Anadolu’nun taş evleri yalnızca mimari birer yapı değil, aynı zamanda geçmişin izlerini taşıyan kederli hayatlardır. Bu evlerde sıkça karşımıza çıkan sarı renk paleti ise çoğu zaman fark edilmeyen ama derin anlamlar barındıran görsel ögelerdir. Sarı, burada sıcaklık ya da canlılık değil; kuraklıkla, yoksullukla ve zamana yayılan bir kederle ilişkilidir. Anadolu’nun coğrafi ve toplumsal yapısıyla iç içe geçmiş bu renk; doğanın sert koşullarını, göç olgusunu, yoksulluğu ve insanlarının suskunluğunu yansıtır. Sarının solgunluğuyla özdeşleşen Anadolu evlerini gelin birlikte inceleyelim!
Anadolu Evleri Mimarisi

Anadolu’nun geleneksel konut mimarisi, sadece bir barınma biçimi değil; aynı zamanda coğrafya, kültür, iklim ve toplumsal yapıların birleşiminden oluşan yaşam biçiminin mimariye yansımış halidir. Geleneksel Türk evi, Anadolu’nun farklı iklim ve topografik koşullarına uyumlu olarak şekillenmiş, taş, kerpiç ve ahşap gibi yerel ve doğal malzemelerle inşa edilmiştir. Özellikle Orta Anadolu’da (Kayseri, Nevşehir vb.), iklimin sertliği ve malzeme temini gibi koşullar, yapıların taş temelli ve kerpiç gövdeli olarak inşa edilmesini sağlamıştır.
Anadolu evlerinde genellikle güneşten maksimum fayda sağlamak ve soğuk rüzgârları kesmek amacıyla sokak dokusuna uyumlu, eğimli arazilere yerleşim tercih edilmiştir. Geleneksel evlerin odaları çok işlevli olup gündüz oturma, yemek yeme ve çalışma; gece ise yatma amacıyla kullanılmış, bu durum taşınabilir eşya düzenini ve mekânsal esnekliği beraberinde getirmiştir. Evlerin içe dönük plan anlayışı, mahremiyet kavramının fiziksel temsili olarak ortaya çıkmış; avlu, sofa ve eyvan gibi ara mekânlar, hem sosyal etkileşimi kolaylaştırmış hem de dış çevreyle olan doğrudan ilişkiyi düzenlemiştir.
Mimari estetik anlayış ise işlevselliğin ve doğallığın öne çıktığı bir sadelikle şekillenmiştir. Duvarlar genellikle kalın planlanmış, hem taşıyıcı hem de ısı yalıtımı sağlayan bir unsur olarak değerlendirilmiştir. Kerpiç, nem dengesini sağlayarak sağlıklı iç mekânlar sunarken taş ise hem yapı temeli olarak sağlamlık hem de suya karşı dayanıklılık sunmuştur.
Anadolu Mimarisinde Sarı Rengi

Anadolu’da taş ev mimarisinde sarı rengin yoğun olarak tercih edilmesinin temel nedeni, hem yerel malzeme olan sarı kalker taşının bolca ve kolaylıkla bulunması hem de bu rengin kültürel, psikolojik ve mekânsal işlevselliğe olan katkılarıyla şekillenmiştir. Özellikle Mardin, Midyat, Sivrihisar ve Nevşehir gibi yörelerde bulunduğu ocaklardan çıkarılan sarı kalker taşı; kolay işlenebilir olması, dayanıklılığı ve doğal estetik değeri nedeniyle ev yapımında temel yapı malzemesi olmuştur.
Sarı kalker taşı, hem yük taşıyıcı hem de ısı yalıtımı sağlayıcı özellik taşırken, güneş altında altın sarısı bir parıltı sunarak yapıya görsel sıcaklık ve canlılık katar. Dolayısıyla ev duvarları, avlu duvarları ve taş süslemeler genellikle sarı renk paletine sahiptir. Geleneksel Türk ev mimarisinde renk seçimi yalnızca estetik değil, aynı zamanda kültürel bir yansıma olarak değerlendirilmiştir; renk olgusu, orada yaşayanların kültürünün, geleneklerinin ve çevreyle ilişkisinin bir yansımasıdır.
Anadolu’da Toplumsal Yaşamın Mimariye Etkisi

Anadolu’nun mimarisi, yalnızca doğal çevre koşullarının değil, aynı zamanda toplumsal yapıların, sosyokültürel normların ve ekonomik süreçlerin mekânsal bir yansımasıdır. Toplumsal yaşamın her boyutu, bireyler arası ilişkilerden topluluk yapısına, kadın-erkek ayrımından göç ve yoksulluğa kadar mimari dokuda kendine somut bir yer edinmiştir.
Sarı tonun mimarideki kullanımı, yerel kaynakların belirleyiciliği kadar, bu rengin Anadolu coğrafyasının kurak ve sıcak iklimine uygunluğu ve psikolojik sıcaklık algısı ile de ilgilidir. Sarı renk, hem güneş ışığını yansıtma özelliği sayesinde iç mekânları aydınlatmış hem de taş yapının ağırlığını görsel olarak hafifletmiştir. Göç gibi toplumsal travmalarla parçalanan aile yapıları ve yerinden edilmeler; mimaride geçici, kolay yapılabilir ama aynı zamanda aidiyet duyguları içeren sarı kalker taşı; Anadolu’daki ev formlarında yaygındır.

Toplumsal cinsiyet rollerinin mekânsal yansımaları da bu mimari dokuya işlemiştir. Kadın ve erkek arasındaki toplumsal ayrım, kahvehane ve hamam gibi sosyal mekânlarda net bir biçimde gözlemlenirken bu ayrım konut içi düzenlemelerde de görünür hale gelmiştir. Bu durum, ev mimarisinin içe dönük ve avlu merkezli plan anlayışında da tahayyül etmektedir.
Yoksulluk, hem ev içi hem de ev dışında işleri bulunan kadınların kendilerine ait sosyal alanlar yaratmalarını güçleştirirken erkeklerin ise kahvehane gibi kamusal mekânlara yönelmesine zemin hazırlamıştır. Bu durum, yalnızca ekonomik yetersizliklerin değil, aynı zamanda dini normların, geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin, eğitim seviyesindeki farklılıkların, aile yapısının şekillendirdiği sosyal ilişkiler ağının ve yerleşim yerlerinin fiziksel-coğrafi koşullarının da bir sonucudur. Kırsal veya yarı-kırsal bölgelerde sosyal alanların sınırlılığı, çalışan kadınlar da dahil olmak üzere kadınların kamusal yaşama katılımını ve hareketliliğini kısıtlarken erkeklerin kamusal alandaki görünürlüğünü pekiştirmiştir. Böylece, kamusal ve özel alanlar arasındaki ayrım, toplumsal cinsiyet temelli bir mekânsal bölünme olarak kurumsallaşmıştır.
Sonuç olarak Anadolu’daki taş evlerin sarı rengi, yalnızca doğal taşın rengi değil; aynı zamanda yoksulluğun, sosyoekonomik sıkıntıların, göçün ve kültürel sürekliliğin iç içe geçtiği barınma mekanlarıdır. Bu yapılar, yalnızca geçmişin değil, aynı zamanda bugünün toplumsal gerçekliklerinin de sessiz tanıklarıdır. Sarı duvarlar, sadece taşla değil; yoklukla, emekle, ayrılıkla ve sabırla örülmüştür. Bu nedenle “Anadolu sarısı”, fiziksel bir renk olmaktan çok, toplumsal bir dildir.
Kaynakça
- “Geleneksel Mardin Taş Evleri–Mimari Özellikleri”. Seyyah Defteri. Web. 02.08.2025
- “Yellow Route: Story of Stone”. Motleyturkey. Web. 02.08.2025
- Aktaş, Gözen Güner. “Anadolu’da Toplumsal Yaşamın Mekansal İzleri”. Sanat Ve Tasarım Dergisi, 1. 7 (2011): 55-68
- Baran, Mine ve Yıldırım, Mücahit. “Geleneksel Türk Evi ve Renk Kullanımı.” Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi26 (2008): 223-235
- Göğebakan, Yüksel. “Karakteristik Bir Değer Olan Geleneksel Türk Evi’nin Oluşumunu Belirleyen Unsurlar ve Bu Evlerin Genel Özellikleri.” İnönü Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi1 (2015): 41-55.
- Sarıkaya, Büşra ve Arpacıoğlu, Ümit. “Orta Anadolu Evlerinde Duvar.” İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi2 (2019): 21-31.
Kapak görseli: adventuresnolimits.com


