Apelles’e İftira: Bir Botticelli İncelemesi

Editör:
Sıla Karaca

Sandro Boticelli (1445-1510), İtalyan Rönesansı’nın en eşsiz ve üretken ressamlarından biridir. Babasının onu kuyumcu olması için yetiştirmek istemesine rağmen, Boticelli resim yapmaya olan sevgisi ve tutkusuyla Floransa’nın en önemli ressamlarından biri olan Filippo Lippi‘nin yanına çırak olarak verilmiştir. Lippi, Botticelli’nin tarzını şekillendirerek ona hayal gücü yüksek kostümler, doğrusal form duygusu ve belirli soluk tonlara olan ilgiyi kazandırmış ve bu süre zarfında Boticelli, kendi tarzını yakalamıştır. Antonio Pollaiuolo ve Andrea del Verrocchio gibi diğer önemli Floransa ressamlarının heykelsi tarzlarından da etkilenmiş, eserlerinde, heykelsel yuvarlaklık ve güçlü figürler hakimiyet kazanırken; ideal güzellik kavramlarına göre şekillendirilen güçlü ve dinamik bir doğalcılık da büyük ölçüde yer almıştır.

Resimlerinde Hristiyan ikonografisinin ve mitolojinin ana tema haline geldiği eserler, adeta onun üstün yeteneğini ortaya koyduğu ürünler olmuştur. Bu eserlerden İlkbahar, Madonna, Çarmıha Geriliş, Meryem’in Taç Giymesi, Nativity (İsa’nın Doğumu), Üç Müneccim Kralın Tapınması gibi konular kişiselleştirmeyi de içerecek biçimde resme aktarılmıştır. Bunun yanında Michelangelo gibi o da Sistine Şapeli‘nde iz bırakmıştır. Musa’nın Yaşamından Sahneler, Mesih’in Ayartılması ve Korah’ın Cezası gibi konuları 11 aylık kısa süreçte işlemiş, ayrıca atölyesinin yardımıyla, İncil sahnelerinin üzerindeki nişlerde, önemli ölçüde boyanmış olan bazı papa portrelerini çizmiştir. Venüs’ün Doğuşu adlı eserinde ise Büyük İskender’in saray ressamı olduğu bilinen Apelles’in kayıp bir eserinden üretildiği düşüncesi yaygınlık kazanmıştır. Diğer yandan Botticelli, tutkuyla ilerlettiği sanatında ana tema olarak önemli ölçüde yerini alan işte o eseri ortaya koymuştur: Apelles’e İftira.

Apelles’in İftirası veya Apelles’e Atılan İftira (1594-95)

Boticelli’nin Apelles’in İftirası eseri Rönesans Dönemi’nin en çarpıcı ve sembolik resimlerinden biri halindedir. Bu resim, yalnızca bir resim değil, aynı zamanda güçlü ve güçsüz rollerinin, erdem ve kötülüğün kişileştirildiği alegorik bir çalışmadır. Ayrıntıların ve renk uyumunun özenle işlenmiş olduğu konuya bir göz atalım.

Boticelli Apellese İftira 62x91cm

Apelles, milattan önce 370 yılında doğmuş, Antik Çağ’ın en ünlü ressamlarından biridir. Onun sanatı, Dor disiplini ile İyonik zarafetinin birleştiği eşsiz bir tarzı yansıtmıştır. Pamphilus‘un öğrencisi olarak başladığı sanat hayatında, birçok önemli resim yapmış olmasına karşılık günümüze eserleri ulaşmamıştır. Apelles’in en ünlü çalışmaları, Büyük İskender‘in portreleri ve özellikle İskender’in Zeus olarak tasvir edildiği gerçekçi resimlerdir.

İftira, Apelles’in İskenderiye’ye gitmesi ve orada rakibi Antiphilos tarafından kendisini Büyük İskender’in generallerinden Mısır Kralı Ptolemaios tarafından yemeğe davet edildiğine inandırılmış olmasıyla başlar. Ptolemaios, Apelles’ten hoşlanmaz ve onu zor durumda bırakmak için bir suikast komplosu hazırladığına dair söylentiler çıkartır. Ancak Apelles, bu iftirayı resmederek kendi masumiyetini kanıtlamış böylelikle Apelles’in bu yeteneği, sanat tarihinde büyük bir yer edinmiştir.

