Bihter Film İncelemesi: Bu Benim Hikayem!

Editör:
Aleyna Kavak
spot_img

 

Halid Ziya Uşaklıgil’in 1900’lerde yayınlanan “Aşk-ı Memnu” adlı romanından uyarlanan, başrollerini Farah Zeynep Abdullah, Boran Kuzum, Osman Sonant, Hande Ataizi, Helin Kandemir ve Ebru Özkan’ın paylaştığı film, Amazon Prime‘da yayımlanacağı duyurulduğu andan beri ses getirmeye devam ediyor. 

DİKKAT! YAZIMIZ SPOILER İÇERMEKTEDİR.

“Her düğün içinde bir ayrılık barındırır.”

Eskimeyen Bir Hikaye

Aşk-ı Memnu, Halid Ziya Uşaklıgil‘in 1901’de yayımladığı kitaptır. Kitap; kendisinden yaşça büyük zengin bir adamla evli olan Bihter’in gün geçtikçe güzelliğinin, hak ettiği hayatın bu olmadığının ve gerçek aşkının Adnan bey olmadığının farkına varmasıyla gittikçe annesine benzemesiyle kocası Adnan Bey’in yeğeni olan Behlül ile olan yasak aşkını ve bu süreçteki değişimleri konu alır. Filmin senaristi Merve Göntem, kitabı ve akıllara kazınan 2008 yapım diziyi alıp bizim için revize etmiş ve akıllardan hiç çıkmayacak bir hale getirmiştir. Biz de soluksuz izledik. 

Diyelim ki ben yanmak istiyorum. Peki sen? Tekrar yanar mısın benimle?” 

Filmde Bihter, babası öldükten sonra ödenemeyen borçlardan dolayı oluşan rutubetli yalıdan kaçmak için Adnan bey ile izdivaç etmeyi kabul eder. Adnan Ziyagil onun o yalıdan ve ailesinden çıkış biletidir. Yalıya gidip “Adnan Bey”in karısı olunca hayatının tamamen değişeceğini zanneder ancak peri masalı çok uzun sürmez. Hayatı gün geçtikçe içine sıkıştığı bir kapan gibi gelmeye başlar. Özellikle de Behlül ile tanışıp onunla yasak aşkı tadınca. Behlül ile kaçıp gitme hayali üzerine Adnan’a da, yaptığı cinsel ve duygusal baskılara da katlanır. Ancak işler hiç de beklediği gibi gitmez. Behlül siyasete atılmak ister ve Adnan Bey, onu destekleyeceğini söyler. Behlül de Firdevs Hanım’ın oyununa uyarak Nihal’e evlenme teklifi eder. Nihal ile evlenmeyi, Bihter ile olan ilişkisini koruyacak bir paravan, siyaset yolculuğunda basamak olarak görür. Bihter ise buna katiyetle karşı çıkar ve annesinden bu izdivacın olmasına mani olmasını ister. Firdevs Hanım, kızının teklifini kabul eder ancak ne yapsa da mani olamaz. Bu esnada Bihter ile Behlülün aşkına şahit olan Beşir, her şeyi Adnan Bey’e söylemek üzeredir. Düğün günü Bihter, Behlül ile konuşurken Beşir de Adnan Bey’e anlatır her şeyi. Behlül, ilişkilerinin öğrenildiğini duyunca sandalla kaçmaya çalışır. Bihter mi? Bildiğiniz bir son ile seyirciyi selamlar veya bilmediğiniz bir son ile. 

Keşke Ben Söyleseydim Diyeceğiniz Replikler 

Geçmişe dair hiçbir şey hatırlamak istemiyorum.

Hiçbir şey mi?

Filmin başında Bihter “Her düğün içinde bir ayrılık barındırır.” cümlesi ile kategorimizdeki yerini zirveye sabitler. Bu cümleyi Adnan Bey’in Bihter için söylediği “Onu sevmekte insanın kalbini yumuşatan bir şey var.” cümle takip eder. Behlül geride kalmaz ve Nihal ile olacak evliliği için “Bu evlilik, bizi korur. Kimse şüphelenmez bizden.” der. Bihter de durur mu, yapıştırmış cevabı “Ben, bizi koruyacak bir vitrin içine saklanmak istemiyorum. Ben o vitrinin camını, çerçevesini indirmek istiyorum artık.”. Behlül ise “Sen, sadece ikimizin bilmesi gereken bir rüyaydın Bihter ama bitti.der. Ayıp be! 

 

E tabi ipler gerilir, kimse yerinde durmaz, dilin kemiği yoktur, söylenecek söz ağızda durmaz derken Bihter ardı ardına cümleleri yapıştırır. Aşkın kalpte durduğu gibi durmadığını “Ama bilemezdim aşkın bedenimde bir isyan başlatacağını” cümlesi ile özetler. “Neden benim defalarca ölüşüm bir Nihal’in ölümü etmedi senin için?” cümlesi için bir damla gözyaşı bıraktıktan sonra kaldığımız yerden devam ediyoruz. Behlül’ün sandalla kaçtığını gören Bihter “ Bu benim hikayem, anlatacak güç de benim, yaşayacak cesaret de. Ne Firdevs Hanım’ın kızıyım ben, ne de Adnan Bey’in karısı. Bihter’im ben. Rüya değilim. Gerçeğim.” cümlesi ile bizden alkışları topluyor ve içten içe bir tezahürat yapma isteği uyandırıyor. 

