Stellan Skarsgård‘ın 8 çocuğundan biri olan Bill Istvan Günther Skarsgård, 9 Ağustos 1990 tarihinde İsveç’in başkenti olan Stockholm’de dünyaya gelmiştir. Oyunculuk kariyerine 9 yaşındayken Järngänget adlı filmde küçük bir rol olan Klasse ile başlamıştır. 2007 senesinde Stockholm’de bulunan Södra Latin Okulu‘ndan mezun olan Bill’in tiyatro ve sinema konusunda resmi eğitimi bulunmamaktadır. Aktör olmanın yanı sıra yapımcı, yönetmen, yazar, seslendirme sanatçısı ve modellikte yapmaktadır. 2008 senesinde Erik olarak rol aldığı Arn – Riket vid vägens slut adlı filmi için şu sözleri söyler: ” Üç ağabeyim var ve her biri anne ve babamın eğitimlerinden birini seçmiş. İkisi aktör, üçüncüsü de annem gibi doktor. Ne yapmak istediğimden emin değildim, ta ki Arn gelene kadar.” Şimdi hazırsanız Bill Skarsgard’ın oynadığı korku türündeki yapımlara göz atalım.
Pennywise: Bill Fırtınası Ne Zaman Esmeye Başladı?

Stephen King‘in aynı isimli kitabından ekranlara uyarlanan It (2017) ve It Chapter Two (2019) filmlerindeki dans eden palyaço Pennywise rolü ile fırtınasını estirmeye başlayan Bill, bu rolleri ile ve 2017 senesinde Fright Meter Ödülleri‘nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü ve 2020 senesinde En İyi Kadro Ödülü’nü aldı. Toplam 8 adaylığı bulunan bu rolü hakkında bir röportajında şu sözleri söyler: ”Sadece palyaço Pennywise olmasından ziyade O’nun Pennywise aracılığıyla gerçekten parlamasını istedim. Bu sebeple O’nun çoğunlukla ne olduğunun Pennywise’ın kim olduğunun arkasında olmasını istedim. Orijinal kitapta ‘palyaço O’nun en sevdiği formdu.’ gibi bir cümle var. O gerçekten palyaço olmayı seviyordu.”
Duymadan Önce Görmek: Nasıl Dans Eden Palyaçoya Dönüştü?

Elinde sadece yazılı bir metin varken karakterini geliştirmeye başlayan Bill için bu aslında zorlu bir süreçti. Çünkü elinde Pennywise’ın nasıl bir karakter olduğunu ona gösteren görsel ipucu oldukça sınırlıydı. Bu sebeple karakterinin nasıl gözüktüğünü görmeden çoğu özelliğinin kafasına tam olarak yerleşmediğini şu şekilde ifade etti: ”Protez ve makyajla yaptığım ilk test, karakterin içinde ben varken gerçekte nasıl görüneceğini gördüğüm yerdi. Bu, bu şeyin nasıl ses çıkaracağını [keşfetmek] için keşfetmem gereken bir şeydi.”
Kont Orlok: Bir Maske Arkasında Daha

