Son yıllarda Modern Türk Edebiyatının önde gelen başarılı ismi Melisa Kesmez, yazarlık kariyerine son hızla devam ederken, bu yazıda dördüncü kitabı olan Küçük Yuvarlak Taşlar adlı eserini inceleyeceğiz. Yazarı daha yakından tanımak, önce kendi hikâyesine sonra da yazdığı hikâyeleri mercek altına alalım!
Melisa Kesmez Kimdir?

Melisa Kesmez, 1980 yılının eylül ayında doğmuştur. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde Sosyoloji bölümünü bitirmiştir. Çeşitli alanlarda, yazarlık, gazetecilik, fotoğrafçılık eğitimleri alan yazar, basın hayatında kültür sanat yazıları ve söyleşiler yayımlamıştır. Aynı zamanda tiyatro projelerinde yer almış, çevirmenlik ve dramaturgluk yapmıştır. Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz, Bazen Bahar, Nohut Oda, Küçük Yuvarlak Taşlar ve Çiçeklenmeler adlı kitapları bulunmaktadır. Bazen Bahar adlı eseri ile 2017 Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştür. Aynı zamanda Nohut Oda ile 65. Sait Faik Hikâye Ödülü’nü kazanmıştır.
Küçük Yuvarlak Taşlar

Yazarın öykü kitabı üç ana hikâye üzerine kurgulanmıştır. Bu üç hikâyede anne, kız, ve baba anlatılarak bir aile üçlemesi tamamlanmış ve bir bütün olarak tek öykü şeklinde basılmıştır. Kesmez, kitabı yazarken üç öyküyü de birbiriyle bağlantılı ve paralel şekilde yazmıştır. Üç hikâyenin olayları, konuları birbiriyle ilişkilidir. Kitabı baştan sona okuduğunuzda ailenin bütün konusunu anlamak ve kafanızdaki soru işaretlerine çözüm üretmek mümkündür.
Nergis’in Hikâyesi

Kitabın ilk bölümünde Nergis, yani anne anlatılır. Nergis, çocuğuna anne olamamış, eşine eş olamamış, başkasına aşık bir kadındır. Sonunda eşiyle boşanan kadın, kızıyla bir süre yaşadıktan sonra kızı da babasının yanına taşınır. Hikâyede tam bir babasının kızı olan Elif, daha çok babasıyla yaşar. Bir şekilde hayatta yalnız başına kalan kadın, bir gün Elif’in hamile olduğunu öğrenir. Arkadaşıyla bir yolculuğa çıkan Nergis, kızının yanında olamadığı için hem kendisiyle hem geçmişiyle türlü hesaplaşmalar yaşar. Hayatın yönünü yanlış yere süren bir kadın olsa da, arkadaşıyla çıktığı yolculukta her şeye rağmen güçlü durmayı, hayata devam etmeyi ve yeniden başlamayı bilir.
Elif’in Hikâyesi

Babasıyla yaşayan Elif, hamile olduğunu öğrenir. Tatildeyken geçmişteki bir aşkıyla karşılaştığı sırada hamile olduğunu yeni öğrenmiştir. Bu durumu babasına söylediğinde elbette güzel ve anlayışlı bir tepki alır. Elif, tatil serüveninde babasıyla beraber yeni insanlar tanırken bir yanda annesinin boşluğu bir yanda ise kendi sorunlarıyla mücadele eder. Annesinin yanında olmamasına, çocuğunun babasız olmasına rağmen Elif, tıpkı annesi gibi hayatına devam etmekte kararlıdır. Ayrıca çocuğunu doğurmakta da kararlıdır.
Mehmet’in Hikâyesi

