Aşk-ı Memnu 2008 yılında yayınlanmış biri dizi olmasına rağmen hala gündüz kuşağında yayınlandığı her yıl reyting sıralamalarında zirvenin kati birincisi oluyor. Peki onu bu kadar başarılı yapan ve izlettiren şey ne? Gelin hep beraber bunu inceleyelim.
Dikkat! Bu dünyada yaşamayan, sosyal medyada hiç maruz kalmayan kısacası diziyi dikkatle izlemeyenler için fazlasıyla bilgi içerecektir.
Eskimeyen Bir Hikaye
Aşk-ı Memnu, Halid Ziya Uşaklıgil‘in 1901’de yayımladığı kitaptır. Kitap; kendisinden yaşça büyük zengin bir adamla evli olan Bihter’in, gün geçtikçe güzelliğinin de farkına varmasıyla gittikçe annesine benzemesi ve kocası Adnan Bey’in yeğeni olan Behlül ile olan yasak aşkını ve bu süreçteki değişimleri konu alır. Dizinin senaristleri Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu da kitaptaki bu ana olayı alıp bize süsleyerek ve aklımızda yer edecek şekilde revize etmiş ve bize servis etmiştir. Biz de yıllarca büyük bir keyifle ve afiyetle yedik.
Kulağımızdan Kalbimize Giden Yollar
Müzikler o anki ruh hallerinin tahlilini yapmakla kalmayıp bize reçete olarak sunulmuştu diyebiliriz. Bihter’in Behlül’e yaptığı sürpriz doğum günü partisinde, aralarında geçen o duygusal konuşmanın arkasında “Sertab Erener- Bu Böyle” şarkısının “ O zor günler, solan güller eskidendi, geçti/ O zaman âşık olduğum rüzgârlar esti, esti, geçti.” kısmının çalması bence bu kısım için yeterli bir örnek olacaktır. Yine de başka örnek vermek gerekirse Bihter’in Behlül ile ayrıldıkları sahnelerde genellikle “Ajda Pekkan & Toygar Işıklı – Bir Günah Gibi “ şarkısının çalması dizideki duygusal durumlara tam olarak uyan bir şarkıdır. Toygar Işıklı’nın dizinin jeneriği ise adete dizinin kısa özeti gibidir. Şarkı önce sessiz sakin giden hayatın bir fısıltısı ile başlar ve gittikçe artan gerilimi şarkıda iliklerinize kadar hissedersiniz.
Dillere Pelesenk Olmuş Replikler
Aşk-ı Memnu denilince hepimizin aklına bazı ikonik replikler gelir. Aklımıza en çok kazananlardan biri şüphesiz Bihter’in “Tabii siz anneleri tarafından size emanet edilen çocuklara…” ile başlayan repliğiyken bir diğeri Firdevs Hanım’ın “Aptallık etme!”dir. Dönemin en unutulmaz dizisi olması bakımdan bu cümleler ne kadar etkili oldu bilemeyiz ama zihnimiz adına konuşursak kesinlikle unutulmaz olan bu cümleler için Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu’na teşekkürlerimizi sunarız.
Dizinin Mihenk Taşları: Oyuncular
Beren Saat’in ilk zamanlarda başaramayacağına inanılan ancak büyük başarı ile canlandırdığı Bihter karakteri sevecen, yardımsever, eğlenceli, sakin mizaçlı biriyken kocası Adnan Bey’in yeğeni Behlül’e aşık olması ve kendi güzelliğinin farkına varışı ile soğuk, melankolik, asabi, takıntılı, kinci ve kontrolü elinden kaybeden birine dönüşür.
Kıvanç Tatlıtuğ ile hayat bulan Behlül karakteri eğlence düşkünü, korkak, bencil, megaloman ve sorumluluk almayan biridir. Yengesi Bihter’e aşık olur ve “Aşk-ı Memnu”ya yani yasak aşka tutulur. Korkaklığı ile tanınan Behlül yüzünden işler çığırından çıkar. Kıvanç Tatlıtuğ’un doğallıktan sapmadan oynaması da Behlül karakterinin başarısındaki sırlardan biridir.
Selçuk Yöntem’in kişiliğinden gelen olgunluğun ve kültürün yansıması olan Adnan karakteri, olgun ve sessiz yapılı biridir. Mantıklı ve sakin birisi olduğu dizinin ilk bölümlerinden anlaşılır. Bihter’e aşık oluşu ve yaşanan süreçle beraber Adnan Bey, sinirli, mantıklı kararlar alamayan ve duygusal olarak savunmasız birine dönüşür.
Zerrin Tekindor’un Matmazel rolü içindeki yarattığı imaj ilk günden beri Adnan Bey’in çocuklarına dadılık yapan, fedakarlık denilince akla gelmesi muhtemel, Adnan Bey’in ilk eşi İnci’nin sağ kolu olan biridir. Çocuklara yıllarca bakıcılık yapmasından mıdır yoksa Adnan Bey’e yıllardır içinde beslediği sevgiden midir bilinmez ama Matmazel, çocukların (Nihal ve Bülent) büyüdüklerini kabullenmemekle beraber onları bir “cam fanusta“ yaşatır. Gittikçe fedakarlığı elinden bırakan Matmazel meraklı ve inatçı birine dönüşür.
