Bilim kurgu bir edebiyat türü olarak; temelinde bilime dayalı unsurların yer aldığı, çeşitli imgelemlerle dolu kurgulardır. Bu türe olan ilgi, yıllardır azalmak yerine aksine artış gösterdi. Hayal gücümüzde canlandırabileceğimiz kadar gerçek olan dünyaları okumak, yıllar yıllar önce yazılmış şimdimiz için uyarılar barındıran satırlarda gezinmek, farklı yaşam tarzlarında hatta farklı gezegenlerde, çeşitli zaman dilimlerinde misafir olabilmek belli ki bizi oldukça etkiledi.
Peki ya en çok hangi yazarları okuduk ve hangi kitaplarını sevdik? Sizin için bilim kurgu romanlarının en çok okunan yazarlarını derledik!
1. H. G. Wells

Zaman Makinesi, Dünyalar Savaşı, Dr. Moreau’nun Adası ve Ay’da İlk İnsanlar gibi kitaplarıyla bilim kurgu türünde hatırı sayılır yeri olan İngiliz yazar Herbert George Wells, 1866 yılında dünyaya gelmiştir. İşçi bir ailenin çocuğu olan Wells, maddi zorluklar içerisinde büyür. Annesinin temizlik için gittiği bir evin kütüphanesinde oldukça fazla vakit geçirir, çeşitli yazarlar ve kitaplarla içli dışlı olur. Manifaturacıda çalıştığı işinden sıkılıp bıraktığı dönemde Normal School of Science‘a burslu olarak girer. Okuluna devam ettiği sırada kitaplara ve yazmaya olan ilgisini de sürdürür, zamanda yolculuk konulu bir de hikâye yayımlar.
Ütopya ve distopya türlerindeki metinleriyle tanıdığımız Wells, aslında edebiyatın birçok dalından eserler yayımlamıştır. Pozitif bilimlere olan ilgisinin yanında sosyal bilimlere olan ilgisini de eserlerinden gözlemleyebiliriz. Wells evrimci ve sosyalist bir perspektif benimsemiş ve eserlerinde her zaman bu çizgi etrafında seyretmiştir. Buharlı makineler gibi gelişmeler de dönemin çağdaşı olan yazar için ilham kaynağı olmuş ve onu oldukça heyecanlandırmıştır.
Onu bir yazar haline getirense Zaman Makinesi kitabını yayımlamasıdır. Bu kitabıyla hayal etmesi ve tasavvuru güç olan Sekiz Yüz İki Bin Yedi Yüz Bir yılına bizi götürmektedir. Ona göre yeni doğacak ve değişecek yaşam biçimlerini, toplumsal ve mekansal yapıyı; başkarakterin serüveni ve düşünceleriyle bize göstermektedir. Komünizm tarzı ortak yaşam mekanları toplumsal yapıyı baştan aşağı değiştirmiş, aile olgusunu büsbütün yok etmiş, sahiplikleri ortadan kaldırmıştır. Aynı zamanda insanların doğa üzerindeki tahakkümünün gittikçe arttığı, sınıf mücadelesi diye bir şeyin artık olmadığı ve hastalıkların kökünün kazındığı bir gelecek de tasavvur etmiştir. Dr. Moreau’nun Adası kitabıyla bilimsel yöntemleri kullanan bilim insanlarının ahlaki sınırsızlıkları doğuracaklarını temel almış; Ay’da İlk İnsanlar kitabıyla aya yolculuk yapan iki İngiliz’i anlatırken kapitalizm ve emperyalizm eleştirisi yapmış, Dünyalar Savaşı ile İngiliz emperyalizmine atıfta bulunmuştur.
Anlattıkları aslında onun geleceğe, hayata ve topluma dair bakış açılarını oldukça iyi ifade eden, içerisinde bulunduğu toplumun eleştirilerini sunan ve bunları da bazen ütopyayı distopyayla iç içe geçirerek yarattığı metinlerdir.
2. George Orwell

