Black Mirror İncelemesi Bölüm 3: White Bear

Kader Gürcüoğlu
Kader Gürcüoğlu
hayat boyu öğrenici, biraz da fazla meraklı
spot_img

Black Mirror dizisi hayatımıza 2011 yılında sessiz bir şekilde girmiş ve aslında bundan 15-20 yıl sonraki dünyanın nasıl olacağı hakkında sinyaller de vermiştir. Her bölümü farklı kalemlerin ele aldığı senaryolardan oluşan ver yönetmenliğini de farklı farklı isimlerin üstlendiği bu distopik kurgu izleyenler üstünde oldukça büyük etkiler bırakmıştır. Teknolojinin inanılmaz değişimi ve dönüşümünü ele alan bu dizi sınırların dışına çıkarak, ahlak ve etik değerlerini de ele almakta ve bununla beraber yer yer ahlaki ikilemlere de düşürmektedir.

Her bölümü farklı bir distopik dünyaya açılan Black Mirror’ın, sosyal bilimler bağlamında da ele alınıp incelenmesi ve tek bir yazıda sınırlandırılmaması gerektiğini düşünerek seri haline getirmiş ilk bölümünde Milli Marş ikinci bölümünde de Nosidive’yı (Dibe Vuruş) incelemiştik. Üçüncü bölüm olacak bu yazımızda ise White Bear’ı (Beyaz Ayı) inceleyeceğiz.

 

White Bear (Beyaz Ayı)

Victoria’nın bir kanepede gözlerini açması ile başlayan bölüm, kadının bir şey hatırlamakta güçlük çekmesi ile devam eder. Kendini iyi hissetmeyen Victoria yavaşça kanepeden kalkar ve tedirgin bir şekilde etrafını inceler.  Nerede olduğunu anlamaya çalışır, evin alt katına iner ve ona gülümseyen bir kız çocuğunun fotoğrafı ile karşılaşır.  Fotoğrafı eline alarak bir şeyler hatırlamaya kendini zorlar. Bir şeyler zihninde canlanır ama hiçbir şey tam manasıyla net değildir. Yukarıda tek dikkatini çeken televizyon ekranındaki amblemdir. Öyle ki aşağı katta var olan televizyon ekranında da aynı amblemi görür, hızlıca televizyonu kapatarak dışarı çıkar.  Neler olduğunu anlamak için yardım isteyecektir ama etrafındaki herkes onu görmezden gelir, yardımları cevapsız bırakır.  İnsanların yaptıkları tek şey telefon kamerası ile kayıt yapmaktır.  Kadın yardım çığlıklarına tepkisiz kalan insanlara anlam veremez neler olduğunu anlamaya çalışır. Bir şeyler hatırlayabilmek için zihnini zorlar. Bir araba sesiyle bu zorlu hatırlayış bir anda kesilir ve belki de bana yardım eder umuduyla ona doğru koşar.  Fakat işler hiç düşündüğü gibi gitmez ve arabadan elinde tüfek olan kar maskeli bir adam iner. İşin ilginç tarafı suratındaki kar maskesinde evdeki televizyon ekranında gördüğü amblemin aynısı vardır. Adam kadına doğru ateş etmeye başlar, kadın kaçmaya çalışır.  Bu esnada yanında çok fazla insan vardır ama herkes onu görmezden gelerek kayıt almaya devam eder. Kadın şoklar içerisinde kaçmaya devam eder.

Burada bir noktaya dikkat çekmemiz gerekiyor ki o da etrafta olan biteni gören ama yardım etmeyen insanlar.  İlk sahnelerde insanların ne kadar duyarsız olduklarını, yalnızca birer izleyici görevi üstlendiklerini görüyoruz. Hatta yer yer “neden bu kadar bencilce davranıyorlar?” sorusunu da sorduruyor izleyiciye.

Kaçarak bir benzinci istasyonuna sığınan Victoria, burada genç bir kadınla karşılaşır. Kadının ismi Jem’dir. Victoria son çare ondan belki o bana yardım eder umudu ile genç kadının yanına doğru koşar ve ondan yardım talep eder. Victoria çok korkmuş çaresiz bir halde ağlayarak olanları anlamadığını hiçbir şey hatırlamadığını söyler.  O sırada maskeli adam ateş açarak onlara doğru gelmektedir. Victoria ve Jem hemen bir markete saklanırlar.  Victoria hâlâ bir açıklama beklemektedir. Jem burdan kurtulduklarında her şeyi anlatacağını söyler ve kaçmaları için çözüm üretmeye çalışır. Nihayet bir çıkış yolu bularak kaçan iki genç kadın sonunda bir eve sığınmışlardır. Kendilerini güvende hissedince kendisinden merakla cevap bekleyen Victoria’yı daha fazla cevapsız bırakmamak için Jem burada yaşananların ne anlama geldiğini de artık açıklamaya başlar.

