Tam adıyla François Auguste René Rodin, modern heykelin kurucusu olarak kabul ediliyor. Her dehanın oluşumunda birden fazla olay bulunur. Auguste Rodin‘in sanat eserlerinde gördüğümüz temel detaylar vardır. Bu imzaların bazılarını hocaları, bazılarını ise özel hayatına giren kadınlar etkilemiştir. Yaşadığı dönemde kusursuz eserler beklenirken o kusurları öne çıkardı. Çoğu zaman tepki gördü fakat buna rağmen eserleri günümüzde halen kopyalanıyor. Bu sanat fikirlerini üretmede hangi basamaklardan geçti bundan bahsedeceğiz.
Sanat hayatına ilk etkisi lise profesörüydü
12 Kasım 1840‘ta, Paris‘in yoksul ve pek parlak olmayan senelerinde dünyaya geldi. Ailesi onu 8 yaşında Paris’ten uzakta bir yatılı okula gönderdi. Minik Rodin‘in hiçbir zaman derslerle yıldızı barışamadı. Ailesi, 14 yaşında onu yatılı okuldan aldı ve La Petite École isimli el sanatlarına ağırlık veren bir okula başlattı. Hocası Lecoq‘un en çok üzerinde durduğu konu kopyalama alıştırmalarıydı. Rodin sürekli Tiziano Vecellio, Rembrandt ve Rubens‘in eserlerini kopyalıyordu. Lecoq‘un buradaki asıl amacı desenleri ve renkleri kopyalamakta ustalaşmaları ve nihayetinde kendi bakış ve duygularını esere katarak çizebilmeleriydi. Ne olursa olsun ona göre; “Sanat temelde bireyseldi.”
Gelecek yıllarda, Victor Hugo ona saatlerce poz vermeyi reddetti ve elinde olan tek şey Hugo‘nun bir kaç bakışıydı. Hocası olan Lecoq‘un yöntemini anımsadı ve bu bakışları heykele dönüştürdü.

1857’de Rodin okulun en iyi çizim ödülüne uygun görüldü. İnsan bedenini kutsal olarak gören Rodin, resmetmek için daha profesyonel bir eğitim almak istedi. Bu eğitim için Paris Güzel Sanatlar Okulunu kazanması gerekiyordu. Resim sınavlarını başarıyla verdi fakat heykel sınavlarından geçememişti. Üç kez denedi ve her denemesinde de başarısız oldu.
Müzede bulunan hastalıklı insan uzuvlarını yonttu
Okulu kazanamayan Rodin iş hayatına atıldı. 1856 yılında bina süslemeleri için kalıp yaptığı bir işe başladı. Bu iş onu hiçbir zaman tatmin etmedi. Güzel sanatları kazanamadığı için insan modelleme deneyimini yaşayamıyordu. Bunun için bir çözüm buldu. Bir tıp müzesi olan Dupuytren‘e boş vakitlerinde gitti ve hastalıklı insan uzuvlarını yonttu. Yonttuğu bozuk uzuvlar o kadar gerçeğe yakındı ki doktorlar bu uzuvlardan teşhis bile koyabileceklerini söylemişlerdi. Günümüzde ise tıp öğrencilerine bu heykeller üzerinden anatomi dersi verilebiliyor.
Zoolojik çizim kursuna yazılmıştı

Rodin hayvan figürleri çalışmayı da severdi. Birçok hayvan pazarı ve at panayırına gitti. Dünyanın ilk halka açık hayvanat bahçesinde bir zoolojik çizim kursuna kaydoldu. İskelet yapısı ve anatomi dinlemekten sıkılan Rodin ilerde pişman olacağını bilmeden kursu bıraktı. Paris’te dolaşırken iki adet tazının bulunduğu bir heykel gözüne çarptı. Bu heykeller hakkında ” Koşuyorlardı. Bir saniye bile durmuyorlardı.” dedi. Eserin altında kursunu yarım bıraktığı hocası Barye’nin imzasını gördü. Bu noktada hareketsiz bir şeydeki devinimin nasıl ifade edileceğinin sanatın kilit noktası olduğunu anladı. Eserleri modernleşmeye başladı.
Rodin’in Özel Hayatı