Bazı “Ufak” Detaylar

Filmdeki bazı sahnelerin gözden kaçabileceğini düşündüğümüzden bunları özellikle belirtmek istedik. Öncelikle Bihter’in terledi diye Behlül’e verdiği mendili Behlül’ün başucunda saklaması. Bununla beraber dizide özellikle gözümüze çarpan ve bizce uzunca bir süre de gözümüzün önünden gitmeyecek “Beyoğlu şekeri” sahnesi. İzleyince bana hak vereceksiniz. Bihter’in Behlül ile Beyoğlu’na gezmeye giderken masasının üstündeki “Madam Bovary” kitabının olması. Çekim yasası yine tıkır tıkır işliyor diyebilir miyiz? Bihter’in son dönemlerde yalnızca Behlül için kırmızı gecelik giymesi ve düğünlerine kırmızı elbise ile katılması da gözden kaçmaması gereken bir detay. Yeri gelmişken söyleyelim, kırmızı bir insan olsa Bihter olurmuş. Son olarak ise Nihal’in gelinliğini Bihter’in ona etek diktirdiği butiğinden diktirmesi. Ah Bihter, acın, acımızdır!

Film Güzel Miydi?

Filmde en dikkat çeken yenilik, üçüncü duvarın yıkılışıdır. Bu sayede film başladığı andan itibaren kendinizi yalıda, Bihter ile hissedebilirsiniz. Bihter’in “bu benim hikayem” deyişi ve film içindeki kendine has yenilikleri ile bu üçüncü duvarın yıkılışının desteklenmesi dikkat çekici olmuştur. Filmdeki diğer dikkat çekici nokta ise kıyafetler: Her biri birbirinden şık ve modern kıyafetler izleyiciyinin seyir zevkini kesinlikle arttırıyor. Modern kıyafetler dediysem, film günümüz koşullarında geçmiyor elbette. Cumhuriyet öncesi Türkiye‘sinde geçen film, kendine has atmosferi ile farkını ortaya koyuyor ve bizleri de şaşkınlık içinde bırakıyor. Filmden kopmamıza izin vermeyen bir diğer unsur ise müziklerdir. Sahne ile ahenk halinde yükselen ve alçalan adeta notalar değil biziz sanki! Film içinde beğenmediğiz tek şey ise kesinlikle Matmazel’in aksanı. Fransız dadı olan Matmazel filmde ya Fransızca konuşuyor ya da ağır ve bazı kelimelerin anlaşılmasına müsaade etmeyen bir aksan ile konuşuyor, bu detayı sevmedim. İzleyenlerin damağında güzel bir tat bırakacağını düşündüğümüz bu film, akıllara “Dizi mi film mi?” sorusunu da getiriyor.

Dizi mi Film mi?

Yazıyı buraya kadar getirmişken dizi ve film karşılaştırması yapmasak olmazdı. Yıllarca bizi büyüleyen o dizi tabii ki çok iyiydi. Yıllarca yayınlanan tekrar bölümleri bile reytinglerde ilk sıralardaydı. Bu konuya ve diziye “Aşk-ı Memnu Neyi İyi Yaptı” başlıklı yazımızda uzunca değinmiş ve anlatmıştık. Tekrara düşmemek için sizleri o yazıyı okumaya davet ediyoruz. Gelelim filme; film, içinde seyirci için bazı kült olan sahneleri barındırmakla beraber kendine has yeniliğini de gümbür gümbür getirmiş. İzlerken gerek filmin dönem olarak çekilmesinden gerek diziye olan sevgimizden ara ara uzaklara dalmıyor değiliz ama sağ olsun Farah Zeynep Abdullah dikkatimizi bir anda bir topluyor, adeta nefessiz bir anda bitiriveriyoruz filmi. Filmin diziden bence en büyük farkı, Bihter’in üçüncü duvarı yıkarak bize kendi hikayesini kendi anlatmasıdır.  Kendine has yapısı, yenilikler, oyuncu kadrosu ve işleniş biçimi ile konuya yepyeni bir soluk getirdi desek bence güzelce özetlemiş oluruz ama şimdiden belirtmeliyim ki filmde dizide hiç görmediğiniz bazı süprizler olabilir. 

Bu film Bihter’in hikayesi olduğu için yazımızı onun cümlesi ile bitirelim: 

“Sevdiğim adam kaçıyor kayıkla, bense buradayım: kanımla, canımla, günahımla. Hiçbir yere de gitmiyorum! ”

 

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz:

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.

Yusuf Atılgan’ın Evreninde 5 Farklı Tema

Yusuf Atılgan’ın metinlerinde yalnızlık, yabancılaşma, aidiyetsizlik, bastırılmış arzular ve bitmeyen bir arayış birbirine karışır.