Before Sunrise Hangi Albümle Eşleşir?

Editör:
Gizem Yürük
spot_img

Bazen bir filmi izlerken kullanılan müzikleri o kadar beğeniriz ki, daha film bitmeden şarkıları dinleme listemize ekleriz. O şarkıları her dinlediğimizde filmin etkisini tekrar tekrar yaşayıp, o şarkının çaldığı sahneye ve o sahnede hissettiğimiz duygularımıza döneriz.

Müziğin gerçekten de duygularımızı yaşama süremizi uzatmaya dair bir gücü vardır. Bazen de bazı sahnelerle kafamızda daha önceden bildiğimiz başka bir şarkıyı eşleştiririz. Bu eşleştirme bir albümü dinlerken de kafamızda canlanabilir. “Sözler tıpkı o filmdeki karakterin ağzından dökülmüş gibi değil mi?” diye düşünmeden edemeyiz.

Before Sunrise, çoğunlukla sakin ve diyalog ağırlıklı ilerlese de çok doğru yerlerde doğallığın bozulmadığı müzik seçimlerine sahip. Klasik müziğin 1995 yılının Viyana sokaklarıyla harmanlandığı estetik görüntüleriyle film, karakterlerin bambaşka konularda açılan sohbetleriyle de izleyiciyi iyice içine çeker. Biz de Jesse ve Celine‘le Viyana sokaklarını turlarken, ya bir sokak sanatçısının müziğine ya da girdikleri bir barda çalan bir şarkıya denk geliriz. Kimsenin unutamadığı o efsanevi plak dükkanı sahnesinde ise kabine girip birbirlerinden gözlerini kaçırarak dinledikleri Kath Bloom – Come Here şarkısı da filmle eşleşmiş şarkılardan bir tanesi.

Before Sunrise Ne Anlatıyor?

Filmden kısaca bahsetmek gerekirse, aslında Before üçlemesinin son filmine de atıfta bulunacak şekilde ilk film, evli bir çiftin kavgasını dinlemekten sıkılıp trende yerini değiştiren Celine’i görmemizle başlıyor. Kaçtığı şeye doğru gittiğini bilmeyen Celine, trende Jesse’nin yanına oturduğunda ise hikâyemiz başlıyor.

İki genç bu çiftin hararetli kavgası üzerinden birbirlerine bakıp, Jesse’nin de konu açmasıyla beraber bir sohbete başlarlar. Çok kısa bir vakitte birbirleriyle alakalı ilginç hikayeler dinleyen gençler, sohbetlerinin en güzel yerinde içten içe birbirlerinden ayrılmak istemezler.

Jesse’nin Viyana‘da inmesi gerekiyordur ve Celine’e de onunla birlikte inmesi teklifini sunduktan sonra birlikte geçirecekleri bir günlük maceraları başlar. Kısa sürede kurulan bu bağ ikiliyi heyecanlandırır ve şehri dolaşırken uğradıkları her mekanda, farklı bir konu kendini açar. Böylece birbirlerine anlattıkları her yeni bilginin yakınlığa dair verilen bir mesaj olduğunu görürüz.

Film ilerledikçe, işlenen konuların birbirinden bağımsız değil, birlikte büyüyen duygulara ve diyaloglara dönüştüğünü keyifle izlediğimizi hissederiz. Filmin en sonunda ise bütün bu mekanlarda ertesi gün hayatın kaldığı yerden devam ettiğini görürüz. Onların kurduğu bağ olmadan Viyana’nın bomboş kalan sokaklarını tek tek gördüğümüz etkileyici bir kapanış yapılır.

Before Sunrise, wannart
Before Sunrise, wannart

Bu kısma kadar çoğunlukla klasik müziğin eşlik ettiği film, bizi buruk bir şekilde bıraktıktan sonra Kathy McCarty – Living Life şarkısıyla final yapıyor. Hayatın her şeye rağmen olduğu gibi devam ettiği gerçeğiyle bizi bir kez daha vuruyor.

Bugün, filmi bir albüm yerine, hem Jesse’nin hem de Celine’in ağzından birer albümle eşleştirmek, ikisinin de duygularını eşit şekilde anlamamız açısından daha doğru olabilir. Karakterlerin hem tanışmadan önceki hem de birbirlerini gördükleri andan sonraki duygularına tercüman olan albümlerden ilki, Jesse’nin ağzından: “Strange Trails – Lord Huron”.

Jesse’nin Gözünden Before Sunrise

Jesse’nin aslında Avrupa’daki kız arkadaşının yanına gelebilmek için uzun zamandır para biriktirdiğini ve geldiğinde ise çok iyi karşılanmadığını filmin ortalarına doğru öğreniriz. Kız arkadaşının ona çok fazla özel zaman ayırmaması üzerine Jesse, orada artık bir yeri olmadığını kabullenerek Viyana’dan Amerika’ya kalkan bir uçak bileti bulur.

