Anı Türüne Meraklı Kişilerin Sevebileceği Kitaplar

Editör:
Guşef Alhas

Anı, bir dönemi veya bir olayı bir kişinin perspektifinden görmek demektir. Anı yazarı, yaşamını bütüncül bir tutumla anlatabileceği gibi, yaşamının belli bir dönemini de anlatabilir. Gerek unutulmamak gerek ders vermek gerekse de yaşadığı çağa tanıklık yapmak için anılarını kaleme alır. Anılar, geçmişin derinliklerine giden kapının anahtarıdır., bazen kapıyı açmak ve kapının ardındakiyle yüzleşmek gerekir.

Bir Dinozorun Anıları – Mîna Urgan

Bir Dinozorun Anıları | Mîna Urgan

“İhtiyarlar ne yaparlar? Anılarını yazarlar ben de bunu yapıyorum işte. Günce tutmak alışkanlığım olmadığı; ancak altmışından sonra ve yalnız yolculuklarımda notlar tuttuğum için, bu dinozorun anıları biraz kopuk kopuk olacak. Üstelik belleğim de hiç güçlü değildir. Bunun nedeni, bir çok şeyi kafamdan tamamiyle silmek istememdir belki de. Çünkü bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak, daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için.”

İngiliz edebiyatı profesörü olan Urgan, yaşadıklarını samimi ve ironik bir üslupla dile getirir. Anılarında özgürce kendini eleştirir. Annesi, anılarında özel bir yer tutar. Annesinin kendini geliştirme azmine hayranlık duyduğunu gizlemez. Sanatçı çevresini ve politik çevresini sakınmadan ortaya koyar. Örneğin Necip Fazıl, Sait Faik, Yahya Kemal ve çok sevdiği Ahmet Haşim hakkında anekdotlar anlatır. Öyle ki soyadını değiştirmek istediğinde, “urgan” soyadını Necip Fazıl’ın önerdiğini mizahi bir tarzla anlatır. Anılarında Atatürk‘ten bahsetmeden geçmez. Öyle ki sevgiyle andığı Atatürk’le olan dansını içtenlikle anlatır. Atatürk’ün değerler dünyasına ve öğretilerine sarsılmadan bağlı olduğunu pek çok defa bildirir.

Mîna Urgan‘ın hayatını daha yakından incelemek isterseniz A’dan Z’ye Mîna Urgan başlıklı yazımıza, Bir Dinozorun Anıları kitabını detaylı bir şekilde incelemek isterseniz Bir Dinozorun Anıları Aslında Ne Anlatıyor? başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz!

Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek – Ayfer Tunç

Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek | Ayfer Tunç

“Fotoromanların onları kıskanç bir sevgiyle bugüne taşıyacak tutkunları olmadı, ama çizgi romanların oldu. Herkesin üç aşağı beş yukarı hatırladığı gibi Kaptan Swing, Zagor, Tommiks, Teksas, Tom Braks, Mister No, Kızıl Maske o yıllarda öğrencilerin okul zamanlarında okumaları zinhar yasak olan şeylerdi. Ama yine de okunur, bodrumlardaki zulalarda saklanır, bazen ansiklopedilerin arasına konarak okunurdu.”

Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek, öykü ve romanlarıyla tanınmış yazar Ayfer Tunç‘un anı kitabıdır. Küçük, önemsiz ve sıradan şeylerden yola çıkarak yetmişli yılların gündelik hayatını anlatır. Kitap, yetmişli yıllarda çocuk olmanın nasıl olduğuyla başlar. İlk çocuk parklarını, oynanan oyunları, o yıllarda çocukların okula nasıl başladığını eğlenceli ve canlı bir anlatımla ortaya koyar. O dönem yeni yeni hayatımıza giren televizyondan ve televizyon dizilerinden bahsetmeden geçmez. Yöresel türkülerin dinlendiği radyodan tek kanallı televizyona geçişin hikâyesini pek çok unsuruyla anlatır. Dönemin arkadaşlık anlayışını ve aşk anlayışını geniş bir perspektifle ele alır. Son olarak, dönemin seyahat koşullarını, ailelerin misafir ağırlama geleneklerini, insanların nasıl evlendiğini anlatır. Anlattıklarını o yıllara ait fotoğraflarla gözler önüne serer.

İstanbul: Hatıralar ve Şehir – Orhan Pamuk

İstanbul Hatıralar ve Şehir | Orhan Pamuk

“Rüyalarımda kimi zaman bir kabusla bağırarak bu öteki Orhan ile -hep bir başka evde- karşılaşırdım ya da şaşılası ve acımasız bir soğukkanlılıkla, iki Orhan, birbirimize sessizce bakardık. O zaman yastığıma, evime, sokağıma, yaşadığım yere, uykuyla uyanıklık arasında, daha sıkı sarılırdım. Mutsuz olduğum zamanlar ise bir başka eve, bir başka hayata, öteki Orhan’ın yaşadığı yere gideceğimi hayal etmeye başlar, derken o öteki Orhan olduğuma biraz inanır, onun mutluluk hayalleriyle oyalanırdım.”

