Kafkas İslam Ordusunun kurulmasının esas sebebi Kafkasya, özellikle Azerbaycan coğrafyasında Türklerin ve Müslümanların uğradığı zulüm ve katliamlardır. Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı’nın en sıkıntılı dönemlerinde dahi bu yardımı yerine getirmiştir. Osmanlı Devleti bu girişimiyle beraber bugünkü Azerbaycan Cumhuriyeti‘nin temellerinin atılmasında rol oynamıştır.
1917–18 Yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Kafkasya’nın Durumu

1917-1918 yılları içinde Osmanlı İmparatorluğu özellikle Irak, Suriye ve Filistin cephelerinde seri yenilgiler ve gerilemeler yaşanmaktadır. İtilaf Devletleri ve Osmanlı arasındaki güç dengesizliği anormal derecelere varmaktadır.
General Allenby, Ekim 1917’de Gazze’den çölün ucundaki Birüssebi’ye kadar uzanan Osmanlı savunmasına yüklendi. Bu hattı, 191 bin kişilik İngiliz ordusuna karşı yalnızca 40 bin Türk askeri savunuyordu. Üstelik Türk ordusunun ikmal hatlarında büyük sorunlar yaşanmaktaydı. Türkler büyük bir özveri ile çarpışsa bile güç dengesizliği karşısında geri çekilmek zorunda kalmaktaydı. Irak Cephesinde ise 11 Mart 1918’de Bağdat, İngilizlerin eline geçti.
Trans Kafkasya’da Hükümet Kurma Girişimleri

Bolşevik İhtilali’nin oluşturduğu otorite boşluğundan yararlanan Kafkas halkları yeni bir siyasi oluşum kurmaya giriştiler. Bu amaç doğrultusunda Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’dan gelen ileri gelenler kişiler 11 Kasım 1917 yılında Tiflis’te bir araya geldiler. Gürcü temsilci Noy Jordiya’nın önerisi ile bu üç unsur bir araya gelerek bir federal hükumetin kurulması kararlaştırılır. 14 Kasım’da ilan edilen hükümetin ise uzun soluklu bir çözüm olmayacağı herkes tarafından bilinmekteydi.
Ermeni ve Gürcüler için önemli bir konu Kafkas Cephesinden Türk Ordusunun tahliyesiydi. Azerbaycan Türklerinin merkezi durumundaki Bakü, o dönemde işgal altındaydı. Üstelik Ermeni ve Gürcüler Çarlık Ordusunda Azerbaycan Türklerine göre daha çok görev aldıkları için Azerbaycan Türkleri askerlik konusunda dezavantajlı idi.
Brest-Litovsk Antlaşması ve Trabzon Konferansı
Sovyet Hükümeti 1917 yılında Osmanlı Hükümetinin Kars, Ardahan ve Batum isteğini reddedince 3. Ordu Komutanı Vehip Paşa Ermeniler üzerine karşı harekete geçmiştir.
3 Mart 1918 tarihinde imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması ile bu 3 vilayet Osmanlı Devletine bırakılmıştır. Ancak Gürcüler Batum’u, Ermeniler ise Kars’ı bırakmak istememiştir. Osmanlı Hükümeti bu işi silahsız bir şekilde halletmek için Trabzon’da bir konferans tertip etmiştir. Bu konferansa Trans Kafkasya Hükümetini temsilen 43 kişilik bir ekip Gürcü Çenkeli’nin başkanlığında katıldı ama konferans sonuçsuz kalınca 14 Nisan 1918’de konferans dağıldı. Osmanlı Ordusu Brest-Litovsk Antlaşmasını yürürlüğe koyarak ileri harekata geçti.
Osmanlı İleri Harekatı

Osmanlı Devleti bu görüşmelerden sonuç alınamayacağını anlayınca zulüm altında bulunan Türkleri ve Müslümanları kurtarmak için harekete geçti. 4 Nisan 1918 tarihinde 3. Ordu birliklerine emir gönderildi. Ama Vehip Paşa erken davranmış ve 3 Nisan 1918’de Ardahan’ı düşman işgalinden kurtarmıştır. Batum ise 14 Nisan 1918’de ele geçirildi.
Kars’ın merkezi ise Rusların yaptırdığı güçlü istihkamlar ve Osmanlı birliklerinin ağır silahlarını bu şehrin alınmasını zorlaştırsa da yapılan görüşmeler sonucu 25 Nisan’da Türk Ordusu tarafından geri alındı. Türk birlikleri Karakilise civarına kadar ilerlemiştir.
Batum Konferansı (11 Mayıs-8 Haziran 1918)
Trabzon Konferansı’nda Trans Kafkasya Hükümetinden yetkililer Osmanlı’nın isteklerini kabul etmemişlerdir. Osmanlı’nın ileri harekatı Trans Kafkasya Hükümetinde telaş yarattı. 11 Mayıs 1918’de Trans Kafkasya Hükümeti bağımsızlığı ilan edip Osmanlı Devleti ile yeniden müzakere teklifinde bulundu. Konferansta Osmanlı Devleti’ni baş delege olarak Adliye Nazırı Halil Menteşe ve 3. Ordu Komutanı Vehip Paşa temsil edecekti. Osmanlı Sadrazamı Talat Paşa Ermenilerin kuvvetli bir devlet olmasına fırsat verilmemesi gerektiğini bildirdi. Osmanlı eski antlaşma maddelerini revize etmek istedi. Ahıska ve Ahılkelek bölgesini ve Kars’tan başlayıp Culfa’da biten demiryolu hattı civarındaki bölgeleri de istemişti. Trans Kafkasya yetkilileri bu istekleri kabul etmediler. Bu olaylar sonucunda Nuri Bey (Killigil) komutasında bir orduyla müdahale fikri doğmuştur.
Azerbaycan Türklerinin Durumu