Jesse, bir gün önce yaşadığı ayrılığın ardından eve dönerken Celine ile karşılaşır. Eski ilişkisinde biten aşkın hüznüyle, bu hissi kaybettiğini sandığı anda hayatının aşkını bulması, bazen bir şeyleri kabullenip yola devam etmenin ne kadar önemli olduğunu gösterir. Bu albüm Jesse’nin eski kız arkadaşıyla ilgili duygularından da, bir yolculukta olmaktan da, Celine’le geçirdikleri büyüleyici günden de şarkılar barındırıyor.

Fool for Love

Jesse’nin ayrılığın üzerine kendini yeni aşkına götüren trene binmesi ve yola çıkmasını anlatan ilk şarkımız biraz da eski ilişkisinde yaşamış olabileceklerine ışık tutuyor. Detaylarına hakim olmadığımız için, bu ilişkiye dair alternatif bir senaryo sunan şarkıda adı geçen Lily, Jesse’nin eski kız arkadaşı olabilir. Aynı zamanda Jesse’nin aşkı için kıtaları aştığını bildiğimizden de, hemen ertesi gününde kendini yeni bir aşka hazır hissetmesinden de aşk için deli olduğunu çıkarmak yanıltıcı olmaz.

“I’m leavin’ this place behind
(Bu yeri ardımda bırakıyorum)
And I’m headin’ down on the road tonight
(Ve bu gece yola koyuluyorum)
Before I commence my ride
(Yola çıkmadan önce)
I’m askin’ Lily to be my bride”
(Lily’ye benimle evlenmesini teklif ediyorum)

Until the Night Turns

Bu şarkı ise albümdeki diğer şarkılara göre hızlı ritmi ve aceleciliğiyle, Jesse’nin Celine’e trenden birlikte inmeyi teklif ettiği sahneyi anımsatıyor. Çok fazla zamanları yok ve belki de henüz bu teklif için o kadar yakın bile değiller. Ama tek bir şansları var, tren hareket etmeden bir an önce karar vermeliler.

Şarkı adeta o an ikisinin içindeki heyecanı, spontane yaşam tarzını ve yeni ihtimallere açılabilecek macera ruhunu yansıtıyor. Melodisi ve sözleri de bunu destekliyor. Filmin ismiyle ve ana konusuyla ilgili doğrudan sözleri bulunan bu şarkı adeta bütün hikayeyi özetler nitelikte. Ayrıca filmin ilerleyen sahnelerinde denk geldikleri falcı kadının yıldızlarla ilgili söylediklerine de atıfta bulunuyor şarkı: What if we’re unmade when the stars fade?/ Hepimiz yıldız tozundan oluşuyoruz, ya yıldızlar söndüğünde biz de yok olursak?”

What if the world dies with the sunrise?
(Ya dünya güneşin doğuşuyla yok olursa?)
Baby, it’s all right; we’ll be up all night
(Bebeğim, sorun değil; biz bütün gece ayakta olacağız)
What if we’re unmade when the stars fade?
(Ya yıldızlar söndüğünde biz de yok olursak?)
Keep me going till the night turns into the day”
(Gece gündüze dönene kadar beni ayakta tut)

Louisa

Bu şarkıyla Jesse’nin Celine’e olan hislerini açık bir şekilde duyabiliyoruz. Büyük bir kalp kırıklığının ardından bir planı olmayan, trendeki ilk konuşmalarında da bir trenden inip diğerine bindiğini söyleyen Jesse, Celine’le kurdukları bağ sayesinde hayatına da bir anlam bulmuş olur. Louisa, tabii ki Celine’i anlatıyor gibi düşünebiliriz.

Trendeki sohbetlerinde “gelecekte evlendiğinde bugünü hatırlarsın ve bize ne olacağını merak edersin” şeklindeki girişiyle Jesse aslında Celine’e teklifini sunuyor. Geçirdikleri günün ardından “hayatında ihtiyacın olacak tek adam benim, ve artık bunu biliyorsun” cümlesini kanıtlamış oluyor. Ayrıca Celine’i yeniden görmek istediğini film bize başından beri hissettirse de, bu dileği en sonda dile getiriyor. Bu şarkıyla ise, sanki film boyunca kendi içinde düşündüğü ama Celine’e söyleyemediği hisleri onun ağzından dinlemiş oluyoruz.

