Kitap okumayı sevenlerin dahi bazı durumlarda Dünya klasiklerine çekingen yaklaştığı görülür. Bu durum genellikle, klasiklerin dilinin ağır olduğunun ve anlama konusunda zorluk yaşanacağı fikrine dayanır. Adını hep duyduğumuz halde bir türlü başlayamadığımız klasikleri okumaya bir kere başladığımızda bir daha elimizden bırakamayacağımız kadar güzel ve nitelikli eserlerin olduğunu idrak ederiz. Okudukça neden daha önce okumadığınızı sorgulayacağız dünya klasiklerini sizin için derledik.
1) Havuçkafa
Jules Renard‘ın çocukluğa farklı açılardan baktıran eseri Havuçkafa, çocukların ve annelik içgüdüsünün her zaman sadece masum duygulardan oluşmayabileceğini gösterir. Kızıl saçları ve çilleriyle tatlı bir çocuk olan Havuçkafa, ne kadar sakin bir çocuk olarak gözükse de annesinden alamadığı sevginin acısını yaramazlıklar yaparak çıkarmaya başlar. Küçük yaşta olmasına rağmen sahip olduğu zeka ve sezgi gücünü acımasızca planladığı kurnazlıkları hayata geçirmekte kullanır. Rernard’ın kendi yaşantısından parçalar taşıyan bu kitabı büyük bir heyecanla okuyacaksınız.
2) İnsan Nedir?
Mark Twain’in kaleminden çıkan “İnsan Nedir?”, yaşlı bir adamla genç bir adamın arasında geçen hayata dair sorgulamalarla dolu bir sohbetten oluşur. Farklı iki neslin karşı karşıya gelmesi ve düşüncelerin uzlaşmasını içeren bu eserde konu felsefi bir bakış açısı ile ele alınır. Yaşlı adamın insana dair fikirlerini test etmek isteyen genç adam, sohbetlerinden yola çıkarak hayatını yaşar ve çoğu şeyi tecrübe edinir. Her ne kadar yaşlı adamın söylediklerine karşı itiraz halinde olsa da ortak bir paydada buluşmaya başlarlar.
3) Kumarbaz
Eserlerinin bazılarını kumar borcunu ödeyebilmek için yazmasıyla tanınan Fyodor Dostoyevski, Kumarbaz eserinde kendisini çağrıştırdığı düşünülen ana karakter Aleksey İvanoviç’in başından geçenleri anlatır. İvanoviç, bir generalin çocuklarına eğitim veren öğretmendir ve eğitim verdiği kızları Polina’ya aşık olur. Ancak Polina zaman zaman İvanoviç’in bu saf duygularını kullanır. Bir süre sonra Polina ile bağlarını koparmak zorunda kalan öğretmen, Almanya’da dünyanın her yerinden gelen insanların olduğu bir kumar partisine katılır. Kumar batağına düşen İvanoviç’in hayatı bir gün, beklemediği bir anda değişecektir.
4) Venedik Taciri
Venedik Taciri, ana karakter Antonio’nun yakın arkadaşına yardım edebilmek için Yahudi bir tüccardan borç almasıyla başına gelenleri konu alan bir eserdir. Arkadaşının sevdiği kadına ulaşabilmesi için açık denizlerdeki gemilerine güvenerek Yahudi bir tüccarla kendi vücudundaki parçaların kesilmesi uğruna anlaşma yapan Antonio’nun başına trajikomik olaylar gelir. Sevdiği kadınla kavuşan arkadaşı Bassanio ise, beklediği huzurlu aşkın ötesinde zorlu sınavlardan geçer. İki arkadaşın yaşadığı zorlukları paralel şekilde konu alan bu kitabın yaratıcısı William Shakespeare, okurda uyandırdığı etik sorularla yıllarca gündemde yerini korur.
5) Uyanış
Edna Pontellier’in yolculuğu, bir birey olarak kendini sorgulamasıyla başlar. Yirmi yedi yaşındaki genç kadının, varlıklı bir adamla evliliği sonucunda iki tane çocuğu olur. Bir gün Edna, ailesiyle gittikleri yaz tatilinde denizin kenarında geçirdiği vakit sonucu hayatı ve benliğini sorgulamaya başlar. Yaşadığı kimlik sorgulamaları, aidiyet ve annelik kavramları üzerinde derin düşünceler oluşturan genç kadın bir nevi aydınlanma yaşar. Kadın kimliğinin ele alındığı Uyanış eserinin yazarı Kate Chopin, özgürlüğe dair özgün bir yorum getirir.
