Anathema Ve Unutulmaz 5 Şarkısı

Editör:
Berrak Akson
spot_img

Anathema için bir türe ya da tarza bağlı kaldı demek güç. Karanlık atmosferlerle süslü temalarıyla beraber, varoluşsal sancılar çektiğimizde koştuğumuz sığınak oldular. Doom metali benimseyerek geçen ilk yılların ardından, gotik metale ve daha sonrasında alternatif/progresif rock tarzına geçiş yaptılar.

Anathema‘dan bahsediyoruz. 1990 yılında, İngiltere’nin Liverpool kentinde Cavanagh kardeşler (Vincent, Daniel ve Jamie) tarafından kurulan grup; verdiği eserleriyle, melankoliyi doruklara kadar yaşadığımız her dönemde yanımızda oldular. Gitarda (ve daha sonrasında vokalde) Vincent, klavyede Daniel ve basta Jamie yer alıyordu. Davulcu John Douglas ve vokal Darren White‘ın katılmasıyla beraber grup kadrosu oturmaya başladı.

Anathema, Youtube Music

1992’de yayımladıkları ilk EP’leri The Crestfallen ve ardından gelen Serenades (1993) albümüyle doom/death metal kökeni grupta açıkça hissediliyordu. 1995’te White’ın gruptan ayrılmasıyla beraber grubun ilk kırılması gerçekleşti. Vokal olarak Vincent, mikrofonun başına geçti. Bu süreçten itibaren doom/death metal etkileri henüz etkisini yitirmemiş olsa dahi, artık duyguları öfke üzerinden değil; kırgınlıklar üzerinden ifade ediliyordu. 1998’de yayımlanan Alternative 4 albümüyle karanlık dönemin zirvesi yaşandı ve devamında, 1999’da Judgement ile metal türünden uzaklaşıp rock tarzına geçiş yaşandı. Lee Douglas’ın vokal olarak gruba katılmasıyla A Natural Disaster (2003) albümü yayımlandı ve melankolik rock dediğimiz dönem filizlenmeye başladı.

2012’de yayımlanan Weather Systems, grubun duygusal anlamda yaşadığı doruk noktalarından bir tanesidir. Bu albüm, hayranlar tarafından bir “vedanın başlangıcı, bir dönüşümün son adımları” olarak anıldı. İçsel yolculuğun son damlaları akıyordu. Sonrasında gelen Distant satellites (2014) ve The Optimist (2017) albümleri, daha elektronik tınıların yer aldığı, olgunlaşmış ve dingin bir Anathema portresi sundu.

Grup, 2020 yılında sahnelere veda etmiş olsa da geride bıraktığı eserleriyle melankolik hayatımızda onları yaşatmaya devam ediyoruz. Bu yazımızda ise Anathema‘yı daima yaşatacak, en unutulmaz beş Anathema parçasına yer veriyoruz.

1. Flying

Anathema‘nın meşhur gitar solosuyla tanınan şarkısıdır. “Anathema kim ya?” diyen birisine “Hani bir solo vardı ya…” diye hatırlattığımız şarkı işte: “Flying”. Anathema’nın duygusal olarak olgunluk yaşadığı şarkılardan birisidir desek yeridir. Vincent’in sade ve içine çeken vokali, ağzından dökülen notalara eşlik eden gitarın hafif ritmiyle şarkıya başlıyoruz. Ve sonrası… Şarkı ilerledikçe sesin ve enstrümanların ağırlığı artıyor, gitar farklı bir kimliğe bürünüyor. İşte o an, artık bu dünyadan kopup Anathema’nın dünyasına ortak oluyoruz.

And it feels like I’m flying above you
(Ve sanki senin üzerinde uçuyormuş gibi hissettiriyor)
Dream that I’m dying find the truth
(Hakikati bulmak için öldüğümü düşün)

Burada bahsedilen “uçuş”, aslında herkesin kendi içerisindeki dünyayı ifade eder. Bahsedilen metafor insanın kendisinden kaçışıdır. Hayal ile gerçek arasında kaybolursunuz. Bir şey yaşıyorsunuzdur fakat bunu hangi dünyada yaşadığınızı çözümleyemezsiniz.

Tüm bunların üzerine eklenen gitar solosuyla beraber bu şarkı neden unutulmaz olduğunun yanıtını alıyoruz. Gitar bir çalgı aleti olmaktan çıkıp duygu kusma makinesine dönüşüyor. Bir boşluktasınız ama bu boşluk size yük oluyor. Kaçışın cezasını bu boşlukta çekiyorsunuz.

2. One Last Goodbye

Herkes kendi içindeki ağıt için dinleyebilir bu şarkıyı. Bu ağıt; bazen birisi olur, bazen eskittiğimiz hisler ve bazen içimizde öldürdüğümüz kendimiz olur. İnsan kendi ağıtını bile bile dinler mi hiç? Dinliyormuş işte. “One Last Goodbye”ın (Son bir veda) ağıtla bağlantılı olması bir metafor değil, gerçektir.

Bu şarkı, Cavanagh kardeşlerin annesinin kaybı üzerine yazılmış bir ağıt niteliği taşımaktadır. Kişisel bir hikâyenin kıvılcımıyla beraber alev alan parça, dinleyende evrensel bir etki yaratmayı başarmıştır. Bu parçada kulakalarımız, Anathema’nın metal türünden uzaklaştığını, karanlık temasından kırgınlık temasına adım adım ilerleyişini işitiyor. Sakin bir ritim ve vokal ile başlayan parça sözler eklendikçe yükselmeye başlar. Davul ve elektro gitarın girmesiyle beraber tekrardan kendimizi Anathema’nın dünyasında buluruz.

In my dreams I can see you
(Rüyalarımda seni düşlüyorum)
I can tell you how I feel
(Nasıl hissettiğimi söyleyebiliyorum)
In my dreams I can hold you
(Rüyalarımda sana sarılıyorum)
And it feels so real
(Ve bu çok gerçekçi hissettiriyor)

Parçanın sonunda yer alan gitar solosuyla beraber bir darbe daha yiyoruz. Gitarın tellerine edilen her temas, içimizdeki ölünün ağıtını besler, bir haykırış daha eklenir.

3. Fragile Dreams

“Flying” ve “One Last Goodbye” aksine daha hızlı bir tempo ile başlayan “Fragile Dreams”, gotik ve alternatif rock ritmine hızlı bir giriş yapar. Bu şarkı, bir ağıt veya kendinden kaçış değildir, kendi kırgınlığınız ile hesaplaşmadır. İçe dönüş ve patlamalar yaşarsınız. Acıyı paylaşma değil onunla karşılıklı oturup yüzleşme vaktidir. “I should have run but I stayed (Kaçmalıydım ama kaldım)” sözleri bu anın yaşanacağını kabullendiğinin işaretidir. Sorgu mahkemesindesindir ve artık kırgınlıkla olan hesaplaşmalarının yeni bir bölümü yaşanıyordur.

Maybe I always knew
(Belki de hep biliyordum)
My fragile dreams would be broken for you
(Kırgın hayallerimin senin için paramparça olacağını)

4. Untouchable Part 1

Grubun duygusal anlamda zirveye oturduğu şarkılardan birisidir “Untouchable Part 1”. Karanlık kökenlerden uzaklaştığının, bir dönüşümüm gerçekleştiğinin kanıtıdır. Vincent’in vokaliyle başlayan notalara Lee’nin sesinin eklenmesiyle katmanlı yapı ortaya çıkar. Ve arkasından eklenen enstrümanlar ile katmanlı yapı tamamlanır. Bu parçada karanlık duygulardan uzaklaşan bir işleyiş vardır, bir umut yeşeriyordur.

But my love will never die
(Ama aşkım asla ölmeyecek)
And my feelings will always shine
(Ve duygularım her zaman parlayacak)

 

5. Ariel

“Ariel”de hüzün ve karamsarlık yerine kabulleniş yer alır. Lee Doughlas’ın ağzından süzülen notalar, içimizde bir şeylerin oturduğunu hissettirir. Bu şarkıda; yas tutmak, karamsarlık veya öfke yoktur. Usul bir kabulleniş ve sessizlikte fısıldayan umut arayışı vardır. İçimizde olan şey ne ise ona bir meşale yakıyoruz. Artık buradayım, seni buldum, seni kaybedemem, beni yalnız bırakma.

Look into your eyes
(Gözlerinin içine bak)
See your heart in mine
(Kalbini benim kalbimde gör)


Kaynakça:

  • Öne çıkarılan görsel Coventry Telegraph sitesinden alınmıştır.
  • Everley, Dave. “Anathema: Exploring Their Past, Their Present and Their Future.” Louder, 26 Ocak 2018, Web. Erişim: 01.11.2025
  • Clemons, Pete. “How Anathema Conquered the World: 25 Years and Still Going Strong.” Coventry Live, 5 Ekim 2015, Web. Erişim: 02.11.2025
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.

Yusuf Atılgan’ın Evreninde 5 Farklı Tema

Yusuf Atılgan’ın metinlerinde yalnızlık, yabancılaşma, aidiyetsizlik, bastırılmış arzular ve bitmeyen bir arayış birbirine karışır.