Bilim ve Sanatın Işığında: Rönesans Sanatında Anatomi

Editör:
Esra Şahin

Anatomi insan vücudunun normal şekil ve yapısını, vücudunu oluşturan organları inceleyen bir bilim dalı ve bu bilim, yıllar boyu sanatın birçok dalında da kullanılmıştır. Rönesans dönemi de anatominin yeniden keşfi ve sanat eserlerinde kullanımı konusunda önemli bir dönemdir. Rönesans sanatında anatomi konusuna başlamadan önce Anatomi’nin tarihinden ve sanattaki bu dönemden biraz bahsetmek gerekir.

Anatominin Tarihi

Anatomi çalışmalarına yönelik ilk girişimler Aristoteles tarafından yapılır. Ancak bulunan bazı eski papirüsler, o dönemde Mısırlılar’ın mumyalama esnasında anatomiyle ilgilendiklerini gösteriyor. İnsan anatomisinin gerçek temelleriyse İskenderiye Okulu‘nda, MÖ 4. yüzyılda atılmıştır. MÖ 30 yılında, Kleopatra’nın ölümünden sonra İskenderiye, Hristiyan kilisesinin temel merkezlerinden biri haline gelmiştir. O dönemde sadece Arabistan’da değil, dünyadaki birçok yerde insan bedeni üstünde inceleme yapılması yasaklanmıştır. Bu nedenle anatomi bilgisinin ilerlemesi de yavaşlar.

Claudius Galenus MS Eylül 129 MS 216

Claudius Galenus adlı Yunan hekim, deneysel fizyolojinin kurucusu olarak kabul edilir. En ünlü yapıtı İnsan Parçalarının Kullanımı Üstüne, 1400 yıl önce her yerde kullanılan bir tıp kitabı haline gelmiştir. Ancak Galenus, deneysel tıbba birçok katkısı olsa bile, anatominin ilerlemesini geciktirir. Galenus dini görüşü sebebiyle insan bedenini kesmemiş, tüm deneylerini sığır, köpek ve domuz gibi hayvanlar üzerinde yapmıştır. O dönemde dini inançlar ve insan bedenini kesmeye karşı olan önyargılar nedeniyle anatomi bilimi açısından neredeyse bir asırlık verimsiz bir zaman geçer. Ortaçağ’da Batı’da dinin karşı olması sebebiyle anatomi araştırmacıları önemsenmez ancak İslam bilginleri ve İbn-i Sina gibi bilginler birçok yeni çalışma gerçekleştirmiştir.

Rönesans Dönemi İtalyası

Rönesans Dönemi

Rönesans kelimesi Fransızca’dan türemiştir. Fransızca “doğuş” anlamına gelen “naissance” ve “re” ön ekiyle oluşturulmuştur ve rönesans “yeniden doğuş” anlamına gelmektedir. Rönesans ilk olarak İtalya’da başladı ve merkezi Floransa şehri oldu. Bu dönemin ortaya çıkışı 15. yüzyıl olarak kabul edilir. Rönesans Dönemi’nden önce tüm sanat ve tıp alanındaki faaliyetler kilisenin etkisi altındaydı. Bilim ve tıp alanında araştırma yapan insanlar kilise tarafından denetleniyordu, bilginin yayılma hızı çok azdı. 1450 yılında matbaanın icadıyla, bilgi eskiye oranla daha hızlı yayılmaya başladı. Coğrafi keşifler ile yeni yerler, yeni insanlar ile gerçek bilgiye ulaşma arayışı arttı. İstanbul’un fethinden sonra birçok bilim adamının İtalya’ya giderek çalışmalarda bulunması, Rönesans hareketlerinin İtalya’da başlamasına neden oldu. Bu dönemde bilim, sanat ve tıp alanında yapılan araştırmalar hızla artmaya başladı.

Rönesans Döneminde Sanat ve Sanatta Anatomi

Bu dönemde dini konulardan ilhamla yapılan eserler azalır. Yapılan resimlerin genel teması artık insandır. Dönemin en ayırt edici özelliklerinden biri, perspektifin bu dönemde oldukça gelişmesidir. Perspektifin gelişmesiyle sanatta gerçeklik konusu daha önemli hale gelmeye başlamıştır. İnsan ve mekan arasındaki uyum önemsenmiştir.