Nosferatu Movie Poster from PinterestNosferatu: Bir Dehşet Senfonisi 1922 yılında Weimar Cumhuriyeti’nde çekilen, Alman dışavurumculuğu akımının başyapıtlarından biri sayılan ve korku sinemasının sayılı klasiklerinden olan bir korku filmidir. Daha sonrasında 1979 senesinde çekilen versiyonu ise Batı Almanya ve Fransa ortak yapımı Gotik korku filmidir. Bu filmin ise özgün adı Nosferatu: Phantom der Nacht’tır. Bu iki damga vurucu filmden sonra ise günümüz uyarlaması olan versiyonu bizlerle buluşmuştur. Peki bu filmlerin ele aldığı konu nedir? Genç bir kadının, ona âşık olan korkunç bir vampirle yaşadığı, ardında tarifsiz bir dehşet bırakan takıntı hikâyesidir. Bram Stoker‘in Dracula romanından uyarlanılsa bile bazı değişiklikler yapılmıştır. Kont Orlok bunlardan bir tanesidir. Bu, Stoker’ın varislerinin açtığı dava sonucu, Dracula isminin telif haklarından dolayı kullanılamamasıyla yapılmıştır. Dracula’nın aksine çekici bir zarafetten yoksun olan Kont Orlok, her bakışta dehşet veren bir dış görünüme sahiptir. Sanki karanlığın en derin köşelerinden fırlamış gibi olan bu karakterin varlığı başka bir dünyadan yabancı gibi hissedilir. Çekici olmaktan çok uzak bir görüntüsü vardır. Oldukça uzun ancak biçimsiz fizikli, bıyıklı, cansız gözlere ve uzun kemikli ellere sahiptir. Deforme olmuş cildiyle her bakışta dehşet verici bir görünüme sahiptir.
Bu filmde kült bir karakteri canlandıran Bill ilk başta bu rol için kendini ”Çok korkmuştum” diyerek ifade ediyor. Arkasından cümlesini şu sözler ile tamamlıyor: “Robert Eggers bana kalıpları ve karakterin izleyeceği yolu, yönünü gösterdi ve ben de ‘Bu bana hiç benzemiyor’ dedim. Ve bu yüzü canlandıramayacağım konusunda gerçekten endişeliydim. Ama sonuçta harika görünüyordu.”
Nosferatu: Bir Dehşet Senfonisi ve Kendine Benzememek

Robert’ın karakter tasarımı ve Bill’in bunu hayata geçirişi filmin pazarlama dönemi boyunca oldukça gizemli tutuldu. Film vizyona girmeden önce prömiyerlerin ve röportajların çoğunda yer almayan Bill’in Kont Orlok karakteri oldukça merak uyandırdı. Rol arkadaşlarının çoğu, karakteri ve özellikle kullandığı ses tonu hakkında ürkütücü olduğuna dair yorumlarda bulundu. Filmin başrollerinden olan Lily-Rose, bunu şu şekilde dile getirdi:“Gerçek hayatta korkunçtu, kesinlikle, evet, evet, çünkü her şey gerçek, bu filmde çok az CG var ve bu yüzden ekranda gördüğünüz Kont Orlok, gerçek hayatta gördüğümüz Kont Orlok. Tamamen korkutucu ve heybetli ve Bill zaten oldukça uzun ve sonra onu daha da uzun yapan Orlok topuklu ayakkabılara sahipti. Evet, çok, çok korkutucuydu ve tabii ki onun olağanüstü bir aktör olduğunu biliyorsunuz, bu yüzden o sahneleri çekerken tamamen bu rolü somutlaştırıyordu. Çok etkileyiciydi.”
Seslendirme sanatçısı olmasını başarılı bir şekilde kullandığını düşündüğüm Bill’in maskeleri ardına saklandığı karakterlerine özgü kullandığı ses tonları oldukça ilgi çekici. Röportajında ”Bu bana hiç benzemiyor” demesinin tamamiyle hakkını verdiğini söyleyebilirim.
Roman Godfrey: Hemlock Grove (2013-2015)

Brian Mcgreevy’nin aynı isimli romanından uyarlanan netfix dizisi, Hemlock Grove kasabasında iki genç kızın vahşice öldürülmesinden sonra cinayet şüphelisi olan ve bir kurt adam olduğu iddia edilen Peter Rumancek‘in gerçek suçluyu bulmak için kendi soruşturmasını başlatmasını konu alır. Bill’in karakteri Roman ise Olivia ve Norman Godfrey‘in yarı insan, yarı upir çocuğudur. Bill Skarsgard, dizinin erkek başrollerinden biri ve 1. sezon ile 2. sezonun temel karakteridir.
”Çocuk” / ”Melek”: Castle Rock (2018-2019)

