Barokta Canlılığın Ressamı: Jacob Jordaens

Editör:
Sıla Karaca

17. yüzyıl Flaman resmi düşünüldüğünde ilk akla gelen isimlerden biri olan Jacob Jordaens, ortaya koyduğu eserler ile kendine barok sanatında yer bulmuş bir ressamdır.

Jordaens, 1593 yılında Belçika’nın Antwerp kentinde doğmuş, eğitimi hakkında detaylı bir bilgi bulunmasa da varlıklı bir aileden geldiği bilgisi ile iyi bir eğitim almış olduğu çıkarımına varılmıştır. Düzgün ve okunaklı el yazısı, Fransızca bilgisi ve İncil‘den kesitlerin yanı sıra Roma ve Yunan mitolojisinin de eserlerine yansıyışı bu çıkarımı desteklemektedir. Dönem ressamlarının İtalyan resmini öğrenme amaçlı gerçekleştirdikleri seyahatlerin aksine Jordaens, birkaç kısa seyahatlerinin dışında, Antwerp’i terk etmemiş, tüm resimlerini burada yapmış ve 1678 yılında 85 yaşında doğduğu yer olan Antwerp’te hayatını kaybetmiştir.

Self portrait Jacob Jordaens 1650

Jordaens’ın Sanatsal Yaşamı

Jacob Jordaens’ın sanat hayatı Adam van Noort ile başlamıştır. Kendisi, oldukça bilinen bir ressam olmasının yanında Jordaens’ın öğretmenliğini de yapmıştır. Yaklaşık 8 yıllık bir eğitim gören Jordaens, bu süre zarfında Adam van Noort’un evinde kalmış ve daha sonra Adam van Noort’un büyük kızı ile evlenmiştir.

Dönemin ünlü ressamı Adam van Noort’un tek öğrencisi Jordaens değildir. Peter Paul Rubens, almış olduğu eğitimlere Adam van Noort’u da katarak dönemde adından sıkça söz ettirmiş bir ressam haline gelmiştir. Jordaens, Rubens ile birlikte çalışarak bir süre onun yardımcılığını yapmış, böylelikle kendisi de bir barok sanatçısı olan Rubens’ın stili, Jordaens’ın eserlerine de yansımış ve Jordaens, Rubens’ın vefatı ile dönemin en önemli ressamı haline gelmiştir.

Her iki ressam da eserlerinde İncil’e ve mitolojiye, kraliyete ve saraya yer vermiştir. Eserlerinde benzer özellik taşıyan üslup ise parlak ve canlı figürlerin tercih edilmesi olmuştur. Bu sebeple Jordaens’ın resim hayatında etkili olan rollerden bir diğerinin de Rubens olduğunu söyleyemek çok da yanlış olmaz.

Deborah Kip Wife of Sir Balthasar Gerbier and Her Children Sir Peter Paul Rubens ve büyük olasılıkla Jacob Jordaens 1629 1630

Daha çok büyük tuval üzerine yağlı boya kompozisyonlarıyla tanınan Jordaens, sanatsal kariyeri boyunca kiliseler, manastırlar ve zengin müşteriler için birçok sipariş tamamlamıştır. Eserlerinde İsa’nın hayatı, azizlerin hikayeleri ve mitolojik tanrıların hikayeleri gibi konulara odaklanırken; mizahi ve hicivsel unsurları da kullanarak etkileyici bir atmosfer yaratmıştır.

Çağdaşları tarafından büyük bir takdirle karşılanan Jordaens, yaşamında popülerlik kazanan bir ressamdır. Kendisi daha sonra atölye açmış ve birçok ressam yetiştirmiştir. Yetiştirdiği öğrencileri onun tarzını devam ettirmiş ve bu da Jordaens’ın ölümünden sonra da etkisini korumasına neden olmuştur. Bu sayede Jordaens, Flaman Barok sanatının gelişimine katkıda bulunmuş ve gelecek nesillere ilham kaynağı olmuş önemli bir ressam olarak anılmaya devam etmiştir.

Jacob Jordaens’ın Eserleri

Jacob Jordaens, The Meeting of Odysseus and Nausicaa, 1630.

Jacob Jordaens ‘The Meeting of Odysseus and Nausicaa’, 117.5x194cm, 1630.

