Batman Bir Kahraman mı, Yoksa Daha Büyük Bir Sorunun Parçası mı?

Editör:
Damla Satıroğlu
spot_img

-Dikkat! Bu yazı “Kara Şövalye” üçlemesi hakkında çok fazla spoiler içermektedir.-

Kara Şövalye üçlemesi, 2005 yılında vizyona giren ilk filmi Batman Başlıyor ile Batman karakterine yepyeni bir soluk getirdi. Geçmişe kıyasla daha ciddi bir karakter tiplemesi ve derin psikolojik çözümlemeleri ile önceki yapımlardan kolayca ayrıştı. Devam filmi Kara Şövalye (The Dark Knight), barındırdığı felsefi mesajlar ve yaptığu göndermeler ile sinema tarihinin en iyi süper kahramanlarından birisi hâline geldi. Üçlemenin son filmi Kara Şövalye Yükseliyor (The Dark Knight Rises) ise önceki iki filmde aktarılan güçlü anlatımların toparlanışı görevi gördü ve muhteşem bir kapanış gerçekleştirdi.

Peki, sizce Batman Gotham şehri için gerçekten de bir kahraman mıydı? Varlığı, gerçekten de suçlular için bir tehlike miydi yoksa çok daha büyük bir problemin parçası mıydı? Bu sorunun cevabını, serinin ikinci filminde bulmamız mümkün.

Batman ve Felsefesinin Oluşumu: Suça mı Yoksa Suçluya mı Ceza Vermeliyiz?

How Tom Wilkinson Revitalized Carmine Falcone in Batman Begins
Serinin ilk filmi Batman Başlıyor’dan Falcone ve Batman görüşmesi | CBR

İlk filmden hatırlayacağımız sahnede operaya giden Wayne ailesi, Bruce’un sahnede yarasaları görüp anksiyetesinin tetiklenmesi sonucunda operadan erken ayrılır. Ara sokakta sıradan bir suçlu olan Joe Chill, Bruce’un babası ve annesini gasp ederek öldürür. Babası ölmeden önce tek bir şey söyler: Korkma. Korku, üçlemenin tamamında göreceğimiz ana motiftir.

Kendisine bir imparatorluk miras kalan Bruce, yıllarca kendini eğitir ve geliştirir. Yıllar sonra ailesinin katili olan Chill’in duruşması için Gotham şehrine döner. Asıl amacı intikamdır. Chill aynı koğuşta kaldığı mafya babası Falcone hakkında bildiklerini anlatması karşılığında hapisten çıkacaktır. Bruce, duruşma sonrası Joe’yu öldürmek için gider lakin Falcone’nin adamları ondan önce davranır ve Joe’yu öldürürler.

Olaylardan sonra Rachel ile arabadayken Bruce, ailesinin adaleti hak ettiğinden bahseder. Rachel sinirlenir ve “Senin istediğin adalet değil intikam” diyerek karşı çıkar. Rachel, Falcone gibilerin sistemi bozduklarını ve onlara dokunulamadıklarını anlatır. “Adalet uyumla ilgilidir. İntikam ise insanın kendini daha iyi hissetmesiyle.” Bruce, duruşmaya katili öldürmek için geldiğini ama artık onu öldüremeyeceğini söyleyince Rachel ona tokat atar ve babasının yaşasaydı ondan utanacağını söyler.

Rachel’ın konuşmasından etkilenen Bruce, Falcone ile yüzleşmek için yanına gider. Lakin Falcone onu çok önemsemez ve Bruce’a gerçek gücün korku olduğunu söyler. Aslında burada Falcone farkında olmadan Batman figürünü yaratmıştır.

Suçu Anlamak: İnsan Neden Suç İşler?

Ra’s al Ghul ile Bruce’un karşılaşması | Fandom.

Bruce, yaşadıklarından sonra suçluları ve onları suça itenleri anlamak için suç işlemeye başlar ve Çin’de bir hapishaneye düşer. Burada Ra’s al Ghul kendi kimliğini gizleyerek yanına gelir ve onu Gölgeler Birliği isimli kötülüğe karşı aksiyon gösterdikleri örgütüne davet eder. Burada Bruce’u her anlamda eğiten Ra’s, eğitimin sonunda ondan komşusunun toprağına göz diken bir katili öldürmesini ister ama Bruce “ben cellat değilim” diyerek bunu reddeder. Çünkü ideolojileri farklıdır.