“I turned my back on the world
(Dünyaya sırtımı döndüm)
You know I’d given up on livin’ till I met you, girl
(Biliyorsun, seninle tanışana kadar yaşamaktan vazgeçmiştim, kızım)
Then you came into my life with “come hither” in your eyes
(Sonra sen hayatıma girdin, gözlerinde “gel” bakışıyla)
Pulling me outta the grave, oh, what a nice surprise”
(Beni mezarımdan çekip çıkardın, ah, ne güzel bir sürpriz)

The Night We Met

Son olarak, bu albümün olmazsa olmazı, hem albümün son şarkısı hem de filmin son sahnesiyle eşleştirdiğim The Night We Met. Filmin ve albümün içimizi kıpır kıpır eden girişinin ardından, sakin diyaloglarla geçen derin bir bağın kurulduğunu her bakışta hissettiğimiz sahnelerin de en sonuna geldiğimizde trene geri dönüyoruz. Yolculuk ruhuyla başlayan albüm, bir gecenin özlemiyle sona eriyor.

Trenin önündeki ayrılık sahnesi, “bir daha görüşecekler mi?”, “ne zaman görüşecekler?” gibi sorular cevap bulamadan yine başladığı gibi trene yetişmek üzere aceleyle bitiyor. Bizde nadir bulunan bağları kolayca kaybedebilmek üzerine, buruk bir his bırakıyor. Başta hiçbir fikrinin olmadığı bir insanın nasıl herkesten daha yakın hissettirebildiğini gördüğümüz son sahneyi en iyi özetleyen sözler ise bu şarkıda bizimle buluşuyor. Bir ruhu tanıyıp sevdikten sonra fiziken ayrı kalsanız da hayaleti artık hep orada değil midir?

“I don’t know what I’m supposed to do
(Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum)
Haunted by the ghost of you
(Senin hayaletinle lanetlendim)
Oh, take me back to the night we met”
(Ah, beni tanıştığımız geceye geri götür)

Celine’in Gözünden Before Sunrise

Celine ise Jesse’ye göre dürtüsel davranmadığı için başta biraz daha analitik ve rasyonel gibi görünse de, tam aksine aslında içinde sevilmeyi ve sevmeyi Jesse’den daha çok önemseyen biri olduğunu kendi sözlerinden anlıyoruz. Jesse için bir şey başarmış olduğunu bilerek ölmek daha önemliyken, Celine birine değer vermenin hayatı anlamlı hale getirdiğini vurguluyor. Celine’in ilginç fikirleri ve falcının da öngördüğü üzere bilge bir kadın olma yolculuğu, onun bu albümle eşleşmesinin en büyük sebeplerinden: Some Things Just Stick In Your Mind – Vashti Bunyan.

Budapeşte’de büyükannesini ziyaret ettikten sonra kendi şehri olan Paris’e dönmek için trende yolculuk eden Celine, duygularını yaşayan ancak onları körü körüne takip etmeyen, daha akılcı yaklaşan derin bir karaktere sahiptir. Jesse ile yaşadıkları özel bağın ertesi gün farklı kıtalarda olmalarıyla bilinmezliğe sürükleneceği gerçeğiyle yüzleşse de, onunla anda kalmanın önemini kavradığı için son anlarının tadını çıkarır. Özgürlüğü savunan bağımsız bir karakter olsa da aidiyet ihtiyacı güçlüdür. Bunlar ilk bakışta çelişkili görünse de aslında onun özgürlüğünün destekleneceği yerlere köklenebilen ya da kendini çok iyi tanıdığı için ait olmadığı yerleri açıkça seçebilen bir karakter olduğunu gösterir. Bu albümü ise adeta Celine’in içsel bir monoloğu gibi dinleyebiliriz.

I Want To Be Alone

Bu şarkı Celine’i ilk gördüğümüz, tek başına kitap okuyarak trende yolculuk ettiği sahneyle kafamızda kolayca eşleşir. Aynı zamanda filmin sonunda gün doğumundan önce sabahladıkları parktaki söylediği bazı cümleler akıllara gelir:

“daha önce gün doğumunu izlediğim kişiler oldu ve o anların özel olduğunu biliyordum, ama hep eksik bir şeyler vardı, başka biriyle olmayı arzuluyordum.”

Bu cümlelerde Celine’in uyumlu olmadığı ilişkileri hissettiğini ve güzel anların farkında olsa da sonunda doğru kişiyi bulana dek yalnız kalmayı tercih ettiğini daha net anlıyoruz.

