Filmlerinde, Amerikan rüyası projeksiyonunun yansımaları altında Amerika’nın alt kesim hikayelerini anlatan ve son dönem Amerikan bağımsız sinemasının yükselen yönetmenlerinden Sean Baker‘ın, 2024 Cannes Film Festivali‘nden Palme d’or ödülü ile dönen yeni filmi Anora, yılın en çok dikkat çeken filmlerinden biri olmayı başardı. Erotik gece kulübü dansçısı genç Anora’nın, Rus oligarkının oğluyla tanışmasından sonra yaşamında gerçekleşen hızlı değişime tanık olduğumuz film, önümüzdeki yıl gerçekleşecek 97. Akademi Ödülleri‘nde de adından söz ettirmeye devam edecek gibi gözüküyor.
Baker; 2015 yılında Iphone kamerasıyla çektiği Tangerine filmi ile dikkatleri üstüne çekerken, 2017 yılında, Disney World’ün de yer aldığı Florida’da, otoyol kenarı motellerinde çektiği ve zor bir yaz tatilini çocukların perspektifinden büyüleyici bir masalsılıkla anlattığı The Florida Project filmiyle eleştirmenler ve izleyiciler tarafından geniş çapta beğeni topladı. Fakat film, topladığı büyük beğeninin aksine şaşırtıcı bir biçimde ödül sezonunda adeta pas geçilmişti. Teksas’ta çektiği ve eski bir yetişkin filmi oyuncusunun memleketine dönüşünü konu aldığı Red Rocket filmiyle Baker, 2019 Cannes Film Festivalinde yarışsa da yarışmanın büyük ödülüne bu sene Anora ile sahip olmayı başardı. Baker’ın, bütün filmlerinde ortak olarak değindiği seks işçiliği temasına tekrardan yer verdiği Anora, gerçekten yılın en iyi filmi mi? Başarısının altında yatan unsurlara gelin birlikte göz atalım.
Dikkat! Yazının devamında spoiler bulunmaktadır.
Peri Masalının Başlangıcı

Film, zengin erkeklerin uğrak noktası olan oldukça görkemli bir gece kulübünde başlıyor. Müzikler, renkli ışıklar, parıltılar; direk ve kucak danslarıyla beraber Baker filmlerinde görmeye alışık olmadığımız bir gösteriş bizi karşılıyor. Anora’nın, geçmişinden uzaklaşmak istemesinden kaynaklı tercih ettiği ismiyle Ani‘nin, şımarık ve zengin Ivan‘la tanışması da burada gerçekleşiyor. Genç Ivan’ın teklifini kabul edip onun evine giden Ani’nin hayatı ise çok hızlı bir şekilde kendisinin hiç aşina olmadığı bir boyuta evriliyor. Para karşılığı bir hafta Ivan’ın kız arkadaşı rolünü üstlenen Ani; sınırsız harcamalar, partiler, özel uçaklar ve lüks kumarhanelerle dolu hayatı yaşarken çevresine yabancılığını gizleyemese de nihayetinde büyülenmekten kendini alıkoyamıyor.
Vegas’ta Olan Vegas’ta Mı Kalır?

Ivan’la beraber para karşılığı geçirdiği haftanın sonunda Ivan’ın sözlerine inanan Ani, büyük bir kurtuluş olarak gördüğü bu evliliği kabul eder ve Las Vegas’ta anlık bir kararla Ivan ile evlenir. Anora’nın “piyangoyu kazanması” ile beraber, çalıştığı gece kulübünden ayrılması ve sektörde kalmak zorunda olan iş arkadaşlarıyla vedalaştığı sahne ise; mahkumların cezaevinden kurtulmasına benzerliğiyle, seks işçiliğinin acımasız gerçekliğini etkileyici bir biçimde gözler önüne seriyor.
Film görünür sınırlarla dört bölümden oluşuyor. Ani’nin yeni eşi Ivan’ın yanına taşınmasıyla beraber sona eren ışıltılı ilk bölüm, filmin ilerleyen diğer bölümlerinden hem teknik hem de temasal olarak büyük farklılık gösteriyor. Tıpkı bir peri masalı olan ilk bölümün içeriği, filmin gidişatı için her ne kadar önemli bir temel olsa da süresi bakımından biraz uzun kalmış düşüncesi uyandırdı. Süresinin yarattığı problemin yanı sıra ilk bölüm, aynı zamanda filmin ana temasının yer aldığı ilerleyen bölümlerle de kuvvetli bir bütünlük sağlayamamış gibi hissettiriyor.
Kaçak

