Mavi Akımının öncüsü Attila İlhan, yazdığı birçok şiiriyle beraber müzisyenlere ilham olmuştur. Her biri birbirinden anlam yüklü, yoğun bir emeğin ürünü olan şiirlerin çok değerli sanatçıların sesleriyle buluşması, şiirlere nefes olup bu eserleri unutulmaz kılmıştır.
Atilla İlhan‘ın şiirlerinden yazılmış, bazıları dilimize pelesenk olan parçalardan başlayıp belki de hiç aşina olmadıklarımıza uzanan bu listeyi gelin beraber inceleyelim!
1) Yaşar – Belki Gelmem Gelemem
“Sen istinyede bekle ben burdayım
İçimde köpek gibi havlayan yalnızlığım
Çünkü ben buradayım karanlıktayım
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Çünkü elimi kestim beni kan tutuyor
Şarabım bütün ekşi suyum soğuk
Yanımda olmadın mı seni daha bir çok seviyorum
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git“
2) Nur Yoldaş – Sultan-ı Yegah
Sultan-ı Yegah, Tekliğin Saltanatı, konusunu 12 Eylül askeri rejim döneminden alır. 12 Eylül Darbe eleştirisi olarak yazılmış bir şiirdir.
“Şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının
Başlar ay doğarken saltanat-ı sultan-ı yegahın
Tende nemli yumuşaklığı denizden gelen ahın
Gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
Başlar ay doğarken saltanat-ı sultan-ı yegahın”
3) Ahmet Kaya – Mahur Beste
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan anısına yazılmış bu şiiri Ahmet Kaya‘nın yorumuyla dinlemekteyiz.
“…Bir yangın ormanından püskürmüş, genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı, sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri, aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan, ortalık karardı…”
Öyle bir sevgi var ki büyük usta İlhan’da, bu duygunun şiirlerine yansıması, kelimelerinin bir araya ahenkle gelişinin bizleri nasıl bu denli içten etkileyebildiğini, cümlelerin içinden, yaşanmışlıklarımızdan çıkarım yapıp içlerinden birer parça “benlik arayışını” bizlere nasıl yaptırabildiğine insan hayret etmeden geçemiyor.
Kırgınlıklarımıza, ayrılıklara, yüreğimizin derinliklerindeki duygulara tercüman olanlarla devam edelim.
4) Ahmet Kaya – Böyle Bir Sevmek
Böyle bir sevmek görülmemiştir
Ne kadınlar sevdim sevdim zaten yoktular
Böyle bir sevmek görülmemiştir
Hala ara sıra mektupları gelir
Gerçek değildiler birer umuttular
Eski bir şarkı belki bir şiir“
5) Yaşar – Ağustos Çıkmazı
“Beni koyup gitme ne olursun
Durduğun yerde dur
Kendini martılarla bir tutma
Senin kanatların yok
Düşersin yorulursun
Beni koyup gitme ne olursun
Bir deniz kıyısında otur.
Gemiler sensiz gitsin bırak
Herkes gibi yaşasana sen“
6) Alpay – Üçüncü Şahsın Şiiri
“Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu, ağlardım
Beni sevmiyordun, bilirdim
Bir sevdiğin vardı, duyardım
Çöp gibi bir oğlan, ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu, ağlardım”
7) Zuhal Olcay – Ayrılık da Sevdaya Dahil
“Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
En görkemli saatinde yıldız alacasının
Gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder
Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
Çünkü ayrılık da sevdaya dahil
Çünkü ayrılanlar hala sevgili”
8) Cem Karaca – Ben Sana Mecburum
Vazgeçilmezlerimize, hayatımızda derin izler bırakanlara ithafen dinlediğimiz, hikayesini her zaman yaşatabilmiş bir yapıt.
“Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun”
9) Kazım Koyuncu – Askıda yaşamak
“Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk
Gece trenlerine binme, kaybolursun
Sokaklarda mızıka çalma çocuk
Vurulursun…”
10) Grup Dinmeyen – Sisler Bulvarı
“Elinin arkasında güneş duruyordu
Aylardan kasımdı üşüyorduk
Ağacın biri bulvarda ölüyordu
Şehrin camları kaygısız gülüyordu
Her köşe başında öpüşüyorduk
Sisler bulvarı’na akşam çökmüştü
Omuzlarımıza çoktan çökmüştü
Kesik birer kol gibi yalnızdık
Dağlarda ateşler yanmıyordu
Deniz fenerleri sönmüştü
Birbirimizin gözlerini arıyorduk”
Duygularını, hayatın gerçeklerini, hayallerini, olanları ve olabilecekleri, olmazları yazıya döken, bestesini yapan sanatçılar ve sonrasında harflerin, kelimelerin, cümlelerin ve müziğin harmonisiyle ortaya çıkan bu eşsiz yapıtlarda kendi gerçeklerinden birer parça arayan bizler…
Bu yüzden iyi ki varlar, iyi ki gelip geçtiler bu kervandan kendini sanata adayanlar.