Tuval üzerine yağlı boya olarak yapılan “Odysseus ve Nausicaa’nın Buluşması” adlı tablo, Odyseus efsanesine dayanan bir mitolojik sahneyi içermektedir. Nausicaa, Prens Alcinous‘un kızıdır ve Odyseus, uzun süren yolculuğunun ardından bir fırtına sonucunda adaya sürüklenmiştir. Nausicaa, Odyseus’u bulduğunda onu karşılamış ve yardımcı olmuştur. Bu buluşma, Odyseus’un yolculuğundaki dönüm noktalarından biri haline gelmiş ve aynı zamanda mitolojik hikayenin romantik bir anısı olarak bilinmiştir. Eserinde böyle bir ânı resmetmesi Jordaens’ın hem mitoloji hem de tarihi konulara meraklı olduğunun göstergesidir.

Yüksekliği 117.5 santimetre ve genişliği 194 santimetre olup oldukça detaylı işlenen eserde figürlerdeki canlılık izlenebilmektedir. Sahnede Odyseus ve Nausicaa’yı birbirlerine dönük bir şekilde resmedilmiştir. Nausicaa’nın zarif duruşu ve Odyseus’un etkilenmiş ifadesi, bizlere o buluşmanın yaratmış olduğu duyguyu aktarmaktadır.

Jordaens’ın detaycılığını tabloyu incelediğimizde fark edebiliyoruz. Naussicaa’nın etrafında bulunan hizmetçilerin hepsi büyük bir ustalıkla resmedilmiş vaziyettedir. Kumaşlardan ağaçlara kadar her bir detaya özenildiği görülmektedir. Jordaens’ın paletinden çıkmış olan sarı yumuşak tonlar, insanların renkli giysileri ve yeşil tonlarındaki ağaçlar tablonun zenginliğini ve canlılığını artırıp onu cezbedici kılmaktadır.

Eserde renklerin koyu tonlarında tercih edilmesine karşın sarı ve tonlarının canlı bir biçimde kullanılması eserdeki hareketliliği sağlamıştır. Göğün puslu izlenimi veren düzeni ve değişen renk tonlarıyla birlikte tam ortada duran bulut ise güneşin ışığıyla sarı renkte görünmekte ve figürlerde ışık-gölge etkisini yaratmaktadır.

Jacob Jordaens, The Marriage of Peleus and Thetis, 1638.

Jacob Jordaens. Marriage of Peleus and Thetis
Jacob Jordaens, ‘The Marriage of Peleus and Thetis’, 77×120 cm, 1638.

Jordaens’ın barok tarzını yansıttığı bir diğer önemli eseri ise ”Thetis ve Peleus’un Düğünü” tablosudur. Adından da anlaşılacağı üzere bu tablo da hikayesini mitolojiden almıştır. Yunan mitolojisinde Thetis, deniz tanrısı Nereus‘un kızı ve Peleus ise Thessalya Kralıdır. Bu evlilikten ise adından oldukça söz edilen ünlü kahraman Akhilleus doğacaktır.

Kutsal olan bu evliliğin resmedildiği tabloda Thetis ve Peleus’un dışında diğer figürler de dikkat çekmektedir. Çiftin etrafındaki figürler mitolojik ve tanrısal figürlerdir. Tabloda Hera, Zeus, Dionysos, Apollon, Artemis, Hermes ve Aphrodite gibi diğer tanrılar ve tanrıçalar yer alır. Tablonun üst bölümünde görülen melek ise olayın ilahi tarafını ele alır.

Tablonun kompozisyonu oldukça canlıdır. Kullanılan beyaz, kırmızı, sarı ve yeşil tonları tablonun görsel çekiciliğini artırmaktadır. Figürlerin aksesuarlarından masa örtüsüne kadar her bir detay büyük ustalıkla incelenmiştir. Jordaens bu eserinde tanrıları, melekleri ve mitolojik unsurları bir araya getirerek zengin bir sahne yaratmıştır.

Jacob Jordaens, The Feast of the Bean King, 1640-45

Jacob Jordaens The Feast of the Bean King 373×243 cm 1640 1645

“Fasulye Kralı Festivali” eserinin hikayesi aslında dine dayanmaktadır. Her yıl 6 ocak tarihinde “Fasulye Kral” adı altında bir gelenek gerçekleştirilir. Bu tarih, üç kralın İsa’yı ziyaret ettiği gün olarak bilinir ve Epifani Bayramı olarak da kutlanır. Bu kutlamanın ana unsuru, İsa doğduğunda gökyüzünde beliren yıldızı, Bethlehem Yıldızı, temsil eden fasulye tanesidir. Festivalde bir fasulye tanesi kekin içine yerleştirilir ve bulan kişi “Kral” olur. Kral, kendine bir kraliçe seçer, soytarı ve çalgıcı gibi diğer saray figürlerinin de seçilmesiyle eğlence başlar.