6) Aşk ve Gurur
Yazıldığı andan itibaren ilk zamanlardaki etkisini hala gösterebilen klasiklerden biri olan Aşk ve Gurur‘un hikayesi, Netherfield Malikanesi’ni kiralayan Charles Bingley’in herkes tarafından konuşulmasıyla başlar. Bingley’nin soylu ve düzgün biri olduğuna kanaat getiren aileler, kızlarını bu adamla evlendirme planı kuraralar. Bu isteğe sahip olan ailelerden biri de beş kız çocuğu olan Bennet ailesidir. Tanışma için düzenlenen balo gecesinde Bingley ve dostu Darcy, dikkatleri üzerine çeker. Bennet ailesinin kızı olan Elizabeth’le dans etmeyi reddeden Darcy ile Elizabeth’in arasında, gurur ve önyargılardan oluşan bir ilişki boy gösterir. Jane Austen’in güçlü ve gururlu kadın karakterlerine yer verdiği bu romanı elinizden bırakamayacaksınız.
7) Beyaz Diş
Jack London‘ın usta kaleminden çıkan Beyaz Diş, hayatta kalmak için içgüdülerine güvenen yarı köpek yarı kurt bir hayvanın macera dolu hikayesini anlatır. Doğduğundan beri diğerlerinden farklı bir hayvan olduğunu kanıtlayan Beyaz Diş, Alaska’nın zorlu yaşam şartlarında kendine güvenerek ve sezgilerinden güç alarak kendisine bir hayat kurar. Gerçek dünyanın yüzünü gören ve açlık, soğukla mücadele eden bu kurt kırmasının hayvanlar ve insanlardan gördüğü kötülük sonucunda yaşadığı değişim, eseri okuyanların kendilerine ders çıkaracakları türden bir bilgelikle ele alınır.
8) Madam Bovary
Gustave Flaubert‘in ustalık eserlerinden biri sayılan Madam Bovary, iki farklı karaktere sahip insanın bir hayatı paylaşmaya çalışmasını konu alan bir eserdir. Küçük şeylerle mutlu olabilen ve annesinin idealist bir insan olması baskısına rağmen hırslı bir kişi olmaktan uzak Charles Bovary, kasaba doktorudur. Annesinin zoruyla evlendiği dul bir kadının ölümü sonucunda Emma ile ikinci evliliğini yapar. Mutlu olacağını düşünen Charles, Emma Bovary’nin aşırı hayalperestliği ve aşk anlayışının altında ezilerek eşinin isteklerini karşılayamaz. Bunun üzerine Emma, evlilikleri boyunca hayatını eşinden gizli olarak hayalindeki ideal aşkı bulmakla geçirir. Günümüz ilişkilerine dahi ışık tutabilecek özelliğe sahip bu kitap, ünlü yazarların dahi onayladığı bir gerçekliğin yansıması olarak kabul edilir.
9) Vadideki Zambak
Vadideki Zambak‘ın yazarı olan Honore de Balzac, gerçekçiliği ve romantizmi bir arada harmanladığı bu eserinde toplumsal hayatın yapısı konusunda da okuyucularını bilgilendirir. Soylu kesimin hayatını konu alan bu kitap, evliliğinin tekdüzeliğinden bıkmış Henriette’nin Felix ismindeki kendisinden küçük bir gençle arasında geçen imkansız aşkını anlatır. Felix, aile sevgisinden yoksun büyüyen ve zamanla içine kapanan bir gençtir. Henriette’ye duyduğu aşk, onu toparlayıp adeta teselli görevi görür. Ne kadar çok birlikte vakit geçirme imkanları olsa da Felix de Vandennesse, hiçbir zaman aşkına istediği gibi bir karşılık alamaz. Platonik aşkı anlatan bu eseri okurken bazen heyecanlanacak bazen hüzünleneceksiniz.
10) Ay Işığı
Guy de Maupassant’ın on dört öyküsünden oluşan bir derleme olan Ay Işığı, gözlem gücü ve betimlemeleri yüksek olan bir eserdir. Yazarın ince alayla kaleme aldığı eserdeki karakterlerin hepsinin özgün bir havası ve hayatın içinden bulacağımız yaşantıları vardır. Farklı çevrelerin şekillendirdiği farklı karakterlerdeki insanların ortak bir özelliği bulunur: Derin bir gerçekçilik. Bu ironi dolu öykülerde, yazarın sivri zekasını ve yalın diliyle anlatmak istediğini tek seferde okuyucuya geçirdiğini daha ilk sayfalarda fark edeceksiniz.












