Dünyaca bilinen bir platformun istatistiklerine göre dünyada en çok okunan ikinci şiir olarak seçilen Anlatamıyorum şiirinin sahibi Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914 İstanbul doğumluydu. İlk ve ortaokul eğitimini burada tamamlarken Galatasaray Lisesi’nde bir yıl eğitim gördükten sonra Ankara Erkek Lisesi’nde öğrenim görmeye devam etti. İlkokul sonda şiire ilgisi başlayan Veli’nin ilk şiiri 1924’te Çocuk Dünyası dergisinde yayınlandı.
Şiire olan bilinçli yaklaşımı ise Ahmet Hamdi Tanpınar‘ın da edebiyat öğretmeni olduğu Ankara lise yıllarında başladı. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile olan yakın arkadaşlığı, kalem arkadaşlığına da dönüşmüş Sesimiz adlı dergiyi çıkartmışlardı. Her fırsatı edebiyata, şiire zaman ayırarak geçiren üç genç birbirlerine birçok şey kattılar. Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini kazanan Veli maddi sıkıntılardan ötürü okulu bırakıp 1935’te PTT’de memur olarak çalışmaya başlasa da edebi aşkla yanıp tutuşan her yazar ya da şairimiz gibi kalbinin sesini dinledi.

Edebiyata tutkusu zamanla artan Veli’nin şiirleri Varlık dergisinde yayınlandı. Lise yıllarında ortak duygu ve düşüncelere sahip, edebiyat zevki uyan üç arkadaş yıllar sonra tekrar bir araya geldi. 1941 yılında çıkardıkları Garip adlı şiir kitabıyla yeni bir akımın da öncüsü oldular.
Bir Garip Akım

Ön sözü Orhan Veli‘ye ait olan Garip seçkisiyle Mehmet Cevdet ve Oktay Rifat’ın öncüsü olduğu akım diğer adıyla Birinci Yeni olarak bilinir. Arapça ve Farsça etkisindeki şiir dünyasını arındırmak, kendi diline özgü bir şekilde yenilemek maksadıyla yola çıktılar.
Biçimsel kuralların gerekliliğini yok sayarak yalın ifadelere yer verdiler. Serbest nazım anlayışıyla şiirde birtakım kalıplardan kurtulmak isteyerek şairane duygulardan uzak şiirler meydana getirdiler. Geleneğe bağlı olanlar karşı çıkmak istese de Garip akımı Türk şiirinin gelişimine önemli katkılar sağladı.
Kendi çıkardığı ilk ve tek dergi olan Yaprak dergisinin ilk baskısında Melih Cevdet ve Oktay Rıfat’ın eserlerine bolca yer verdi. Ekonomik yetersizlikten dolayı 28. sayıda dergi kapatıldı. 1950’de beklenmeyen şekilde Ankara’da belediyenin çukuruna düşen şairimiz bu kazayı atlattıktan iki gün sonra bir arkadaşının evinde yemek yerken rahatsızlandı.
Hekimlerin başta alkol zehirlenmesi olarak gördüğü durumun aslında kazada beyninde çatlayan bir damar yüzünden meydana geldiği anlaşıldı. Bu 36 yıllık kısacık ömründe dünyada bile büyük ses getiren şairimiz öldükten sonra ceketinin cebinde, diş fırçasına sarılı olarak bulunan tüm aşık olduğu kadınları yazdığı düşünülen yarım kalmış son şiiri ‘Aşk Resmi Geçidi’ ise Son Yaprak adıyla 1951 yılında tek baskı olarak yayımlandı.
Şiirin Hikayesi

