“Artık aşk paradır,
gönlümüzde yaradır,
alnımız da karadır,
bizim gibiler için.”
Asiye Nasıl Kurtulur?, 80’ler Türkiye sinemasında kadın filmleri türünde örnek gösterilen, Atıf Yılmaz‘ın yönettiği ve başrolünde Müjde Ar‘ın yer aldığı bir filmdir. Film, Vasıf Öngören’in aynı isimli tiyatro oyunundan uyarlanmıştır. Sisteme ve erkek egemen düzene karşı hayatta kalma mücadelesi veren kadınların hikayelerini sinema perdesine yansıttığı Adı Vasfiye (1985) , Aaah Belinda (1986), Kadının adı Yok (1988) gibi filmleriyle tanınan Atıf Yılmaz, bu filminde de toplumun gerçeklerini başarıyla işleyebilmiş ve Asiye’nin var olma mücadelesini bize vurucu şekilde anlatabilmiştir.
Türkiye’de Kadın Hareketinin Başlangıcı ve Atıf Yılmaz Sineması

Türkiye’de kadın hareketinin ortaya çıkışı, ciddi kayıplar ve yenilgilerin yaşandığı Eylül 1980 darbesinin hemen ertesine denk gelmiştir. Aile içi şiddete, görünmeyen emeğe, dayağın meşrulaştırılması ve cezasızlığına karşı düzenlenen 17 Mayıs Kadınlar Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü, darbe sonrası ilk kitlesel yürüyüş olma özelliğinin yanı sıra sadece kadınların düzenlediği de ilk eylemdir. Bahsettiğimiz süreçlerin Yılmaz’ın sinemasını etkileyebileceğini göz önünde bulundururken, yönetmenin döneminin tek örneği olduğunu da göz ardı etmememiz gerekir. Atıf Yılmaz ile birlikte sinemada kadınlar obje olarak değil, birer özne olarak işlenmeye başlamıştır. Toplumsal cinsiyet rolleri, evlilik kurumunun eleştirisi ve bireyin toplumsal baskılara karşı verdiği direniş gibi temalar yönetmenin filmlerinin ana eksenini oluşturur. Asiye’nin hikayesi de 1980’lerin Türkiye’sindeki kadınların durumunu yansıtan bir metin olarak karşımıza çıkar.
Asiye Nasıl Kurtulmaz?

