“Ben hafif müzik bestekârı değil Türk bestekârıyım. Benim böyle anılmam gerekir. Ben Türk müziğini çağın imkânlarına ve ihtiyaçlarına göre yorumlayıp geliştirmeye çalışıyorum.” (Milli Folklor 1992)
Yediden yetmişe herkesin dinlediği, şarkılarının nesilden nesile aktarıldığı Barış Manço; neredeyse her şarkısında bir mesaj iletmek ister dinleyiciye. Kültür aktarıcısı Barış Manço, kimi şarkılarında adeta bilmeceler sorarken bu bilmecelerin cevaplarını da anahtar gibi sunar bizlere. Bu yazıda Barış Manço’nun şarkılarını kültürel ve psikolojik bağlamda mercek altına alıyoruz.
Modern Halk Ozanı Barış Manço

Modern Halk Ozanı olarak da andığımız Barış Manço, şarkılarıyla yediden yetmişe herkesin gönlünü kazanmakla kalmayıp bir kültürün nesillerce aktarılmasına da aracılık etmiştir. Onun sayesinde domates, biber ve patlıcanı öğrenmiş; nane-limon içmeyi sevmişizdir. Barış Manço’nun şarkılarına sadece müzikal sınırlar içerisinde bakarsak iletilmek istenenleri tam anlamıyla anlayamayız. Müziğin sınırlarından çıkarak toplumsal, kültürel ve hatta psikolojik açıdan yorumlamak gerekir. Bu sayede O’nu ve müziğini derinlemesine kavrayabiliriz.
Barış Manço Şarkılarında Yer Alan Kültürel Değerler

Barış Manço’nun şarkılarına ilk olarak değerler başlığı altında bakıyoruz. II. Dünya Savaşı‘nın tüm dünyada yarattığı yıkıcı etkiden dolayı ailesi tarafından Barış ismini alan sanatçımız, Türk kültürünün değerlerini şarkılarına entegre ederek yaymıştır. Hayatı boyunca 200’ü aşkın bestesiyle önemli bir müzik kariyerine imza atan Barış Manço, müziğini adeta bir ders gibi işleyerek öğretim aracı hâline de getirmiştir. Şarkılarında atasözleri, deyimler ve Türk kültürüne özgü unsurlara yer vermiş; bu unsurları farklı milletlerde de seslendirerek kültürümüzü geniş sınırlara yaymıştır. Sevgi, saygı, aile kavramı, dayanışma, dürüstlük, duyarlılık ve daha birçok değer kavramını şarkılarında işleyen Barış Manço sayesinde henüz küçük yaştan itibaren çocuklarımıza değerlerimizi eğlenceli bir yolla aktarabiliyoruz.
Örnek olarak Ahmet Bey’in Ceketi çalışkanlık, saygı, eşitlik ve yardımseverlik temalarını bir arada işleyerek çok yönlü bir şarkı olarak karşımıza çıkıyor. Bunun yanında Gönül Ferman Dinlemiyor ile eşitlik ve vatanseverlik, Gülpembe ile saygı kavramına vurgu yapıyor.
Aynı zamanda hepimizin çocukken eğlenerek dinlediği Ayı şarkısı da çocuklara hayvan sevgisini aşılamada oldukça etkili bir şarkı. Şarkıda geçen “Yolda düşündüm bizim çocuklar tanımıyorlar hayvanları / Bir hayli garibime gitti doğrusu bir baba olarak verdim kararı/ Anında bir ters u dönüş doğru hayvanat bahçesine” sözleri, yetişkinler olarak çocuklara hayvanları tanıtmak ve nasıl yaklaşmak gerektiğini anlatma sorumluluğunu vurguluyor.
Ali Yazar Veli Bozar şarkısında geçen “Bir gün dönsem sözümden / Düşerim dost gözünden / Dünya dönüyor dostlar / Bir sözden dönsem çok mu? / Devran dönüyor dostlar / Ben dönmüşüm çok mu?” sözleri de yine dürüstlük kavramına vurgu yapmaktadır.
Bilmeceler ve “Anahtar”ı

