Zaman: ”Hayat hem kısa hem de uzun.”

Filmin başında jinekolog Dr. Wiseman, Rachel’a yaşı nedeniyle çocuk sahibi olabilmesi için kısa bir süre kaldığını söylediğinde, Rachel şu yanıtı veriyor: “Hayat hem kısa hem de uzun.”
Rachel, başlangıçta ailesi, arkadaşları ve işiyle mutlu olan; biyolojik durumundan dolayı endişelenmeyen bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Ali ile tanışıp ilişkilerini ilerlettikten sonra ise üzerinde fazla durmadığı annelik ve aile olma kavramlarıyla yüzleşiyor. Bunun ardından, yaşının ilerlemesi ve biyolojik olarak çocuk sahibi olabilmesi için süresinin kısıtlı olduğunun farkına varan Rachel’ın, Ali ile ilişkisindeki değişime tanıklık ediyoruz. Rachel, biyolojik zamanla mücadele ediyor. Ali ile ilişkisi ilk başta huzurlu ve kolay görünürken, Rachel’ın bu kısıtlı zamanı fark etmesiyle birlikte giderek zorlaşıyor.
Zaman temasının bir başka yansımasını ise filmin sonunda görüyoruz: Zamanın yarattığı etkiye tanıklık ediyor, hayatın her koşulda devam ettiğini hissediyoruz. İnsanlar birbirinin hayatına girip çıkıyor, çocuklar büyüyor, yeni insanlar dünyaya geliyor. Finalde ise zamanın geçişinin her zaman olumsuz bir anlam taşımadığını gösteren etkileyici bir sahneyle karşılaşıyoruz.
Annelik ve Aidiyet: “Başkalarının çocukları o kadar kolay olmayabilir.”

Zaten öğretmen olan Rachel, başkalarının çocuklarına bakma konusunda deneyimlidir. Film, Rachel’ın öğretmen olarak öğrencileriyle ilişkisini gösteren bir sahneyle başlıyor ve onun öğrencilerine son derece önem veren biri olduğunu hemen fark ediyoruz. Özellikle sorunlu öğrencisi Dylan ile kurduğu iletişim ve ona verdiği destek, Rachel’ın başkalarının çocuklarına verdiği değeri daha da görünür kılıyor. Bu yönü, filmde en çok öne çıkan unsurlardan biri haline geliyor.
Film, odağına Rachel’ın Ali ile ilişkisinden çok, özellikle Ali’nin dört yaşındaki kızı Leila ile kurduğu bağı alıyor. Rachel, Ali ve Leila ile tatile gidiyor, Leila’yı judo kursundan alıyor, onun için atıştırmalıklar hazırlıyor, Leila’ya bakıyor ve onunla yakın bir ilişki kuruyor. Bu küçük kızla babasından bağımsız olarak kurduğu bağ, Rachel’ın annelik hakkındaki duygularıyla ve anne olma isteğiyle yüzleşmesine sebep oluyor. Rachel’ın annesini bir trafik kazasında kaybettiğini öğrendiğimizde ise, onun annelikle ilgili içsel mücadelesi ayrı bir derinlik kazanıyor.
Film boyunca Rachel, Leila ile ilişkisi derinleştikçe sürekli başkalarının çocuklarına baktığı gerçeğiyle yüzleşiyor. Leila’nın annesini göremediğinde özlemesi ve onu istemesi ya da Rachel’ın Leila’nın doğum günü gibi önemli etkinliklerin dışında bırakılması, Rachel’ın bir aileye ait olma arzusunu daha da güçlendiriyor. Film boyunca, Leila ve öğrencileri üzerinden Rachel’ın aidiyet duygusuyla verdiği içsel mücadeleye tanıklık ediyoruz.
Kadın Erkek İlişkileri: “Erkekler için bahane bulmaktan yoruldum.”

Ali, Rachel ve Ali’nin eski eşi Alice arasındaki ilişki, filmdeki en dikkat çekici unsurlardan biri. Pek çok filmde üvey anne, koca ve eski eş arasındaki dinamiklerin sağlıksız bir şekilde yansıtıldığını görürüz. Oysa bu filmde Alice ve Rachel’ın birbirlerine olgun ve anlayışlı yaklaşması, izleyicide ferahlatıcı bir his uyandırıyor.
Alice, Rachel’ın Leila’ya zaman zaman baktığının farkında olmasına ve Rachel birçok durumda kendini dışlanmış hissetmesine rağmen, aralarında olumsuz bir tutum gelişmiyor. Bu karşılıklı saygının bir örneğini filmin sonlarına doğru görüyoruz: Rachel, Alice’le yüzleştiğinde “Erkekler için bahane bulmaktan yoruldum.” diyor. Ali ile ilişkilerinin sona erme şekli nedeniyle Alice’i suçlamıyor ve Alice de ona aynı şekilde olgunlukla karşılık veriyor. Ana karakter olarak bir üvey anneyi merkeze alan film, eski eş–yeni sevgili ve üvey anne–biyolojik anne çatışmasını olgun bir dille ele alarak izleyicide güçlü bir etki bırakıyor.

Rebecca Zlotowski, filmin yaratım sürecinde kendisi de çocuğu olmayan bir üvey anneymiş. Aslında, evliliği ve işi dağılma noktasına gelen bir iş insanını konu alan Romain Gary‘nin Your Ticket Is No Longer Valid adlı romanını uyarlamayı planlıyormuş. Ancak film sürecinde kitabın ana karakterini kendine benzeten Zlotowski, kendi hayatından esinlenerek genelde olumsuz şekilde temsil edilen üvey anneler hakkında bir film yapmaya karar vermiş. Tesadüfen, filmin yapımına başlamadan hemen önce hamile kalmış ve filmi bitirdikten sonra ilk çocuğunu dünyaya getirmiş.
Belki de filmin ana karakteri Rachel, aynı şekilde biyolojik çocuğunu doğurabilmiştir. Belki de hayatı boyunca başkalarının çocuklarını yetiştirmeye devam etmiş ve bu onun için yeterli olmuştur.
Filmin fragmanına buradan ulaşabilirsiniz:
Kaynakça:
- Klashorst, Marc van de. “Venice 2022 review: Other People’s Children (Rebecca Zlotowski).” International Cinephile Society, 4 Eylül 2022, Web. Erişim tarihi: 24 Ağustos 2025
- “Other People’s Children (2022) – IMDb.” IMDb, IMDb.com, Web. Erişim tarihi: 24 Ağustos 2025
- “Other People’s Children.” MUBI, Web. Erişim Tarihi: 24 Ağustos 2025