Hayvan Çiftliğive 1984 isimli bilim kurgu kitaplarıyla tanıdığımız İngiliz yazar George Orwell 1903 yılında Hindistan’da doğmuştur. Asıl ismi Eric Arthur Blair olan yazar daha 1 yaşında iken ailesiyle İngiltere’ye döner. Şiire ve yazmaya ilgisi ise çok erken yaşlarda başlar. Okulda başarılı bir öğrenci olan Orwell, Aldous Huxley‘in öğretmenlik yaptığı Eton Okuluna burslu bir şekilde geçiş yapar. Fakat buradaki eğitimini tamamlayamadan maddi yetersizlikler dolayısıyla okulu yarım bırakmak durumunda kalır. Uzun yıllar Burma’da bir polis teşkilatında çalışır, iki yıl Paris’te yaşar, Londra’da yoksulluğu en derin şekilde tadarak yazar olma hayallerini gerçekleştirmeye çalışır ama yoksulluk ve sefalet peşini bırakmaz. Yaşamının belirli bir döneminde çeşitli konumlarda dikiş tutturmaya çalışır fakat bütün yaşadığı kötü deneyimler sonunda İngiltere’ye, ailesinin yanına döner.
George Orwell dendiğinde aklımıza ilk gelecek kitaplarından biri olan ve tüm dünyada okuru olan Hayvan Çiftliği isimli eseri, Stalin ve onun rejimine karşı ağır bir yergidir. Kitap türü bakımından bir fabl özelliği göstermektedir. Çiftlikte yaşayan hayvanların kendilerinin sömürü altında olduklarını fark edişlerinin, yaşlı bir domuzun öncülüğünde devrim yapmalarının, çiftliği kendi kontrolleri altına alışlarının hikâyesidir. Kitabın seyreden sayfalarında ise daha erk kabul edilen domuzların himayeyi ellerine almalarını, yöneten bir sınıf haline gelmelerini ve insanlaşmalarını okuruz.
Bir diğer ünlü eseri, dünya üzerindeki en tesirli geleceğe dayalı distopyalardan biri 1984 ile, bireylerin kişiliklerinin oluşmasının engellendiği, her şeyin devlet tarafından denetim altında tutulduğu, tehdit oluşturmayan bir toplum şeklinin yaratılmaya çalışıldığı, korkunun hakimiyet oluşturduğu despotizmin varlığını sürdürdüğü bir dünya tasvir eder. 1947-1948 yıllarında yazın hayatına kavuşturduğu bu eser şimdimiz için bir uyarı metni olabilecek niteliktedir.
Ayrıca şahitlik ettiği sefilliği ve yoksulluk içerisinde geçen hayat deneyimlerini anlattığı Paris ve Londra’da Beş Parasız, polis teşkilatında çalıştığı dönemden ilham alarak yazdığı ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında çürümeye geçen İngiliz emperyalizmini betimlediği Burma Günleri gibi eserleri de mevcuttur.
3. Aldous Huxley

1894 yılında İngiltere’de dünyaya gelen Aldous Huxley, dönemin entelektüel ailelerinden birinin çocuğudur. Huxley, yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından birisi olmasının yanı sıra kendisinin isteği ve ailesinin ondan beklediği bilim insanı olma arzusu, küçükken geçirdiği bir hastalığın neredeyse onu kör edecek kadar bir hasar bırakması sonucunda gerçekleşememiştir.
Yaşadığı dönemdeki değişimler ve gelişmeler çağdaşlarını ne kadar etkilediyse o da bu durumdan bir o kadar etkilenmiştir. Görünürde hızla gerçekleşen değişimler onu gelecek hakkında kafa yormaya ve kötümserliğe yönlendirmiştir. Huxley, bilimin ve teknolojinin gelişiminin bu kadar hızlı olmasından ve kötü emeller için kontrol altına alınabileceğinden, bir baskı aracı olarak kullanılabileceğinden, insani ve toplumsal unsurların üzerinde hasar bırakabileceğinden endişe duymuştur.
Ünlü eseri Cesur Yeni Dünya‘yı, böyle bir dönem endişesinin ışığında yazmıştır. Eser anti-ütopya özelliği taşır. Bilime ve teknolojiye yönelik iyimserliğin belirgin bir tutum olarak gözlemlendiği bir dönem ve mekânda kaleme aldığı bu kitapta, aksi bir düşüncenin ve etkinin savunuculuğunu üstlenmiştir. Tahmin edilenin, umulanın, hayal edilenin aksinin ve savaşın, toplum ve insanlık üzerindeki etkisini bizlere resmetmiştir.
4. Ray Bradbury

