Bir Milyon Yen Kız: Rotası Olmayan Bir Kaçış Hikâyesi

Yazı İçindekiler [hide]

Nazlı Can
Nazlı Can
Şibumi
Editör:
Ayçe Cansu Yaşar
spot_img

“Bir sürü insandan kaçtım.

Bir sonraki zamanda,

Bir sonraki kentte.”

Suzuko

Yuki Tanada tarafından kaleme alınan ve  yönetilen bu filmde, yaşadığı kötü bir olay sonucu farklı yerlere taşınan bir kızın hikayesine tanık oluyoruz. Bu, belli bir rotası ve amacı olmayan bir kaçış hikâyesidir. Film, kafanızı dinlemek istediğiniz zamanlarda izleyebileceğiniz hafif tempolu ve tatlı bir yapım. Ağırlıklı olarak soğuk renklerin ve hafif tonların kullanımı, bu sadelikte büyük bir etken gibi görünüyor. Oyuncu Yu Aoi’nin duru ve etkileyici performansı sayesinde de filmin sonunda buluveriyoruz kendimizi.

Suzuko

Karakterimiz Suzuko Sato, ailesine yük olmak istemeyen bu yüzden kendi evine taşınmak isteyen 21 yaşında bir genç kız. Oldukça sessiz, kendi halinde ve bir nevi kendi kafasında yaşayan birisi. Yaşının getirdiği bilinçle, yıllardır okul masraflarını ödeyen ailesine daha fazla ağırlık vermek istemiyor. Suzuko, yarı zamanlı bir işte çalıştığından tek başına bir ev tutmaya gücü yetmiyor ancak bir gün iş yerindeki bir arkadaşı ortaklaşa ev tutmayı önerince Suzuko sevinçle bu teklifi kabul ediyor. Lakin Suzuko’nun talihsizliği daha ilk girişiminden kendini gösteriyor.

Taşınacağı zaman Suzuko büyük bir sürprizle karşılaşıyor. Arkadaşının sevgilisiyle birlikte taşınacağını öğreniyor. Üstelik taşındığı gün arkadaşı sevgilisinden ayrılıyor ve Suzuko hiç tanımadığı biriyle aynı evi paylaşmak zorunda kalıyor. Suzuko tek başına yaşayabileceğini kanıtlamak istediği için evine dönemiyor.

Sağanak yağmurun yağdığı bir esnada Suzuko küçük bir yavru kedi buluyor. Kedinin aç olduğunu düşünerek bir şeyler almaya dışarı çıkıyor. Döndüğünde ise ayrılık acısı çeken, depresif ev arkadaşının yavru kediyi o felaket yağmurda dışarı attığını görüyor. Suzuko, panikle dışarı çıkıyor ve yavru kedinin cansız bedeniyle karşılaşıyor. Bu olay üzerine öfkelenen Suzuko, ev arkadaşı yokken onun tüm eşyalarını atıyor ve sonuçta davalık oluyor. Bunun üzerine hem para cezası hem de hafifletilmiş hapis cezası alıyor. Ve film boyunca ağırlığından kurtulamayacağı bir olay siciline işlenmiş oluyor.

Kaçış

Film en başta, zaman çizgisinin bozarak Suzuko’nun hapisten çıktığı anla başlıyor. Bu çıkış anına eğlenceli bir müzik eşlik ediyor. Bu açılışla bize, karakterimizin en sonunda arzuladığı özgürlüğe kavuşacağını gösteriliyor olabilir. Suzuko hapisten çıkınca mecburen ailesinin yanına dönüyor. Annesinin kızı için, özenle en sevdiği yemekleri hazırladığını görüyoruz. Babası ve annesi onu gücendirmemek için ne söyleyeceklerini bilemiyorlar ve hapis olayı hakkında konuşmamaya çalışıyorlar. Ancak küçük erkek kardeşi sert bir çıkış yapıyor. Kardeşi Takuya, Suzuko’yu eve geldiği için suçluyor. Herkes tarafından zekası ve çalışkanlığı ile övülen Takuya, sabıkalı bir ablası olmasının onu etkileyeceğini ve sınavlarına odaklanamayacağını büyük bir bencillikle haykırıyor. Bunun üzerine Suzuko, bir milyon yen biriktirir biriktirmez taşınacağını söyleyip masayı terk ediyor. Bu esnada çapraz bir didişmeye şahit oluyoruz. Suzuko kardeşiyle tartışırken aynı esnada anne ve babası da tartışıyor ve içlerinde biriktirdikleri her şey ortaya çıkıyor.

“Beni kimsenin tanımadığı bir kente gitmek istiyorum.”

Aile içi anlaşmazlıklar ve mahalle dedikoduları yüzünden baskı altında hisseden Suzuko, sonunda bir milyon yen hedefine ulaşarak aile evinden ayrılıyor. İlk durağı deniz kıyısında bir büfe oluyor. Burada tekrar bir milyon yen biriktirene kadar kalmayı planlıyor. Çalışır çalışmaz iltifatlar alıyor ve hayatında ilk kez övüldüğü için mutlu oluyor. Gerekli parayı biriktirince buradan da ayırılıyor ancak ardında yaşanmamış bir aşk ihtimali bırakarak. Suzuko farklı yerlere taşınarak bariz bir şekilde sorunlarından kaçıyor. İçindeki karmaşık düşünceler ve korkuları nedeniyle insanlardan da kaçıyor. Gittiği bu yerlerde biri ona yakınlaştığı esnada başka bir yere taşınıyor. Arkasında hep yaşanmamış olasılıklar bırakıyor. Ve film boyunca bu örüntü devam ediyor.

