Aşağıdaki Pencere 29. İstanbul Tiyatro Festivali’nde!

Editör:
Seval Hacoğlu
spot_img

“Ya biri birden kestik derse ve her şey biterse? Daha da kötüsü ya demezse?”

29. İstanbul Tiyatro Festivali‘nin ev sahipliği yaptığı bir diğer oyun Aşağıdaki Pencere oldu. Alis Çalışkan‘ın yazdığı ve 2023 festivalinde Büyük Zarifi Apartmanı ile tanınan İlyas Özçakır‘ın yönettiği oyun, Gül Doğa Selvi‘nin tek kişilik performansıyla sahneye taşındı. Paribu Art sahnesinde sergilenen Aşağıdaki Pencere’nin detaylarına geçelim!

Gül Doğa Selvi’nin Etkileyici Performansı

Aşağıdaki Pencere (2025), Tiyatronline

Bizi bodrum kattaki dairesinde karşılayan Ferda, yazar olmak isteyen bir genç kadın. Oyuna yarattığı bir karakter olan Feza‘nın hikâyesini tanıtarak başlıyor. Sonrasında ise çok geçmeden aralarındaki gerilime, Ferda’nın gitgide Feza’ya dönüşümüne şahit oluyoruz. Bu noktada Gül Doğa Selvi’nin oyunculuğunu övmeden geçemeyeceğim. Ferda’nın karakter sesini 60 dakika boyunca koruyup oyuna oldukça interaktif bir şekilde devam etmesi es geçilecek bir detay değil. Oyuncunun, oyunun sonunda teşekkür bölümündeki heyecanı bana çokça yansıdı. Kendisinin gelecek oyunlarını da takip edeceğim. Peki oyunun alt metninde neler var?

Kadın Kalemine Getirilen Sansür

Aşağıdaki Pencere (2025), ArtDog İstanbul

Ben sinema ve tiyatro perdesi fark etmeden kadınların dönüşüm hikayelerini izlemeyi çok seviyorum. Yapımlara kadın eli değdiğinde hikâye bambaşka noktalara eviriliyor. Oyunun bodrum katındaki dairede yani aşağıdaki pencerede geçmesi benim sevdiğim ve üzerine düşündüğüm bir detay oldu. Oyun, günlük hayatımızda normalleşen toplumsal rolleri ve tabuları görünür bir zemine itiyor. Geçim sorunu, yazarlık, toplumda ideal kadın rolü, sevmediğin bir işte çalışma gibi başlıklar alt alta sıralanıyor. Yazılan bir karakter olan Feza’nın hikâyesi de böyle başlıyor aslında. İşinde mutsuz olan Ferda yapmak isteyip yapamadıklarını, veremediği cevapları ve bastırdığı her duyguyu bir karaktere yansıtıyor. Bu nedenle zamanla iki karakterin birbirlerine dönüşmeleri de uzak bir ihtimal değil. Karakter çok seviliyor. Ferda, bağımsız, ayakları yere sağlam basan ve yazar olmak isteyen bir kadın yaratıyor. Karakterin sahneye taşınması için yazarımızın eline bir fırsat geçiyor. Bunun için ise Feza’nın sansürlenmesi yani aykırı kişiliğini geride bırakması gerekiyor. Aşağıdaki Pencere ise böyle başlıyor.

Bir Soğan, İki Domates, Üç Biber: Hayatın Sahnelenen Gerçekliği

Aşağıdaki Pencere (2025), Holiwook

Çocuklarını ve eşini bırakıp giden bir karakter olan Feza, ideal bir kadın figürünü yansıtmıyor. Ferda’nın yazdığı oyunun sahnelenebilmesi için karakterin, editörlerin ataerkil düşünceleriyle törpülenmesi gerekiyor. Bir karakter olarak bağımsızlığını kazanmış Feza ise buna izin vermiyor. Bir soğan, iki domates ve üç biber döngüsünde sıkışan yazar ise hayata tutunabilmek için var gücüyle yarattığı karakteri törpülemeye, ailesine “ait olduğu yere” dönmesi için ikna etmeye çalışıyor. Burada ideal kişilik ile gerçek kişilik arasında sıkışmış bir karakter izliyoruz. Ferda’nın yarattığı karakterin gölgesinde “delirmesi” pek çok duyguyu kapsıyor. Biri olabilmek için pek çok fedakarlık yapıyor, var olabilmek için sevmediği işlerde çalışıyor, kahve alamıyor, ne zaman yemek yediğini hatırlamıyor, bir soğan, iki domates ve üç biber alıyor, yumurtayı tane ile satılmadığı için alamıyor. Sahneler ilerledikçe bu çatışma önü alınamaz bir boyuta ulaşıyor ve aslında Ferda başından beri karakterine bir sansür getirirken kendine de getirmiş oluyor. Karakterin kendi ile mücadelesini gözlemleyebileceğimiz bir atmosfer oluşuyor.

Eleştirdiğim noktalar elbette var. İlk olarak ben izleyici olarak sahneye dahil olunmaması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle oyun boyunca oyuncunun yönelttiği sorulara cevap vermiyor ve dikkat dağıtıcı aksiyonlar almıyorum. Oyun tek kişilik olduğundan dolayı zaten monolog şeklinde ve zaman zaman replikler sorulardan oluşuyor. Seyircilerin dikkat dağıtıcı boyutta verdiği yanıtlar bu nedenle eleştirdiğim noktalardan biri oldu. Elbette buna katılmayan okuyucular olacaktır. Ben, dikkatimi fazlasıyla çeken bir durum olduğu için bahsetmek istedim.

Özgün anlatımıyla Aşağıdaki Pencere, festival kapsamında merak ettiğim oyunlardan bir tanesiydi. Oyun bize bir yazarın yarattığı karakter ile yaşadığı çatışmaların gölgesinde, ideal kabul edilen toplumsal roller ile mücadelemizin altını çiziyor. Bodrum kata ittirilen konuların sahneye taşınması bence çok değerli. Oyun farklı sahnelerde sahnelenmeye devam edecek bu nedenle tekrar izleme şansı yakalayabilirsiniz.

29. İstanbul Tiyatro Festivali oyunlarından bir diğeri olan Hamlet ile ilgili incelememi buradan okuyabilirsiniz.


Kaynakça

Öne çıkarılan görsel: İstanbul Tiyatro Festivali- İKSV

İstanbul Kültür Sanat Vakfı. Aşağıdaki Pencere. 29. İstanbul Tiyatro Festivali, 2025, web. Erişim tarihi: 8 Kasım 2025

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.