Stephen King evreninde geçen psikolojik korku serisi olan Castle Rock, King’in en sevilen eserlerindeki karakterlere ait hikâyeler ve bazı mitolojik hikayeleri birleştirerek Maine Bölgesi’ndeki ormanlık alanlarda geçen karanlık ve aydınlığın savaşını konu alıyor. Bill’in burada canlandırdğı karakter Ruth ve Matthew Deaver‘ın oğlu. Bu karakter hakkında daha fazla yazmak aslında dizinin ve karakterinin etkisini kaçırabilir diye düşünüyorum. Bu yüzden Bill’in bu karakterinin kim olduğunu sizlerin merağına bırakıyorum.
Keith: Barbarian (2022)

Bill’in It’te damga vuran rollerinden sonra Barbarian filminde rol alışı sevenlerini oldukça heyecanlandırdı. Bu film, genç bir kadının rezerve ettiği kiralık evin hâli hazırda bir yabancı tarafından daha rezerve edilişini keşfetmesinin ardından bazı durumlar sebebiyle geceyi orada geçirmeye karar vermesi ile başlar. Ancak kısa süre sonra beklenmedik bir ev misafirinden korkacak ve bu evde daha fazlasının olduğunu anlayacaktır. Bill ise o evi hâli hazırda rezerve eden yabancı, Keith‘tir.
Sevenlerinin heyecanını boşa çıkarmayan Bill, bir kez daha korku izleyicileri için harika bir seçim olduğunu kanıtlıyor. Bununla alakalı filmin yönetmeni Zach Cregger, Bill hakkında şu cümleleri sarf ediyor: ”Bill bunun için mükemmel bir oyuncu seçimiydi çünkü seyirciyle böyle bir geçmişi var, korku izleyicileri onu tanıyor ve ondan bir şeyler bekliyorlar. Bu yüzden o kapıyı açar açmaz herkes ‘Oh!!’ Yani? Ve bu tam da istediğin şey.”
Kaynakça
”Bill Skarsgård” . The Movie DB. Web. 13.03.2025
”Bill Skarsgård” . Beyaz Perde. Web. 13.03.2025
”Bill Skarsgård” . IMDB. Web. 13.03.2025
”Bill Skarsgård” . Pinterest. Web. 16.03.2025
”Bill Skarsgard on ‘IT’ and Tapping into His Fears to Create a Terrifying New Pennywise” . Collider. Web. 13.03.2025
”How Bill Skarsgård Transformed Into Pennywise” . Looper. Web. 13.03.2025
”Nosferatu: Bill Skarsgard’s Horrifying Count Orlok Face Reveal Explained (Photos)” . The Direct. Web. 13.03.2025
”Nosferatu: Bill Skarsgård Opens Up About His Transformation Into Count Orlok” . Esquire. Web. 13.03.2025
”How Barbarian Brilliantly Utilizes Bill Skarsgård’s Role In Stephen King’s It” . Slash Film. Web. 13.03.2025



Sevgili Duru,
Bill Skarsgard’ı ve oynadığı filmleri ele aldığınız yazınızı büyük bir keyifle okudum. Skarsgard’ın oyunculuğuna dair gösterdiğiniz ilgi ve anlattıklarınız beni gerçekten etkiledi. Kariyerine dair verdiğiniz detaylı bilgiler, onun sanatsal yeteneklerini daha iyi kavramama yardımcı oldu. Yaptığınız alıntılamalar ve kullandığınız kaynakçayı oldukça başarılı buldum. Ayrıca, yazınızın hem bilgilendirici hem de akıcı bir şekilde olması, okumamı çok daha keyifli hale getirdi.
Bu yazının benim gibi sinema meraklıları için değerli olduğunu düşünüyorum. İzlemediğim filmler hakkında bana merak uyandırdığınız için size teşekkür etmek istiyorum. Gelecek yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.
En içten dileklerimle,