Ruslar çekilmeden önce Ermeni ve Gürcülere birer kolordu donatacak kadar levazım vermelerine rağmen bölgenin Türk ve Müslüman unsurlarına levazım verme gereği duymamışlardır.
1917’de Rus Ordusu’ndan dönen Ermeniler Bakü civarında toplanmışlardır. Bu askerlerden de Millî Ermeni Kolordusu adında bir birlik teşkil edildi. Böyle bir birliğin teşkil edilmesinde komünist Sovyet subaylarının büyük yardımları oldu. Bu şekilde meydana getirilen Bolşevik Ermeni ve Rus ittifakının ilk amacının Türkleri Bakü’den uzaklaştırarak buradaki Türk varlığını silmek olduğu anlaşılmıştı. Bu yolda en çok çaba sarf eden ise Lenin tarafından Azerbaycan’a geniş yetkiler verilerek gönderilen Ermeni Kızıl Şef Stephan Şaumyan’dır. Ekim Devrimi’nden sonra ise burada bir Sovyet yönetimi kurulsa bile Türklere ve Müslümanlara yapılan zulümler ve katliamlar devam etmiştir. Türkler bu durumda daha fazla dayanamayarak 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’ni ilan etmişlerdir. Ancak bağımsızlığını ilan eden bu devletin pek çok toprağı Ermeni, Gürcüler, İngilizler, Bolşevikler hatta Almanlar tarafından işgal edilmekte idi. Bu durumda Azerbaycan Hükümeti ise Osmanlı İmparatorluğundan yardım istemiştir.
Kafkas İslam Ordusunun Kurulması ve Bakü’ye Giden Yol