Bu noktada onarıcı ve cezalandırıcı yargı (Retributive Justice & Restorative Justice) terimlerine bakmamız gerekiyor. Bu terimler aslında Kara Şövalye serisinin ana felsefelerini oluşturmaktadır. Cezalandırıcı yargı, adından da anlayabileceğimiz üzere suçu işleyen kişiye gerekirse aynı suçu işleyerek ceza vermektir. Kişinin suçu neden işlediğinin ya da onu suça iten nedenlerin pek önemi yoktur. Bir suç vardır ve cezalandırılmalıdır. Onarıcı adalet ise daha çok mağdurun zararının ortadan kaldırılmasına ve suçlunun, yaptıklarının farkına vardırılarak topluma yeniden kazandırılmasına yöneliktir. Bir suç varsa, insanı ona iten bir neden de vardır.

Mesela Ra’s al Ghul’a göre Bruce’un ailesinin öldürülmesinde katil kadar babası da suçludur, çünkü katili durdurmamış ve korkaklık göstermiştir. Ghul’a göre katil, Batman’in ailesini öldürdüğü için suçluyken babası da ailesini koruyamadığı için suçludur.

Bruce, bu ideoloji farklılığının ardından tapınağı yerle bir eder. Lakin Ra’s olduğunu bilmediği kişiyi de kurtarır ve Gotham şehrine döner. Burada Batman karakterini oluşturur ve sistemin yapamadığını yapar. Bunu en güzel Bruce’un bir simge olmaktan bahsettiği sahnede anlayabiliriz: Bir simge olarak sistemin yapamadığını yapmak ve suçlulara korku aşılamak. Suçlular artık Batman simgesinden korkacaklardır.

Ra’s al Ghul, Gotham şehrine gelerek bu yozlaşmış yeri cezalandırmak ister. Bruce ise Gotham’ın kurtarılabileceğini savunmaktadır. Ona göre suçluları dize getirmek için korkuyu kullanırsa suç azalır ve Gotham kurtulur. Bruce, bu düşünceyle son saniyeye kadar mücadele ederek Gotham şehrini yok olmaktan kurtarır. Bundan sonrasında da Komiser Gordon ile iş birliği yaparak suçu azaltmak ve Gotham şehrini ayağa kaldırmak için çabalamaya devam eder. İşte biz de bu noktada asıl konumuza geliyoruz. Batman, Gotham için gerçekten bir kahraman mıydı?

Bir Çıkmaz: Adalet, Kolluk, İktidar ve Anarşi

Joker | IMDb.

İkinci film Kara Şövalye tarihin en iyi açılış sahnelerinden biriyle başlar. Bu sahnenin sonunda ise film bizi Joker karakteriyle tanıştırır. Joker özünde anarşizm ve terörizmin ortaya çıkmış hâlidir. Bir yolu, nedeni ya da kuralı yoktur. Vardır ve yapar. Filmin ilerleyen sahnelerinde Joker’in kendi ağzından duyduğumuz sözler aslında onun fikirlerini göz önüne sermektedir: “Bu dünyada yaşamanın tek mantıklı yolu kuralsızlıktır”. Artık Gotham sokaklarında terörizm vardır ve her an bir şeyler olabilir. Aslında bu durum Batman’in kurduğu sistemin cevabıdır. Batman suça ve suçlulara karşı geliştirilen sistemdir, Joker ise bu sistemin cevabı. İktidar, emniyet ve adalet sistemine eklenen Batman aslında dördüncü yolken, Joker buna cevap olarak ortaya çıkan anarşizmi sembolize etmektedir.

Joker’in ortaya çıktığı sıralarda Batman, Savcı Harvey Dent ve Komiser Gordan ile iş birliği yapmaktadır. Sınırsız yetkiye sahip Batman, savcı Harvey’in bile elinin uzanamadığı yerlere uzanarak eylemlerini gerçekleştirmektedir. Hong Kong’da bulunan iş adamı yakalanacağında savcı Harvey müdahale edemezken Batman ortaya çıkar ve onu getirebilir. Bu denli sınırsız yetkisi vardır.

Olacakların ve sistemin en güzel özetini bize yemek masasında geçen sahne vermektedir. O masada Harvey’in söylediği “Ya bir kahraman olarak ölürsün ya da yeterince uzun yaşayıp bir haine dönüşürsün” cümlesi filmin sonuna bir gönderme olduğu kadar Batman ile birlikte ortaya çıkan sistemin getirebileceği sorunların özeti niteliğindedir.

İşte burada anlattığımız her şey aslında bu yönetim sistemine suç dünyasının cevabı niteliğinde ortaya çıkan terörden başka bir şey değildir. Bu nokta üzerinde fazlaca durmak önemli çünkü filmin ve yazının başında sorduğumuz sorunun cevabı, bu sistemin getirdiklerinde saklı.

Alfred, Bruce’u uyardığında aslında Joker’in ne olduğu tam anlamıyla orta çıkar. Alfred “Bazı insanlar para gibi basit şeylerin peşinde değildir, bazı insanlar sadece dünyanın yandığını seyretmek ister” dediğinde Joker karakterinin anarşizm ve terörizm felsefesinin açıklamasını görürüz.

