Kült, farklı tanımlara sahip bir kavramdır. Birbirinden farklı anlamlar barındıran bu kelimeyi edebiyatın içinde örnekleriyle birlikte inceleyelim.
Edebiyatta Kült Nedir?
Edebiyatta “kült,” genellikle bir şekilde popüler ve uzun süre ilgi gören bir eseri veya yazarı tanımlamak için kullanılan terimdir. Bir eser veya yazarın “kült” olarak kabul edilmesi, onun belirli bir takipçi kitlesi tarafından yoğun bir şekilde sevildiğini ve takip edildiğini gösterir.
Kült edebiyat, genellikle olağan dışı, çarpıcı veya sıra dışı konulara, karakterlere ve anlatım biçimlerine sahip eserleri içerir. Bu tür eserler, toplumun geleneksel normlarından sapmış veya farklı bir bakış açısı sunmuşlardır. Kült edebiyatın takipçileri, bu eserleri ve yazarlarını büyük bir tutkuyla desteklerler ve bu eserleri kendi yaşamlarıyla özdeşleştirirler.
Kült edebiyatın etkisi, sadece yazıların içeriğiyle sınırlı kalmaz aynı zamanda okurları derinden etkiler ve onların düşünce dünyalarını sarsabilir. Bu tür eserler, farklı bir perspektif sunarak toplumsal sınırları zorlar ve okuyucuları düşünmeye teşvik eder. Bu nedenle kült edebiyatın takipçileri sık sık bu eserleri ve yazarlarını adeta birer rehber gibi kabul ederler ve kendi yaşamlarıyla bağlantı kurarlar.
Kült Edebiyatın Büyüsü: Popülerlikten Ziyade Özgünlük
Kült edebiyat, sıklıkla underground veya alternatif bir takipçi kitlesi tarafından tutkuyla benimsenir. Kült edebiyat, ticari başarıdan ziyade özgün veya radikal bir yaklaşımın ön planda olduğu bir dünyanın parçasıdır. Bu tür eserler, sıradanın dışında düşünmeyi teşvik eder ve toplumun sınırlarını zorlar. Popülerlikten çok, anlam arayışları ve sorgulamalar kült edebiyatın temelini oluşturur. Güçlü mesajlar iletmek amacıyla kullanılır.
Hadi gelin kült edebiyatın dünyasına giriş yapalım!
1- Edgar Allan Poe – “Tell Tale Heart”
“TRUE!—nervous—very, very dreadfully nervous I had been
and am; but why will you say that I am mad?”
“DOĞRU! – gergindim – çok ama çok korkunç derecede gergindim
ve ben; ama neden deli olduğumu söylüyorsun?”
İsmi belirtilmeyen bir anlatıcı tarafından anlatılan bu hikâye, zekice kurgusu ile gotik edebiyatın en kült örneklerinden biridir. Anlatıcı, daha ilk cümlesinde okuyucuya kendi akıl sağlığının sağlam olduğunu ve bir delilik belirtisi taşımadığını kanıtlamaya çalışır. Ancak anlatıcı, bir yaşlı adamın mavi gözleri nedeniyle obsesif bir takıntıya sahiptir. Bu takıntı, yaşlı adamı öldürme kararını almaya yol açar. Anlatıcının içsel çatışmaları artar ve nihayetinde anlatıcı suçunu polise itiraf eder ve kendini ele verir.
Bu kısa hikâye, okuyuculara anlatıcının iç gerginliğini mükemmel bir şekilde yansıtabilme yeteneğiyle birlikte, yaşlı adamın kimliği hakkında çeşitli teorilerle sonunda okuyucuyu düşünmeye teşvik eden müthiş bir psikolojik gerilim örneğidir. Bu özellikleriyle, hikâye kült bir eser olarak kabul edilmektedir.
2- Nathaniel Hawthorne – “Young Goodman Brown”
“With Heaven above and Faith below, I will yet stand firm against the devil!” cried
Goodman Brown.
“Yukarıda Tanrı ve aşağıda İman ile, Şeytan’a karşı hala dik duracağım!” diye bağırdı Goodman Brown.
Hikâye, genç bir adam olan Goodman Brown‘ın, Salem köyünde yaşayan bir topluluğun üyelerinin gizli bir cadı toplantısına katıldıklarını keşfetmesi üzerine yaşadığı içsel çatışmayı anlatır. Hikâye, insanların içlerindeki kötülükle yüzleşmelerini ve herkesin potansiyel olarak kötü olabileceğini gösterir.
Goodman Brown, köyün saygın kişilerinin bile gizli bir cadı toplantısına katılmasıyla bu gerçeği acı bir şekilde öğrenir. Hawthorne‘un sembollerle dolu yazım tarzı ve sürpriz sonu, gerçek ile gerçeküstü arasındaki çizginin sorgulanması Amerikan Edebiyatı’nda bu hikâyeyi kült yapar ve insan doğasının gizemlerini merak eden okuyucular için her zaman ilgi çekici bir yolculuk sunar.
3- Ernest Hemingway – “Hills Like White Elephants”
“They look like white elephants,” she said.
“I’ve never seen one,” the man drank his beer.
“No, you wouldn’t have.”
“Beyaz fillere benziyorlar” dedi.
Adam birasını içti: “Hiç görmedim.”
“Hayır, görmezdin.”