“I don’t know why it is but I sometimes feel
(Nedenini bilmiyorum ama bazen şöyle hissediyorum)
That I have to get away, yet I know I love you
(Uzaklaşmam gerektiğini hissediyorum, ama seni sevdiğimi de biliyorum)
But sometimes I have to be alone
(Ama bazen yalnız kalmam gerekiyor)
Somewhere on my own”
(Kendime ait bir yerde)

Train Song

Sanki bu şarkıda Celine’in içine, bu yolculukta biriyle tanışacağı hissi doğuyor ve biz izleyenler de bunu hissediyoruz. Onun da altı ay önce çok da uyumlu olmadığı bir ilişkisinin bittiğini biliyoruz. Bu sözlerde artık aşkı bulmaya hazır bir kadın olduğunu içgüdülerinin ona fısıldadığını düşünürken, yolculukta kendiyle olmaktan memnun oluşunun da bu düşünceyle ne kadar uyumlu olduğunu görüyoruz.

“Don’t even know what I’ll say when I find you
(Seni bulduğumda ne diyeceğimi bile bilmiyorum)
Call out your name, love, don’t be surprised
(Adını haykıracağım, sevgilim, sakın şaşırma)
It’s so many miles and so long since I’ve met you
(O kadar çok yol geldim ki, seni görmeyeli de çok uzun zaman oldu)
Don’t even know what I’ll find when I get to you
(Sana ulaştığımda ne bulacağımı bile bilmiyorum)
But suddenly now I know where I belong”
(Ama aniden şimdi nereye ait olduğumu biliyorum)

Love Song

Bu şarkıyı ise, sonlara doğru oturdukları bir yerde, Celine telefon açıyormuş gibi yapıp arkadaşına Jesse’yi anlattığında söyledikleri olarak düşünebiliriz. Onda hoşlandığı bütün özellikleri söylerken, aslında Jesse’ye düşüncelerini açıkça söylemenin oyun haline getirilmiş zekice bir yolunu bulduğunu görüyoruz.

“I love your eyes when you look away
(Gözlerini başka tarafa çevirdiğinde gözlerini seviyorum)
Thinking somewhere else of what ought to be
(Olması gereken bir şeyi başka bir yerde düşünürken)
When they’re suddenly blue for a moment of time”
(Bir anlığına aniden maviye döndüklerinde)

I Love You Now

Bu şarkı Celine’in son sahnelerde bir daha görüşecekler mi bilmese de, ne kadar zorlansa da o anda içinde olan sevgiyi kabullenişiyle ilgili. Aşık olduğu kişiyle birlikte olmanın son anlarında da olsa gerçekçi bir tutum sergiler ve “yarın ne olacağını bilmesem de şu an buradayım ve seni seviyorum” diyebilir.

“I don’t say I’ll love you forever
(Seni sonsuza dek seveceğim demiyorum)
But I know that I love you now
(Ama şu anda seni sevdiğimi biliyorum)
Dunno what tomorrow will bring
(Yarının ne getireceğini bilmiyorum)
But I hope it can be like now”
(Ama umarım bugünkü gibi olur)

I Know

Bu da ayrılık sahnesinde Celine’in iç sesi olarak yorumlayabileceğimiz bir şarkı. Duygularının farkında olmanın ve kendine biraz uzaktan bakabilmenin getirdiği bilgelikle olacakları görmesine rağmen duygularıyla gerçekçiliğinin arasına sıkışmış bir Celine görüyoruz. Kabullenmenin yanında hala bir hüzün taşıyan sözler de bu sahneyle eşleşiyor.

“Don’t expect me to cry
(Ağlamamı bekleme)
Don’t even say goodbye
(Hoşça kal bile deme)
And don’t say life’s like that you know
(“Hayat böyle işte” deme, biliyorum)
I know”
(Biliyorum)

Bu üçlemeye özel olarak gerçekten de karakterlerden birinin ağzından yazılmış şarkıların olduğunu ise devam filmi olan Before Sunset‘te görüyoruz. “A Waltz for a Night” Celine karakterini canlandıran Julie Delpy’nin yine kendi ismiyle çıkardığı albümünden filmde yerini alan bir şarkı. İkinci filmin çeşitli yerlerinde aynı zamanda o albümden birkaç şarkı daha kullanılıyor. Julie Delpy’nin çıkardığı tek albüm bizi kendisine hayran bırakmaya yeterken, bu albümün kendisini mi yoksa Celine karakterini mi daha fazla yansıttığını bilemiyoruz.

 


Kaynakça:

  • Before Sunrise. IMDB. Web. Erişim Tarihi: 1.8.2025
  • Before Sunrise (1995) – Film Review and Analysis. alisohani. WordPress. Web. Erişim Tarihi: 1.8.2025
  • Strange Trails – Lord Huron. Genius. Web. Erişim Tarihi: 1.8.2025
  • Some Things Just Stick in Your Mind: Singles and Demos: 1964 to 1967. Genius. Web. Erişim Tarihi: 1.8.2025
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Editor Picks