“Zorluklardan korunmak ve pürüzsüz bir hayat sürmek için sadece birbirimize kafa sallamak ve gülmekle yetiniyoruz ve kaçınılmaz olarak da hiçbir şey hissetmeden bitiyor ilişki.”

Suzuko’nun ikinci durağı ise adeta aşktan kaçmasına bir gönderme olarak yaşlıların bulunduğu bir dağ kasabası oluyor. Bir kadının yanında yatılı olarak şeftali toplayıcılığı yapıyor. Burada çalışkanlığından ötürü “Şeftali Kız” lakabını alıyor. Ancak izni olmadan şeftali tanıtımı için poster kız konumuna getirilince işler raydan çıkıyor. Suzuko bu işi yapmayı reddedince, kasabalılar üzerine geliyor. Suzuko köşeye sıkışınca bir sabıkalı olduğunu bu yüzden yapamayacağını itiraf edip kaçıyor. Bu olayda Suzuko’nun nereye giderse gitsin suçlu kimliğini yanında taşıdığını görüyoruz. Başka bir yere taşınmış olsa da kendisini ifşalamasına neden olacak koşullar oluşuyor.

“Kendimi bulma çabasında olduğumdan değil seçeneğim olmadığı için buradayım. Kaçıyorum.”

Taşındığı bir sonraki durakta, Suzuko engelleyemeyeceği bir duyguyla karşılaşıyor, iş arkadaşı Nakajima’ya aşık oluyor. Ve tüm yolculuğu boyunca yaşadıklarını anlattığı tek kişi Nakajima oluyor. Aşkları ahım şahım ilerlemediğinden Nakajima’nın Suzuko’yu sevmediği duygusuna kapılıyoruz.  Üstelik Suzuko’dan borç para alıp başka bir kızla takılması da şaibeli bir durum yaratıyor. Ancak sonradan anlıyoruz ki Nakajima, Suzuko’nun bir milyon yeni tamamlayıp gitmesinden korktuğu için borç isteyip duruyor. Fakat Suzuko, aldatıldığını ve aptal yerine konulduğunu düşünerek, gerçeği öğrenemeden oradan ayrılıyor.

Nakajima, Suzuko’nun peşinden koşsa da farklı yollara sapıyorlar, birbirlerine çok yakınken birbirlerini bulamıyorlar. İzlerken panikle karşılaşmalarını arzuluyor ve bekliyoruz ancak Suzuko “Böyle olacağı varmış.” diyerek hayatına devam ediyor. Filmin sonunda Suzuko’yu basamakların tepesinde görüyoruz bu sahne onun katettiği yolu ve yaşamında ne kadar ilerlediğini vurguluyor. Nakajima ise Suzuko’nun geride bıraktığı tüm insanları temsil eder gibi basamakların dibinde duruyor.

“İki insan tanıştığında bir parçalarını feda ederler diye düşünüyordum. Ben de parçalanmaktan korktuğum için bundan kaçtım.”

Film boyunca korkuları olan ve bu yüzden kaçmayı tercih eden sıradan bir kızın hikâyesini izliyoruz. Suzuko kendisini eylemlerinden ve hayatından sorumlu tutar ancak kişiliği bu durumu ağırlaştırır. Talihsizliği ise peşini bırakmaz. Belki de bu yüzden hiçbir yere tutunamaz ve kendini ait hissettiği bir yer bulamaz.

İyi seyirler!

 

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Dijital Dünyada Görünmez Yönlendiriciler: Algoritmalar Nasıl Çalışıyor?

Algoritmalar nasıl çalışır? Arama, öneri ve yapay zeka sistemlerini örneklerle öğrenin; etik ilkeler ve pratik ipuçlarıyla dijital rehberiniz.

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Massive Attack – Mezzanine Albüm İncelemesi: Trip-hop’un Zirvesi

Mezzanine, Massive Attack'in yaratıcı gerilimle biçimlenen en karanlık albümü; elektronik müziğin sınırlarını yeniden tanımlarken içsel çatışmanın sesini kayda geçirir.

İsmail Bilgin – Enver Paşa Bir Adanmışlık Öyküsü | 50 Alıntı

İsmail Bilgin bu eserinde, Enver Paşa’nın yaşamını ilkesel bağlılık ve tarihsel temsil çerçevesinde ele alarak dönemin düşünsel iklimini yeniden yorumlamaktadır.

Edip Cansever’in Şiirlerine Yansıyan Hiçlik Travması

Edip Cansever, İkinci Yeni’de bireyin travma, boşluk ve hiçlik duygusunu işler. Şiirlerinde varlıkla yokluk arasında sıkışan ruhsal boşluktaki bireyleri anlatır.

Viyana’da Bir Hafta: Sanat, Tarih ve Lezzet Dolu Gezi Rehberi

Viyana; sanat, müzik ve tarihle iç içe bir şehir. Sarayları, müzeleri, kafeleriyle görsel bir şölen sunuyor. 1 haftada keşfedin, aşık olmaya hazır olun!

İnsanlığımı Yitirirken Neden Bu Kadar Eleştirildi?

Bu yazımızda, Dazai’nin İnsanlığımı Yitirirken romanını psikolojik yönleriyle ele alıp eleştirilme sebeplerini inceliyoruz

Duygusal Farkındalık Üzerine: İçindeki Ben’e Sarılmak

Duygusal farkındalık, kendi benliğimize sarılmanın ilk adımıdır. Bastırılan her duygu benliğimizi içimizdeki zindanlara mahkum eder. duygularımızı fark etmek pusulayı bizlere çevirir.

Editor Picks