1864’te Rodin ilerdeki eşi olacak olan Rose Beuret ile tanıştı. Rose, Rodin‘in yanında çalışmaya başlamıştı. Rodin, Beuret‘ten ona poz vermesi için teklifte bulundu ve Bacchante isimli eserini oluşturdu. Her ikisi de birbirinden etkilendi ve kısa zamanda sevgili oldular. Hem iş arkadaşı hem sevgililerdi. Rose ona iş hayatında fazlasıyla yardımcı oluyordu. 1866’da bir erkek çocukları oldu fakat Rodin onu nüfusuna almadı.

Ardından, Rodin‘in ünlü “Öpücük” eserinin ilhamı olan Camille Claudel ile tanıştı. Claudel 20 yaşındayken tanıştılar, Rodin ise 44 yaşında ve Beuret ile yaşıyordu. İlk yakınlaşmaları Claudel’in atölyede asistan olarak başlamasıyla oldu. Zaman geçtikçe birbirlerine daha da bağlandılar. Rodin; başka hiçbir kadınla birlikte olmayacağına hatta ders dahi vermeyeceğine ve eşi olan Beuret‘i terk edeceğine dair bir sözleşme hazırladı. “Öpücük” eserinin ilhamı aralarında yaşadıkları çok yoğun aşk hayatı olmuştur. Ayrıca öpücük dahil olmak üzere, Rodin‘in asistanı olarak çalıştığı dönemdeki her eserde Claudel‘in de çok el emeği vardır. İlişkilerinin ilerleyen zamanlarında verilen sözler tutulmadı. Claudel‘in Rodin‘e olan aşkı onun kariyerini kötü yönde etkilemeye başladı.

10 senenin sonunda ayrılık kararı aldılar. Claudel terk edilişini ve ne kadar zarar verse de bu aşkı bir türlü bırakamayışını “olgunluk çağı” ile gösterdi. Kariyer hayatında, ismi Rodin’in metresi olarak geçti ve hiçbir zaman sadece Camille Claudel olarak anılmadı. Claudel, ayrılık sonrası heykellerinin birçoğunu geçirdiği sinir krizlerinden dolayı kırdı. Rodin’i fikirlerini çalmakla suçladı. Ailesi tarafından akıl hastanesine yatırıldı. Bir daha heykel oluşturamadı ve yattığı akıl hastanesinde 1943’te hayatı sona erdi. İsmi tüm uğraşlarına rağmen her zaman Rodin ile birlikte anıldı. Eserleri ölümünden sonra Rodin müzesinde sergilendi.

“Bütün bunlar Rodin şeytanının başının altından çıkıyor, kafasında bir tek düşünce vardı zaten kendisi öldükten sonra benim sanatçı olarak atılım yapıp onu aşmam, bunu engellemek için de yaşarken olduğu gibi ölümünden sonra da ben hep mutsuz kalmalıydım… Her bakımdan başarıya ulaştı işte!
Bu esaretten çok sıkılıyorum… Eve hiç dönemeyecek miyim, Paul?”
Camille Claduel‘in Kardeşine yazdığı mektuptan bir alıntı.
“Kırık burunlu adam” eseri

