Anne Frank: Bir Küçük Günlük Yazarı

Helin Yaren Öztürk
Helin Yaren Öztürk
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine...
spot_img

Anne Frank Kimdir?

Hatıra Defteri ile tanıdığımız Anne Frank, Otto ve Edith Frank’ın kızı olarak 12 Haziran 1929’da Almanya-Frankfurt’ta dünyaya gelmiştir. Yahudi kökenli olan Frank; annesi, babası ve ablası Margot ile birlikte beş yaşına kadar Frankfurt’ta yaşamıştır ancak 1933 yılında Naziler iktidara gelince ailesiyle birlikte 1934 senesinde Hollanda’nın Amsterdam kentine kaçmak zorunda kalmıştır.

Nazi Ordusu Amsterdam’da

Takvimler 1940 yılını gösterdiğinde, Naziler Amsterdam’ı işgal etmiştir. 1942 senesinde, Almanlar Amsterdam’da yakaladıkları Yahudileri bir diğer işgal alanları olan Polonya’daki imha kamplarına sürgün etmişlerdir. Anne Frank ve ailesi 1944 yılına kadar bir apartmanın çatı katında, diğer Yahudi ailelerle birlikte saklanmıştır. Bu süre zarfında Anne, kendisine doğum günü hediyesi olarak verilen deftere yaşadıkları olayları, ailesinin özelliklerini ve aşık olduğu Peter hakkında yazmaya başlamıştır. Anne, dönemin Yahudilere karşı olan tutumundan günlüğünde şu şekilde bahsetmektedir: “Alman yasalarına göre Yahudiler kollarına sarı bir yıldız takmak ve her yere yaya olarak gitmek zorundalardı. Sadece Yahudi dükkanlarından alışveriş yapabilirlerdi ve akşam saat 9’dan sonra dışarı çıkmaları yasaktı. Çocuklar Yahudi okullarına gitmek zorundaydı.”

Anne aynı zamanda yazmış olduğu Hatıra Defteri’nde kaldığı yerden “gizli oda” olarak bahseder. Kaldıkları yerden ise “arka ev” olarak bahsettiğini görürüz. Burası aslında babasının işyeridir. Bir kitaplık koyarak yaşadıkları, dış dünya ile en ufak bir bağlantısı olmayan bu odada iki yılı aşkın bir süre kaldığını göz önünde bulundursak, küçük yaşta olan Frank’ın nasıl bir psikoloji içerisinde olduğunu belki tahmin edebiliriz.

Baba Otto Frank’ın arkadaşları saklanan bu aileye, yiyecek giyecek gibi yardımlarda bulunmuştur. Bu yardımların gelme sürecinde kaldıkları yerin kapısının çalınması veya yardım edenlerin gelirken çıkardıkları sesler Anne Frank’ı çok korkutmuştur. Öyle ki Anne günlüğünde bizlere yaşadığı bu korkudan bahseder. Nazi polisleri tarafından yakalanacaklarını bilmeyen Anne, günlüğünde gördüklerini ve savaş hakkındaki hislerini şöyle ifade etmektedir: “Milyonlarca insandan daha şanslıyız. Sakin ve güvenli bir yerdeyiz. Yiyecek alabilecek paramız var. Bizler çok benciliz, önce savaş hakkında konuşuyor, sonra yeni elbise ve ayakkabılar için endişeleniyoruz. Ama paramızın bir kısmını ihtiyacı olanlarla paylaşmak için artırıyoruz. Etrafımızdaki çocuklar üstlerinde ince bir elbise ve tahtadan ayakkabılarla dolaşıyorlar. Ne giyecek çorapları ne de bir paltoları var. Onlara yardım edecek hiç kimse yok. Sürekli aç kalıyorlar ve sokaklarda bir parça ekmek için dileniyorlar. Sizlere savaşın getirdiği daha pek çok korkunç şey anlatabilirim fakat bu beni çok huzursuz ediyor. Yapabileceğimiz tek şey savaş bitene kadar çaresizce beklemek.”

Frank Ailesi Yakalanıyor

Bir süre Nazilerin vahşetinden kaçarak ve çaresizce bekleyerek yaşamını sürdürmeye çalışan Frank ailesi, maalesef 1944 senesinde kimliği belirsiz bir ihbarın gelmesi sebebiyle Nazi polislerinin eline geçmiştir. Sadece sığınakta kalan 8 kişi değil, onlara yardım edenler de tutuklanmıştır. Tutuklanan Anne, ablasıyla birlikte Auschwitz-Birkenau toplama kampına götürüldü ve 1945 senesinde muhtemelen tifodan dolayı vefat etmiştir. Yahudi soykırımından tek kurtulan Otto Frank olmuştur. Anne Frank’ın annesi de Auschwitz kampında ölmüştür. Anne Frank’tan geriye kalan Hatıra Defteri, bizlere II.Dünya Savaşı sırasında gerçekleşen Yahudi katliamını bir genç kızın gözlerinden bakma fırsatı yaratır. Eser Hollanda dilinde yazılmıştır ve Anne Frank’ın babası Otto Frank tarafından kızının vasiyeti olması nedeniyle yayınlanmış ancak üzerinde değişiklikler yapıldığı söylenmektedir. 1947 yılında ilk kez yayınlanan Anne Frank’ın Hatıra Defteri birçok dile çevrilmiştir hatta oyunlaştırılmıştır. Anne Frank, günlüğünde “Sadece yazmak istediğim için, kalbimin derinliklerinde yatan şeyleri paylaşmak için yazıyorum.” diye belirtmiştir. Nazilerin vahşetine maruz kalmasaydı  bizlerle kalbinin derinliklerinde yatan şeyleri içtenlikle paylaşacağından yana şüphemiz yok. “Gökyüzü ve güneş varken kendimi nasıl kötü hissedebilirim?” diye soruyor Anne. Biz de onun sekiz kişilik yaşanan bir sığınakta, vahşetin içinde, ötekileştirildiği hayatta, savaşın ortasında taşıdığı umudunu hatırlayarak gökyüzüne bakma arzusu duyuyoruz.

 

KAYNAKÇA

  • Michele Herrmann (2018). BBC Travel, Anne Frank’ın Amerikalı Mektup Arkadaşı
  • Soykırımın tarihçesi; Anne Frank Sergisi (2014). Erişim adresi https://www.evrensel.net/haber/84007/soykirimin-tarihcesi-anne-frank-sergisi
  • Aytaç Barut, (2003), Anne Frank Ekitap Erişim Adresi Turuz Dil ve Etimoloji Kütüphanesi
  • Turan, (2020). Çevirmenin İdeolojik Motivasyonu Anne Frank Güncelerinin Çevirileri Üzerine, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Atatürk (119-139)
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Editor Picks