Orhan Pamuk, bu eserinde, yazar olmaya karar verene dek yaşadıklarını anlatır. Yaşadıklarını kırka yakın bölümde ve İstanbul’un atmosferiyle birleştirerek anlatır. Şehrin dünyasında bıraktığı izleri gözler önüne serer. Sadece kendisinin şehre dair düşüncelerinden bahsetmez, eserlerinde İstanbul’u merkeze alan Türk yazarlar ve İstanbul’a gelip hayran kalan yabancı yazarlardan da bahseder. Onların şehirden nasıl etkilendiği ve şehri nasıl anlattığı hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulunur. Sokakların nabzını tutuğuna inandığı Ahmet Rasim‘in Şehir Mektupları‘na, Melling‘in boğaz manzaralarına, Gustave Flaubert‘in İstanbul’da kalışına kadar pek çok şeye değinir. Adeta şehrin yıllar içinde değişimi ve eski yıkılan paşa konaklarıyla ruhundaki fırtınaları birleştirir. Yaşadığı semtler hakkında detaylıca bilgi verir. Pamuk Apartmanı‘ndaki gündelik yaşamı ve aile hayatından da bahsetmeyi unutmaz. Bir yandan şehrin değişimini anlatırken diğer yandan kendi iç dünyasını okuyucuya açar. İstanbul’a ve ailesine dair fotoğraflara yer verir.

Anlatmak İçin Yaşamak – Gabriel Garcia Marquez

Anlatmak İçin Yaşamak Gerek | Gabriel Garcia Marquez

“Bir yıl önce üniversiteyi bırakmış ve ne olduklarını öğrenme zorunluluğu olmadan gazetecilik ve edebiyatla yaşayabileceğim hayaline kapılmıştım, bir yerlerde okuyup kendime düstur bellediğim bir cümle vardı, sanırım Bernard Shaw’undu: “Çok küçük yaşlarımdan beri okula gitmek için eğitimime ara vermek zorunda kalmışımdır.” Bunu tutup da kimseyle tartışamazdım, nasıl açıklayacağımı bilmiyordum ama içimde bir yerde, yalnızca benim için geçerli nedenlerim olduğunu hissediyordum.”

Anlatmak İçin Yaşamak, dünyaca ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez‘in anı kitabıdır. Gabo lakaplı ünlü yazar Marquez, anılarında okurlarını romanlarının doğduğu yere götürür. Çalkantılı ve fakir bir ülkede, kalabalık bir ailenin ortasında, derin iç hesaplaşmalar yaşayan Marquez’i içten bir dille ortaya koyar. Gazeteciliğin ve romancılığın hayatının merkezinde olduğunu, heyecan verici anılarını anlatarak ifade eder. Öyle ki bu yolda yürümek için ailesini karşısına alışını sarsıcı bir üslupla anlatır. Roman kahramanlarının zihninde nasıl meydana geldiğini, ülkesinin trajik tarihini ve gazeteci Marquez’i gözler önüne serer. İlk yazısının yayımlandığı anı anlatan bir yazarın iç dünyasına girmemize izin verir. Bu esnada, doğduğu toprakların sihirli dilini kendi yaşam gerçekleriyle birleştirir. Öyle yaşanmışlıklar anlatır ki Güney Amerika insanının neler yaşadığı, neleri tercih etmek zorunda kaldığı apaçık ortaya çıkar. Yazarın neden bu insanları eserlerinde anlatmak için dayanılmaz arzu duyduğu da apaçık bir şekilde işler.

Yaşadığımı İtiraf Ediyorum – Pablo Neruda

Yaşadığımı İtiraf Ediyorum | Pablo Neruda

“Çok gezip, çok yer gördüm. Anavatanımda korkunç bir güç olan yağmura başka ülkelerde rastlamadım. Aylarca hatta yıllarca yağmur yağardı. Uzun cam iğneler gibi yere inerdi yağmur. Bu cam iğneler camlarda kırılır ya da saydam dalgalar gibi pencerelere çarpardı. Bu ürkütücü yağmurda her ev fırtınalı denizde güç bela limana sığınmaya çalışan bir gemiye benzerdi.”

Yaşadığımı İtiraf Ediyorum kitabında ünlü şair Pablo Neruda, anılarını kendi şiirsel üslubuyla ortaya koyar. Babası bir demiryolu işçisi, annesi bir öğretmen olan Pablo Neruda, gençlik yıllarından itibaren kendini ülkesinin karmaşık siyasi ikliminin ortasında bulur. Elçilik göreviyle pek çok ülkeyi görme fırsatı bulan Neruda, bu ülkelerde yeni deneyimler ve dostluklar elde eder. Anılarında Pablo Picasso, Gabriel Garcia Marquez ve Nâzım Hikmet gibi tanınmış sanatçılarla yaşadıklarını sakınmadan anlatır. Eserlerinin doğuş sürecini içten ve şiirsel üslupla ifade eder. Şairliğin kendince ne demek olduğunu, şairliğin ve eleştirmenliğin ne derece güç bir iş olduğunu anılarıyla ortaya koyar. Anılarında vatan aşkını ve hayatına giren kadınları tutkulu bir şekilde dile getirir. Ülkesinin karmaşık siyasi ve ekonomik ikliminde, tanık olduğu sarsıcı siyasi olaylardan bahsetmekten kaçınmaz.


Öne Çıkan Görsel Linki

Bayram DÜZAĞAÇ
Bayram DÜZAĞAÇ
Hepsi biter. Aydınlanır seninçin geceler, güneş gibi görünürsün...

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks