Arrival (2016) Film İncelemesi: Kelimeler Silahlardan Daha mı Güçlüdür?

Editör:
Damla Satıroğlu
spot_img

2016 yılında beyaz perdeye yansıyan Arrival (Geliş), Kanadalı yönetmen Denis Villeneuve‘ün film dilinde yakaladığı etkileyici bir bilimkurgu örneğidir. Ted Chiang’ın Story of Your Life hikâyesinden uyarlanan bu film, en iyi film kategorisi de dâhil olmak üzere sekiz dalda Oscar’a aday gösterilerek eleştirmenlerin ve izleyicilerin ortak takdirini kazanmıştır. Amy Adams ise filmde her zamanki gibi büyüleyici. Arrival, sinematografik ve müzikal açıdan da oldukça güçlü ve bu sayede insanı içine çeken bir film.

Alışılagelmiş bilimkurgu filmlerinden farklı olarak savaş, teknoloji ya da macera değil; dil, zaman ve algı biçimi üzerine yoğunlaşması filmi özel kılıyor. Dilin düşüncelerimizi, zihnimizi ve zaman algımızı nasıl şekillendirdiğini sorgulatıyor.

Interstellar, The Martian, Blade Runner 2049, Prisoners ve Dune gibi başarılı yapımların  sahibi olan Denis Villeneuve ve onun sinematik dehasına sıkı bir takipçisi olarak aşinayım. Arrival ise en sakin ama en vurucu yapımlarından biri olarak öne çıkıyor. Filmin görselliği minimalist ama etkileyici; sisli manzaralar, uçsuz bucaksız ovalar ve gökte asılı duran devasa gemiler insana küçüklüğünü anımsatıyor.

Bir Bilimkurgudan Daha Fazlası mı?

Arrival: Trailer 2
Arrival | Kaynak: Rotten Tomatoes

“Bir silah ve bir araç arasındaki farkı anladıklarından emin olmalıyız. Dil dağınıktır ve bazen her ikisi de olabilir.”

Denis Villeneuve imzalı Arrival, uzaylı filmlerinin alışılmış kalıplarını kırarak izleyiciyi sessiz, yoğun ve düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor. Dünya’ya inen gemiler, merak uyandıran bir tehditten çok bir bilmecenin parçası gibi duruyor. Bu bilmecenin çözümü içinse silah değil, kelime gerekiyor. Arrival, temposu ve anlatımıyla herkese hitap etmeyebilir ancak düşünen, sorgulayan ve insanın iç dünyasına yönelen bir bilimkurgu arayanlar için modern sinemanın en güzel yapımlarından biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Kelimeler Silahlardan Daha Güçlü olabilir mi?

Arrival Review | Movie - Empire
Arrival | Kaynak: Empire

Dil uygarlığın temelidir. İnsanları bir arada tutan bir nevi tutkal ve bir çatışma esnasında çekilen ilk silahtır.”

Kelimeler iyileştirici güçlerinin yanı sıra yanlış anlaşılma, propaganda ve hitabetlerle insanları aldatmak, yönlendirmek için de kullanılabilir. Bazen sözlü şiddet yani hakaretler, iftiralar fiziksel şiddetten çok daha büyük hasarlar bırakabilir. Hepimizin mutlaka aklına geldiğinde tüm bedenini sarsan cümleler vardır. Filmde bunu heptapodlarla iletişim kurarken sadece bir kelimenin kastedilenden farklı algılanmasıyla yaşanan panik, korku ve hatta Dünya’nın neredeyse savaşa süreklenmesiyle çok güzel anlatılmış. 

Bir sinemasever olarak dil alanında çalışıyor olmam, filmin benim için özel bir yere sahip olmasında önemli bir etken. Bu nedenle herkesin, özellikle bu alanda çalışanların ve alana özel ilgi duyanların kesinlikle izlemesi gerektiğini düşünüyorum. Dilin gücünü gözler önüne seren bir yapıt.

Dilbilimsel Bir Bakışla Dilin Gücü: Dil Nedir?

Arrival proves that first contact movies can still blow your mind - Ars Technica
Arrival | Kaynak: Ars Technica

“Dil uygarlığın temelidir. İnsanları bir arada tutan bir nevi tutkal ve bir çatışma esnasında çekilen ilk silahtır.”