Joker, Batman Var Olduğu İçin Var: Sen Beni Tamamlıyorsun

Joker | Apartman No. 26.

Joker, getirdiği kaosla beraber aslında Batman’in kendisinden beslenmektedir. Filmde de açıkça vurgulandığı gibi Joker, Batman olduğu için vardır. Sen beni tamamlıyorsun demesi de bu yüzdendir, çünkü Batman olmasaydı suçlular Joker’e sığınmazlardı ve Joker var olamazdı.

Joker her yaptığı eylemle insanları kaosa sürükler. Halkı terörize ederek kaos yaratır. Bunu devlet organları ve Batman’in etik değerleri çiğnemesi için yapar. Devlet kurumları etik değerleri çiğnerse anarşist haklı çıkmış olacaktır. Bruce’un anlamadığı nokta ise Joker bunu ona karşı olduğu için yapmamaktadır. Joker halk tarafından varlığı zaten tartışılan Batman’i değil, tartışılmaz olan Harvey Dent’i yozlaştırmak yani adaleti yıkmak istemektedir.

Joker, eylemlerine devam ederek belediye başkanını öldürmek için yola çıkar. Lakin başkanı vuracağı esnada Komiser Gordon önüne atlayarak kurşuna siper olur. Yani emniyet, iktidar sahipleri için kendini feda eder. Joker daha da ileri giderek eylemlerini arttırınca halk, varlığı hep tartışılan ve bir sınırı olmayan Batman’i istemeye başlar. İşte burada şu soru devreye girer: İktidar, adalet, emniyet üçgenine yeni bir kol eklenince bu kol ne kadar demokratik olabilir?

Halk Batman’i istediğinde Savcı Harvey kendini öne sürer. İşte bu durum hukukun yeni organizmaya sahip çıkması hatta yeni kolun eylemlerini üstlenmesidir. Buradaki temel gerekçe anarşisti tuzağa düşürmektir. Ama tuzağa düşen devlet olacaktır. İlerleyen sahnelerde Joker, Batman’in kendisini motorla ezmesi için ona fırsat tanır. Eğer Batman onu ezseydi Joker haklı çıkacaktı. Batman, kendi kuralını çiğneyerek anarşisti öldürecek ve cellat olacaktı. Ama Batman bunu yapmaz ve Joker, ölmüş gibi gösterilen Gordon tarafından yakalanır. Ama Joker istediğini almıştır. Başından beri amacı devleti yalan söylemeye itmektir.

Oyun İçinde Oyun: Batman Doğru Olanı Yapacak mı?

Joker ile Batman sorguda | StudioBinder.

Batman, Joker yakalandıktan sonra onu sorguya çeker. Joker, bu sorguda Harvey ile Rachel’ı önceden yakalayarak bombalara bağladığını ve ikisinden sadece birini kurtarabileceğini söyleyerek yerlerini açıklar. Ama Joker burada Batman’e oyun oynayarak yerlerini ters söyler. Amacı Batman’in sistemci olup olmadığını kanıtlamaktır. Şayet Batman Harvey’i kurtarmaya giderse alegorik olarak adaleti kurtaracaktır. Bu yüzden önceliğinin Harvey olması gerekmektedir. Batman, Rachel’ı kurtarmaya gider lakin karşısında Harvey’i bulur ve Rachel ölür. Bunun yerine sistemci olduğunu kanıtlayarak Harvey’in yanına gitseydi, yani doğru olanı yapsaydı Joker onu ödüllendirecekti ve Rachel kurtulacaktı.

Olaylardan sonra yüzünün yarısı yanan Harvey adalete olan inancını kaybeder. Buradaki yüz yanma durumu ise adaletin iki yüzlülüğüne bir göndermedir. Joker, durmadan eylemlerine devam ederek bu sefer de Batman’in kimliğini açıklamak isteyen birini hedef gösterir ve susturulmazsa Gotham şehrinde bir hastane patlatacağını söyler.

Etik Sorular: Anarşist Kazanabilecek mi?

Yüzünün yarısı yanmış Harvey Dent.

Olaylar durmak bilmezken Batman, Alfred’e önceden anlattığı hırsız hikâyesinde suçluyu nasıl yakaladığını sorar. Alfred’in cevabı nettir, “Bütün ormanı yakarak”. Bu, bir savaş suçu olan yakıp yıkma taktiğine (scorched-earth policy) bir göndermedir.

