Baş kahraman olarak çocuk ya da genç seçilen her roman çocuklar için değildir. Ana karakteri çocuk olan romanları okuyan yetişkinler, çocukların dünyasından çocuk olarak tekrar bakarlar ve içlerindeki çocuğu hatırlarlar. Basit eğlenceler, kaygısızlık ve karmaşık duygular içinde geçen çocuklukla bir yetişkin, baş kişisi çocuk olan romanlar yardımıyla tekrar bağ kurabilir.
Bizler de sizin için baş kahramanı çocuk ya da genç olan altı eseri derledik!
1) Sana Gül Bahçesi Vadetmedim – Joanne Greenberg
“Delilerin bağırmasının deli bağırması olduğunu unuttum.”
Deborah 16 yaşında, şizofreniden muzdarip bir kızdır ve Yr Krallığı adını verdiği içsel bir dünyaya sahiptir. Bu dünya ailesiyle, arkadaşlarıyla ve okuluyla arasını açmaktadır, günlük olayların akışında bir anda zihninde beliren Yr Krallığı üyeleri ile çatışmalar yaşamaktadır.
Yazar Greenberg Deborah’ı yazarken kendi klinik deneyimlerinden faydalanmıştır, böylelikle eseri tutarlı ve doğru biçimde yaratmıştır.
Deborah’ın iyileşme sürecinde, akıl hastalarının kendilerine dışarıdan nasıl bakıldığını düşündüklerini anlıyoruz. Ona bakan tuhaf bakışlar, yaşamını zorlaştırmaktadır. Kendisine farklı olarak bakıldığını hissetmekte ve bundan yakınmaktadır.
Doktoruyla kurduğu diyaloglar ve koğuştaki arkadaşlıkları ile Deborah yaşama dair ümidini tekrar kazanır hatta iyileşme sürecinde okula gitmeye başlar, hemşirelerden destek görerek motive olur.
Deborah her ne olursa olsun iyileşmeyi kafayı koyduğunda ise düşe kalka da olsa bu yolu başarıyla tamamlar. Onun hayatı, yaşamla tekrar bağ kuran genç bir kızın hayatıdır.
Akıl hastalıklarının bir hayatı nasıl değiştireceğini, nasıl etkileyeceğini anlamak açısından kitap eşsiz bir kaynaktır. Akıl hastalarına karşı empati geliştirmek ve onları anlamak Deborah ile mümkün olur.
2) Sineklerin Tanrısı – William Golding
“İlk yapılması gereken şeyleri hemen yapmazsanız, gerektiği gibi davranmazsanız, gelip sizi kurtaracaklarını ummaya ne hakkınız var.”
Golding, bu eseri II. Dünya Savaşı sırasında gördüğü vahşeti anlatmak için yazmıştır. Ana karakteri Ralph ve Jack olan eser bir adada geçmektedir. Ralph, akılcı, tutarlı ve uzlaşmacı iken Jack tam tersidir. Olaylar kötüye gittiğinde en yıkıcı tercihte bulunan Jack’tir.
Hatta kimi zaman Jack’in sadece Ralph’ı kızdırmak için uzlaşmacı olmayan tercihlerde bulunduğu olur, bu aykırı eylemlerden biri de Jack’in Ralph’ın yakın arkadaşı olan Domuzcuk’u aşağılamasıdır.
Adada yetişkinler olmadan yeni bir yaşam kurma konusunda Jack ve Ralph zıt tercihlerde bulunurlar. Ralph, herkese eşit davranır, ihtiyaçlarını gözetir ve barınma, yemek gibi ihtiyaçların karşılanması gerektiğini savunur. Jack ise belli bir kısmın öne çıkmasını (kitapta bu kısma “avcılar” denir, başında Jack vardır) savunur. Bunun için adayı yağmalamayı, silahların geliştirilmesini savunur.
Kötücül insan doğasını temsil eden Jack ve ekibi, adada Simon adlı bir çocuğu öldürürler ve Ralph ile Domuzcuk bu yüzden şoka uğrar.
Eser, insan doğasını irdelemesi bakımından güçlüdür, bize özümüzde kötü mü yoksa iyi mi olduğumuzu sorgulatır. Ayrıca eser Nobel Edebiyat Ödülü almıştır.
3) Sofie’nin Dünyası – Jostein Gaarder
“Yüz yıllık bir uykudan uyanır ben kimim diye sorarsın. Evrende bir gezegen üzerinde dolaşıp durduğunu bilirsin. Ama evren nedir?”