Bildirişimi sağlayan göstergeler dizgesi“dir. İnsan varlık ilişkisinde bilme, insan-insan ilişkisinde bildirişme aracıdır. Dil, bir sistem, kurallar bütünü ve insan tarafından gerçekleştirilebilen her türlü yaratımın soyut tasarımlarını bünyesinde saklayan bir varlıktır. Arrival’da uzaylılarla temas kurulurken kullanılan silahlar değil, kelimelerdir. Filmin  başkarakteri olan Amy Adams‘in hayat verdiği dilbilimci Dr. Louise Banks, fizikçiler ve askerlerle birlikte Dünya’ya gelen heptapodlar (uzaylılar) ile insanlar arasındaki iletişimi kurmak ve olanları anlamak için görevlendirilir. Ancak bu süreçte Banks’in heptapodların logogramlarını çözerek öğrendiği dil, onun gerçeklik ve zaman algısını tamamen değiştirir.

Yazı Bilimi (Grafem)

Arrival Hakkında Bilinmesi Gerekenler | Bilimkurgu Kulübü
Arrival, ouroboros şekli | Kaynak: Bilimkurgu Kulübü

Hafıza garip bir şey. Benim sandığım gibi işlemiyor zamana çok bağlıyız, sıralı düzenine ama artık başlangıç ve sonlara pek inanmıyorum. Hayatınızın ötesindeki hikâyenizi belirleyen günler vardır.

Bir dilin yazı dizgesinin incelendiği alandır. Yazı sistemlerini, alfabeleri ve işaretlerin yapısını inceler. Filmde heptapodların yazı sistemi, Ouroboros şeklindedir. Bu kendi kuyruğunu ısıran bir yılan veya ejderhanın kendini yeniden yaratmasının sembolüdür ve  bu çemberle zamanın doğrusal değil döngüselliğine göndermede bulunur. Bu sembol kendini yaratmayı temsil eder. Filmde zamanın lineer (çizgisel) olmadığı üzerinde duruluyor. Yani geçmiş, şimdi ve gelecek aynı anda gerçekleşiyor.

Sapir-Whorf Hipotezi (Dilsel Görecelik Kuramı)

Making Language Research Less Alien: The Science of Arrival - Cognitive Neuroscience Society
Arrival | Kaynak: Cognitive Neuroscience Society

“Başından sonuna tüm hayatını görebilseydin bir şeyleri değiştirir miydin?
-Belki de hissettiklerimi daha sık söylerdim.”

Filmin en çarpıcı yanı, dilin zaman algımızı nasıl şekillendirdiğini göstermesi. Sapir-Whorf Hipotezi (Dilsel Görecelik Kuramı) kelimelerin dünyayı nasıl algıladığımızı ve her dilin kendine has algılayış biçimleri olduğunu, yani hayata konuştuğumuz dilin, kelimelerin penceresinden baktığımızı savunur. Film, bir sahnesinde de geçen Sapir-Whorf Hipotezi (Dilsel Görecelik Kuramı) üzerine temellendirilmiş diyebiliriz. Onların dillerini çözdükçe Louise de parça parça geleceğinden kesitler görüyor veya hatırlıyor. Buna “geleceği hatırlamak” da diyebilir miyiz?

Dil ve Zaman Algısı

Whiteboard formula in Arrival
Arrival | Kaynak: Harvard Mathematics Department Home page

Filmde yeni bir dil öğrendiğimizde beynimizin algılayışındaki değişimleri gözlemliyoruz. Buna, dillerdeki zaman algısının farklılıklarını örnek verebiliriz. Zaman algısı her dilde bizde olduğu gibi lineer değildir. Mesela dünyadaki birçok küçük dilden biri olan Tuva Türkçesinde geçmiş, kişinin önüne uzanıyormuş; gelecek ise arkada kalmış gibi ifade edilir. “İleride bir şey yapacağım” demezler, onun yerine “Evvelki gün bir şey yapacağım” derler. Kulağa tuhaf gelse de mantıklıdır; eğer gelecek önünüzde uzanıyor olsaydı görüş açınızda olmaz mıydı? Aymara halkı da geçmişi önlerinde, geleceği arkalarında olarak algılar. Aborjinlerde ise sağ, sol, ön ve arka yönleri kullanılmaz. Bunun yerine kuzey, güney, batı ve doğu kullanılır.