Bilinene göre Sere Serpe ve Anlatamıyorum şiirlerinin sahibi Bella Eskenazi. Bella’nın bizzat kendisiyle yapılan bir söyleşide anlatımına göre Sabahattin Eyüboğlu’nun evindelermiş o gün. Melih Cevdet ve birkaç kişinin bulunduğu evde bir Orhan Veli’den ses çıkmıyormuş. Ders çalışan Bella, Orhan’ın dalgın dalgın baktığını fark edince telaşlanıp ne olduğunu sormuş. Veli cevap vermeden kağıda şu satırları karalamış ‘…Epeyce yaklaşmışım duyuyorum anlatamıyorum.’
1999’dan beri yayında olan uluslararası bir şiir platformu olan Lyrikline aynı zamanda şairlerin kendi seslerinden okunan şiirleri de içeriyor. 84 dilde 1375 şaire ait şiir ve çevirileriyle oldukça fazla okuyucuya sahip. Her yıl Haziran ayında düzenlenen festivalde belirlenen istatistiklere göre Orhan Veli, Anlatamıyorum ile ikinci sırada en çok okunan şiir seçilerek hepimizin yüzünde tatlı bir tebessümle bizleri gururlandırdı.
![]()
Bu sarsıcı şiire geçmeden önce özellikle şiir severlerin daha çok ilgisini çekecek bir yerden bahsetmenin mutluluğuyla paylaşıyoruz. 2022 yılında Beyoğlu şiir yolu projesi ile güzide şiirimiz, Galipdede Caddesi’nde Türkçe haliyle yere yansıtılarak günlük telaşı arasında caddeden geçenlere hem görsel hem kavramsal bir sanat şöleni yaşatıyor. Bilgilendirme panolarında ise diğer dillerde çevirileri mevcut.
Bu özel şiiriyle dünyada adından söz ettiren, severek okunan, edebiyatımızın değerli şairi Orhan Veli’nin anlatamadığını bizler anlamaya çalışalım:
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Ağlamak ve gözyaşı, daha ilk dizelerde hüzünle karşılıyor bizi. Şiirdeki ahengi oluşturan kelime ve ses tekrarları sayesinde kolay ezberlememizi sağlıyor. Belirsizliğin ardındaki o tatlı telaşla selamlıyor. Herkese karşı tek, öyle yalnız kalmış hissi kaplamış ki ruhunu anlatamazsa işte o zaman gerçek bir yalnızlığa dönüşecek içindeki korku.
Her okuyanın hissedeceği o çaresizlik duygusuyla bezenmiş cümleler… Belki de gözyaşları süzülürken üç beş satır karalamış kâğıda, imkansızlığı bilse de merak ediyor. Ve kâğıda aktarılan, kendini doğru ifade edememekten korkan ya da yanlış anlaşılmaktan çekinen içine kapanık bir kişinin ağzından dökülen narin ve derin bir soru…

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Yaşadığı çaresizliğin ardından bir farkına varma durumu serilir karşımıza. Belki de yıllardır dinlediği şarkılar daha bir anlamlı gelmeye başlar. Kelimeler yeniden canlanmıştır sanki beyninde ama hiçbiri değilmiş gibi derdinin dermanı. Bu duyguyu anlatmak için hiçbiri yetmiyor. Tezatlıkları bir arada kullanıyor: Güzel ve kifayetsiz. Bu içinde yaşadığı duyguyu ifade etmekteki zorluğunu anlatıyor, en özel haliyle.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
Sonda umudun dizeleri karşılıyor bizleri. Anlaşılamama ya da yanlış anlatma korkusuna rağmen bu durumdan kurtulacağına umudu var. Dile getirebilmenin bir yolu olmalı hissettiklerinin, bazen öyle ki buldu bulacak ama yetersiz. Bu karamsar ortam bir dağılsa bir anlatabilse sanki bu çaresizlikten kurtulacak.

Neyi bu kadar isteyip de anlatamadı hiçbir zaman kesin bilemeyeceğiz. Hangi anlamı yüklerseniz doğrusu o olacaktır sizin için. Bildiğimizse hepimizi bir noktada yakalayarak binlerce dert ortağına sahip olduğu. Tek tek satırlara net bir anlam yüklenemese de şiirin tamamı okunduğunda bir duygu hissederiz. Ve onu da Orhan Veli başlığıyla çok güzel özetlemiş: Anlatamıyorum.
Bu şiirle Orhan Veli anlatamadıklarımızın sesi oldu. Birçok dizide karakterler hatırlattı, kimi zaman sınıflarda okundu içli içli, bazense hatırlatıcıya gerek yoktu en çaresiz anında aklında beliren dizeler belliydi, insanın. Yine de anlatamadıklarınızı anlatmaya çalışalım.
Kaynakça
https://www.ntv.com.tr/sanat/anlatamiyorum-dunyanin-en-cok-okunan-ikinci-siiri,pDJNaWPH602n29qtfVaQDg (web). Erişim Tarihi: 30.08.2023
https://kidega.com/blog/turk-edebiyatinda-garip-akimi-ve-temsilcileri/ (web). Erişim Tarihi: 30.08.2023
https://www.aa.com.tr/tr/kultur/isigin-yazdigi-siir-enstalasyonu-ziyaretcilerine-farkli-bir-deneyim-yasatiyor/2709659 (web). Erişim Tarihi: 30.08.2023


