Ankara Mimarisi: Atakule

Editör:
Gülizar Nehir Gülkanat, Irmak Soran
spot_img

Ankara‘yı sevmek için önce bu şehri anlamak lazım. Bu şehri anlamak için de başkenti temsil eden yapıları görmek, incelemek ve hissetmek gerekiyor. Atakule şüphesiz bu yapılardan biri. Ankara’nın kalbinde yükselen bu yapı, hem modernleşmeye hem de turizme önemli katkılarıyla biliniyor. Sadece bunlarla sınırlı kalmayan Atakule, sanatın, tarihin ve eğlencenin de nabzını tutuyor.

Atakule’nin Doğuşu

Kaynak: İlk Sayfa Gazete

Görünümü itibariyle Ankara’nın göz bebeği olan Atakule, 13 Ekim 1989 tarihinde açıldı. 1985 yılında Anıtsal Yapılar isimli şirketin ortaya attığı Atakule fikri, şimdiki hâlini tabii ki bir günde almıyor. Onlarca mimar arasında yapılan elemeler sonucunda Ragıp Buluç Atakule’nin mimarı olarak seçiliyor. Dünyanın her yeri ziyaret edilerek benzer yapılar inceleniyor. Türk mimarisinin modernizme geçişinde önemli bir yeri olan Atakule, açıldığı ilk gün ziyaretçi rekoru kırıyor. Aynı gün, içindeki tüm dükkanlar satılıyor. Atakule’nin planları ve fotoğraflarının Arjantin Mimari Müzesi‘nde sergilenmesi de uluslararası alanda başarı kazandığımızı gösteriyor.

Atakule, Ankara’nın başkent oluşunun altmış altıncı yılında hizmete girmesine rağmen Ankara’nın simgesi olmayı başarıyor. Bunun sebeplerinden biri de altında bulunan alışveriş merkezinin Ankara’nın ilk, Türkiye’nin ikinci alışveriş merkezi olması. Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından açılışı yapılıyor. İsmi ise bir yarışma sonucu belirleniyor ve bu şekilde bugünkü Atakule adını alıyor.

2000’lerde Atakule

Atakule Yenileme İnşaatı 2015 | Kaynak: ÖzKa İnşaat

Ankara’nın bir AVM şehrine dönüşmesinin zararlarını en çok Atakule görüyor. Yapılan yeni AVM’lerle birlikte Atakule “yetersiz” görülerek ışıltısını kaybediyor. 2012 yılında son dükkanlar da kapanınca sadece bir simge hâline geliyor. 2016 yılında ise özel bir firmanın restorasyon çalışmalarıyla alt katının yeniden ve çok daha profesyonel bir AVM olarak kullanıma açılması Atakule’nin popülaritesini tekrardan kazanmasını sağlıyor. Bugün hâlâ Ankara’ya olan aidiyetimizin, semt sevgimizin simgesi olan Atakule uzun yıllar bizimle kalacak gibi gözüküyor.

Atakule’nin Konumu

Kaynak: Wikipedia

En başta dediğimiz üzere Atakule, Ankara’nın kalbinde bulunuyor. Bu kalıp tamamen konumu için söylenmemişse bile konumunun payını es geçemeyiz. Ankara’nın önemli yer ve yapılarını içinde bulunduran Çankaya tabii ki Atakule’yi de içine alıyor. Cinnah ve Çankaya Caddesi’nin kesiştiği Zübeyde Hanım Meydanı‘na cepheli konumda bulunan Atakule, şehrin birçok yerinden kendini gösteriyor. Hoşdere, Güvenlik Caddesi gibi yokuşların da Atakule’ye çıkması merkezi konumunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Zaten adres tarif ederken de Atakule’yi ya arkamıza alıyoruz ya da karşımıza.

Kuğulu Park‘tan sadece on dakikalık bir mesafeyle ulaşabileceğimiz Atakule, Güvenpark, Tunalı Hilmi gibi Ankara’nın diğer yoğun merkezlerine ise yaklaşık 20 dakika uzaklıkta. Botanik ve Portakal Çiçeği Parkları‘yla da iç içe olan Atakule, Ankara’da bulabileceğiniz nadir yeşil alanlardan olma özelliği taşıyor.

