Hayata hangi motivasyonla bağlandığımız ailemizle olan bağlanma şeklimizin bir yansımasıdır. Çocukluğumuzda ailemizden gördüğümüz davranışlar sonucu geliştirdiğimiz çeşitli bağlanma şekilleri vardır. Bunlar güvenli, kaygılı ve kaçıngan bağlanmadır. Doğduğumuzda bağlandığımız ilk kişiler ebeveynlerimizdir. Onlarla nasıl bağlandığımız, nasıl ilişki kurduğumuz veya kuramadığımız hayatımızdaki diğer ilişkilere yansır. Bu yazıda da bağlanma şekillerine, hangi ilişkilerde nasıl davranışlar sergilendiğine ve yaşama nasıl güvenli bağlanabileceğimize yakından bakacağız.
Bağlanma Stilleri Nelerdir?

Bağlar, çevremizle iletişim kurduğumuz en önemli etkendir. Ailemizin bizimle kurduğu iletişim ve davranış şekilleri bağlanma şeklimizi belirler. Hayata hangi açıdan bağlandığımız kendimizi gerçekleştirmemizde, kurduğumuz ilişkilerde ve düşünme biçimimizde etkilidir.
Bağlanma türlerine öncelikle güvenli bağlanmayla başlanabilir. Güvenli bağlanma, kişinin ebeveynleriyle doğru iletişim kurduğunun bir göstergesidir. Ailesinden gerekli ilgi ve desteği alan kişiler, yaşama güvenli bağlanırlar. Böylece, gerekli özgüvene sahiptirler ve gerektiğinde çevrelerinden destek alabileceklerini bilirler.
Bağlanma türleri arasında yer alan kaygılı bağlanmada durum farklıdır. Bu kişiler ebeveynlerinden gerekli desteği ve sevgiyi göremedikleri için sevdikleri kişilerin gideceği korkusuyla onlara gereğinden fazla bağlanırlar diyebiliriz. Korkuları sebebiyle sergiledikleri davranışlar zaman zaman karşı tarafa sıkıcı görünebilir. Bu davranışları, fark etmeden sevdiklerini kaybetmemek için yaparlar. Bu kişiler genelde anksiyete sahibi bireylerdir.
İnsan günde 10.000 ile 60.000 kez düşünür. Kaygılı bağlanan kişilerde bu düşünceler genelde olumsuzdur. Onlar, “Ben diğerleri kadar değerli değilim.”, “Tek başıma kalmaktan korkuyorum.” veya “Her şeyi analiz etmeliyim.” şeklinde düşünürler. Bu durum da onların kendilerini başkalarıyla kıyaslamalarına ve yetersiz hissetmelerine yol açabilir.
Bağlanma türleri arasında yer alan bir diğer bağlanma türü ise kaçıngan bağlanmadır. Bu bağlanma şekli kaygılı bağlanmadan tamamen farklıdır diyebiliriz. Kaçıngan bağlanmaya sahip kişiler genelde bağımsız olma çabasındadırlar. Yaşayabilmek için çevrelerinden hiçbir maddi ya da manevi destek talep etmezler.
Ebeveynlerin Bağlanma Türlerindeki Rolleri

Dünyaya gözlerimizi açtıktan sonra bağ kurduğumuz ilk kişiler ebeveynlerimizdir. Yaşamımız boyunca da en çok onların yanında kendimizi güvende hissederiz. Bu her ailede böyle olmasa da canlıların çoğunda durum böyledir. Peki bu durumda ebeveynlerinin çocuklarına davranışları nasıl olmalıdır? Hangi davranışları hangi bağlanma türüne sebep olur?
Çocuklarıyla iyi iletişim kuran, onları önemseyen ve bunu hissettiren, güvende olduğunu anlamasını sağlayan davranışlar güvenli bağlanmanın yapıtaşlarıdır. Bu olması gereken davranışlar, bireyin büyüdüğünde özgüvenli olmasını ve sağlıklı iletişim kurabilmesini sağlar.
Çocuklukta yaşanan travmalar, ilgisiz ve soğuk davranışlar ve gösterilmeyen sevgi kaygılı veya kaçıngan bağlanmanın en önemli sebeplerindendir. Bakıldığında durum bitkilerde bile böyledir. Onu düzenli olarak sulayıp ona güzel sözler söylerseniz çiçekler daha güzel açar, adeta size gülümser. Bizler için de durum bundan farklı değildir.
Bağlanma Türlerinin İlişkilere Yansıması

