Bir Garip Manifesto: Orhan Veli Kime ve Neye Karşıydı?

Beyza Ünlüulkut
Beyza Ünlüulkut
Ey iki adımlık yerküre, senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!
spot_img

 

”Göllerde bu dem bir kamış olsam” diyen Ahmet Haşim’e karşı Orhan Veli ”rakı şişesinde balık olsam” der.

Mütareke acılarının, Milli Mücadele ateşinin sönmesinden sonra artık ‘Turancı’ düşüncenin edebiyatı pek beslemediği, 2. Dünya Savaşı’nın başladığı dönemlerde gençlerdeki ölüm korkusu ve bu psikoloji onları dünya nimetlerini yaşama hevesine itmiştir.

Garip tam da bu dönemde Türk şiirinde bu zamana kadar yapılmış her şeyi reddederek ortaya çıkar.

Orhan Veli başta olmak üzere Garip’in şiirde yapmak istediği şey şuurlu bir basitleşme hareketidir. Şiirin hiçbir zaman hiçbir sınıfa ait olmaması gerektiğini, şiirin mevzunun günlük hayattan, normal insanlar olması gerektiğini savunan Garip geleneği tamamen reddediyordu.

Bu yüzdendir ki onların şiirine Süleyman Efendi’nin nasırı bile konu olur. Onlar; şiirde vezne, kafiyeye, ölçüye, mecaza, süslü kelimelere tamamen karşıdırlar. Orhan Veli kafiyeyi; ‘İlk insanlar ikinci satırın hatırlanmasını kolaylaştırmak için kullanmışlardır’ der. Bu şiir dilinin kendine has yapısına karşıdır. Mısracı zihniyete, lafız ve mana sanatlarına…

Orhan Veli Garip ön sözünde şöyle der: ”Teşbih, eşyayı olduğundan başka türlü görmek zorudur. Bunu yapan insan acayip karşılanmaz, kendine hiçbir gayri tabiilik isnada edilmez. Halbuki teşbihten ve istiareden kaçan, gördüğünü herkesin kullandığı kelimelerle anlatan adamı bugünün münevveri ‘garip’ telakki etmektedir.”

Kendilerine garip yani uzak derler. Onlar; ‘Nimete, insana, biz sizin telakkinizden uzağız, sizin gibi düşünmüyoruz bu yüzden garibiz. Şiiri müreffeh sınıfların zevkine hitaptan kurtaracağız, bu durumu yıkacağız’ diyen Orhan Veli’nin aristokrasi ve teokrasi düşmanlığı da ön sözde görülür.

Bu güne kadar yüksek kesimlere hitap eden, onların olan şiir artık sokaktaki adamın, kadının da şiiri olacaktır ve onu anlatacaktır. Orhan Veli Söz adlı şiirinde ”Aldırma söz olur diye; tak takıştır, sür sürüştür, inadına gel, piyasa vakti, muhallebiciye. Söz olurmuş, olsun. Dostum değil misin?” derken başkaldırısını bir kez daha dile getirir.

Sevgilisine ”inadına gel” diyen Orhan Veli; ayıplara, kalıplara, aristokrasiye, teokrasiye, topluma inat gel demek istemektedir. Ayrıca onun sevgilisi ne Yahya Kemal’in İstanbullu Hanım sevgilisine benzer ne Ahmet Haşim’in zarif, ince sevgilisine. Çünkü onun bu hafifmeşrep sevgilisi de hayatın içindedir.

”Göllerde bu dem bir kamış olsam” diyen Ahmet Haşim’e karşı Orhan Veli ”rakı şişesinde balık olsam” der. Şiiri sivilliğe, basitliğe, doğallığa indirgemek ister. Bu isteklerinde başarılı olan Orhan Veli ve arkadaşları şiirin hem dilini hem muhtevasını serbestleştirerek Türk şiirine farklı bir yön kazandırmışlardır. Artık sadece asiller ve yüksek kesimler değil, alelade normal insanların hatta yosmaların, varoşların da şiire konu olduğu görülecektir.

Orhan Veli’den Garip ön sözünü destekleyici bir şiir ile yazımıza son verelim:

Sabaha Kadar

Şu şairler sevgililerden beter;
Nedir bu adamlardan çektiğim?
Olur mu böyle, bütün bir geceyi
Bir mısraın mahremiyetinde geçirmek?

Dinle bakalım, işitebilir misin
Türküsünü damların, bacaların
Yahut da karıncaların buğday taşıdıklarını
Yuvalarına?

Beklemesem olmaz mı güneşin doğmasını
Kullanılmış kafiyeleri yollamak için,
Kapıma gelecek çöpçülerle,
Deniz kenarına?

Şeytan diyor ki: “Aç pencereyi;
Bağır, bağır, bağır; sabaha kadar.”

(Orhan Veli, Garip, s.47)

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Editor Picks