Hemingway‘in minimalist tarzı ve dolaylı anlatımıyla yazılmış bu kısa hikâye, İspanya’daki bir tren istasyonunda geçen kısa diyaloğa odaklanır. Hikâyede, isimleri belirtilmeyen bir çift arasında geçen konuşmaların sade ve yüzeysel olması aslında derin bir iletişim eksikliğini ve duygusal uzaklığı temsil eder. En basitinden tren istasyonu bu duygusal kopukluğun bir sembolüdür; çift, birlikte olmalarına rağmen aslında ayrı dünyalarda yaşamaktadır.
Hikâye, minimalizmi ve sembolizmi kullanarak insan ilişkilerinin karmaşıklığını ve yalnızlığını anlatır. Hemingway, okuyuculara çiftin iç dünyasına derinlemesine bakma fırsatı vermez, bu nedenle hikâye okuyucunun kendi yorumlarını yapmasına ve çiftin hissettiklerini daha derinlemesine anlamasına olanak tanır. Hikâye, derinlikli bir içsel analiz sunmaması ve okuyuculara kendi yorumlarını yapma özgürlüğü tanıması nedeniyle kült bir eser olarak kabul edilir.
4- Charlotte Perkins Gilman – “The Yellow Wallpaper”
“I’m getting really fond of the room in spite of the wallpaper. Perhaps because of the wallpaper.”
“Duvar kağıdına rağmen odayı sevmeye başladım, belki de duvar kağıdı sebebiyle.”
Charlotte Perkins Gilman‘ın “The Yellow Wallpaper” adlı hikâyesi, 19. yüzyılın sonlarına doğru yazılmış ve yayımlanmış olan feminist ve kült bir eserdir.
Anlatıcımız bir kadın ve hikâye kadın ve eşinin yaz için atalarından miras kalma bir eve gitmeleri ve eşinin kadını onun bazı psikolojik rahatsızlıkları sebebiyle evde izole etme çabası ile başlar. Anlatıcı, başta fizikçi kocasının otoritesine uygun davranmaya çalışsa da odasındaki sarı duvar kağıdı onu fazlasıyla tetiklemeye başlar çünkü duvar kağıdının arkasında bir kadının olduğunu düşünür. Hikâye ilerledikçe anlatıcı, duvar kağıdına saplantılı hale gelir ve en sonunda kontrolünü kaybederek duvar kağıdını yırtar kendisini de odaya kilitler.
Hikâye, anlatıcının toplumsal baskılar, cinsiyetçilik ve kadının ruh sağlığının ihmal edilmesi gibi konuları ele alır. Ayrıca, hikâye içindeki duvar kağıdının sembolik anlamı, kadının toplum tarafından nasıl sıkıştırıldığını ve bastırıldığını temsil eder. Charlotte Perkins Gilman, bu hikâyeyle kadınların toplumsal rolleri ve ruh sağlıkları konusundaki endişelerini dile getirir ve kadınların kendi seslerini bulmaları ve ifade etmeleri gerektiğini vurgular.
5- William Faulkner – “A Rose for Emily”
“Alive, Miss Emily had been a tradition, a duty, and a care; a sort of hereditary obligation upon the town.”
“Emily yaşarken, o kasabanın bir geleneği, bir görevi ve bir ilgisiydi; kasaba üzerindeki bir tür mirasî yükümlülüktü.”
“A Rose for Emily,” Amerikan Güneyi’nde geçen gizem dolu bir hikâyedir ve merkezinde Emily Grierson adlı karakter bulunur. Emily, küçük bir kasabada izole bir yaşam sürer ve kasaba sakinleri için ilgi çekici bir figürdür. Hikâye, Emily’nin babasının ölümünden sonraki dönemi ele alır. Babasının ölümünün ardından Emily, yıllarca babasının cesedini saklar bu da onun psikolojik zorluklar yaşadığını gösterir.
Daha sonra, kasabanın dikkat çeken genç bekarlarından biri olan Homer Barron ile ilişki yaşamaya başlar. Ancak, Homer gizemli bir şekilde kaybolur. Hikaye, Emily’nin ölümünün ardından yaşanan olayları ele alır ve sürpriz bir keşifle sonuçlanır: Emily’nin yatak odasında, yıllardır kayıp olan Homer Barron’ın cesedi bulunur.
Emily’nin bu gizemli davranışlarının ardındaki nedenler ve Homer’ı öldürüp öldürmediği asla tam olarak açıklanmaz. Hikâye, insan doğasının karmaşıklığını ve geçmişin nasıl geleceği etkileyebileceğini anlatan bir derinlik taşıdığı için kült bir hikaye olarak kabul edilir. Ayrıca, Emily Grierson’ın karakteri, kadınları toplumsal sınırlamaları ve bireysel özgürlükleri üzerine düşünmeye teşvik eder bu nedenle edebiyatın kadın figürleri açısından da önemlidir. Faulkner’ın bu hikâyesi, edebiyat ve psikoloji üzerine yapılan analizlerde sıkça kullanılan bir eser olur ve ayrıca Amerikan Güneyi’nin geçmişi ve değişen toplumsal değerleri üzerine güçlü bir yorum sunar.
Kaynakça
https://www.britannica.com/topic/cult
https://www.masterclass.com/articles/what-is-a-cult
https://www.cliffsnotes.com/literature/p/poes-short-stories/summary-and-analysis/the-telltale-heart
https://www.cliffsnotes.com/literature/h/hemingways-short-stories/summary-and-analysis/hills-like-white-elephants