Barış Manço’nun şarkılarında sıklıkla karşılaştığımız bir diğer unsur ise bilmecelerdir. Sıklıkla şaşırtmacalı söylemleriyle bilmece havasında sorular soran Manço, dinleyenleri düşünmeye iter ve bu sayede kısacık sürede beyin fırtınası yaparız. Buna en iyi örneklerden birisi, Manço’nun Anahtar adlı parçasıdır. Hem bilmece hem de bu bilmecenin cevabının yer aldığı şarkı, eğlenceli yönünün yanı sıra oldukça da öğretici bir şarkıdır. Önce şarkıda yer alan bilmeceyi sizlere soralım, ardından cevabına ve arkasında yatan anlama değinelim.
“Beş şair bir abide
İki abide bir sultan
Beş sultan bir düşünür
İki düşünür ise bir mimar”
Bir konserinde dinleyenlere sorduğu bu bilmecenin ardından bir süre geçer fakat kimse bilmecenin cevabını bulamaz. Daha sonra katıldığı bir televizyon programında, bilmecenin cevabını açıklar. Dönemin para birimlerinin şifreli bir şekilde kullanıldığı bilmecede öncelikle 100 lira ile başlıyoruz. 100 liranın arkasında Mehmet Akif yer almaktadır. Yani beş tane Akif, bir saat kulesi etmektedir. 500 liranın arkasında ise İzmir Saat Kulesi yer almaktadır. “İki kule bir Fatih” sözüne bakıyoruz ve 1.000 liranın arkasında Fatih Sultan Mehmed yer alıyor. Ardından “Beş Fatih bir Mevlana” sözüyle 5.000 liralık banknotta yer alan Mevlana geliyor. Son olarak “İki Mevlana bir Sinan” sözüyle de 10.000 liranın arkasında bulunan Mimar Sinan açığa çıkarak bilmece çözülmüş oluyor. İncelikle yazılan bilmecenin anahtarı: Para.
“Beş Akif bir saat kulesi
İki kule bir Fatih Beş Fatih bir Mevlana İki Mevlana bir Sinan”Barış Manço Şarkılarının Logoterapi Ekolü Çerçevesinde İncelemesi

Sigmund Freud ve Alfred Adler‘den sonra Viyana ekolünün üçüncü kuşak temsilcisi olan Viktor Frankl, bakış açısı ve savunduğu fikirleriyle psikoloji sahasında diğerlerinden farklı olduğunu düşünmüş ve kendi ekolünü ortaya koymuştur. Hümanistik psikoloji kategorisinde değerlendirilen Frankl, diğer ekollere sanatsal bakış açılarının eksik kaldığı şeklinde eleştiride bulunmuştur.
Viktor Frankl, bakış açısını sadece psikoloji ile sınırlı tutmamıştır. Hatta bu durumu şu sözüyle özetliyor: “Sadece psikolojik olanın alacakaranlığı, bütün nesneleri grileştirir.” (Keskin 380). İnsan doğasını sadece bilimsel açıdan ele alarak insanı belli bir kalıba sokmaya çalışan bütün ekollere karşı net bir duruşu vardır. Frankl, çalışmalarını sıklıkla anlam ve değer kavramlarına temellendirmiştir. Frankl’e göre bir insanın hayattan anlam çıkarabilmesinin yolu eser üretmektir. Bu kelimenin altı birçok farklı şekilde doldurabilse de işin özünde üretmek yer alır. Hem müziğin de bir üretim işi olması hem de Barış Manço ve Viktor Frankl’nin ortak bir kavramda buluşmasıyla Manço’nun şarkılarına psikolojik perspektiften bakma şansı yakalıyoruz.
Frankl’e göre bir insanın sanatla uğraşması, o insanın hayattaki anlamını bulmadaki yegane uğraşıdır. Üstelik Frankl, sanatla uğraşanların sadece ortaya çıkardıkları ürünleriyle değil; giyim, kuşam, duruş, davranış ve kişiliğiyle de topluma örnek olması gerektiğini savunur. Bu bakış açısını göz önünde bulundurduğumuzda Barış Manço, hayatın kendisi için ne ifade ettiğini müzik yoluyla bulmaya çalışmış; bu yolculukta da sözleriyle, duruşuyla her kesimden insana rol ve model olmuştur.
Victor Frankl’nin dediği gibi özellikle şarkı sözü yazımı ve genel olarak müzikle uğraşan kişilerin yapmış oldukları eserler, kalıcıdır. Hatta kişi öldükten sonra bile eserleri yaşamaya devam eder. Dil, anlatma çabasından kurtularak daha da öteye geçmeyi başarır. Vefatının üzerinden yirmi yıldan fazla geçmiş olsa da bugün hâlâ Barış Manço’yu anıyor, şarkılarını dinliyor ve dinlettiriyorsak eserlerinin kalıcılığı sayesindedir. Üstelik Frankl, bahsettiğimiz kalıcılığı yakalamak için hiçbir ek çabaya gerek olmadığını savunur. Bir eser ortaya koyun ve gerisini devredin.
Kaynakça
- COŞKUN KESKİN, S., & AKYILDIZ, M. (2021). Barış Manço Şarkılarında Yer Alan Değerler. Değerler Eğitimi Dergisi, 19(42), 153-186. https://doi.org/10.34234/ded.936570
- Üztemur, Servet, Emre Sevigen, & Yusuf İnel. ” “Barış Abi”yle Değer Öğretimi: Barış Manço Eserlerinde Değerler.” Başkent Üniversitesi Eğitim Dergisi [Online], 8.1 (2021): 93-103. Ağ. 24 Mart 2024
- KESKİN, U. (2019). BARIŞ MANÇO ŞARKILARININ VİKTOR FRANKL PSİKOLOJİ EKOLÜ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11(29), 378-395. https://doi.org/10.20875/makusobed.479609
- “Barış Manço’nun 80’li Yıllarda Yaptığı ‘Anahtar’ Şarkısının Şifresi”. TopragizBiz. Web. 24.03.2024.