Kafkas İslam Ordusunun Kurulması için Enver Paşa Kafkas Türklerine destek için bir ordu toplama fikrine girişti. Üvey kardeşi olan ve o dönemde Irak Cephesi’nde 6. Ordu’da görev alan Nuri Bey’in (Killigil) rütbesini mirlivalığa terfi ettirerek bu orduya atadı. Bu ordunun lojistiğini ise Halil Kut Paşa komutasındaki Şark Orduları grubu yapacaktı.
Nuri Paşa komutası altında 6. ve 3. Ordudan alınan subay ve erlerden müteşekkil bir ordu oluşturulması çalışmalarına hızla başlayan Enver Paşa, Kafkasya’da görev icra edecek olan bu orduda yer alacak askerlerin maaşlarını bir misline ve rütbelerini de fahri rütbe vermek suretiyle bir üst rütbeye çıkaracağını duyurdu. Mevcut cephelerden hırslı ve idealist subaylar bu orduya başvurmuşlardır. Ordu’nun kurulma haberi ise İngiltere’de İran’da bulunan petrol yataklarımızı kaybeder miyiz korkusu başlatmıştır. Bölgede Almanların da sinsi emelleri bulunmaktaydı. Fakat Enver Paşa müttefiklerini karşısına alman pahasına mevcudu subay ve erlerle beraber altı bin kişiye varan 5. Kafkas Tümeni’ni Kafkas İslam Ordusu’na desteğe gönderdi. Üstelik bölgedeki Azerbaycan Türklerinden gönüllü birlikler oluşturulmaktaydı.
Gence’den Bakü’ye giden yolda 30 Haziran 1918’te Gökçay yakınlarında Ermenilerle yapılan ‘Gökçay Muharebeleri ‘ olarak adlandırılan mücadeleyi Türkler zor şartlara rağmen kazanmışlardır. 12 Temmuz’da Ermeniler geri çekilmeye başlamışlardır. Aksu civarında ise yapılan muharebeler su kıtlığı ve sıcak havanın verdiği yavaşlığa rağmen Gence ve Şamah’a ilerlemeye devam edilmiştir.
Almanların itirazlarına rağmen Nuri Paşa birliklerini 23 Temmuz’da Bakü’nün 70 kilometre yakınına kadar ilerleyerek taarruz hazırlıklarına başladı. Alman Genelkurmayının bu harekatın Kafkasya’daki Alman çıkarlarına zarar vereceğini ve hemen bitirilmesi gerektiğini söylemesi, Enver Paşa’yı zor durumda bırakıyordu. Enver Paşa, Nuri Paşa’ya resmi telgrafında harekâtın sonlandırılmasını, kişisel mesajında ise gerekirse Alman müfrezeleriyle çatışmaya girilmesini bildirdi. Aynı dönemde Azerbaycan’da Küçük Zabit Mektepleri ,askere alma kanunlarının düzenlenmesi gibi uygulamalar yapılmıştır. Bölgedeki Türklerden de Azerbaycan Kolordusu gibi birlikler oluşturulmuştur.
26 Temmuz’da Kafkas İslam Ordusu Bakü için harekete geçmiştir.26 Temmuz 1918’de Karasu, 27 Temmuz’da Hacı Kabul İstasyonu 28 Temmuz’da ise Çengi Posta İstasyonu ele geçirildi. 30 Temmuz sabahı yeniden taarruza geçilerek Bakü’nün 10 kilometre batısında bulunan Kobi Köyü işgalci Ermeni ve Rus Bolşeviklerden zapt edilmişti. 31 Temmuz’da cereyan eden muharebelerde ise Nevagı ve Akbulak istasyonları ele geçirilmişti. 1 Ağustos sabahı ise Bakü’ye yapılan yeni harekatta ise Salhane ve Hacıhasan Köyü civarındaki kışlalar ele geçirildi.
Bolşevikler Hazar Denizi’nde bulunan savaş gemileri ve Bakü’den kaldırdıkları savaş uçaklarıyla Türklere ateş açtılar. Almanların tepkilerinden korkulsa da “Bakü olmadan Azerbaycan başsız kalacaktır.” fikri üzerine harekattan vazgeçilmemiştir. Kafkas İslam Ordusu, Bakü’yü tam anlamıyla kuşatmıştır. Bakü’de düzenlenen işçi eylemleri sonucu yeni bir hükümet kurulmuştur. Sentrokaspi Hükümeti denilen bu yeni hükümet eli silah tutan bütün erkekleri cepheye almış ve İngilizlerden yardım isteme fikrini Sovyetlerin merkezine bildirmişlerdir. Sovyet yönetimi ise içinde bulunduğu zor durumdan dolayı bu teklifi kabul etmek zorunda kalmıştır. Bakü’ye Albay Stoks komutasında bir destek birliği geldi ve daha sonraki takviyeler ile İngiliz kuvvetlerinin sayısı 1500’e kadar çıktı.
5 Ağustos 1918 tarihinde İslam Ordusu Bakü’ye hareket etti. Türk topçusu Bakü’de bulunan kışlalara ateş açmış ve bu saldırı halk arasında bir paniğe yol açmıştır. Halk gemilerle şehri terk etmek istemiştir. Ancak Türk birlikleri topçusunun cephanesinin bitmesi üzerine Bakü’ye 4 kilometre uzaklıktaki Eybat-Balacari demiryolunun batısındaki hatta çekilmek mecburiyetinde kalmışlardı. 5 Ağustos tarihinde Bakü garnizonu 2000 kayıp verirken Türk kaybı ise 500 civarındaydı. Bu saldırıya misilleme olarak şehirde 400 Türk idam edilmiştir.
14 Eylül’de yapılacak saldırı için ise Türk birliklerinin sayısı gönüllülerle beraber 14 bine kadar çıkmıştır. 14 Eylül günü Türk Ordusu harekete geçmişti. Topçular ise düşman kışlalarını ateşe tutarak düşmanın karşı taarruz hamlesini boşa çıkarmıştı. Sırasıyla Birinci ve İkinci savunma hatları aşılmıştır. Saat 16.00’da Türk birlikleri şehrin batı mahallerine kadar girmiştir. 14 Eylül akşamı taarruz durdu fakat Türk topçusu gece boyu düşman hatlarını dövmeye devam etti. 15 Eylül sabahı başlayan taarruz ile birlikte İngilizlerin artık şehir düştü demesiyle birlikte Bakü düşman işgalinden kurtulmuş oldu.
Sonuç
Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü Zaferi, Osmanlı ordusunun Kafkasya’daki son büyük askerî başarısıdır. Bu zafer, Azerbaycan’ın bağımsızlık yolunu açmış ve Türk dünyasında derin bir dayanışma sembolü hâline gelmiştir.
Kaynakça
Altunsoy, Yılmaz. «Kafkas İslam Ordusu ve Bakü Zaferi.» Karatay Sosyal Araştırmalar Dergisi 2019: 42-91.
Keskin, Alev. «KAFKAS İSLAM ORDUSUNUN AZERBAYCAN’DAKİ FAALİYETLERİ.» Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi 2024: 95-137.
Türkmen, Zekeriya. «100. Yılında Kafkas İslam Ordusu’nu Yeniden Hatırlamak BİRİNCİ DÜNYA HARBİ’NDE OSMANLI ORDUSU’NUN SON SAVAŞI: GENCE’DEN BAKÜ’YE ZAFER YÜRÜYÜŞÜ.» Türk Dünyası Araştırmaları 2018: 23-48.
Yüceer, Nâsır. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nun Azerbaycan ve Dağıstan Hareketi . Ankara: Genelkurmay Basımevi, 1996.
Öne Çıkarılmış Görsel: SavunmaTR.