Atakule’nin Mimarisi

Kaynak: A Tasarım

125 metre yüksekliği olan kule, görünüşüyle her zaman dikkat çeken bir yapı olmayı başarıyor. Botanik Parkı‘nın doğasını bozmadan tasarlanan Atakule’nin içinde 4 kat alışveriş, bir kat ise eğlence ve sinema için ayrılıyor. 360 derece dönerek şehri seyretme imkanı sağlayan restoran ve 87 metrelik seyir terasını da içinde bulunduran Atakule, bu yüksekliklere çıkarken de yine şehri izleme imkanı sunuyor. Dış yapısı modern mimariye yakın ama kendine has olan Atakule, yemek ve teras için ayrılan kısımların tamamen şeffaf olması sebebiyle metropol havası veriyor. Cam, bronz ve ahşabın bir arada kullanılmasıyla oluşturulan Atakule, şehre hâkim bir izlenim veriyor.

Restorasyon sürecinden sonra modernite açısından zenginleşen Atakule, çeşitli aktiviteleri içinde bulunduran 120 farklı üniteden oluşuyor. Ankara’nın en işlek caddelerinden olan Cinnah ve Çankaya’ya bakan cephelerde mağaza sayısı daha fazla olmakla birlikte, mekanlar tek bir atriumda bulunuyor. Botanik Park cephesi ise tamamen şeffaf bırakılarak yeme-içmeye ayrılıyor. Ayrıca bu cephede taşıyıcı sistem geriye çekilerek ‘uçuyormuş hissi’ vermek amaçlanıyor. Bu fikirle kuleyle ziyaretçileri arasında fiziksel bir bağ kuruluyor. Atriumun üzeri, eliptik forma sahip çelik cam çatı örtüsü ile göze çarpıyor. Bu sayede şehrin doğal güneş ışığını içeri alan Atakule, ziyaretçilerini kendisine hayran bırakıyor. Batı’daki aynı dönem mimarilere benzer biçimde oluşturulan Atakule, güncel teknolojinin sunulması için dönemini de düşününce önemli bir rol oynuyor.

Sanatın Merkezi: Atakule

Kaynak: Atakule

Sanatı da içinde barındıran Atakule, Rıdvan Sevim‘in Mustafa Kemal Atatürk‘e ithaf ettiği “Sevgili” eserinin sergilenmesiyle sanatseverleri sevindiriyor. 1929 model bir otomobilin de sergilendiği koleksiyon Cumhuriyet’in ilk yıllarını en iyi şekilde yansıtıyor. 1952 yapımı bir mühendislik harikası olan BMW model motosikletin de bulunduğu koleksiyon ikonik tasarımlarıyla öne çıkıyor. Bu koleksiyonla aynı katta, yani Çankaya Katında bulunan “Aşk Mavidir” isimli grafiti yine Mustafa Kemal’e ithaf ediliyor. Bu çalışmalar Ankara’nın ve Ankaralıların Ata’sına olan bağlılığının göstergesi niteliğinde oluyor. Çağdaş sanatın da destekçisi olan Atakule, The Golden Ride ve Teddy Love heykelleriyle bunu kanıtlıyor.

Başkentin Simgesi Olarak Atakule

Kaynak: A Tasarım

Atakule, Ankara’nın modernizme attığı ilk adım olarak başkentin modern yüzünü temsil ediyor. Türkiye’nin 90’lı yıllarda yaşadığı dönüşümün yansıması olarak görülüyor. Türkiye’nin çağdaş dünyaya katılma çabasının ilk örneği olarak da Atakule sayılabiliyor. Açıldığı günden bu yana, kimi zaman gözden düşse de, turistlerin uğrak noktası olmayı başarıyor. Alışveriş, sinema, sanat, eğlence gibi birçok etkinliği içinde barındırması sebebiyle her yaştan insanı içine çekebiliyor. Hem turizm açısından hem de içinde bulunan çeşitli aktiviteler sebebiyle Ankara ekonomisine katkısının büyük olduğu bir gerçek.

Nihayetinde Atakule, Ankara deyince ilk aklımıza gelen yapılardan olmayı başardı. Modern Türkiye açısından da önemini koruyan Atakule, yaşanan değişimlere rağmen Ankara’nın kalbinde atmaya devam ediyor.


Kaynakça:

“Ankara Atakule”, Ankara Kültür. Web. 26.09.2025.

“Atakule Sanat ve Tarihi Eser Koleksiyonu”, Atakule. Web. 26.09.2025.

Bilgiç, Merve. “Kent-Simge Atakule”, Ayrancım. Web. 26.09.2025.

“Yenilenen Yüzüyle Atakule”, EkoYapı Dergisi. Web. 26.09.2025.

Nalçacıoğlu, Erdem. “Ankara’daki İlk Alışveriş Merkezi (AVM) Örneklerinin Kültür Mirasi Bağlamında İncelenmesi: Atakule ve Karum”, Çankaya Üniversitesi. Web. 28.09.2025

Kapak Görseli: Pexels. Web.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.