 

Peşlerinden koşan maskeli ve silahlı insanların avcı olduklarını, kameraya çekenlerin de izleyici olduklarını söyler. Tüm bunların ise Beyaz Ayı diye adlandırılan bir verici üzerinden yayılan sinyallerle gerçekleştiğini anlatır. Victoria Beyaz Ayı ismini duyunca afallar, gözünün önü yine çok tanıdık olan ama tam seçemediği görüntüler gelir.  Bölüm boyunca Victoria buna benzer çok fazla kötü durumla karşı karşıya kalmış, defalarca ölmekten son anda kurtulmuştur.  Defalarca ölümün kıyısından dönen Victoria Jem’in yardımı sayesinde hayatta kalmıştır. Bu durumdan oldukça sıkılmıştır ve Jem’den akıl alır. Ne yapması gerektiğini basıl kurtulacağını sorar Jem’e. Jem tek çarenin Beyaz Ayı vericisini kapatmak hatta yok etmek olduğunu söyler. Artık plan bellidir, Beyaz Ayı vericisi yok edilecektir.

Aslında buraya kadar Victoria’ya çok üzülüyor hatta bir an önce kurtulmasını sabırsızlıkla bekliyorsunuz. Avcıya, onu sadece izleyen insanlara büyük öfke duyuyorsunuz. Baktığımızda gündelik hayatımızda da bu böyledir, bazı şeylerin perde arkasını bilmeden direkt olarak karlı taraf için peşin hüküm veririz. Ya bazı şeyler bizim düşündüğümüz gibi değilse?

Beyaz Ayı vericisinin olduğu yere gelmişlerdir, Victoria bir an önce bu durumdan kurtulmak ister verici yok etmek için ona doğru koşar. Tabii bu düşündüğü kadar kolay olmaz çünkü silahlı adamlar ya da diğer isimleriyle avcılar burada da karşısına çıkar. Avcılar Jem’i etkisiz hale getirmişlerdir. Victoria deli gibi korkmuş vaziyette yerde bulduğu silahı onlara doğru doğrultur ve tetiğe basar. Ve son! Tetikten renkli kağıtlar çıkar, ışıklar yanar insanlar deli gibi alkışlar. Victoria bir tiyatro sahnesindedir. Aslında her şey koca bir oyundur.

Victoria bir sandalyeye oturtulur ve bağlanır. Hala bir şeylere anlam veremez herkes ona irite edici gözlerle bakıyordur ve artık bir şeyleri hatırlatma zamanı gelmiştir.  Victoria nişanlısı ile birlikte, evde resmini bulduğu ve hatırlamaya çalıştığı küçük kızı yakarak öldürmüş bir katildir. Üstelik bu olayı da kameraya çeken kişidir.  Beyaz ayı ise polislerin küçük kızı arama çalışmalarında sembol olan kıza ait oyuncaktır.  Victoria çıktığı mahkemede suçlu bulunmuştur.

Bölüm tamamen adalet kavramı üzerine kurulmuş olan bir bölümdür. Adaletin kamuoyu tarafından sağlandığını, suçluya cezayı kamuoyunun verdiği işlenmiştir. Bunun yanında Victoria’nın suça ortak olup izleyici olarak kalmasını da eleştirmek, bunun aslında ne hissettirebileceğini göstermek adına bölüm boyunca katılımcılar sadece izleyici olmuş ve kayıt alarak Victoria’ya o anları yeniden yaşatmak istemişlerdir.  Bu yaşananların hepsi ders verme niyetiyle yapılmıştır. Olayların geçtiği mekân Beyaz Ayı Adalet Parkı olarak insanların ziyaretine açılmış bir gösteri merkezidir. Victoria bu durumu o gösteri merkezinde sürekli olarak yaşar. Her yeni ziyaretçinin gelmesiyle beraber yeniden hafızası silinerek aynı olaylar tekrar yaşatılmaktadır. Dolayısıyla kamuoyu vicdanına bırakılan bu adalet sistemi düşünülenden daha katıdır.   Bununla beraber suça, suçluya kötülüğe sessiz kalmamamız, başkaldırmamız gerektiğini anlatan bölüm, bir yandan da bazı durum ve olaylar için peşin hükümlü olunmaması gerektiğini, savunduğumuz veya eleştirdiğimiz olayların perde arkasını da öğrenmemiz gerektiğini anlatıyor.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Editor Picks