Berlin Konferansı, Otto von Bismarck’ın öncülüğünde 1884 yılının kasım ayından 1885 yılının şubat ayına kadar sürmüş; Fransa, Almanya, Portekiz, Belçika, İspanya gibi ülkeler bu konferansa katılmıştır. Bu konferans, emperyalizmin sınırlarını çizen ve Afrika’nın paylaşımının kurallarını oluşturan birtakım kararlarla sonuçlanmıştır. Emperyal atılımların yasal dayanağını oluşturması bakımından Berlin konferansı uluslararası arenada devletlerarası rekabeti kızıştırmış, Afrika’nın topyekûn sömürgeleşmesinin yolunu açmıştır. Büyük devletler, işgal faaliyetlerine meşruiyet kazandırmaya başlamış ve Berlin Konferansı’nın emperyalizm kaynakları savaşlarının çıkmasında sınırlayıcı bir rolü olacağı düşünülmüştür.
Afrika’nın Avrupalılar Tarafından Keşfi

Afrika kıtasına Avrupalıların yaptığı ilk keşifler 15. ve 16. yüzyıllarda gerçekleşmiştir. Portekiz ilk olarak Angola daha sonra Mozambik’e yerleşmiştir. Hollandalılar ise 17. yüzyılda Ümit Burnu’ndaki Cape Colony’yi kurmuşlardır. Avrupalıların Afrika’nın iç kısımlarının keşfi ise özellikle Nil Nehri’nin kaynağını bulmaları ile mümkün olmuştur. 19.yüzyılda İskoç kökenli David Livingstone, Afrika’nın bugünkü Zimbabve ve Zambiya arasındaki bölgeyi keşfetmiştir. Henry Morton Stanley ise Kongo Nehri kıyılarını keşfetmiş, bugünkü Sudan topraklarını İngiltere’ye kazandırmıştır.
Kral II. Leopold’un Mirası

Stanley’nin keşfi Belçika Kralı Leopold’un ilgisini çekmiş, 1878 tarihinde Brüksel’de Uluslararası Afrika Derneği kurulmuştur. Bu dernek Afrika’ya bilimsel gelişme konusunda destek sağlamak için kurulmuş gözükse de Kral Leopold’un Kongo’yu topraklarına katma amacını taşımaktaydı. Bu dernek Kongo keşfini finanse etmiştir. Kral bölgedeki şeflerle yaptığı anlaşmalar neticesinde Kongo topraklarında egemenlik iddiasında bulunmuş, bu bölgeyi “geliştirmek” amacı ile kendi kişisel mülkü haline getirmiştir. Kralın Kongo’ya olan bu tutumu Avrupa’daki diğer büyük devletlerin bölge üzerindeki rekabetini kızıştırmıştır. Fransızlar bu bölgede Brazzaville şehrini kurarken, İngilizler ise Portekiz ile bir anlaşmaya varıp Portekizlilerin Kongo kıyıları üzerindeki hakkını tanımış buna karşılık İngilizlerin Kongo Nehri ağzındaki topraklara sahip olduğu üzerinde mutabık olunmuştu. Belçika, Almanya ve Fransa ise bu anlaşmayı tanımamayı tercih etmişlerdi. Kongo’nun akıbeti diğer Avrupalı devletler için bir
Konferansın Gerçek Sebebi

Afrika şüphesiz 16. yüzyıldan itibaren Avrupalı devletlerin ilgi odağı olmaya başlamıştı. II. Leopold’un Kongo’yu nüfuzu altına alması şüphesiz diğer Avrupalı devletlerin özellikle de Orta Afrika’ya olan ilgilerini arttırmıştı ancak 19. yüzyıl Avrupası’nın siyasal ve ekonomik arka planı konferansın toplanmasına yol açmıştır. Avrupa’nın hızlı bir şekilde sanayileşmesi sonucu daha çok hammadde kaynağı bulma amacı sömürgeleşmenin hız kazanmasına yol açmakla birlikte Bismark’ın dış siyaseti de siyasal bir etken olarak görülebilmekteydi. Almanya özellikle 1873 yılından sonra sanayi ve tarım sektörünü etkileyen bir ekonomik krizle karşılaştı. Alman sanayiciler denizaşırı ülkelerde pazar arayışını desteklemişler, Alman kamuoyu ise milliyetçilikle sarmalanmış sömürge bulma talebini ortaya koymuştu. Öte yandan, Bismarck 1870 yılındaki Fransa-Prusya savaşından sonra Fransa’yı Avrupa’da yalnızlaştırma politikası gütmeye başlamıştı. Buna karşılık Bismarck sömürgecilik faaliyetlerinde en büyük rakibi olarak İngiltere’yi görmüş ve Afrika’da İngilizlere karşı Fransızlarla yakınlaşma planı kurgulamıştı.
Sömürünün Meşru Zemini