İftiranın öyküsünü Apelles’in resmine ilişkin izlenimlerini MS 2. yüzyılda yaşamış olan Samsatlı Lukianos ”İftira Üstüne” başlıklı yazısında şöyle aktarır:

”Birileri Ptoleme’nin kulağına Apelles’in, Tyre (Fenike’de bir kent) ayaklanmasını çıkaran vali Theodotos’un suç ortağı olduğunu fısıldamıştı. Oysa Apelles Tyre’yi hiç görmediği gibi Theodotos’u da tanımıyordu. Sadece onun Ptoleme tarafından Fenike’ye vali olarak atandığını biliyordu. Fakat bu gerçek Apelles’in konumunu ve mesleğindeki becerileri çekemeyen ressam Antiphilos’un ona iftira atmasına engel olmamıştı. Ptoleme yaltaklanmalarla beslenen basiretsiz bir adamdı. Kulağına gelenlere inandı, gerçek olup olmadıklarını araştırmadı. Oysa iftiracı sıradan bir ressamdı. Rakibi olarak gördüğü Apelles’i kıskanmış olabileceğini Ptoleme’nin düşünmesi gerekirdi. Bundan başka Apelles’in Tyre’ye gidip gitmediğini bile soruşturmadı. Kendisine karşı suç işleyen birini yakalamış olmanın ve bunu çevresine gözdağı vermek için kullanmanın boş heyecanıyla yetindi. Neyse ki iftiracı ressamın ahlaksızlığından tiksinen ve Apelles’e acıyan isyan tutuklularından biri Ptoleme’nin akıl edemediği şeyleri anlatınca Apelles idamın eşiğinden döndü. Söylentiye göre Ptoleme yaptığından utanmış ve Apelles’e para ve hediyeler vermiş. İftiracı ressamı da onun kölesi yapmış. Apelles başına gelen bu olaydan çok etkilenmiş ve İftira’dan öç almak için resmine yansıtmış onu.”

”Kurban” olarak belirtilen figür ayaklarını çapraz bağlamış, ellerini dua eder pozisyonda birleştirmiş, Tanrı’dan yardım dileniyor gibidir. Oldukça aciz bir figür olarak yansıtılmıştır. Kurban’ı sürükleyen ise mavi renkli ihtişamlı bir kıyafetin içinde güzel bir kız olarak betimlenen ”İftira”dır. Mavi rengi elde etmek zor olduğundan Rönesans Dönemi’nde, İftira’nın bu renkte bir kıyafetin içinde olması da onun gücünü simgeler. İftira’nın biraz arkasında kırmızı ve sarılı kıyafeti taşıyan ve elinde çiçekler olan kadın ”Komplo” ve hemen arkasındaki onu çiçeklerle süsleyen kadın ”Sahtekarlık”tır. İftira bir yandan Kurban’ı sürüklerken, diğer eliyle de olayı aydınlatmak amacıyla bir meşale tutar.

İftira’nın önündeki kahverengi kıyafetli ve sakallı adam ise ”Garez”dir. Garez, neredeyse saldırgan bir tavır sunarak eliyle Kral’ın görüşünü kapatmaktadır. En yüksekte tacı ve asası ile oturan eşek kulaklı bir ”Kral”dır. Eşek kulaklı olması, tarihteki muhakeme yeteneği zayıf olan Midas Kral’ına bir göndermedir. Kral, elini Kurban’a doğru yöneltmiş olsa da bakışları aşağıya doğrudur, bu sebeple olayı göremez. Kral’ın her iki yanı başında konumlanan figürlerden birisi ”Bilgisizlik” diğeri ise ”Kuşku”dur. İkisi de Kral’ın kulağına fısıldayarak onu etkilemeye çalışmaktadır.
Resmin sol tarafının gerisinde kalmış olan iki figürden birisi, karalar içinde olan ”Pişmanlık”tır. Yas içinde olan Pişmanlık, hafifçe arkasını dönmüş, tüm çıplaklığı ile ”Gerçek”e bakmaktadır. Gerçek, Kurban’ın masumiyetinin gerçekliğini Tanrı’lara işaret eder gibi yukarıya bakmaktadır. Buradaki ”Gerçek” Venüs olarak karşımıza çıkmıştır. Güzelliğiyle bilinen Venüs, sözünü ettiğimiz Venüs’ün Doğuşu adlı Botticelli’nin eserine konu olmuştur.

Eserde görülen mekanın nişleri ise kırık beyaz ve altın rengi kullanılmıştır. Rönesans’ın ihtişamlı mimarisini yansıtmıştır. Botticelli’nin yapıtlarında gördüğümüz mitoloji ve Hristiyan sanatı temalı konular mimari olarak da yerini almıştır.Boticelli, bu eseri tasarlarken kendisine yapılan haksızlığa gönderme yapmıştır ve bu eser, Rönesans sanatının en ihtişamlı örneklerinden biridir. Uffizi Galerisi‘nde sergilenen bu şaheser, sanatseverleri etkilemekle kalmayıp, insanlık tarihindeki adaletsizliklere de bir ayna tutmaktadır. Boticelli’nin İftira tablosu, sanatın gücünü ve derinliğini ortaya koyarak, insanlık için bir uyanış çağrısı yapmaktadır.

 

Kaynak

web

web

web

Samsatlı Lukianos’un İftira Üzerine adlı çalışmasından kullandığımız alıntılar: web

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks