Baby Doll Horror: Beyaz Perdenin Katil Bebekleri

Editör:
Ayçe Cansu Yaşar
spot_img

Korku sineması dendiğinde akla gelen ilk konseptlerden biri oyuncak bebeklerdir. İşte ana korku öğesi oyuncak bebekler olan korku filmlerine “Baby Doll Horror” denir. Bu kavram Türkçeye “Katil Bebek Filmleri” olarak geçmiştir. Biz Baby Doll Horror’a, korku sinemasının bir alt türüdür diyemeyiz. Keza bu başlık altındaki filmler farklı korku alt türlerine ait olabilirler. Örneğin Chucky bir slasher korku filmiyken Annabelle bir supernatural yani doğaüstü korku filmidir.

Katil Bebek Filmleri Neden Bu Kadar Popüler?

Korku filmlerinde oyuncak bebek temasının bu kadar sık kullanılmasının sebebi, oyuncak bebeklerin “uncanny valley” yani “tekinsiz vadi”de bulunuyor olmasıdır. Araştırmalar bize, insanların bakınca en çok rahatsızlık duydukları şeylerin yine kendilerine benzeyen ama ufak farklılıklara sahip olan varlıklar olduğunu göstermiştir. Çünkü biz, insana benzemeyen bir canlı gördüğümüzde zaten onun insancıl davranmasını beklemeyiz. Ama aynı bize benzeyen bir canlı gördüğümüzde, o canlı alışık olduğumuz insancıl tavırlardan yoksun ya da tamamen farklı tavırlara sahipse, işte o zaman gerçekten tedirgin oluruz. Küçük çocukların bedensel engelli bireylerden ya da beyaz bir bebeğin siyahi bir insandan korkması da yine aynı sebeptendir ama bu kişiler tabii ki tekinsiz vadi tanımına girmezler, burada güvende hissetmeyen tarafın deneyimsizliği ve bilgisizliği söz konusudur.

Aşağıda göreceğiniz grafikte insan gibi olan ama insan olmayan varlıklara tekabül eden kısım bir vadi şeklini andırdığı için “tekinsiz vadi” kavramı kullanılmaya başlanmıştır.

Oyuncak bebekler gibi palyaçolar, zombiler, vampirler de yine grafikte tekinsiz vadide bulunurlar ve hepsi de korku filmlerinde sıkça kullanırlar.

Tabii ki, bir korku filminin ana tehdit unsuru olacak karakteri bir kukla yardımıyla canlandırıp sadece gerekli yerlerde CGI teknolojisine başvurmanın, onu tamamen 3D olarak modellemekten daha az maliyetli olacağı da şüphesizdir. Bu anlamda korku sinemasında oyuncak bebeklerin bu kadar büyük bir yere sahip olmasını sadece insan psikolojisine bağlamamak gerekir. Hadi şimdi birlikte belli başlı popüler katil bebek filmlerine bakalım.

Child’s Play (Chucky) Serisi

Baby Doll Horror dendiğinde ilk akla gelen film tabii ki Child’s Play ve meşhur katil bebeği Chucky’dir. 1988 yapımı film, Chucky adlı oyuncak bebeğin içine Charles Lee Ray adlı seri katilin ruhunu transfer etmesiyle başlar. Bir noktada Chucky, insan formuna dönmesinin tek yolunun, Andy adlı oyun arkadaşını öldürmesi olduğunu öğrenir ve olaylar gelişir.

Yedi film ve günümüzde hala devam eden bir diziden oluşan seri henüz hiç reboota uğramamıştır. Yani 1988’den beri aynı hikaye devam etmektedir. Hatta ilk filmden bu yana çoğu karakteri hala aynı oyuncular canlandırmaktadır. Chucky’nin bir kült olduğu ve her yeni yapımını izleyecek bir hayran kitlesine sahip olduğu düşünülünce de anlattığı hikaye asla bitmeyecek gibi görünüyor.

Chucky’nin, bahsettiğimiz yedi filmi ve dizisi dışında 2019’da çıkmış, ana seriye bağlı olmayan bir filmi de bulunuyor. Ancak 2019’dan sonraki Chucky yapımları bu filmin hikayesini ilerletmek yerine orijinal hikayeden devam etmeyi seçti.

Chucky ile ilgili değinmemiz gereken son şey ise, serinin 88’den bu yana kendi içinde bir kimlik arayışında olması. Child’s Play üçlemesi bittikten sonra Bride of Chucky filmi korku-komedi olarak karşımıza çıktı. Bride of Chucky’den sonraki Seed of Chucky filmi hiç beğenilmeyinceyse seri iki film daha saf korku olarak devam etti. Günümüzde devam eden Chucky dizisiyse tekrar korku-komedi olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bu bahsettiğimiz yapımların bir ortak noktası var ki o da slasher olmaları.

Annabelle Serisi

Annabelle serisi, The Conjuring Universe olarak geçen sekiz filmlik daha büyük bir serinin içinde yer alıyor aslında. Ama biz burada sadece Annabelle üçlemesinden bahsedeceğiz.

Annabelle için son dönemin en popüler katil bebeği diyebiliriz. Onun da içinde Annabelle Higgins isimli bir kadının ruhu vardır. Annabelle, çoğu katil bebek karakterin aksine, aktif olarak hareket etmez. Sadece bulunduğu ortamda esrarengiz şekilde uğursuz olaylara sebep olur.

Annabelle filmleri gergin bir atmosfer sağlama ve izleyiciyi korkutma konusunda gerçekten çok başarılıdır. Bunun bir sebebi olarak da Annabelle ile birlikte tüm The Conjuring Universe filmlerinin gerçek hikayelere dayalı olması söylenebilir. Tabii ki olaylar filme uyarlanırken gerçeğin dışına çıkılan kurgu kısımlar vardır ancak serinin ana karakterleri olan iblis bilimci Ed ve Lorraine Warren çifti gerçekte yaşamış insanlardır. Gerçek Annabelle bebeği de çiftin evindeki günümüzde kapatılmış olan müzede cam bir vitrin içinde sergilenmektedir.

M3GAN 

2023’te vizyona giren M3GAN (Megan) filmi bize katil bebek filmlerinin günümüzde hala ilgi gördüğünü kanıtlamıştır.

M3GAN korku-bilim kurgu türündedir. Bu filmdeki oyuncak bebeğimiz olan Megan’ın katil olmasının sebebi içine ruh girmesi ya da esrarengiz bir şekilde canlanması gibi paranormal sebepler değildir. Megan, sadece zenginlerin alabileceği elit bir oyuncak olma amacıyla tasarlanmış, öğrenen bir yapay zekaya sahip bir robottur. Tahmin edebileceğiniz üzere film ilerledikçe yapay zekanın belli sebeplerle insanlara karşı gelmeye başlaması filmin ana çatışmasını oluşturur. Ancak bu sebeplerin hepsinin altının tatmin edici şekilde doldurulmuş olması, günümüzde çok fazla karşılaştığımız bu basit konunun, filmi seyrederken bizi sıkmamasını sağlıyor. İzlerken gerçekten filmdekine benzer olayların yakın tarihte yaşanabileceğini düşünmeden edemiyorsunuz.

M3GAN’ı biz fazla korkunç bulmasak da katil bebek temasını çok iyi işlediğini düşünüyoruz. Baby Doll Horror sevenlere öneririz.

 


Kaynakça

Mori, M., MacDorman, K. F., & Kageki, N. (2012). The uncanny valley [from the field]. IEEE Robotics & automation magazine19(2), 98-100.

Açık Bilim. “Tekinsiz Vadi”. Erişim: 26.04.2023. Web

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.