Rönesans döneminde anatomi denince akla gelen ilk isim tabi ki Leonardo Da Vinci’dir. Da Vinci’nin insanı gerçeğe en yakın şekilde çizmeye yönelik merakında dış gözlem yeterli kalmamış, insan vücudunun içini de görmek istemiştir. Yaptığı çizimlerle anatomi alanına birçok katkı sağlamış ve tıp biliminin ilerlemesine yardımcı olmuştur. Leonardo Da Vinci yaptığı çizimlerde insanın yüz ölçülerini, ayak ve kol ölçülerini, organlarının yapılarını ayrı ayrı not almıştır. Da Vinci bebeklerin anne rahmindeki resimlerini çizdiği dönem de Papa’ya şikayet edilmiştir ve bu şekilde üç tane ceset açtığı ortaya çıkmıştır. Daha sonra bu sebepten ötürü bulunduğu şehri terk etmek zorunda kalmıştır. Bu çizimleri ile anne rahmindeki bebeklerin oluşum süreçleriyle ilgili gelecek araştırmaları başlatmıştır.

Da Vinci figür çiziminin önemini anlatmak için Konuşan iki insanı gören sağır ve dilsiz biri, duymaktan mahrum olmasına rağmen konuşmacıların jest ve tavırlarından konuşmanın tabiatını anlayabilirdemiştir.

Mona Lisa1503

Rönesans döneminde resim sanatında portre, o dönemin sanatçılarının üstün oldukları bir alandı. En ünlü portre tablosu şüphesiz eşsiz ölçü ve oranlarla Leonardo Da Vinci tarafından resmedilen Mona Lisa‘dır. Da Vinci bu tabloyla sadece bir kadının fiziksel görünüşünü resmetmekle kalmayıp, aynı zamanda onun ruh halini de anlatmıştır. Bu ünlü tabloda renkli konturlar, perspektif ve geçişler Mona Lisa’nın yüzünü ve onun yüzüyle verilmek istenen duyguyu göstermekte ustalıkla kullanıldı. Rönesans’a kadar insan yüzü oldukça sade resmediliyorken, Rönesans’ta anatomi biliminin de gelişmesiyle sadece insan vücudu değil, insan yüzündeki ayrıntılarda en gerçekçi haliyle resmedilmiştir. Buna en güzel örnek, Mona Lisa portresidir. Mona Lisa, daha sonra yapılan portreler üzerinde de oldukça etkili olmuştur.

Son Akşam Yemeği Leonardo da Vinci

Son Akşam Yemeği tablosu, Da Vinci tarafından 1495 yılında başlanıp 1498 yılında tamamlanmıştır. Da Vinci’nin tablosu, Hristiyanların Yeni Ahit’inde anlatılan bir olay hakkındadır. Tabloda resmedilen, İsa Mesih’in 12 havarisiyle birlikte yediği akşam yemeğinde, kendisine altın karşılığı ihanet edecek olan bir havarisinden haberdar olduğu söylediği andır. Yeni Ahit’teki bu olay daha önceleri birçok tabloya konu olmuştur ancak Da Vinci’nin bu tablosunun dünyaca ünlü olmasının birçok sebebi bulunuyor. İlk olarak, önceleri yapılan tablolarda bu akşam yemeği daha sade ve belirsiz resmedilmiştir.

Da Vinci’nin bu tablosuna baktığımızdaysa İsa Mesih’in kendisine yapılacak ihaneti söyledikten sonra olacak kargaşayı hissediyoruz. Da Vinci, havarileri hararetli bir konuşma içinde birkaçının tartışma içinde olduğunu, birkaçının İsa’ya soru sorar şekilde olduğunu gerçekçi bir şekilde resmetmiştir. İkinci olarak da, Rönesans Dönemi öncesi yapılan tablolarda gözle görülür şekilde mekan ve resmedilen insanların uyumsuzluğu söz konusuydu. Bu dönemde anatomi ile beraber perspektifin gelişmesiyle bu uyum gözle görülür şekilde sağlandı. Bu tablo da insanların mekanla boyut olarak uygunlukları, ışığın yüzlerine vuruş açılarının düzgünlüğü ve anatomik olarak doğruluğuyla önceki eserlerden farkını ortaya koymuştur.

Ademin Yaratılışı Michelangelo

Anatomi’den söz edilince bahsedilmesi gereken bir diğer isim, elbette Michelangelo’dur. Adem’in Yaratılışı tablosu 1511 yılı civarlarında Michelangelo tarafından yapılmıştır. Bu tablo da Hristiyanların dini kitaplarında Yaratılış bölümünde konu olan Tanrı’nın ilk insan olan Adem’e hayat üflemesi yani ona can vermesi anlatılır. Eserde Tanrı yaşlı bir insan olarak resmedilmiş, çevresindekilerin de Tanrı’nın melekleri olduğu düşünülmüştür. Michelangelo, Adem’in bulunduğu soldaki parçada, cennet tasvir edilmektedir. Adem, cennette tek başına ve güçsüz bir haldedir ve Tanrı’nın yardımına ihtiyacı olan bir şekilde resmedilmiştir.

