Sex and the City dizisinin ikonik baş karakteri Carrie Bradshaw New York’ta yaşayan bir köşe yazarıdır. Özgün tarzı, cesur ve duygusal karakteri ile milyonlarca kadına ilham olan Carrie, televizyon dünyasında kendi ayakları üzerinde duran kadın örneklerinden biridir. Ne yazık ki 6 sezon boyunca dört gözle izlediğimiz aşk hayatı Carrie kadar ikonik değildir. Bu yazımızda Carrie Bradshaw’ın bağlanma korkusunu inceledik.
Carrie ve Bağlanma Korkusu

Kaygılı bağlanma ya da bağlanma korkusu problemi kişinin hayatının ilk yıllarında yaşadığı olaylar ile kolaylıkla ilişkilendirilebilir. Örneğin Carrie’nin hayatında bu tür bir problem yaşamasına neden olan en önemli olay, henüz çok gençken babasının onu ve ailesini terk etmesidir. Carrie her ne kadar annesi tarafından güçlü bir kadın olarak yetiştirilse de, babasının bıraktığı hasar romantik ilişkilerine yansımıştır. Carrie dizi boyunca anlamlı ve aşk dolu bir ilişki arayışında olmuştur. Babasından göremediği sevgiyi New York sokaklarında arar ancak doğru kişiyi bulma çabaları onun için çoğu zaman olumsuz sonuçlanır.
Bu bağlamda Carrie’nin dizi boyunca yaşadığı ilişkilerde göze çarpan en önemli şey sabotajdır. Neredeyse her ilişkisinde ya aşırı bağlandığını ya da bağlanmaktan tamamen kaçındığını görürüz. Carrie bir ilişkiye başladığında ilişki kusursuz ilerlese de sürekli bunu sabotaj etme eğilimindedir. Tam tersi durumda ise, yani eğer ilişki kötüye gidiyorsa partnerine daha çok bağlanır ve terk edilmekten korkmaya başlar. Sürekli hayatındaki kişinin ona olan sevgisini ve sadakatini sorgular. Hiç giderilmeyen, giderilse bile tekrar ortaya çıkan duygusal açlık içindedir ve doğru partner arayışındadır. Bulduğunda ise partnerini kendinden uzaklaştıran eylemlerde bulunur.
Mr. Big

Carrie’nin büyük aşkı Mr. Big birçoğumuzun nefretini kazanmış olsa da Carrie için her zaman vazgeçilmez olarak kalmıştır. Aralarındaki ilişki oldukça toksiktir ve Carrie de bunun farkındadır ancak yine de onun peşinden koşmaya devam eder. Sürekli ayrılıp barışmaları hem kendilerini hem de seyirciyi yormalarına neden olmuştur. İkisi de farklı bağlanma türlerine sahiptir ve bu yüzden birbirlerini sürekli olarak iterler. Carrie, Mr. Big’e kaygılı bir şekilde bağlanmışken Mr. Big bağlanmaktan korkar ve bu Carrie’nin ona daha çok bağlanmasına neden olur. Carrie bu ilişkide sürekli sevgi ve ilgi arayışı içindedir ve bunların karşılanmadığını görmek onu daha da istekli kılar. Mr. Big bu arayışı gördükçe kendini geri çekme ihtiyacı duyar ve ciddi bir ilişkiye adım atma konusunda daha fazla korku duymaya başlar.
Carrie her ne kadar kendi özgürlüğüne ve kişisel alanına çok bağlı olsa da, Mr.Big kendi sınırlarını belirlemeye çalıştığında bunu bir tür kişisel reddediş olarak algılar. Böylece aralarındaki çatışma daha da derinleşir. Mr. Big ile ilişkisi boyunca partnerinin dengesiz tavırları yüzünden Carrie sürekli kendi değerini sorgular. Açıkça bu ilişkide özgüveninin büyük bir yara aldığını söyleyebiliriz. Mr. Big Carrie’e çoğu zaman “Kid” diye hitap eder. Bu hitap şekli ilişki dinamiklerini açıkça ortaya koyar.
Aidan Shaw

