Gustave Flaubert‘in Madame Bovary ve Tolstoy‘un Anna Karenina kitapları, ele aldığı derinlikli ve karmaşık kadın karakterler olan Emma Bovary ve Anna Karenina ile 19. yüzyıl edebiyatında öne çıkar. Bu iki ana karakterin hikâyelerinin birçok paralellik içermesi ve trajik sonları okuyucuların ilgisini çekmiştir.
Emma ve Anna’nın Yaşamları
Anna Karenina ve Emma Bovary‘nin yüzeysel evlilikleri, onları aynı duygusal boşluğa iter. Emma, çocukluktan beri okuduğu romantik kitapların etkisiyle lüks, heyecanlı, tutkulu bir hayatın hayalini kurmaktadır. Ancak ideallerden yoksun kocası Charles Bovary ve sıradan komşularla dolu yaşadığı sıkıcı taşra, onun yüksek beklentilerini karşılayamaz. Benzer şekilde Tolstoy‘un Anna Karenina‘sı da mutsuz bir evliliğin içindedir. Anna’nın ciddi, soğukkanlı bir bürokrat olan kocası Karenin için toplumun saygınlığı önceliklidir. Bu sebeple Anna, yaşadığı aristokrat çevre tarafından mükemmel görünen evliliğinde aşk ve anlam bulamamaktadır. Her iki kadın da kurtuluşu farklı yollarda arar çünkü içsel çatışmalarına neden olan sosyal çevreleri birbirinden oldukça farklıdır. Tatmin edilemeyen arzuları Emma‘yı romantik bir hayat arayışına sürükler. Anna ise, toplumla karşı karşıya gelmek pahasına kişisel özgürlüğünü seçmeye hazırdır.
Evliliğe İhanet
Evliliklerine olan ihanetleri, Emma ve Anna’nın hayatlarını derinden etkileyen ve onları trajik sonlarına sürükleyen temel bir unsurdur. Emma’nın sadakatsizliği, hayatını çevreleyen yoğun duygularla başa çıkamamasından kaynaklanır. Hayallerindeki heyecanlı, tutkulu hayata ulaşamamaktan dolayı perişan olan Emma, gerçeği kabullenmek yerine durağan yaşamını değiştirmek için sürekli kaçış yolları arar. Böylece Emma; önce Rodolphe, ardından Léon ile yasak ilişkilere girerek hayatında ilk kez, okuduğu romanlardaki romantik aşka sahip olur. Sonunda aradığı duyguları hissetmesiyle, kendini sevgilisinin kollarına atar ve bir süreliğine hayallerini yaşar. Emma’ya göre oldukça olgun ve rasyonel bir kadın olan Anna‘nın ikilemi, beklentilerinin karşılanmasından ziyade toplumla kurduğu ilişkiden doğar. Anna, yaşadığı aristokrat çevrede, zarafet sahibi, nazik, uyumlu eş rolünde mahsur hissetmektedir. Duygularını ifade edememek ve benliğini bastırmak, Anna’nın özgür doğasının isyanına sebep olur. Vronski’ye olan aşkı sayesinde ruhsuz hayatından uzaklaşır ve gerçekliği nihayet hissedebilir.
İçsel Çatışmalar ve Toplum Çelişkisi
Kitaplarında sadakatsizlik temasını vurgulayan Flaubert ve Tolstoy, Emma ve Anna’nın toplumsal değerlere karşı tutumunu değerlendirir. Emma’nın evlilik dışı ilişkileri, muhafazakâr taşra kasabasının onu mantıksız ve sorumsuz bir kadın olarak damgalamasına neden olur. Ancak Emma için toplumun yargısı önem taşımaz; onun ızdırabı aradığı huzuru ve tatmini bulamamasından kaynaklanmaktadır. Her ne kadar abartılı romantik ideallere sahip olsa da Emma, hayatını hayallerine göre şekillendirecek cesarete sahiptir. İdeallerine asla sırt çevirmeden onlar için yaşar ve onlar için ölür. Anna’nın hikâyesinde ise Tolstoy, aldatan kadının karşılaştığı ikilemleri daha derin bir düzeyde ele almak ister. Anna, ruhun tatminini ve açıkça ifade edilmiş bireysellik duygusunu arzular ki bunu ancak kendisi ile toplum arasındaki çatışma pahasına elde edebilir. Kendini seçerek toplumun dayattığı zorunlulukları reddeden Anna’yı daha büyük mücadeleler bekler. Emma, toplumun ona dayattığı yaşamı başka türlü bir yaşamla değiştirme konusunda Anna’dan daha başarılıdır, çünkü peşinden koştuğu tutkuyu bulduğu her an onun için yeterlidir. Ancak Anna’nın ait olduğu aristokrat çevrenin sosyal baskıları, onun eylemleriyle yüzleşmeye zorlar.