Ivan’ın ailesinin evlilikten haberinin olmasıyla beraber başlayan kaos ve uzun tek plan ev sahnesi bana göre tek kelimeyle çılgınlık. Ivan’ın Ermeni korumalarının devreye girmesiyle kaotik bir durum bizi karşılıyor. Ivan, ebeveynlerinin korkusundan kaçtıktan sonra Ani’nin tek başına kendini iki kişiye karşı savunması ve kesilmeyen küfürlerle birlikte havada uçan eşyalar, kırılan camlar… Tüm bunlar yaşanırken telefondaki Toros’un bağırmaları ve yaşanan tüm mücadele ile birlikte film, izleyiciyi filmin içerisine çekmeyi başarıyor ve ilerleyen bölümler için mizahi yönü kuvvetli bir temel oluşturuyor. Filmin beğenisiyle ilgili tüm tartışmalar da bu sahneden hareketle başlıyor. Sahnenin amatör ve oldukça basit olduğunu düşünen izleyicilerin sayısı hiç az değilken sahneyi yerinde ve eğlenceli bulan taraf ise şimdilik çoğunlukta gibi gözüküyor.
Arayış

Ani, Igor ve Ermeni ikiliden oluşan ekibin, Ivan’ı aramaya başladığı üçüncü bölüm klasik ve başarılı bir Sean Baker anlatımı. Ana karakterler oradan oraya sürüklenirken biz de hikayenin içinde onları takip ediyoruz. Sabit kamerada gördüğümüz karakterlerin, kameranın bir ucundan diğer ucuna ilerlemeleri ise Baker’ın kullanmayı çok sevdiği yöntemlerden biri ve bu filmde de kullanmayı esirgememiş. Macera boyunca yaşanan gelişmeler, izleyiciyi eğlendirmeyi başarıyor ve ekibin Ivan’ı bulduktan sonra kulüpten çıkarmaya çalıştıkları sahne de bu maceranın güzel bir bitiş noktası oluyor. Ivan bulunduktan sonra Ani’nin, kendi kurtuluşu ve külkedisi masalı evliliklerinin bitmesini engellemek için Ivan’a onun söylemlerini hatırlatarak yalvarması ise karakterin çaresizliğini hissettirmeyi başaran dikkat çekici başka bir unsur.
Peri Masalının Sonu

Absürt bir mahkeme sahnesi sonrasında çiftin evliliğinin iptali gerçeklememesi ve ardından Ivan’ın ebeveynlerinin Amerika’ya varması ile filmin son bölümü, peri masalının sonu, başlar. Ivan’ın film boyunca korktuğu kişinin zengin babası olduğu düşünülürken dominant karakterin Ivan’ın annesi Galina olması küçük ama güzel bir detay olmuş. Ani, evliliği kurtarmak için Ivan’dan hiçbir destek göremedikten sonra yaşadığı hayal kırıklığıyla son bir çaba olarak legal haklarını kullanma girişiminde bulunsa da karşılaştığı tehditle beraber bulunduğu durumda hiçbir tesirinin olmadığının gerçekliği sert bir biçimde yüzüne vuruluyor. Vegas uçağında da hakaret olarak kullanılan bütün seks işçisi tabirlerinin kendisine karşı sırayla ve hatta en son Ivan tarafından bile kullanılması da Ani’nin peri masalına bitirici vuruşu yapıyor.
Farkındalık