Bağlanma şeklimiz, yaşamımızdaki tüm ilişkilere yansır. İlk olarak kendimizle konuşmamızda görürüz bunu. Kendimize kurduğumuz cümleler çevremizle kurduğumuz iletişime yansıyan en güzel aynadır. Kendimizle nasıl konuştuğumuz da ebeveynlerimizden bize kalan belki de en önemli mirastır.
Kendimizle olan ilişkilerde ebeveynlerimizin rolünün büyük olma sebebi bizimle nasıl iletişime geçtikleridir. Onların bizimle konuşma biçimi, bizim kendimizle ve çevremizle kurduğumuz iletişimin temelini oluşturur. Yaşama bağlanma şeklimizi iletişimimizde sıkça görmek mümkündür.
Ebeveynlerine güvenli bağlanmış bireylerin ilişkilerinde nasıl bir karaktere sahip olduğuna bakalım. Bu bağlanma türünde kişinin ilişkileri oldukça sağlıklıdır diyebiliriz. Arkadaşları, ailesi veya partneriyle sağlıklı bağlar kurabilir. Aynı zamanda kendini rahatlıkla ifade edebilir ve gerektiğinde dışarıdan yardım isteyebilir. Kaygılı bağlanan bireyler ise ilişkilerinde karşı tarafın onu bırakma ihtimalinden korktuğu için sevdiklerine gereğinden fazla samimi olma çabası içinde olur. Son olarak kaçıngan bağlanmada kişiler bağımsız olma çabası içinde olduklarından onlarla samimi olmak zordur. Kaçıngan bağlanan bireyler belki de farkında olmadan çevrelerine duvar örerler ve kimseyi kolay kolay yakın çevrelerine almazlar.
Bağlanma Türümüzü Nasıl Anlayabiliriz?

Farkında olduğumuz ya da farkında olmak istediğimiz durumlar için destek almak en sağlıklısı olacaktır fakat bu konuda bir noktaya kadar kendimizi eğitmek de mümkün. İnsanın kendisiyle konuşması ve kendisini dinlemesi önemlidir. Bu, kendisini fark etmesini sağlar. Kendimizi en kolay anlayabilme yöntemi ise yalnız kalmaktır. Toplumumuzda pek alışık olmadığımız bu durum aslında kendimizle ilgili pek çok şeyi fark etmeyi ve çeşitli sorgulamalar yapmamızı sağlar.
Okuduğumuz birkaç yazıyla bağlanma türümüze karar vermek pek doğru olmayabilir. Yine de insanın kendini fark etmesini sağlayacak en güzel şey, kendisi hakkında düşünmektir diyebiliriz. Bu bağlamda geçmişimizi eski bir sandığa benzetecek olursak bu sandığı karıştırmak kendimize dair bir şeyleri fark etmemizi sağlayacaktır. Çevremizle olmasa da kendimizle uygun bir dille yüzleşme cesaretinde bulunmak bizi pek çok açıdan daha iyi hissettirebilir. Fark ettiklerimiz sonucunda affettiklerimiz, sustuklarımız ve konuştuklarımız bizim zihin yolculuğumuzda çok daha güzel yerlere varmamızı sağlayabilir.
Kaynakça
Power, Anne. Attachment Theory Is the Science of Love. TEDxWaldegrave Road, 22 Jan. 2024. TEDx Talks, Web
Ho, Judy. How Attachment Influences Self-Away. TEDxReno, May 2024. TEDx Talks, Web
Bartholomew, Kim, Michelle J. Kwong, and Stephen D. Hart. “Attachment.” Handbook of Personality Disorders: Theory, Research, and Treatment, edited by W. John Livesley, The Guilford Press, 2001, pp. 196–230.
Kapak görseli: Unsplash
Anne baba olmanın ,çocukların dünyasını yaratmakta ne kadar değerli olduğunu ve insan ilişkilerinin en temelinde çocukluk döneminin olduğunu anladım.Ancak bu yazıyı keşke daha önce okusaydım diye de düşündüm.
Yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Bağlanma şekillerimizi anlamanın ilişkilerimizde ne kadar önemli olduğunu anlatan ve fark ettiren bu yazı için teşekkür ederim.
Yorumunuz için çok teşekkür ederim
Emeğine sağlık …Emek vermek bu olsa gerek.Tebrikler ve teşekkürler
Yorumunuz ve zaman ayırıp okuduğunuz için ben teşekkür ederim.
Oldukça bilgilendirici ve anlaşılır bir paylaşım. Çok teşekkürler
Değer verip okuduğunuz için ben teşekkür ederim.
Bir anne olarak çocuklarımla ve eşimle ilişkimi annemle küçük yaşlardan kurduğum bağa borçluyum. Benimle oynadığını, ev işi yaparken bile benim için küçük bir çamaşır ipi hazırladığını hatırlıyorum. Ben de oyuncak bebeklerimin çamaşırlarını yıkar oraya asardım. Çocuklarımızın evdeki görünürlüğünü arttırmak hakkındaki yazınızı çok beğendim.
Beğenmenize ve çocukluğunuza dair anıları anımsamanıza çok sevindim, teşekkür ederim.