Ruhsal Çöküşe Sürükleniş
Emma, dizginleyemediği arzularıyla sonuçlarını düşünmeden dürtüsel davranır. Böylece yaşadığı heyecanın yoğunluğu, başlangıçtaki huzursuzluğunu çabucak unutturur fakat etkisi de bir o kadar çabuk geçer. Yasak aşklarıyla ilişkileri sıradanlaşmaya başladıkça, Emma heyecanı yeniden alevlendirmek için daha talepkâr ve ısrarcı hale gelir. Fakat aşırılıklarından korkmaya başlayan sevgilileri kendini geriye çekmesiyle yaşadığı aşklar, ona mutluluk ve özgürlük getirmediği gibi, Emma lüks düşkünlüğü ve aşırı harcamalarıyla borç batağına düşer. Sürekli bir hayal kırıklığı döngüsüne yakalanan Emma, hep daha fazlasını oldurmaya çabalayarak kendi yıkımına doğru sürüklenmeye başlar. Tüm bu sıkışmışlık içinde Emma, son bir umutla yardım arasa da ne sevgilileri ne de toplum ona el uzatır. İlk başlarda aşkıyla her şeye meydan okuyan Anna ise, zamanla toplum yargılarının ve dışlanmış olmanın baskısı altında ezilmeye başlar. Vronski, evlilik dışı ilişkilerde kadınların daha sık kınandığı dönemin çifte standartları sayesinde toplumda belli bir kabul görmeyi başarır. Bu süreçte Anna’nın sığınabileceği tek kişi olan Vronski’ye olan bağımlılığı daha da artar; ancak Vronski’nin toplumdaki yerini yeniden kazanabilmesi için Anna’yla süregelen ilişkisini bitirmesi gerektiği açıktır. Anna, Vronski’nin sevgisini kaybetme korkusuyla giderek daha kıskanç ve kontrolcü hale gelir ve aşk ilişkisini sürdürmek için nasıl acımasız, kindar ve kendine zarar veren birine dönüştüğünü görürüz.
İntihar
Toplumun desteği bırakması ve sevgililerinin duygusal olarak uzaklaşmasıyla her iki kadın da artık kurtulamayacakları bir içsel krize sürüklenir. Arzularının enkazı altında ezilen Emma, aradığı huzuru ancak ölümle kavuşabileceğine inanmaya başlar ve arsenik içerek intihar eder. Emma’nın iç dünyasında taşıdığı tüm ağırlıklar ancak trajik ölümüyle son bulur. Anna ise hayatının iplerinin elinden kaydığını ve hiçbir dayanağının kalmadığını görür. Yaşadığı kaygılar onu öylesine yıpratmıştır ki ölüm, Anna için bu çıkmazdan kurtulmanın tek yolu olarak gözükür. Nihayetinde, Anna trenin önüne atlayarak hayatına son verir. Tren, onun taşıdığı duygusal yükün ağırlığı altında ezilmesinin nihai bir sembolüdür.
Kaynakça
“Anna Karenina Character Analysis in Anna Karenina | SparkNotes.” Www.sparknotes.com, web.
“Character Analysis Anna Karenina.” Cliffsnotes.com, 2024, web.
“Emma Bovary.” Www.cliffsnotes.com, web.
Grande, Per Bjørnar. “Desire in Madame Bovary.” Contagion: Journal of Violence, Mimesis, and Culture, vol. 23, no. 1, 2016, p. 75, web.
Jahn, Gary R. “The Unity of Anna Karenina.” Russian Review, vol. 41, no. 2, Apr. 1982, p. 144, web.
“SparkNotes: Madame Bovary: Part One, Chapter One.” Sparknotes.com, 2020, web.
Stern, J. P. M. ““Effi Briest”: “Madame Bovary”: “Anna Karenina.”” The Modern Language Review, vol. 52, no. 3, July 1957, p. 363, web.