Nebahat Çehre’de vücut bulan Firdevs Yöreoğlu karakteri parayı ve lüksü çok seven, bu uğurda toplumun koyduğu etik kurallarını yok saymakta hiçbir beyiz görmeyen, özgürlüğüne düşkün bir kadındır. Bihter’in Adnan Bey ile evliliği sırasında Behlül ile yaşadığı yasak aşk yüzünden kızının ve kendisinin çıkarlarını korumaya çabalayan, sakin ve duygusal birine dönüşür.
Hazal Kaya’nın yaşıyla oynadığı karakteri Nihal’in yaşlarının yakın oluşundan dolayı gerçekliği yansıtmadaki başarısı takdire şayandır. Tabii Nihal için hayatlarına Bihter’in de girmesi ile durumlar değişir. Nihal, kendi özgürlüğünü eline almak ve gençliğini yaşamak ister. Tıpkı Matmazel gibi o da içine gizliden gizliye sevgi tohumu ekmeyi bilir yani Nihal, ilk günden beri kuzeni Behlül’e aşıktır. Firdevs Hanım’ın yardımları ve çevirdiği dolaplar, Behlül’ün de “ adını temize çıkarma çabası “ sayesinde Behlül ile birlikte olurlar ama dizinin final bölümünden de bildiğimiz üzere bu aşk mutlu bitmez.
Akıllara Kazınan Nesneler:
Dizide her karakter bir nesne ile özdeşleşir ve diziden yıllar sonra günlük hayatımızda bile o nesneleri gördüğümüzde aklımıza direkt o karakterler gelir. Bu dizideki karakter-nesne özdeşliği şudur:
Bihter: Kırmızı ruj ve pembe koltuk
Firdevs: Mücevher ve iskambil kartı
Nihal: Gloss ve rimel
Matmazel: Piyano ve eyeliner
Karma
Düşündüğümüz ve yaptığın her şeyin evren tarafından bize geri dönmesine karma diyoruz. Peki bu karma dizide nasıl işledi?
Adnan Bey’in ablası Arsen Hanım, Firdevs Hanım’ın paraya ve ailesinin çıkarlarını her şeyden önde tutmasına laf eder ancak Peyker’in kocası Nihat’a holdingden hisse verileceği sırada parayı ve kendi ailesinin çıkarlarını göz önünde tutarak hisse verilmesi konusunda sonradan kararsızlığa düşer. Bihter’in babasını aldattı diye annesinden nefret edip onun gibi olmamaya yemin eder ancak o da kocasını aldatır. Firdevs Hanım ailesinin itibarını korumak için her yola başvurdu ve Peyker bundan rahatsız olup çoğu kez annesine bu durumdan öfke duyar ancak kocası Nihat, kayınvalidesi Aynur ve çocukları için benzer fedakarlıkları kendisi de yapar. Matmazel, Nihal’in Behlül’e karşı olan hislerini doğru bulmaz, Adnan Bey’e söyler ve bu durumu değiştirmek için uğraşır ancak Matmazel’in Adnan Bey’e yıllar önce yazdığı aşk mektubunun bulunur. Beşir, onun gibi evin diğer hizmetçilerinden biri olan Cemile’nin meraklı olmasına laf eder ve bunu sert dille eleştirir ancak Bihter ile Behlül’ün arasındaki ilişkiye olan merakı yüzünden herkesin sonunu getirir.
Gözden Kaçırılabilen Detaylar
Firdevs Hanım erken yaşta evlenip iki çocuk doğurur ve bu iki çocuk arasında yaş farkı azdır. Aynı şekilde büyük kızı Peyker de iki çocuk doğurur ve onların da yaş farkı azdır. Firdevs Hanım, Peyker’in düğününde gelin çiçeğini yakalar ve çiçeği Bihter’e verir (bilindiği üzere gelin çiçeği evlilik kısmetini işaret eder). Yani aslında Firdevs Hanım kısmetini Bihter’e vererek Adnan Bey ile evlenmesini sağlar. Filmin final bölümünde ise Bihter’in vedalaşırken Firdevs Hanım’ı öptüğü sol yanağından Firdevs Hanım’ın felç kalır.
Dizi, Bihter’e duyduğumuz derinden sevgiden mi, onu aşk konusundaki tecrübelerimizden dolayı anlayabiliyor olmamızdan mı, ya da Behlül’ün özelinde tüm erkeklerin korkaklığına sinirlenmemizden mi bizi bu kadar içine aldı bilemeyiz ama dizinin bir şeyleri göz ardı edilemeyecek şekilde başarılı yaptığı gün gibi ortadadır.
Aşk-ı Memnu Film Oluyor!

Son dönemlerde sosyal medyada büyük ilgi gören habere göre Farah Zeynep Abdullah (Bihter), Boran Kuzum (Behlül), Osman Sonant (Adnan Bey), Hande Ataizi (Firdevs Hanım) ve Helin Kandemir (Nihal) gibi oyuncuların içinde bulunacağı “Aşk-ı Memnu” filmi çekiliyor. Filmin 2008’de yayınlanan diziden en büyük farkının kitabın yazıldığı döneme göre çekilecek oluşundan bahsediliyor. Bakalım bu film, dizinin başarısının gölgesinde mi kalacak yoksa yarışta galip gelerek fark mı atacak?
Yazıyı her ne kadar yaptıklarını doğru bulmasak da Behlül Haznedar’ın o meşhur repliği ile bitirelim:
“Behlül kaçar!”