Ana SayfaKültür - SanatPerformans SanatlarıBanksy’nin Sanat Alanı: Bütün...

Banksy’nin Sanat Alanı: Bütün Dünya!

Kendisiyle ilgili gizemin çözülmesine müsaade etmeyen ünlü sanatçı Banksy, birçok sıfatla anılıyor. Kimilerine göre aktivist, kimilerine göre grafiti sanatçısı, kimilerine göre yazar hatta küratör. Dünyanın onu tam anlamıyla tanıması Londra’da yapılan bir sanat müzayedesinde sergilediği performansıyla olmuştu. Bu performansta ‘Balonlu Kız’ adlı eseri satıldığı anda kendini imha etmişti. Lakin Banksy elbette bu performanstan ibaret değildi.  Kendisini ‘gerilla artist’ olarak tanımlayan Banksy Filistin’den İngiltere’ye kadar birçok ülkenin problemlerine değinmiş oldukça sivri bil dille eleştirisini dile getirmişti. Başka bir deyişle duvar resimlerine protest sloganları da katarak Banksy, birçok insanın içinde yer alan protestoları, hayatın sürekli devam ettiği sokaklarda sergileyerek, insanlarının gözlerinin içine sokmaktadır. Ona göre “Grafiti önemli ve geçerli bir sanat şeklidir. Eğer kapitalizmin ortaklığıyla yok edilseydi bu bir utanç olurdu.” (The Guardian, 2015: e.t. 12.11.2015).

“Şiddet, otorite gibi konulara değinen Banksy’nin üzerinde durduğu bir başka konu ise savaştır. Hala devam eden Suriye Savaşından Filistin savaşına birçok savaşı ele almıştır.  Şiddet ve otorite gibi konuları takiben ve aynı hat üzerinde Banksy’nin açık kamusal alanlarda en çok işlediği kronik konulardan bir diğeri ise savaştır. Farklı kamusal alanlarda görmeye alıştığımız Banksy’nin bu konu için seçtiği yerler ise genellikle savaş ya da olağanüstü hâl alanlarıdır. Örneğin, 2005 yılında Banksy İsrail-Filistin çatışmasını protesto etmek için Ortadoğu’ya gitmiş ve İsrail’in Filistin’le arasına ördüğü güvenlik duvarına Tatil Enstantaneleri adıyla dokuz adet şablon resim yapmıştır.”(Selvi,2016).

Bansky 21. Yüzyılın belki de en büyük problemi olan ve bu problemin tam ortasında kalan Ortadoğu’ya gitmiş İsrail’in Filistin sınırına ördüğü duvara grafitiler yapmıştır. Berlin duvarından bile büyük olan bu duvarı boyarken halktan insanlardan her zaman olumlu tepkiler almamıştır. Kendi aktarımında yaşlı bir adamla arasında geçen bir diyaloğu şöyle aktarır: “Yaşlı adam: Duvarı boyuyorsun, onu güzelleştiriyorsun. Banksy: Teşekkürler. Yaşlı adam: Onun güzelleşmesini istemiyoruz. Ondan nefret ediyoruz. Evine git” (Banksy, 2005:116).

8 Milyonluk Paramparça Bir Tablo: Balonlu Kız

Londra’da bir müzayedede satışa çıkarılan ‘Balonlu Kız’ adlı tablo açık arttırma sonunda 8 milyon dolara ‘sahibini’ bulmuştu. Lakin satış gerçekleştiği anda tablonun içinde olduğu çerçevenin içindeki mekanizma uzaktan kumandayla harekete geçirilmiş ve tablo aşağı doğru kaydırılarak parçalanmıştı. Bu olay tahmin edilenin aksine tablonun değerini düşürmemiş yaklaşık 4 milyon dolar daha arttırmıştı. Banksy’nin bu performansını çok farklı şekillerde yorumlamak mümkündür. Sanat eserlerinin değerini sorgulayan ya da o değerin bedelini sorgulayan bir tavır okumak yanlış olmaz.

İnsanların para verdiği, dolaylı yoldan da para verdiği şeylerin ne olduğunu hatırlatmakta. Sistem içinde her şeyi öğüttüğü gibi bu performansı da öğütmekte güçlük çekmedi. Bunun göstergesi olarak da tablonun değerinin arttığını görmek mümkün. Banksy’nin bu gibi durumlardaki sert ve aşağılayıcı söylemleri, sistemin bu yapısına karşı geliştiren söylemler olarak yorumlanabilir.