Afrika toplumunda da gelecek kavramı yoktur. Bu fikir Kenya ve Afrika’nın en önemli filozoflarından biri olan John Mbiti‘ye aittir. Ona göre zaman upuzun bir geçmiş, canlı bir şimdi ve neredeyse hiç olmayan gelecekten oluşur ve uzak geleceği ifade eden bir kelime yok dillerinde. Zamanın iki boyutu vardır. Mbiti zamanın iki boyutunu tanımlamak için Kiswahili kelimeleri olan sasa ve zamaniyi kullandı. Sasa şimdiyi, yakın geçmişi ve deneyimlenebilir yakın geleceği ifade ediyor. Zamani ise yaşanan her şeyin gittiği yer demektir. Uzak geleceği tanımlayan bir kelime ise yok. Zamani, zamanın mezarlığıdır, sonlanma dönemidir, her şeyin durma noktasını bulduğu boyuttur. Tüm fenomen ve olayların nihai deposu, her şeyin ne öncesi ne de sonrası olan bir gerçekliğe emildiği zaman okyanusudur. Zamanın anlam kazanması veya gerçek olması için deneyimlenmesi gerekir. Önemli olan nerede, ne kadar ileride olduğumuz değil, içinde bulunduğumuz anı ne kadar anlamlı yaşadığımızdır. Bir kişi zamanı kısmen deneyimler, yani zaman ancak olaylar gerçekleştiğinde gerçek olur, sonra sasadan zamaniye doğru hareket eder. Böylece zaman bir döngü içinde oluşur.

Palindrom

Denis Villeneuve's Arrival Ending, Explained
Arrival, Louise ve kızı Hannah | Kaynak: CBR

Filmde döngüselliğin dikkat çektiği bir diğer unsur da Louise’in geleceği hatırladığı sahnelerde kızının adının palindrom (düz ve tersten okunuşu aynı olan) bir isim olan “Hannah” olmasıdır. Türkçede de Talat, Ece gibi palindrom isimler bulunmaktadır.

Filmde Fizikçi Ian ile çekişmeli bir sahneleri yer alıyor. Ian, Louise’nin “Dil uygarlığın temelidir. İnsanları bir arada tutan bir nevi tutkal ve bir çatışma esnasında çekilen ilk silahtır.” sözlerini bayağı bularak bilimin dilden daha üstün olduğunu kasteder ama ilerleyen sahnelerde her şeyin dille başladığını o da anlar. Dil olmadan bilimin olamayacağını vurgulayan film, dilin önemini izleyiciye güçlü bir şekilde kavratır.

Filmin başında ve sonunda çalan aynı müzik, döngüselliği hissettirerek daha da çarpıcı ve etkileyici bir atmosfer yaratıyor. Müziğin ne kadar sihirli bir şey olduğunu bir kez daha hissettirir. Aldığı en iyi ses kurgusu ödülünü sonuna kadar hak ediyor.

Filmin esas sorusu ise şudur: “Hayatının tamamını en baştan görebilseydin, yine de her şeyi aynı şekilde yaşar mıydın?”

Yolculuğu ve nereye varılacağını bilsem de kucaklıyorum ve her anın tadını çıkarıyorum.” Filmin bu kısmı, bazı seçimlerimizin sonucu ne olursa olsun hep yaşanmaya değer olduğunu hatırlatıyor. Sonunu bile bile gitmeli, gidebilmeliyiz bazen…

Filmin fragmanına buradan ulaşabilirsiniz:


Kaynakça

Arrival movie review & film summary (2016) Roger Ebert. Web. Erişim 2 Eylül 2025.

Godwing-Jones, Robert. “Tuva.” Communicating Across Cultures, 9 Temmuz 2012, Web. Erişim 2 Eylül 2025.

Merdiven Altı Terapi. “PLOG: Afrika’da Zamanın Geriye Doğru Akması.” Spotify, 1 Eylül 2025, Web. Erişim tarihi 2 Eylül 2025.

Saltukhan Ayas. “Zamanla ilgili Bildiğiniz Her Şeyi Unutun! Arrival Detaylı İnceleme.” YouTube, 28 Nisan 2023. Erişim tarihi 15 Ağustos 2025.

Buran, Ahmet. Türklük Bilimi Terimler Sözlüğü. Akcag. 2015.

Vardar, Berke. Dilbilim Terimleri Sözlüğü. 2002.

Barış Özcan. “Arrival – Bu Dünyaya Neden Geldiler?”. YouTube, 19 Şubat 2017. Erişim tarihi 2 Eylül 2025.

Öne çıkan görsel: The Long Shot

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.

Yusuf Atılgan’ın Evreninde 5 Farklı Tema

Yusuf Atılgan’ın metinlerinde yalnızlık, yabancılaşma, aidiyetsizlik, bastırılmış arzular ve bitmeyen bir arayış birbirine karışır.