıma katarsis etkisi yaratıyor. Mental sağlık, zihinsel çatışmalar, madde bağımlılığı gibi birçok psikolojik alt metin sunuyor.


Kaynakça: 

  • Irwin Corey, ”Geezer Butler Had to Tell Ozzy Osbourne What ‘Paranoid’ Meant.” Ultimate Classic Rock, 18 Oct. 2024. Web. Erişim Tarihi: 28.07.2025
  • ”Black Sabbath – Paranoid.” Genius. Web. Erişim Tarihi: 28.07.2025
  • Hopper, Alex, and Alex Hopper. ”Behind the Meaning of Black Sabbath’s ‘Paranoid.”’ American Songwriter. 6 Dec 2022. Web. Erişim Tarihi: 28.07.2025

 

spot_img

3 YORUM

  1. Kutlarım seni kuzummmm. Nefis bir yazı ve güzel bir anlatım. Paranoya ve agresif davranışları cok güzel yorumlamışsın. Çok başarılı bir kalem..

  2. Paranoid’i bu kadar derin ve psikolojik bir çerçevede okumak çok keyifliydi. Müzik ve ruh hali arasındaki bağ harika yansıtılmış, yazarın eline sağlık.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.

Yusuf Atılgan’ın Evreninde 5 Farklı Tema

Yusuf Atılgan’ın metinlerinde yalnızlık, yabancılaşma, aidiyetsizlik, bastırılmış arzular ve bitmeyen bir arayış birbirine karışır.