Sofie on beşinci yaş gününü kutlamaya hazır bir genç kızdır ve her şey normal gözükürken posta kutusunda zarf bulmasıyla olaylar başlar. Zarfta isim yoktur, sadece belli felsefi sorular vardır: “Dünya nasıl yaratıldı? Ölümden sonra hayat var mıdır?” gibi.
Her mektupla biraz daha heyecanlanır ve felsefe hakkında daha fazla bilgi öğrenir. Ayrıca mektupları yollayan kişiyle de iletişime geçmeye çabalar. Bu doğrultuda ona çok benzeyen Hilde ile tanışmak ister.
Mektupları yollayan kişiyle iletişime geçmeye çabalaması heyecan verici bir serüvendir. Sofie felsefeyi öğrenirken aynı anda kendine dair özelliklerini de keşfeder.
Onun felsefeyi öğrenmesinin yanında eser öyküsel bir bağlamda yazıldığı için kuvvetli bir dile sahiptir. Annesiyle ve arkadaşlarıyla da diyaloga yer verilmesi eseri akıcı kılmıştır.
4) Genç Werther’in Acıları – Johann Wolfgang von Goethe
“O kadar çok şeye sahibim, ama ona olan duygularım her şeyi yutuyor; o kadar çok şeye sahibim, ama o olmayınca benim için her şey değersiz.”
Genç Werther amansız bir aşka kapılarak Lotte isminde bir kıza aşık olur. Onunla taşra bir kasabada tanışmışlardır ve beraber çok eğlenirler. Gün boyu beraber vakit geçirirler, yürüyüş yaparlar, aşk üzerine sohbetler ederler ve Werther ona olan tutkusundan bahseder.
Lotte ise evlilik için Albert’e söz vermiştir bu yüzden Werther’e mesafelidir ama içinden onu düşler, Albert ile yürürken gözleri etrafta Werther’i arar.
Werther, Lotte’ye olan aşkından onun en iyi biçimde mutluluğunu düşler, Mutluluğunun da Albert ile olacağını görür, bu yüzden Lotte’nin onunla evlenmesine razı olur ve bedelini kendi duyguları ile öder.
Werther, evlilikleri için bir yaygara koparmasa da aşkının karşılık bulamaması ve Lotte ile beraber yaşayamaması onu yaşamdan soğutmuştur. Werther de yaşamına üzüntüye dayanamadığından son vermiştir.
Her ne kadar dramatik bir sona sahip olsa da eser, tutku ve aşktan bolca bahseder. Yazar, kuyuculara kavuşulmaz bir aşkın heyecanı anlatılır.
Eser, yazıldığı dönemde aşkına kavuşamayan kişileri intihara sürüklediği için zaman zaman yasaklanmıştır.
5) Alice Harikalar Diyarında – Lewis Carroll
“Jürinin kararı nedir?” diye sordu.
“Hayır, hayır!” dedi Kraliçe. ” Önce ceza, sonra karar.”
Alice bir gün bahçede giyimli bir tavşan görür ve onu kovalarken bir ağacın dibindeki delikten aşağı kayar, aniden kendini esrarengiz bir yerde bulur.
Geldiği yerde çeşitli tüketilebilir şeyler bulur, bunlarla boyu ya azalır ya da uzar. Boyu ufaldıktan ve küçük bir kapıdan geçer geçmez artık o Harikalar Diyarı’ndadır.
Alice, Harikalar Diyarında dolaşırken şapkacı, puro içen tırtıl ve Kraliçe gibi kişilerle tanışır. Şapkacı, eğlenceli ve alaycı kişiliğiyle öne çıkar. Her türlü durum karşısında neşesini korumayı başarır. Puro içen tırtıl bilgeliği simgeler. Etrafında daima duman olması, bilinmezliği ve keşfi simgeler. Kraliçe, gaddarlığı ve baskıyı temsil eder. Yenilik, çağdaşlık onun için saçmadır. Bu özellikleriyle halk içindeki gelenekçi, bağnaz kısmı temsil eder.
Kitaba yapılan eleştiriler arasında Alice’in uyuşturucu kullanan bir kız olması düşüncesi olsa da değindiğimiz gibi sembolleri içinde barındırması eseri güçlü kılmaktadır.
Kaynakça
- Greenberg, J. (1989). Sana Gül Bahçesi Vadetmedim (25. basım). Metis Yayınları.
- Golding, W. (2001). Sineklerin Tanrısı (51. basım). Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
- Gaarder, J. (2002). Sofie’nin dünyası ( 53. basım). Pan Yayıncılık.
- Goethe, J. W. V. (2011). Genç Werther’in Acıları (28. basım). Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
- Carroll, L. (2017). Alice Harikalar Diyarında ( 5. basım). Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.