Joker, hastanede Harvey’i ziyaret eder ve yaptığı konuşmada anarşist olarak hukuku ve adaleti bozar. Daha da ileri giderek bir vapurda suçluların diğerinde sivil vatandaşların olduğu iki vapura bomba yükler ve fünyelerini birbirine verir. Kim yaşamak istiyorsa diğerini patlatmalıdır. İşte burada suçlular ve sivil halk bir etik soruyla daha karşılaşır. Kim kimi öldürürse öldürsün Joker haklı çıkacaktır. Bu da modern insanın etik anlayışıyla ilgili bir sorudur. Hatta Joker bu konudaki düşüncelerini önceki sahnelerde “İşler yolunda gitmediğinde şu medeni insanlar birbirlerini yerler” diyerek göstermektedir. Artık konuşma sırası, film başladığından beri ilk defa halka gelmiştir.

Batman artık bütün etik değerleri bir kenara alarak Gotham şehrindeki herkesin telefonunu dinlemeye alır ve bu sonuç verir. Joker’in yerini tespit edip baskın yapar. Bu sırada vapurlardan hiçbiri patlamaz. Halk ve suçlular kararını vermiştir. Fedakarlıklar yapılmış ve bu fedakarlıklar sayesinde iki gemi de patlamamıştır. Burada verilen mesaj nettir: Fedakarlıklar yapılmadan zorlu koşullar aşılamaz.

Halk kendi seçimini yapmasına rağmen Joker gemileri kendisi patlatmaya karar verir. Tam bu sırada Batman’e “Bu yaralar nasıl oluştu biliyor musun?” diye sorar ama Batman onu dinlemeden aşağıya atar. Yani iktidar, adalet, emniyet üçgenine sonradan dahil olan Batman, anarşistin ona ne söyleyeceğini umursamaz. Binadan attığı Joker’i yere çarpmadan geri yukarı çeken Batman, onu yargıya teslim edecektir. Yani kendi kuralını çiğnemez. İşte burada Jokerden o cümleyi duyarız. “Durdurulamaz güç hareketsiz bir engele çarpınca işte böyle olur”.

Joker Başardı mı?

Joker’in hastanede Harvey Dent ile konuşmasına dair bir illüstrasyon | ArtStation.

Batman, yasa dışı olmasıyla zaten bu savaşın kaybeden tarafındaydı. Çünkü savunduğu tezle olduğu şey birbirine zıttı. Bu yüzden Joker, Batman doğrudan Batman yerine adaletin simgesi olan Harvey’i hedef almıştı. Finalde Harvey’i Gordon’un ailesini esir almışken görürüz. Batman araya girer ve facia önlenir. Harvey ölür ve Joker kazanır. Gordon, yani emniyet yalan söylemiştir; Harvey, yani adalet bir canavara dönüşerek suçsuzları hedef almıştır ve Batman kendisiyle çelişerek Harvey’i öldürmüştür. Adalet sistemi çökmüş, alegorik olarak adalet ölmüştür. Lakin Joker’in kazanması için halkın bunu görmesi gerekiyordur. Olanlar halka anlatılmaz, hikâyedeki kötü adam Batman olur ve Harvey iyi adam olarak sunulur.

Ya kahraman olarak ölürsün ya da yeterince uzun yaşayıp haine dönüştüğünü görürsün.

Batman Kahraman mı?

Gordon, Harvey ve Batman alegorik olarak iseLeague of Shadows adalet, emniyet ve dördüncü yol aynı çatıda | IMDb.

Batman’in kahramanlığı, gerektiğinde suçu üzerine alarak kötü adam olmasıdır. Gerektiğinde ise anarşistin ve terörizmin getirdiği sıkıntıların üstünü bir yalanla örtebilmiştir. Birileri günü kurtarmak için kötü adam olmuştur. İkinci filmin sonunda Gotham, Batman’i kötü, Harvey’i ise iyi olarak anarken üçüncü filmin sonunda Gotham şehrini yine Batman kurtarmıştır.

Yaşananların ve anlatıların tamamı bizi Batman karakterinin aslında hem bir kahraman hem de büyük bir sorunun parçası olduğuna götürmektedir. Batman kahramandır çünkü hem Gotham’ı her türlü durumda kurtarabilmiş hem de gerektiğinde kötü adam olabilmiştir. Ama Batman aynı zamanda daha büyük bir sorunun da parçasıdır çünkü dördüncü yol olarak ortaya çıktığında savunduğu şeyle ters düşmektedir. Sadece illegal varlığı onu çıkmaza sokmaya yetmektedir. Dördüncü kol gelince anarşi de gelir terörizm de.


Kaynakça

  • Jesser, Jody Duncan ve Janine Pourroy. The Art and Making of The Dark Knight Trilogy. Abrams, 2012.
  • Wenzel, Michael ve Tyler G. Okimoto. “Retributive and Restorative Justice.” Springer on behalf of American Psychology-Law Society Ekim 2008: 375-389.
  • Öne çıkan görsel pazarlama30.com
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.