Aidan karakteri aslında Mr. Big’in tam tersidir. Carrie ile olan ilişkisinde daima sadık, ilgili ve en önemlisi de Carrie’ye gerçekten âşıktır. Carrie’nin de mutlu olduğu açıktır hatta Aidan için sigarayı bile bırakır. Ancak bu ilgi Carrie’i boğar ve ilişkiden uzaklaşma yolları aramaya başlar. Aidan Mr. Big’in aksine Carrie’i hayatına dahil etmekten kaçınmazken Carrie bundan korkar. Aidan evlilik teklifi ettiğinde de bu korku katlanarak devam eder. Aidan, Carrie ile ciddi bir gelecek planı yaparken verdiği güven hissi Carrie’nin kendinden uzaklaşmasına neden olmuştur. Aidan ile “hapsolmuş” hisseden, bağımsızlığının ve hayatı üzerindeki kontrolünün ellerinden kayıp gittiğini düşünen Carrie, Aidan’ı Mr. Big ile aldatır. Mükemmel ilişki olma yolunda ilerleyen ilişkisini böylece mahveder. Ayrıca kendi ilişkisiyle birlikte Mr. Big’in evliliğini de yıkar, bu nedenle yakın arkadaşlarından da tepki görür. Kontrolü eline almak ve bağımsız olduğunu kendine kanıtlamak için yanlış bir yola girmeyi göze almıştır. Aidan her ne kadar Carrie’nin güven ve sevgi ihtiyacını karşılasa da, bağlanma korkusu daha ağır basmıştır. İçten içe Aidan’ın doğru kişi olduğunu bilmesine rağmen onu kendinden uzaklaştırmış, hatta bu süreçte kendisi bile kendini tanıyamaz hale gelmiştir. Kontrolü eline almak isterken tamamen kaybetmiştir.
Aleksandr Petrovsky

Aleksandr Petrovsky, Carrie’den yaşça büyük ünlü bir sanatçıdır. İlişkide daha çok kendine odaklıdır; kişisel alanının, özellikle sanatsal çalışma alanının ihlalinden hiç hoşlanmaz. Bu bireysel odaklı yaklaşım Carrie tarafından tekrardan kişisel reddedilme olarak algılanır. Petrovsky sanat kariyerine odaklı biri olduğu için Carrie’nin sevgi ve güvence arayışını karşılayamaz ve bu da Carrie’nin terk edilme korkusunu tetikler. Carrie öz güvenini gittikçe yitirir ve sürekli Petrovsky tarafından onaylanma ve onun hayatı ve kararlarına uyum sağlama ihtiyacı duyar. Bu ilişki Carrie’nin kaygılarını arttırır ancak Petrovsky’e öylesine bağlanmıştır ki New York’ta kurduğu düzeni bırakarak onunla birlikte Paris’e taşınır. Bu açıdan bakıldığında son derece bağımsız bir karakter olan Carrie’nin hep bir erkek için sevdiği şeylerden vazgeçtiğini görürüz. Çok sevdiği New York’u ve işini terk ederek Carrie, Carrie Bradshaw olmaktan çıkar. Tabii Paris’te Petrovsky’den aradığı ilgiyi göremeyince Paris serüveni yarım kalır. Tekrardan Mr. Big’e döner ancak bu dönemde Mr. Big’in tüm toksikliğinden arıtılmış kahraman rolüyle ortaya çıktığını görürüz. Carrie bazı zamanlar yalnızlığına ve özgürlüğüne düşkün gözükse de hayatında güçlü bir erkek figürü olmadan yapamaz. Bu yönüyle de aslında son derece bağımlı biri olduğunu söyleyebiliriz.
Kaynakça
Öne çıkan görsel: Lifeandstylemag.com
Kaya, E. (2021). Bağlanma Kuramı Çerçevesinde Aldatma ve Boşanma. IBAD Sosyal Bilimler Dergisi(10), 248-263. https://doi.org/10.21733/ibad.850705 Web
Güloğlu, B., & Karaırmak, Ö. (2017). Erken Çocuklukta Baba Kaybında Bağlanma Biçimleri ve Yakın İlişkilerdeki Psikolojik Eğilimler. Turkish Psychological Counseling and Guidance Journal, 7(47), 99-115 Web.


