İsviçreli sembolist ressam Arnold Böcklin 1827 yılında Basel’da doğmuştur. Sembolizm akımının öncülerinden olan Böcklin; iç dünya, uyku, ölüm, rüya, yalnızlık gibi konular üzerine kafa yorarak benzersiz eserler ortaya çıkarmıtır. 16 ve 17. Yüzyıllarda sanatın meslek olarak anılmasına karşın sanatın bir meslek değil, bireyselleşmiş varoluş biçimi olduğunu eserleriyle kanıtlamıştır.

Klasik bir eğitim alan Böcklin, kariyerine öncelikle manzara ressamı olarak başlamıştır. Ardından, sembolizm akımının gün yüzüne çıkmasıyla, düşsel ve fanteziyle örülü gizemi barındıran çeştili eserler ortaya koymuştur. Sembolizm akımı, 19.yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır. Sembolizm akımı, realizm akımını net bir şekilde reddetmektedir. Realizm akımında insan duygularının önemsenmeyip akıl ve mantık yolunca gitmek desteklenirken, sembolizmde insanın duyguları mutlak doğrulardan daha önemli bir yere sahiptir. Sembolizmin önemli eserlerinden olan ‘Ölüler Adası’ isimli tablo ise Arnold Böcklin’in en popüler ve ilgi görmüş tablolarından birisidir.

Ressam, bu tablosunda, olmayan bir mekanı resmetmiştir. Yunan mitolojisinden esinlenerek, Zeus ile Demeter’in kızı olan Persephone’nin yeraltına kaçırılmasını konu edinmiştir. Böcklin sembolize ettiği bu ortamda, tekinsizliği ve gerçek ile öteki dünya arasındaki belirsizliği aktarmıştır. Persephone’nin yer altına kaçırılması, Hades’in Persephone’den hoşlanmasıyla başlar. Bunun üzerine, Zeus Hades’e kızını kaçırmasını söyler. Bir gün orman içerisinde yürüyüşe çıkan Persephone çok güzel bir çiçekle karşılaşır. Çiçek öyle ışıl ışıl parlıyordur ki, ona dokunmadan edemez. Fakat o çiçeği aslında oraya Zeus yerleştirmiştir. Persephone’nin çiçeğe dokunmasıyla yer ikiye yarılır ve Hades atlarıyla Persephone’yi yakalayarak yer altına kaçırır.

Tabloda görülen Kayıkçı (Karon), Yunan mitolojisinde geçen Acheron ırmağının kollarından birisi olan Sticks Nehri üzerinde gerçek dünyadan gönderilen ölüleri taşımaktadır. Yunan mitolojisinde adı geçen Acheron ırmağının, zift renginde olduğu vurgulanmaktadır. Nehrin bir ucundan diğer ucuna kadar ölüleri taşıyan Karon, her seferinde ölülerin yüzlerine para konmasını istemektedir. Eğer bu para konmaz ise, ölüler zift gibi siyah olan Acheron ırmağına bırakıldığı Yunan mitolojisinde birçok kez vurgulanmıştır.
Böcklin, Yunan mitolojisini kendi yaratıcılığıyla harmanlayarak ortaya böyle bir tablo çıkartmıştır. Bu tablo ile birlikte sanatta Neolitik Döneme girilmiştir. Sanatta Neolitik Dönem, Antik Yunan ve Roma dönemindeki tarzların fırça izleriyle tuvale aktarılmasıdır. Arnold Böcklin ise, Yunan mitolojisini simültane renk paletleri kullanarak sanatseverlere böyle devasa bir eser bırakmıştır.
Tabloya daha yakından ve dikkatli bir biçimde bakıldığında ise, ressamın gölgelerde siyah renk paleti yerine mavi tonlarını kullandığı görülüyor. Aslında, iki dünya arasındaki geçişin, insanlar tarafından korkulduğu kadar ürkütücü bir gerçeklik olmadığını belirtmek istemiştir Böcklin. Bu nedenle mavi tonlarına kaçarak oradaki ürkünç ve korkunç düşünceleri kırmayı hedefler. Hedeflediğine de ulaşmıştır bir bakıma;
günümüze kadar uzanan bu tabloya ilk bakıldığında ölüm değil, huzurlu bir yolculuk akla gelmektedir.
Kaynakça
https://www.storyboardthat.com/tr/mythology/persephone
https://serkanhizli.wordpress.com/tag/oluler-adasi/
Tek kelimeyle mükemmel!