Tablodaki en önemli detay Tanrı ile Adem’in parmakları buluşmak üzere olmasıdır, yani Tanrı, Adem’e can vermek üzeredir. Tablo da Adem güçsüz ve yardıma muhtaçken, Tanrı güçlü ve yardım edendir.  Michelangelo bu tabloda Adem’i betimlerken ayrıntılı bir insan anatomisi resmetmiştir. Adem’in eklemleri, kasları ve vücudunun şekli bir insan vücuduyla birebir aynı resmedilmiş hatta bir insanda eklem bölgelerinde belirgin olan damarların renklerini bile bu tabloda belirginleştirilmiştir. Dolayısıyla dönemin en dikkat çeken ve anatomiyi doğru yansıtma açısından hala önemini koruyan eserlerindendir.

Bu dönemde insana verilen önemin artmasıyla sanatta insan yüzü neredeyse gerçeğe yakın tasvir edilmeye çalışılmıştır. Eski dönemde kullanılan koyu renklerin yerine yumuşak ve canlı renkler tercih edilmiştir. Perspektifin gelişmesiyle birlikte güneş ışığının yüze vuruşu, gölgelendirme ve yansımalar daha net oluşturulmaya başlanmıştır. Anatominin gelişmesiyle, sadece resim sanatı değil heykel sanatında yapılan eserlerde de insan vücudu neredeyse gerçeğiyle birebir şekilde yontulmuş; kas, damar, tırnak ve saç telleri gibi ince detaylar ayrıntılı bir şekilde yapılmıştır.

Andreas Vesalius 1514 1564

Rönesans sanatında anatomi denince akla gelen bir başka isim, Andreas Vesalius‘tur. Vesalius, Galenus’un eserlerini inceledikten sonra onun insanların anatomisiyle ilgili yaptığı araştırmalarında ve verdiği bilgilerde birçok hata olduğunu söylemiştir. Vesalius, Galenus’un bilgilerindeki hatalarının sebebini araştırmalarını insan bedeninde değil, çeşitli hayvanlar üzerinde denemesine dayandırmıştır. Vesalius, kan ve sinir sisteminin anatomisiyle ilgili tablolar oluşturmuştur. O dönemdeki kanın vücudun neresinden alınması gerektiği sorunu üzerine Vesalius, kan alma tesavisiyle ilgili bir kitapçık yayınlamıştır. Vesalius, tüm anatomi çalışmalarını “De Humani Corporis Fabrika” adlı resimli kitabında 1543’te yayınlamıştır. Yayınlandıktan sonra bu eser tıp dünyası için oldukça önemli bir kaynak haline gelmiştir.

Leonardo da Vinci Son Akşam Yemeği

Da Vinci, Michelangelo, Rafaello, Donatello ve Boticelli gibi Rönesans sanatçıları insan vücudu hakkında ayrıntılı çizimler yaparken gerçeğe yakın olması için ideal ölçüleri oluşturmaya çalışmışlardır. Bu çalışmalar sonucu altın oran, perspektif ve denge gibi terimler ortaya çıkmıştır.

Rönesans, her alanda yeni bir çağın başlangıcı olmuştur. Bu dönemde hümanizm terimi ortaya çıkmış ve artık insan ön planda olmuştur. Sanat okulları açılmış, dini resimlerden çok doğayı ve insanı anlatan tablolar yapılmıştır. Bu dönemde zenginler sanat koleksiyonerliği yapmaya başlamıştır. Orta sınıf zenginleştikçe sanata daha da ulaşabilmiştir. Eskiden sadece kiliselerde, dini mekanlarda yapılan resim, rönesansla beraber evlere girmiştir. Venedik, Floransa ve Roma’da sanat okulları açılmıştır. Venedik Sanat Okulu’nda daha çok manzara ve doğa resimleri yapılırken, Floransa Sanat Okulu’nda perspektife ve anatomiye önem verilmiştir.

Leonardo Da Vinci, Boticelli, Claudius Galenus, Rafaello ve Michelangelo gibi isimlerle şüphesiz Rönesans Dönemi resim, heykel ve anatomi alanında en zengin dönem olmayı başarmıştır.

Kaynak

Rönesans Dönemi ve Anatominin Doğuşu

“Andreas Vesalius, De Humani Corporis Fabrika”

Rönesans Sanatı: Çok Kısa Bir Başlangıç, Geraldine A. Johnson

Fulya Acar
Fulya Acar
Akdeniz Üniversitesi/ Rus Dili ve Edebiyatı

1 Yorum

  1. Teşekkürler. Çok zaman alacak uzun bir okumanın en önemli kısımları öne çılarılarak özetlenmesi genel bilgilendirme için çok başarılı buldum.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks