Anal Fiksasyon: Düzen Takıntısı ve Kontrol Arzusu Nasıl Gelişir?

Editör:
Sibel Sancaklı

Psikoloji tarihi incelendiğinde Sigmund Freud kuşkusuz en ünlü simalardan biri olarak görülmektedir. Freud, çalışmalarıyla psikolojinin her alanında ses getirmiş ve etki bırakmış bir isimdir. Kişilik gelişimi incelemelerine bakıldığında Freud, kişiliğin büyük ölçüde insan yaşamının ilk altı yılında oluştuğunu öne sürmektedir. İnsanın gelişim evrelerini anlamaya çalıştığı “psikoseksüel gelişim teorisi” kişilik gelişimini anlayabilmek açısından önemli bir yol göstericidir. Freud’un gelişim teorisinin evrelerinden anal dönemde fiksasyonu; etkilerini gösteren kişilerde, kişilik bozukluklarından “düzen ve kontrol arzusunun” ortaya çıkışı ve kişilik bozukluklarının altında yatan sebepler ve tedavi yöntemleri bağlamında ele aldık.

Fiksasyon Nedir?

Fiksasyon (takılıp kalma), Freud’un kişinin psikoseksüel evrelerin birinde duraklayıp bir evreye takılıp kalmasıdır. Kişi, psikoseksüel evrelerin birinde çözülmemiş çatışmalara maruz kalmış ve bu çatışmalar kişiliğinde sağlıksız bir ilerleyişe neden olmuştur. Bu durum psikolojide fiksasyon olarak adlandırılmaktadır. Örneklendirecek olursak Freud sigara tüketiminin oral dönem fiksasyonu olduğunu öne sürer. Oral dönemin kilit noktası sütten ayrılmadır. Kişi sütten ayrılma dönemini sağlıklı bir şekilde atlatamazsa ileriki yaşlarda aşırı bağımlı olma, tırnak yeme veya sigara tüketme gibi alışkanlıklarla karşılaşılabilir. Kişinin bu dönemde saplandığı yani fiksasyon gösterdiği görülür.

Psikoseksüel Gelişim Teorisi

Kaynak pinterestcom

Kişilik, bireyi diğer insanlardan ayıran doğuştan getirdiği ve sonradan kazandığı özelliklerin bütünüdür. Psikoloji literatüründe önemli bir yer kaplayan kişilik konusuna birçok kuram birçok farklı perspektiften katkıda bulunmuştur. Freud’un kişilik alanında literatüre katkısı olan psikoseksüel gelişim teorisi de bunlardan biridir. Freud, kişilik gelişiminin büyük çoğunluğunun ilk altı ayda tamamlandığını öne sürmektedir. Kişilik, beş farklı psikoseksüel aşamadan geçerek oluşmaktadır:

Psikoseksüel Gelişim Dönemi Yaş Dönemleri
1. Oral Dönem 1,5
2. Anal Dönem 1,5- 3
3. Fallik Dönem 3-6
4. Gizil (Latent) Dönem 6-12
5. Genital Dönem 12-18

 

Psikoseksüel Gelişim Teorisi’nde her aşamanın kendine özgü haz bölgeleri ve odak konuları bulunmaktadır. Dönemlerin sağlıklı atlatılması durumunda kişilik sağlıklı olarak tamamlanır. Odak noktalarının sağlıklı tamamlanamaması ise çatışma yaşanmasına ve kişilik bozukluklarına neden olabilmektedir. Bu dönemler şöyle nitelendirilmiştir:

  • Oral Dönem: İnsan gelişiminin ilk basamağıdır. Bu dönemde bebeğin ağız bölgesi haz kaynağıdır. Bu dönemin odak konusu emme dürtüsüdür.
  • Anal Dönem: Dönemin odak konusu tuvalet eğitimidir. Çocuk dışkılamadan ve anal uyarımdan hoşlanır.
  • Fallik Dönem: Çocuğun cinsiyet algısının geliştiği dönemdir. Cinsellik dönemin temel merak konusudur.
  • Gizil Dönem: Çocuğun ilkokul dönemidir. Çocuğun ilgisi arkadaş, okul, öğretmen ve
  • Genital Dönem: Ergenlik dönemi ve sonrasıdır. Dönemin temel çatışması çocuğun ebeveynlerden ayrılıp karşı cinsle olgun ilişkiler kurulmasıdır.

Anal Dönem

Kaynak pinterestcom

Anal dönem 1,5- 3 yaş aralığını kapsar. Çocuk tuvalet eğitimini bu dönemde kazanmaktadır. Tuvalet eğitimi süreci içerisinde çocuk ilk defa annesinin denetiminden ayrılmaktadır. Tuvaletini tutma veya tuvaleti geldiğinde tuvalete yapma gibi sorumluluklar alarak çocuk ilk defa özerklik kazanmıştır. Bu dönemde çocuğun tuvalet eğitimi kazanırken annesiyle kurduğu ilişki sağlıklı bir şekilde tamamlanırsa kişinin özgür seçimlerde bulunabilme, bağımsızlık kurabilme ve olaylar karşısında kararsızlığı kapılmama gibi özellikleri görülebilir.

Anal dönemde tuvalet eğitimi sırasında dışkıyı tutma ve bırakma konusunda annenin anlayışsızlığı çocukta yalnızlık duygusuna neden olabilir. Yalnızlık duygusu ise dışkıyı içerde tutarak oluşan doygunluk hissiyle giderilmeye çalışılır.

Anal Dönemde Fiksasyon ve Kişiliğe Etkileri

Kaynak pinterestcom

Psikoseksüel gelişim teorisinde düzen takıntısı ve kontrol arzuları obsesyonlar olarak nitelendirilmiştir. Obsesyonların bastırılmış dürtülerin dışa vurumları olduğu öne sürülmüştür. Kişi tuvalet eğitimi sırasında bastırılmış, cezalandırılmış, kısıtlanmış ise sonraki yaşantısında düzen takıntısı, kontrol etme isteği şeklinde aktarılabilmektedir.  Bu durumun en uç örneği olarak ise obsesif kompulsif bozukluğunda görülür. Kişinin anal dönemde fiksasyon göstermesi obsesif kompulsif kişilik özellikleri göstermesine neden olabilir.

Çocuğun özerkliğini kazandığı ilk dönem olarak görülen tuvalet eğitimi sürecinde çocuğun kontrolünün eline verilmemesi, kısıtlanması ve bu dönemi kaygılı olarak geçirmesi ileriki yaşantısında aşırı kontrol arzusuna neden olabilmektedir. Bu dönemi kaygı ile geçiren çocuk kaybedilmiş kontrol duygusunu tekrar kazanabilmek için kontrol arzusu geliştirir. Bu dönemde yeterince özerkliğe ulaşmamış çocuk ileriki yaşantısında kazanamadığı duygusunu aşırı yaşayarak ortaya koyabilmektedir. Düzen takıntısı da aynı bakış açısıyla incelediğinde kendi yönetimini kendi eline alamamış çocuk eline yönetim olanağı geçtiğinde karşıt tepki oluşturarak bunu aşırı yaparak ortaya koyar. Aşırı düzen, aşırı kontrol şeklinde gösterilir.

Özetle, Freud’ un psikoseksüel gelişim teorisine göre kişinin aşırı düzen, aşırı kontrol arzusu gibi obsesyonlar geliştirmesi 1,5-3 yaş aralığındaki anal döneme ve bu dönem içerisindeki tuvalet eğitimi sürecine dayanmaktadır. Çocuk tuvaletini tutma, belli zamanlarda bırakma gibi kontrol edilme duygusuyla tanışır ve bu yeni olan dönem cezalandırma, kısıtlama gibi baskıcı şekilde geçirilirse çocuk duruma karşıt tepki geliştirerek cevap verir.

Anal Dönemde Yaşanan Fiksasyonun Tedavi Yöntemleri

Kaynak pinterestcom

Anal döneme takılıp kalmanın doğurduğu düzen takıntısı ve kontrol arzusunun giderilmesi, azaltılması ve kontrol altında tutulması için belli başlı tedavi yöntemleri bulunmaktadır.

  • Davranışçı Terapi: Davranışçı terapi yöntemiyle davranışa neden olan durumlardan kaçmaması ve üzerine gitmesi istenir. Aşırı düzenlilik problemi yaşayan kişinin dağınıklığa maruz bırakılması yöntemlerinden biridir.
  • Bilişsel Terapi: Kişinin tehdit olarak algıladığı düşünceyi değiştirmesi amaçlanır. Bilişsel olarak hatalı düşüncelerin saptanması ve daha gerçekçi düşüncelerle değiştirilmesi öğretilir.
  • İnsancıl Terapi: Kişiye daha iyimser bir bakış açısı öğretilir. Kişi kendisinin farkında olmasının sağlandığı tutumlara yönlendirilir.
  • Farmakolojik Tedavi: Terapi yöntemleriyle beraber sürdürülerek ilaç kullanımı desteklenir.

Obsesyon sahibi kişilerin tedavisi için kullanılan yöntemlerle bireyin kontrol altında bir yaşam sürmesi sağlanmaktadır. Uzun süreli olarak ise kişinin sosyalleşmesi, zihinsel yorgunluğa iyi gelebilecek aktivitelerin yapılması, hobi ve ilgi alanlarının geliştirilmesi amaçlanmalıdır. Kişinin terapi ile iyiliğinin sağlanması ve obsesyonlarının azaltılması önemli ve işlevsel bir yöntemdir. Devamlılığın sağlanması ise obsesyonların tekrarlanmaması açısından dikkate değer bir konudur.

Kaynakça

Geçtan, Engin. Psikanaliz ve Sonrası. İstanbul: Metis, 2022.

Özdemir, Osman ve diğerleri. “Kişilik Gelişimi”. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar. 2012: 567-569.

Aygın, Esra ve diğerleri. “Erken Çocukluk Döneminde Gelişim”. Ankara. Eğiten Kitap, 2016.

Kaya, İsa. “Yaşam Becerileri Programının ( YBP) 4 Yaş Çocukların Problem Davranışlarına ve Sosyal Becerilerine Etkisi”. Doktora Tezi. Selçuk Üniversitesi, 2016.

Yılmaz, Berat. “Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar”. Lectio Scientific Journal of Health and Natural Sciences. 2018: 30-37.

Eryılmaz, Tuğçe ve Ahmet Tosun. “Obsesif Kompulsif Bozuklukta Kontrol İhtiyacı”. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 2013: 121-124.

Kapak Görseli: pinterest.com

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Isaac Winemiller, sakin melodileri ve içe dönük sözleriyle müzikal yalnızlığı estetik bir deneyime dönüştürüyor. Bu ay Söylenti Radar'ında onunla tanışın!

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Editor Picks