Evliliğin iptali sonrası özel uçakla gittikleri Las Vegas’tan ekonomi koltuğunda geri dönen Igor ve Ani, Ivan’ın Amerika’daki lüks evinde son bir gece geçirir. Ani’nin, zenginlerin hayatında gelip geçici ve unutulacak bir birey olmaktan öteye geçemeyeceğinin farkındalığını yaşamasından sonra Ani, aynı zamanda bütün maceranın geçtiği önceki günün, Igor’un doğum günü olduğunu öğrenir. Gün boyunca ne zaman gidebileceğini soran Igor, zengin sahiplerinin niceliğini bile umursamayacakları bir işle uğraşan piyon olduğunun çoktan farkında. Filmin yüksek dinamizminden sonra evdeki ikilinin hoş ve sakin sohbeti de sonu oldukça güzel hazırlamış. Sahnenin sonundaki Ani’nin Igor’a hakareti ise izleyiciyi hazırlıksız yakalayan iyi düşünülmüş bir unsur olmuş. Beni fazlasıyla güldürmeyi başardı.
Final ve Oyunculuklar

Baker’ın, Ani’nin evinin önünde gerçekleşen sakin final tercihi ise oldukça hızlı yaşanan her şeyi ve bunların Ani’nin üzerinde bıraktığı etkiyi gösteren başarılı bir tercih olmuş. Arabanın içinde Igor ve Ani’nin yaşadığı düşüncesiz ve dengesiz hareketlerini izlerken Ani’nin ağlamasıyla biten film güzel bir kapanış yapıyor. Zenginlerin, şaşalı yaşamlarındaki küçük problemlerden hızlıca kurtulmayı başarırken geride bıraktıkları kimsenin umurunda olmadığı gerçeği, Anora ve sonuçsuz külkedisi hikayesiyle bize tekrardan hatırlatılıyor.
Filmin içeriği ve hikayesinin ardından hakkında konuşulması gereken en önemli unsur ise kesinlikle oyunculuklar. Sean Baker, önceki filmlerine benzer biçimde ünlü olmayan oyuncularla çalışmış ve yine bir Baker filminde şahane oyunculuklar izliyoruz. Baker’ın oyuncuları üzerindeki yönetmenlik becerisi takdire şayan olsa da Anora rolünde izlediğimiz Mikey Madison, adeta keşfedilmemiş bir cevher. Çok zor bir karakteri canlandırmasına rağmen karakteriyle bütünleşmesi ve üstün performansı filmi bir üst boyuta çıkarmış. Mikey Madison, gerçekten büyüleyici bir aktris. Ivan karakterini canlandıran Mark Eldelstein ise, karakterin zıpır şımarıklığını oldukça iyi resmetmiş hatta yatakta çıplak bir şekilde takla atacak kadar kendini role adamış. Igor rolüyle Yuri Borisov başta olmak üzere diğer oyuncuların hepsi ise üstlerine düşen görevi başarıyla gerçekleştirmiş.

Gösterişli girişi, absürt dinamizmi ve macerasıyla Anora, kısaltılabilir süresine rağmen izleyiciye keyifli bir seyir sunuyor. Başarılı oyunculuklar ve yeterli teknik unsurlarla bezeli film, özellikle dünya çapında dağıtılmaya başladıktan sonra Cannes Film Festivali’nden kazandığı büyük ödül eleştirmenlerce tartışma konusu olmaya başladı. Sean Baker sinemasını oldukça seven bir izleyici olarak seyir zevki ve temposuyla birlikte filmi beğensem de bir bütün olarak ele alınca anlattığı niceliklerle beraber filmin ne yılın en iyi filmi ne de Sean Baker’ın en iyi filmi olduğunu düşünüyorum. Yılın adından en çok söz ettiren filmlerinden biri olan Anora, konuşulmaya devam edecek gibi gözükürken güçlü rakiplerle dolu Oscar ödüllerinde ne ölçüde yer alacak merakla bekliyorum.
Kapak Görseli: Anora (2024). themoviedb.org. Web. 22.12.2024