Konferans da 37 madde kabul edilmişti. Bu maddelerden özellikle iki tanesi emperyal hedefleri tatmin edici bir sonuç doğurmuştur. Kongo ve Nijer nehirleri arasında serbest ticaret ilkesi kabul edilmiştir. İkinci olarak öne çıkan sonuç fiili işgal ilkesi olmuştur. Bu ilkeye göre bir bölgenin sömürge sayılabilmesi için o bölgede yerleşim yeri kurma zorunlu hale getirilmiştir.
Fiilen işgal edilmemiş bir toprak üzerinde egemenlik kurulamayacağı kuralı sonucunda bu tarihten sonra Afrika’daki Avrupalı devletlerin sömürgecilik faaliyetleri büyük bir hızla nihayete ermeye başlamıştır. Sömürgecilik atılımını en hızlı bir şekilde gerçekleştiren ülke Almanya olmuştur. 1871 yılında siyasi birliğini gerçekleştiren Almanya, Berlin Konferansı’ndan sonra hızlı bir şekilde Afrika’yı sömürgeleştirmeye başlamıştır. Almanya Afrika’nın Güney Batı topraklarıyla Zengibar Sultanlığı’nı nüfuzu altına almıştır. Öte yandan, fiili işgal kararı İngiliz sömürgeciliğine hız kazandırmış, buna bağlı olarak İngiliz-Fransız rekabeti kızışmaya başlamıştır. Nijer Nehri kıyısındaki bölgede ve Zengibar Sultanlığı’nın olduğu Doğu Afrika topraklarında Fransız ve İngilizler hak talep etmişlerdir. 1890 yılında iki ülke arasında yapılan anlaşma ile Fransa İngiltere’nin Sahra Altı bölgeleri üzerindeki haklarını tanımaya karşılık, İngiltere ise Fransa’nın Kuzey Afrika ve Madagaskar üzerindeki haklarını tanımıştı. Konferans Afrika’nın paylaşılmasında
Emperyal Rekabet

1902 yılında J.A Hobson emperyalizmin iktisadi nedenlerinden olan refah eşitsizliğine dikkat çekmiştir. Hobson sermayenin küçük bir azınlığın elinde yoğunlaşmasından kaynaklı sermaye artığı oluşmuş ve bu durum emperyalistleri denizaşırı ülkelere yatırım yapmaya zorlamıştır. Bu tez günümüzde geçerliliğini büyük ölçüde kaybetmiş olsa da emperyalist devletlerin hem yeni hammadde kaynakları hem de üretilen mallar için yeni pazarlar bulma arayışları devam etmiştir. Öte yandan, emperyalizmin yayılmasını diplomatik etkenlere de dayandırmak mümkündür. Emperyal devletler arasındaki siyasi sürtüşmeler Avrupa dışına taşınarak yeniden üretilmiştir. Emperyal rekabet devletler arasındaki sürtüşmelere sebep olmuş ve bu durum birinci dünya savaşına dek sürmüştür.
KAYNAKÇA
Armaoğlu, Fahir. 19. Yüzyıl Siyasî Tarihi (1789-1914). Türk Tarih Kurumu, 1997.
Duman, Sabit. “Berlin Kongresi.” (2012).
Foeken, Dick. “On the causes of the partition of Central Africa, 1875–1885.” Political Geography 14.1 (1995): 80-100.
Lee, Stephen J., and Savas Aktur. Avrupa tarihinden kesitler: 1789-1980. Dost kitabevi, 2002.
Şahin, Gürsoy. “Afrika’nın sömürgeleştirilme sürecinde Berlin Konferansı (1884-1885) ve Afrika basınına yansımaları.” History Studies 10.1 (2018):