Film, hikayenin de ana mekanı olan genelev ile başlar. Sırayla orada çalışan kadınları, genelevin patronunu ve lubunya olduğu özellikle belirtilen patronun yardımcısını tanırız; aynı zamanda fuhuşla mücadele derneği başkanının genelevi ziyaret edeceğini öğreniriz. Dernek başkanı, geliş sebebinin ona gönderilen bir mektup olduğunu söyler, kendini genelevden kurtarabilen Asiye yazmıştır bu mektubu. Dernek başkanı Asiye ile tanışmak ister, orada bulunan kadınların arasında Asiye isimli biri yoktur. Bunun üzerine genelevin patronunun yardımcısının başlattığı garip bir müzikal gösterisini izlemeye başlarız.
Film boyunca Asiye’nin öğrenciliği, ilişkileri, fabrikada yaşadıkları, işten atılıp sokağa mahkum olması gibi birçok olay çeşitli bölümler şeklinde ele alınır. Bu bölümlerin başında veya sonunda asıl hikayeyi başlatan karakterlerden biri olan Fuhuşla Mücadele Derneği Başkanı Seniye Gümüşçü’nün Asiye’yi kurtarmak için öne sürdüğü çözüm yollarını izleriz. Bu öneriler Asiye’nin bir aile kurması, kendini ahlaksızlıklardan uzak tutması, annesine benzememesinden öteye gitmez. Asiye’yi kurtarmak için öne sürdüğü her öneri bir sonraki sahnede denenir ancak bu çözümlerin hiçbirinin Asiye’ye faydası olmadığı görülür. Bu önerilerin aslında toplumlun ahlakçı kimliğinin yansıması olduğu göze çarpan detaylar arasındadır. Asiye, toplumun ikiyüzlülüğünü ona yaşatılan her olayda ortaya serer. Erkek egemen sistem, kadınları bir birey olmaktan ziyade seks yapacakları bir obje olarak görmektedir ve bu yüzden Asiye gittiği hiçbir yerde barınamaz. Evlenmeye karar verdiği ilk adamın ailesi, Asiye’nin annesinin hafifmeşrep bir kadın olduğunu belirterek evlenmelerini istemez. Para kazanmak için girdiği fabrikada şefi tarafından neredeyse tecavüze uğrar ve bunu patronuna şikayet ettiği anda işinden kovulur. Fabrikanın sahibi açısından sistemin durmaksızın işlemeye devam etmesi, bir kadının tacize uğramasından ve işsiz kalmasından çok daha değerlidir. Asiye günlerce sokakta aç bir şekilde dolaşır, nihayet aşık olduğu adamın ona ev açması ile başını sokacağı bir yer bulur fakat bu sefer de adamın evli olduğu gerçeği ile yüzleşir. Tekrardan sokağa düştüğü ve açlıktan bir mezecinin yemeklerini çaldığı sırada dükkan sahibi tarafından yakalanır ve tecavüze uğrar. Filmin başından beri dernek başkanının “başınıza ne gelirse gelsin, namusunuzdan ödün vermeyin.” sözleri her sahnede işlenmektedir. Kadınların her zaman başka bir şansının olduğu ama onların fahişeliği tercih ettiği de ısrarla vurgulanır. Sonuç olarak Asiye verilen tüm önerilere rağmen hayatta kendine yer edinemez.
“Her Taraftan Tıkadınız Yolumu!”

Filmde düzen, sömürüye dayalı patriyarkal kapitalist bir düzendir. Bu sistem içerisinde kadın, bedeniyle sömürülerek ayakta kalabilmektedir. Filmde geçen diyaloglarda kadının ekonomik açıdan rahata ermesinin ve güvenli bir hayat yaşamasının tek yolunun evlenip yuva kurmak olduğu vurgulanır. Sermayenin kölesi olmak istemeyen Asiye, bu yolda mücadele etmeyi göze alır. Asiye nasıl kurtulur? Asiye erkek egemen sistemin kurallarının bozulması ve yıkılmasıyla kurtulabilir.
“Benim bir hayatım var, ne olursa olsun, bunu yaşamak istiyorum!” diyen Asiye’nin ve diğer tüm kadınların karşısında kimsenin duramayacağını biliyoruz. Hikayesi elinden alınanların hesabını sormak üzere kız kardeşlerinin elini sımsıkı tutma yolunda mücadele eden tüm Asiyelere…
Kaynakça
Öne çıkan görsel: IMDb
“Atıf Yılmaz Sinemasında Feminizm ve Atıf Yılmaz’ın Başkaldıran Kadınları.” Bağımsız Sinema, web. Erişim tarihi: 13 Mart 2025.
Çalışkan, Serap. Atıf Yılmaz Sinemasında Kadın Sunumu. 2006.
“‘Kuralları Baştan Yazmak: Bir Müjde Ar Seçkisi’ 8 Mart’ta MUBİ’de.” Altyazı Sinema Dergisi, 7 Mar. 2025, web. Erişim tarihi: 13 Mart 2025.
Şakir, Şükran. “17 Mayıs 1987: Dayağa Karşı Dayanışma Kampanya Yürüyüşü.” Çatlak Zemin, 17 May 2022, web. Erişim tarihi: 13 Mart 2025.
Tahaoğlu, Çiçek. “Dayağa Karşı Yürüyüş’ün 30. Yıldönümünde Kadınlar Anlattı.” Bianet, 17 May 2017, web. 13 Mart 2025.



Kalemine, emeğine sağlık… Daha nice adının geçtiği incelemeler okumak dileğiyle…