Rodin paraya ihtiyaç duyduğu dönemlerinde ticari heykeltıraşlık yaptı. Boş vakitlerinde resmedebilmek için az miktarlara, paralı model tutuyordu. Bu sırada Bibi adında yaşlı bir Yunan tamirci, alkol parasını çıkarmak için Rodin’in stüdyosunda yardımcı olarak çalışıyordu. İlk gördüğünde yüzü model olamayacak kadar kötü geliyordu. Zaman geçtikçe Rodin, Bibi‘nin suratındaki kusurların gizlediği asaleti fark etti. Kemikli yüzü aslında ona Yunan heykellerini andırmıştı. Bibi’nin suratını model almaya karar verdi ve heykelleştirmeye başladı. Eserini tamamladıktan sonra, bir sabah işe gittiğinde eserin bir kısmı parçalanmıştı. Rodin‘in gözüne bu şekilde çok daha güzel ve tamamlanmış gözüktü.
“Yüzünde ıstırabın bin bir sesi var ama hiçbir suçlama yok.”
-Auguste Rodin’in Bibi hakkında yazdığı bir cümle.
Tunç Çağı Eseri

Kırık burunlu adam eseri galeri tarafından reddedilince en iyi fikirle karşılarına çıkmak istedi. İnsan vücudunu resmetmekle ilgili herhangi bir eğitim almamış olan Rodin bunu en iyisinden Michelangelo’ dan öğrenmesi gerektiğini düşündü ve İtalya‘yı ziyaret etti. Michelangelo‘nun yaptığı oturan Lorenzo De Medici heykelini gördü ve Rodin‘e ilham oldu. Bu heykellerin üzerinden eskiz çalışmaları yaptı. Michelangelo’nun verdiği her jest ve mimiğin anlamını düşündü. Artık kafasında oluşturmak istediği heykel belirlenmişti. Belçikalı bir askeri dertli bir edayla pozlamak istedi. Kusursuz olabilmesi için 3 buçuk sene uğraştı. Eseri çok beğenildi. Fakat belli bir kitle onu modelin vücudundan kopya döküm yapmakla suçladı. Bu bir heykeltıraşa yapılabilecek en büyük suçlamaydı. O kadar kusursuz yontmuştu ki bu kadar gerçekçi olamaz diye düşünüldü. Detaylı bir incelemenin ardından böyle bir şey olmadığı gün yüzüne çıkarıldı ve eseri kabul gördü.
Cehennem Kapısı Eseri (1899)

Kendini Tunç Çağında kanıtlayan Rodin‘den yeni açılacak olan bir müze için eser istediler. Dante‘nin İlahi Komedya‘sından esinlenerek bu eseri tamamladı. Yaklaşık 6 metre yüksekliğinde ve 4 metre derinliğindedir. Eserde cennet, cehennem ve araf vardır. Kapının bir tarafını cennet diğer tarafını cehennem olarak kurguladı. Arafta ise günümüzde birçok kez kopyalanan Düşünen Adam bulunur. Şüphesiz en önemli işlerinden biridir. Rodin bu eserin üzerinde tüm ömrü boyunca çalışmıştır, buna rağmen tamamlanmış olarak görmemiştir. Cehennem kapısı eserindeki en ünlü figür olan Düşünen Adam; Çağdaş, laik bir adamı tasvir ediyor.
Balzac Anıtı Eseri

Rodin‘ den Balzac’ı anmak için eser oluşturması istendi. On sekiz ay içinde teslim etme sözü verdiği eserin yapımı 7 yıl sürdü. Balzac’ı en iyi sabahlıklar içinde tasvir edebileceğini düşündü. Balzac’ı “çalışma odasında, soluk soluğa kalmış ve saçları darmadağın olmuş şekilde” gösterdi. Balzac Anıtı , 1898’de Paris‘te ilk kez gösterildiğinde sert bir şekilde eleştirildi.
Auguste Rodin, Ocak 1917′de Rose Beuret ile evlendi. Rodin; o yılın Kasım ayında ölü bulundu ve Rose törenden iki hafta sonra trajik bir şekilde öldü. Rodin, eserlerindeki kusurlara, yaptığı vurgularla kendini o dönemin sanatçılarından ayrı kıldı ve bizlere hala üzerine tekrar tekrar düşünülebilecek heykeller bıraktı.
Kaynakça
Art in Content , Web
Rodin Müzesi, Web
Hayatını Değiştirmelisin, Rachel Corbett