Apple TV+’ın “Siyah Kuş” adlı altı bölümlük, olayın hakiki kahramanı James Keene‘in yaşadıklarını anlattığı kitabından esinlenen dizi, parmaklıklar ardında kaldığından emin olmak ve kendi suçunu affettirmek için bir seri katile yaklaşmaya ikna olan hükümlünün olağanüstü hikayesini gözler önüne sermektedir. Hem hapishanede hem de dışarıdaki araştırmacılarla anlatılan hikaye, başrollerinde çoğu izleyicinin Kingsman serisinden tanıdığı Taron Egerton, çok yakın bir zamanda kaybettiğimiz usta aktör ve GTA serisinden Tommy Vercetti karakterinin seslendirmeni Ray Liotta (aynı zamanda aktörün son işidir), Paul Walter Hauser, Greg Kinnear ve Sepideh Moafi bulunmaktadır.
Serinin ana kahramanı Jimmy Keene, lisedeyken gelecek vaad eden bir Amerikan futbolu geçmişine sahip olmasına rağmen polis babasının borçlarını ödemek ve kendisine lüks bir hayat sunmak için uyuşturucu işine bulaşıyor. Bu işte de oldukça başarılı olan Jimmy, yakın arkadaşının ihanetiyle hayatı tepetaklak olduktan sonra polis baskınında evinde bir çok uyuşturucu, silah ve para bulunarak yakalanıyor. Hapishaneden çıkmanın yolunu ararken kendisine FBI tarafından gelen bir teklif cezbedici oluyor.
Hikayenin seri katili Larry Hall, küçüklüğünden beri zangoç babasıyla birlikte mezar kazarak büyüdüğü bilinmektedir. Larry, tarihi canlandırmalara, özellikle soğuk savaş dönemi canlandırmalarına, ilgisi nedeniyle eyalet çapında seyahat etmektedir. Jimmy’nin bir an önce serbest kalmak için kabul etmek zorunda kaldığı süreç, onu yüksek güvenlikli bir hapishanede Larry karakterinden itiraf alması için yan yana odalarda mahkum bırakır. Dizideki birçok insan tarafından da seri katil gözüyle bakılmaz daha çok seri itirafçı rolündedir. Herkes Larry’nin ilgi istediğini ama hiçbir şey yapamayacak biri olduğu konusunda da ısrarcıdır. Dahası dedektiflere rüyalarında kadınları öldürdüğünü söyleyen Larry, davaya yeni bir bakış açısı kazandıran dedektif Brian Miller için sadece katilin bilebileceği detaylar öne sürdüğü halde itiraf etmesi için içeride birilerine ihtiyaç vardır.
Bu Larry. Kendini her zaman olduğundan daha büyük göstermeye çalışır.
Dizi ilk bölümünden itibaren izleyiciye mükemmel bir terazide dayanıklılığı ve kırılganlığı anlatıyor. Jimmy’nin Larry ile arkadaş olabilmek için büründüğü karakter ve asıl benliği arasındaki dengeyi sağlamaya çalışmasının zorluğunu izleyici derinden hissediyor diyebilirim. Ek olarak, Larry dizide göründüğü ilk andan itibaren bizi o ağır konuşması ve katil çehreli gözleriyle serinin içine çekiyor ve bitmek bilmeyen o belirsizliği yansıtıyor.
Dizinin bölümleri ilerledikçe hapishane dışındaki dedektiflerin araştırmaları dallanıyor fakat yine izleyiciyi o uçsuz bucaksız “acaba itiraf gelecek mi?” duygusundan alıkoymuyor. Gerek Larry’nin son kurbanlarının perspektifinden bize aktarılan sahneler, gerek dizinin duygusal alt metni altı bölümlük mini seri olmasına rağmen Jimmy’nin Larry ile arkadaş olmaya çalışmasındaki o zorluk, üstünden hızlıca geçilmeden güzel aktarılmış. Bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi çekim ve yaşanmışlıktan öte aktörlerin gösterdikleri müthiş oyunculuktan geçtiği kesin. Çünkü Black Bird’ün baş rollerini paylaşan Taron Egerton ve Paul Walter Hauser mimikleri ve beden dilleriyle rollerini yaşamanın ötesindeler.
“Ölebilirsin ama yaşayamazsın, ben yaşadım.”
Suçu anlamak, suç psikolojisi ve psikopati gibi konularda seyirciyi bilgilendiren bu yapım, başlarda ağır ilerliyormuş gibi düşünülse de karakter gelişimi için büyük bir payı var. Çocukluktan gelen travmaları ve neden olabileceklerini güzel bir şekilde aktarmış.
Ek olarak, Black Bird serisi genel mini dizilerden 2/3 bölüm daha kısa olmasına rağmen izleyiciye zaman kaybetmeden nasıl etkili bir şekilde şov yapılacağını da göstermiş diyebiliriz. Bu dönemde böyle dizileri bulmak zor olduğu gibi bu projede çalışan herkesin yaptığına inandığının kanıtı olduğunu düşünüyoruz.
Son olarak Black Bird, Mind Hunter ve True Detective gibi suç dizilerine aşina olan seyirciler için altın değerinde diyebiliriz. Serinin geneline baktığımızda seyirciyi psikolojik sarsıntılar hakkında da bilgilendiren bu yapım, kesinlikle izlemeye değer.
Birazdan itibaren izlemeye başlıyorumm