Tabloyu incelediğimizde eğlencenin başladığını görebiliyoruz. Kral çoktan seçilmiş ve baş köşeye oturmuştur. Herkes yemeğini yiyip içeceklerini içerken eğlenmektedir. Jordaens’ın, eserlerinde hayvan figürlerine de yer verdiğini tabloda kralın yanında bulunan bir kedi ve köpeğin olmasından görebiliyoruz.

Jordaens’ın kendi tarzını yansıttığı bu eserde kadınların giysileri oldukça açık renktedir. Bu durum ise Jordaens’ın eserlerinin canlılığını daha fazla yansıtmaktadır. En ufak detayına kadar özenilen bu büyük tablo bakanları hayran bırakmaktadır.

Jacob Jordaens, The Flight of Lot and His Family from Sodom, 1618-20

Jacob Jordaens The Flight of Lot and His Family from Sodom 1695×1985 1618 1620

Jacob Jordaens’ın bir diğer yağlı boya eseri “Lut ve Ailesi Sodom’dan Kaçarken” tablosudur. Tablo, İncil’de de geçen Lut‘un hikayesine dayanmaktadır. Sodom ve Gomora şehirleri Tanrı tarafından yok edilecektir ve orada yaşayan Lut’a kaçması için bir şans verilir. Lut, eşi ve kızlarını alarak oradan uzaklaşırken eşine arkasına bakmaması gerektiği söylenir. Fakat bu söyleme rağmen eşi arkasına döner ve tuz bir direğe dönüşür. Bu hikayeden yola çıkılarak eserde kompozisyonu ve konusu itibariyle Lut ve ailesinin kaçtıkları an resmedilmiştir.

Tabloda renkler oldukça canlı ve göz alıcıdır. En önemli figür olan Lut da dahil olmak üzere hepsinin yüzlerinde korku, memnuniyetsizlik ve üzüntü okunmaktadır. Dini ve ahlaki temaların Jordaens tarafından kusursuzca aktarıldığı bu eser, komposizyonu bakımından oldukça dikkat çekmektedir.

Self Portrait Jacob Jordaens 1619

Özetlemek gerekirse, büyük kompozisyonları ile tanınan Jacob Jordaens, 17. yüzyıl Flaman ressamları içinde kendini göstermiştir. Barok üzerine etkili çalışmaları bulunan ressam, genellikle tarihi, mitolojik ve dini temaları ele alan tablolar yapmıştır. Güçlü kompozisyonların yanı sıra Jordaens’ın eserlerinde canlı renkler ve enerjik figürler karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca tablolarında Flaman Barok resmi denilince akla gelen iki isimden bir diğeri olan Peter Paul Rubens’ın izleri, Jordaens’ın eserlerinde kendini göstermiştir. Jordaens’ın eserleri bugün de hâlâ önemini korumakta ve sanatseverlerin ziyaretlerine açık olarak çeşitli müzelerde sergilenmektedir.


Kaynak

  • “Jacob Jordaens Biography With All Details”. jacobjordaens.org. Web. 29.05.2023

  • “Jacob Jordaens”. meisterdrucke.com. Web. 29.05.2023
  • “Greek Mythology and Jacob Jordaens”. greekmythologyinart.com. Web. 29.05.2023

  • “Bean King Festival, Fasulye Kralı Festivali, 1655 Ressam Jacop Jordaens”. serkanhizli.wordpress.com. Web. 01.06.2023

  • “Marriage of Peleus and Thetis”. arthive.com. Web. 29.05.2023

  • “Bestand:The Meeting of Odysseus and Nausicaa – Jacob Jordaens (I)”. nl.wikipedia.org. Web. 29.05.2023

  • “Jacob Jordaens – The Bean King”. the-artinspector.com. Web. 01.06.2023

  • “The Flight of Lot and His Family from Sodom (after Rubens)”. collection.nmwa.go.jp. Web. 01.06.2023

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Isaac Winemiller, sakin melodileri ve içe dönük sözleriyle müzikal yalnızlığı estetik bir deneyime dönüştürüyor. Bu ay Söylenti Radar'ında onunla tanışın!

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Editor Picks