Banksy ve Müze

Banksy’nin eserleri dünyanın en saygın müzelerinde korsan olarak görülebilir. Nitekim Londra’daki Tate Modern, Paris’teki Louvre, New York’taki Metropolitan Museum of Arts gibi dünyanın en önemli sanat merkezlerine yapıtlarını bırakmış ve sonrasında yetkililere telefon ederek haber vermiştir. Yalnızca kendi yapıtlarını sergilemek için bırakmamıştır. Örneğin Monet’in zambaklı, gölet resminin baskısına, bir süper market arabası ekleyerek müzelere yerleştirmekten çekinmemiştir. Burada amaç sanat eserlerinin karanlık müze salonlarında birer yüce nesne konumuna yükseltilmesine yönelik tepki vermektir. Banksy’e göre galeriler koleksiyon fiyatlarının yükselmesinin aracı olmakta, ayrıca yalnızca bir avuç zengine hizmet etmektedir. (Karaca,2018)

Banksy The Guardian’a verdiği röportajında müzeleri, sanatı görmek için kötü bir yer olarak tanımlamıştır. Bu nedenle 2,5 dönüm araziye kurduğu “dismaland” hakkında “kendime sordum; insanlar sanatı görmek için en çok neden hoşlanırlar? Kahve. Bu nedenle içinde kafesi, kokteyl barı, bir restorandı ve başka bir barı olan sanat şovu hazırladım. Tabii Sokak Sanatı, Banksy ve Filistin 181 IJSI 11/2 Aralık December 2018 biraz da sanat” şeklinde bir tanımlama yapmaktadır. (The Guardian, 2015: e.t. 12.11.2015)(AKTARAN KARACA 2018)

Sonuç olarak; protest sanatın son zamanlarda belki de en ünlü isimlerinden olan Banksy, her hareketiyle onu takip edenleri şaşırtmaya devam edeceğe benziyor. Onun modern zaman insanını şaşırtan bu tarzı, bize aslında işin en başında bahsedilen kültür endüstrisini hatırlatıyor. Lakin Banksy’i nerede konumlandıracağımıza karar vermek öyle ayan beyan ortada olan bir konu değil. Onun kendi değimiyle gerilla tavrı, endüstrinin üstüne bir balyoz gibi inerken, parçalanarak  hem protesto unsuru olan hem de maddi değeri artan tablosu, kültür endüstrisini yaralıyor mu yoksa besliyor mu karar vermek pek kolay değil. Yani sistemin çarkları mı Banksy’i öğütüyor yoksa o mu sistemi tablosunu koyduğu çerçevesinde öğütüyor muğlak bir konu.  Onu anlamaya çalışırken hatta desteklerken bile onun karşıt olduğu bir hale bürünüyor olabilirsiniz. Banksy anlaşılması pek de kolay olmayan çok başarılı bir sanatçı. Onun bakış açısından anladığımız o ki, kendisini dünyanın hiç beklemediğimiz yerlerinde, beklemediğimiz zamanlarda karşımıza çıkacak ve mücadelesini sürdürecek gibi görünüyor.

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.

Yazarın Popüler Yazıları

Yazarın Son Yazıları

1 Yorum

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

İlginizi Çekebilir

Kuzuların Sessizliği Filminin Psikolojik Bağlamda İncelenmesi

Ana-akım Batı sinemasının en önemli polisiye-gerilim filmlerinden biri olan Kuzuların Sessizliği’ni psikolojik bağlamda ele aldık.

Filmde Aidiyet Teması Üzerine: The Blind Side

"The Blind Side” filminin aidiyet duygusu üzerine vurguladığı temalara yakından baktık.

Sevginin Gücü: Léon Karakterlerinin Psikolojik Analizi

Luc Besson'un yönettiği 1994 yapımı Sevginin Gücü (Léon), karakterlerin derin psikolojik portreleri ve sıra dışı hikayesiyle dikkat çeker. İşte bu eşsiz karakterlerin psikolojik analizi.

5 Maddede Alfred Adler

Döneminin dâhisi Alfred Adler'in hayatına ve Adleryen yaklaşıma yakından baktık. İşte 5 maddede Alfred Adler...

Son Yazılar

Buffy the Vampire Slayer Karakterleri Bir Şarkı Olsaydı Hangisi Olurdu?

Dertlere derman, hislere tercüman olan şarkılar bu kez "Buffy the Vampire Slayer" karakterlerini anlatıyor.

Haftalık Frekans #36

Birbirinden farklı ve özenle seçtiğimiz yeni keşiflerimizle, haftalık frekans serimizde karşınızdayız!

Cornetto Üçlemesi: Sinemada Yeni Bir Deneyim

Yönetmenliğini Edgar Wright'ın yaptığı ve "Cornetto Üçlemesi" olarak bilinen eser, birbirinden hikaye bağlamından ayrılan ve başarılı oyuncuları, kaliteli mizahı, heyecan dolu sahneleri ile sinema izleyicilerinin favori komedi yapımları arasında yer almaktadır.

Behzat Ç.’de Harun’un “Siz Kimsiniz?” Sorusuna Verdiği En İlginç Cevaplar

Harun'un "Siz kimsiniz?" sorusuna verdiği birbirinden ilginç cevapları sizler için derledik!