Amerikan edebiyatının önde gelen isimlerinden olan Ray Bradbury, 1920 yılında Illinois şehrinde doğmuştur. Bilim kurgu eserleriyle popülerliğini arttırmış olsa da fantastik ve korku türleriyle de haşır neşir olmuştur. Bradbury, daha 4 yaşlarında iken çizgi romanlar ve bilim dergileriyle tanışmış, yazma hayatına ise 12 yaşında başlamıştır. Eğitimine ise Büyük Buhran dönemine rastladığı için liseden mezun olduktan sonra devam edememiştir.
En iyi eseri olarak kabul ettiği Mars Yıllıkları‘nı tam bir gecede hazırlayıp yayınevine iletmiştir. Merkezine insanı oturttuğu bu kitap 28 hikâyeden oluşur ve içeriğinde bütün sosyal bilimlerden detaylar bulmak mümkündür. En ünlü eseri Fahrenheit 451 ile distopya dünyasına yeni bir ses getirir. İsmini kitapların yanma derecesinden alan kitap; bireysel düşünme eyleminin ve kitap okumanın yasak olduğu, baskıcı bir devletin iktidarının sürdüğü bir dönemde geçer. Despotik devlet, kitapları ve kitap okumayı yasaklamış, kitapların yakılması görevini İtfaiyeciler isimli bir gruba devretmiştir.
5. Yevgeni İvanoviç Zamyatin

Yevgeni İvanoviç Zamyatin, 1884 yılında Rusya’da dünyaya gelir. Hayatı boyunca birçok kez sürgüne gönderilir, tutuklanır, yazılarında orduya iftira atmakla suçlanır. 1920 yılında en çok okunan, en iddialı kitabı Biz‘i yazar. Fakat bu kitabı yasaklı eserler listesinde bulunduğundan yıllarca kendi ülkesinde yayımlanmaz, bu ancak 1988 yılında gerçekleşir. Kendi ülkesinde yayımlanması adına 68 yıl bekleyen Biz, çeşitli ülkelerde ün kazanmış ve kabul görmüştür. Eser, geleceğe dayalı karamsarlık içerisinde yazılmıştır ve matematiksel bir dile sahiptir. Bireyselliğin engellendiği, kişilerin numaralardan ibaret olduğu, varlıklarının en temel sebebinin Tek Devlet’e bağlılığa ve hizmete indirgendiği bir distopya evreni yaratılmıştır. Günümüz için uyarı niteliği taşıyabilecek potansiyelde olan bu kitap, tür içerisinde yazılan birçok esere de ilham kaynağı olmuştur.
Kaynakça
- Avcı, Mahmut. “Ütopya İçinde Distopya: Herbert George Wells’in ‘Zaman Makinesi’”. Temaşa Felsefe Dergisi. 16(2021): 195.
- “Sosyalist Bir Bilimkurgu Yazarı: H.G. Wells”. Bilimkurgu Kulübü. Web. 12.07.2024
- “Distopyacı, Fütürist, Vizyoner Bir Yazar: George Orwell”. Bilimkurgu Kulübü. Web. 12.07.2024
- Bak, Gökhan. Altıntop, Mevlüt. George Orwell’ın 1984 ve Hayvan Çiftliği Adlı Eserlerinin “Soğuk Savaş” Üzerinden Değerlendirilmesi. İKSAD Yayınevi, 2018.
- “Edebiyatın Karanlık Kahini: Aldous Huxley”. Bilimkurgu Kulübü. Web. 12.07.2024
- Ege, Sema. “Aldous Huxley ve Çelişkiler”. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 40. 3-4(2000): 137.
- “Ray Bradbury Kimdir? Hayatı ve Eserleri”. Edebiyat Kulisi. Web. 12.07.2024
- Koşmak, Fesun. “YEVGENI ZAMYATIN’İN DİSTOPYASINDA ‘BEN’, ‘BİZ’ VE ‘ÖTEKİ’”. KARE Dergisi. 14(2022): 66-76.
- İbişi Temelli, Arzu. “DİSTOPİK BİR GELECEK KURGUSU: ZAMYATİN’İN BİZ’İ”. Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları. 33(2017): 133-149.
- Öne çıkan görseldeki fotoğraflar için linkler: Web. – Web. – Web. – Web. – Web.