Hikâyede baba rolünde olan Mehmet, Nergis tarafından terk edildikten sonra kafasını dağıtmak amacıyla bir yolculuğa çıkar. Eski dostlarıyla görüşür, yeni terk edilmiş ve yarım kalmış bir adam olan Mehmet, hâlâ Nergis’i düşünmektedir. Kızıyla da henüz görüşmeyen adam, yalnızlığa alışma sürecindedir. Bir anda geçmişiyle yüzleşen Mehmet, babası tarafından terk edildiğini hatırlayarak, kızıyla kendi arasında empati kurmaya çalışır. Bir yandan da Nergis’in artık onu sevmediğini, belki de hiç sevmediğini düşünme eğilimindedir. Bir süre sonra kızıyla iletişim kurmaya başlayan adam, ona yanına geri dönmesini söyler. Bu hayatta kızını her şeyden çok seviyordur.
Hikâyedeki Paralellikler

Üç öyküde de görüldüğü üzere Nergis, Elif ve Mehmet hayatta yarım kalmış, eksik bırakılmış ve bu şekilde yaşamaya çalışan karakterlerdir. Parçalara bölünen bir ailenin bağlantılı konularını anlatan Kesmez, hiçbir şeyin tesadüf olmadığını, kimin hayatında kimlerin nasıl izleri olduğunu okura göstermektedir. Ayrıca öyküde herkes farklı bir yola gidip yeni bir hayata başlarken, bu yolculukların getirdiği zorluklar da birbiriyle bağlantılıdır. Anne, baba ve çocuğun yalnızlığı, parçalanmış yaşam mücadelesi ve üç kişinin birbirinde bıraktığı yaralar iç içe geçmiş şekildedir. Üç kişi, aynı anda hayatını, kendini sorgulamaya başlar. Türlü hesaplaşmalara ve yüzleşmelere maruz kalır. Yaşanan olayların yanında üç kişinin içinde bir içsel yolculuk da mevcuttur, bu yolculuk tanrısal bakış açısıyla anlatılır.
Benzerliklerin Görünümü

Nergis ve Elif’in en büyük benzerliği, yanlış seçimler ve hatalar yapan iki kadın olmasıdır. Nergis, gençliğinde başka bir adama aşıktır ve Mehmet’i onun gibi sevememiştir. İki adam arasında sıkışıp kalır. Elif ise ayrıldığı aşkı ve tatilde karşılaştığı eski bir aşkı arasında kalır. Geçmiş hatalarıyla ve kalbini kırdığı biriyle yüzleşme şansı bulur. Yani her iki kadın da hatalıdır ancak buna rağmen güçlü olmasını, yoluna devam etmesini de bilen, ayakları yere sağlam basan özgür ruhlu kadınlardır. Bir diğer benzerlik ise Mehmet ve Elif arasındadır. Mehmet’in babasının onu çocukken terk etmesi, Elif’in annesiyle babasının boşanmasının ardından bir süre babasız kalması benzerdir. Mehmet babasızlık çekmiştir ve yıllar sonra kızı Elif de bir şekilde aile sorunları yaşamış, bir süre babasından uzak kalmıştır. Babasıyla birlikte yaşamaya başladıktan sonra da annesinden uzak kalmıştır. Aile içi mesafeler ve açılan yaralar büyük benzerlik gösterir. Melisa Kesmez, annenin babanın kaderinin çocuğa nasıl yansıdığını bazı hikâyelerinde dile getirmektedir.
Yarım Kalanlar, Uzak Olanlar

Eserin genel hatlarını ele almak gerekirse Kesmez, kitabı üç ana öykü üzerine oturtmuş ve hayatın masum, içli yanlarını dışa vurmuştur. Hatalar, ayrılıklar, bazı ödenen bedeller derken üç kişinin hayatı bir şekilde parçalanmış ve hayat boyu yaraları kapanmamış olan bir ailenin yaşantısıdır. Öykü yarım kalmak, uzak olmak ve her şeye rağmen yaşamak kavramları arasında anlatılmaktadır. Bu kelimelerin anlamları kitapta tek tek, her satırda bir kez daha cevap bulmuştur.
Kaynakça:
Kesmez, Melisa. Küçük Yuvarlak Taşlar. İstanbul: İletişim Yayınları, 2022.


